Herkes ölür; kimi toprağa gömülür kimi yüreğe Dün Halkları Kahraman Gerilla CHE’yi yüreğine gömdü

 

Herkes ölür; kimi toprağa gömülür kimi yüreğe

Dünya Halkları Kahraman Gerilla CHE’yi yüreğine gömdü

Uluslararası bir toplantıya katılmak üzere Uruguay’a gitmiştir Che. Bir park gezintisi sırasında saçı sakalına karışmış iriyarı bir balıkçı, Che’nin yolunu keser. Muhafızlardan birinin eli hemen tabancasına uzanır çünkü Castro aleyhtarı Kübalılar her yerde cirit atmaktadır. Ama balıkçı, “Comandante!” diye seslenir, Che’nin ellerine sarılarak; “Hükümetimiz belki size karşıdır, bu yarımkürede belki tüm hükümetler size karşıdır, fakat halk, yoksullar sizinle birlikte. Bizi terk etmeyin” deyip birden ortadan kaybolur. Che çok şaşırmıştır, teşekkür etmeye bile fırsat bulamaz.

Che hiçbir zaman terk etmez halkları, yoksulları, emekçileri. Çünkü o bedenini dünya halklarına vakfetmiştir. İnsanlığın hayvanlıktan kurtuluş mücadelesine adamıştır her şeyini. Dünya halkları da terk etmez Kahraman Gerilla Che’yi. Che Yoldaş’ın mezar yeri dünya halklarının yüreği olmuştur, sonsuza kadar da böyle kalacaktır. O yüreklerden Che’yi çıkartmaya hiçbir güç yetmez:

“Che’nin ölmüş olması önemli değildir, önemli olan onun gibi bir insanın yaşamış olmasıdır. Yoldaş Che’yi yok edebilmek için, bizi, biz yoksulların tümünü yok etmeleri gerekir; bu ise olanaksızdır.”

Fidel Castro Yoldaş: “Zafer hayalleri kuranlar aldanıyorlar. Bu ölümün, onun düşüncelerinin sonu, taktiklerinin, gerilla kavramının, teorisinin bitimi olduğunu düşünenler çok yanılıyorlar.” diyordu.

Yanıldı Che Yoldaşı katleden emperyalistler, satılmış işbirlikçiler. Kuzey Kore Halkının önderi Kim İl Sung Yoldaş’ın dediği gibi Che’nin “Adı ve yarattığı ölümsüz devrimci mücadele insanlığın kurtuluş tarihinde sonsuza tek hatırlanacak ve soylu devrimci ruhu ölümsüz kalacaktır. Binlerce ve on binlerce Che Guevara Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki devrimci mücadelenin belirleyici savaş alanlarında ortaya çıkacak ve Onun tamamlayamadığı devrimci eser Latin Amerika devrimcilerinin ve dünya devrimci halklarının mücadelesiyle kesinlikle zafere ulaşacaktır.”

9 Ekim 1967’den günümüze ve insanlığın sınıfsız, sömürüsüz günlere ulaşacağı güne kadar milyonlarca Che Guevara;

Nerede haksızlığa karşı mücadele yürütülüyorsa orada hak yiyenlere karşı mücadelede en ön safta,

Nerede zalimin zulmüne karşı mazlumlar ayaklanıp yürüyorsa bu yürüyüşün en önünde,

Nerede Emperyalist İşgale karşı Halklar direnişe geçiyor,  mücadeleyi yükseltiyorsa direnişin en ön safında,

 Mücadele etmeye, savaşmaya devam edecektir.

Devrimciler, Dünya Halkları Che Yoldaş’ın insanlığın kullanımına sunduğu devrimci mirasla mücadele ediyorlar, direniyorlar, savaşıyorlar ve zafere de ulaşacaklardır.

Nedir Che Yoldaşın insanlığa bıraktığı miras?

 

Cesarettir en büyük mirası Che’nin

Genel Başkanımız Nurullah Ankut’un belirttiği gibi:

insanın kahraman olabilmesi için, yürekli olması gerekir. Bir bilim adamı için, bir sanatçı için, sıradan bir bürokrat için, pek de bu denli yürekli olmak gerekmeyebilir. Ama halkların davasına baş koymuşsanız, dünyanın başhaydudu, 1950’den beri onlarca ülkede faşist diktatörlükler yapmış, onlarca işgaller, katliamlar yapmış bir ülkeye karşı savaşa girmişseniz, Che gibi, Fidel gibi, Kıvılcımlı gibi yürek taşımanız gerekir.”

Diyoruz ya biz:

“Cesaret, bir vatandır bizler için. İdeallerimizin, insanlığımızın, onurumuzun içine sığındığı bir vatandır, cesaret. Ona sahip değilsek, bunları koruyamayız.”

Kahraman Gerilla Che, Cesaret vatanına sahip olduğu için, yiğit, fedakâr, kendini insanlık davasına adamış bir savaşçı, bir Sosyalizm savaşçısı olduğu için taht kurmuştur insanlığın gönlünde.

Che’nin “En başta gelen belirleyici özelliklerinden biri, en tehlikeli görevler için derhal gönüllü olmakta gösterdiği yiğitlikti. Elbette ki, bu da büyük bir hayranlık uyandırıyordu. Bu ülkede doğmamış olan ama bizimle savaşan bir asker, derin düşüncelere sahip bir adam, zihni kıtanın diğer parçalarında mücadele etme hayalleriyle dolu bir kişi, her an en tehlikeli görevleri üstlenecek kadar kendi kaderini hiçe sayan, kendini feda eden yiğit bir savaşçıydı. (…) Che, eşi bulunmaz bir asker, eşi bulunmaz bir liderdi. Che, askeri görüş açısından, olağanüstü yetenekli, olağanüstü cesaretli, olağanüstü mücadeleci bir insandı. Gerillacı olarak, bir tek Aşil Topuğu vardı, son derece mücadeleci karakterliydi ve tehlikeyi küçümserdi.” (Fidel)

 

Onurdur Che’nin mirası

“Eğer bir gün beni başım eğik görürsen, Bil ki başım; yere düşmüş birini kaldırmak için eğilmiştir.” der, Che.

İşte Che’yi Che yapan en önemli unsur, onuru yaşamdan değerli kılması. Başını hiçbir kuvvet öne eğdiremez, hiçbir kuvvet diz çöktüremez Che’ye. Emperyalistlerin ve vatanını, insanlığını, onurunu birkaç dolara emperyalistlere satan işbirlikçilerin Che’ye düşmanlıkları, kıskançlıklarının nedeni budur. Şairimiz Edip Cansever’in dediği gibi:

Kıskanıyorlar hepimizi ve kıskanacaklar

Güç iştir çünkü bir tarihi insan gibi yaşamak

Bir hayatı insan gibi tamamlamak güç iştir

İnsan soyunun en büyük düşmanları, onların önlerine attığı artıkları kapmak için birbirlerini ezen yerli hainler için Che çok kötü bir örnektir. İnsan doğup insan gibi ölmeyi, insan gibi yaşamanın insanlığın kurtuluş mücadelesine atılmak olduğunu insanlığa gösterdiği, bunu da pratiğiyle kanıtladığı için. Bilirler ki insanlık düşmanları, bu örneğin yaygınlaşması kendi sonlarının yaklaşması demektir. Bunun için de onlarca yıldır çalışırlar, çabalarlar, CHE’yi Dünya Halklarının yüreğinden çıkartmak isterler. Ama boşuna çaba… İnsanlık, insanlığın kurtuluşuna kendini adayan devrimcileri yüreğine silinmemek üzere bir kere kazımıştır, yok edilemez.

Bilimdir, bilinçtir, inançtır, kararlılıktır Che’nin mirası

İnsanlığın kurtuluş bilimi Marksizm-Leninizmdir Che’nin pusulası. İnsanlığın kurtuluş bilimi olan Marksizm-Leninizme inanmış, bu bilimi etüt etmiş, mücadelesine yol gösterici yapmış, yaşamının her alanına bu yüce teorinin kurallarını uygulamaya çalışmış, kendinden sonraki kuşakların yararlanması için bilimin ışığı doğrultusunda kitaplar yazmış ve insanlığın kullanımına sunmuştur. Bu ölmez yapıtları mirası olarak bıraktığı için Che sadece bedence aramızdan ayrılmış ve ölümsüzleşmiştir. Babasına yazdığı bir mektupta ne kadar güzel dile getirir Lenin Usta’ya olan bağlılığını:

“Havana’nın çok özel bir çekiciliği var benim için, orada kalbimi Lenin’in yazdığı sayfalara sıkıca bağlı görüntülerle doldurmak isterdim.”

Mücadelenin en kızıştığı, en zor durumda kaldığı anlarda bile zerre kadar dahi bir azalma olmaz inancında. “Devrimi insanlar yapar, fakat insan devrimci ruhunu günden güne çelikleştirmelidir” der Che. Hep bu bilinçle hareket eder ve kendini sürekli biler. Emindir Che Yoldaş attığı her adımdan. Geri adım atmaz, geri adım attıramaz hiç kimse. Çünkü O, gittiği yolun kurtuluş yolu olduğundan emindir, o yüzden tereddüde düşmez, kararsızlık göstermez. İşte bunun içindir Che’nin insanlığın unutulmasına izin vermeyeceği insanlar arasına girmesi.

 

Enternasyonalizmdir Che’nin mirası

 “Che Guevara mücadelede dizginlenemeyen ve yorulma nedir bilmeyen bir devrimci ve dar milliyetçi duygulara tamamıyla yabancı, en gerçek anlamıyla enternasyonalist bir savaşçıydı. Bütün hayatı boyunca, kesinkes kararlı bir devrimci militanın ve katıksız bir enternasyonalistin hayranlık veren örneğini yarattı.” (Kim İl Sung)

Kendisini tüm insanlığa adadığını şöyle ifade ediyordu Che:

“Devrimin ideolojik itici gücü olan devrimci, sosyalizmin kuruluşunun dünya ölçüsünde tamamlanmasına kadar ancak ölümüyle bitecek olan kesintisiz çalışması içinde tükenir gider. En acil görevler yerel ölçüde tamamlandığında devrimci çabalarını yavaşlatır ya da proletarya enternasyonalizmini unutursa, önderlik yaptığı devrim, esinlendirici bir güç olmaktan çıkar ve devrimci amansız düşmanımız olan emperyalizmin çok iyi yararlanacağı rahat bir uyuşukluğa düşer. Proletarya enternasyonalizmi hem bir görev hem de devrimci bir zorunluluktur.”

İşte Bilimin bu kuralından uzaklaşıldığı için bugün Sosyalizm altta güreşmektedir.

 

Umuttur, Che’nin mirası

Umudunu hiçbir zaman kaybetmez Che Yoldaş, ne düşmanın en çok, en güçlü, en saldırgan olduğu durumda, ne de sayılarının en az, güçlerinin en zayıf olduğu, yoldaşlarını kaybettiği o acı günlerde. Bilir ki Che, umut biterse savaşılmaz, mücadele edilmez. O yüzdendir mücadele eden insanların yol göstericisi olarak Che’yi seçmeleri. Dünya Halklarının emperyalizme karşı mücadelesinde umuttur artık Che. O yüzden Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Ülkemizde Gezi Direnişi’mizde halkların AB-D Emperyalistlerine karşı mücadelesinde Che en ön saflardadır ve en ön safta mücadele etmeye devam edecektir.

 

Gençliğe olan güvenidir, inancıdır Che’nin mirası

Che’nin, kızı Hilda’ya mektubu, aslında geleceğin kurucusu gençliğe öğüdüdür:

“Daha uzun yıllar mücadele etmek gerektiğini, yetişkin olduğunda bile bu mücadelede yerini alman gerektiğini unutma. Bu arada, kendini bir devrimci olarak yetiştir. Senin yaşında bunun anlamı, olanaklar elverdiğince okuyup öğrenmek ve haklı davaları her zaman savunmaya hazırlanmaktır.

“Okulda en iyiler arasına girmek için mücadele etmelisin. Her konuda en iyi olmalısın. Bunun anlamını bilirsin, hem derslerde başarı, hem devrimci tavırlarda kusursuzluk, diğer bir deyişle mükemmel bir hal ve gidiş, ciddilik, devrime karşı sevgi, yoldaşlık.”

Gençliğe verdiği bir söylevde Che: “(…) genç olmaktan vazgeçmemeniz, ihtiyar insanlara dönüşmemeniz, gençliğe özgü tazeliği, heyecanı korumanız gerektiğini bir kez daha söylemeden geçemeyeceğim.” öğüdünde bulunur.

Ve devam eder Kahraman Gerilla: “İnsan neşeli ve yapmacıksız olabilir, ama bu onun aynı zamanda derin olmasını engellemez… Komünist Gençlik işte böyle olmalıdır, neşeli, yapmacıksız ve derin düşünceli.”.

 

Halk sevgisidir, İnsan sevgisidir Che’nin mirası

Che için bir devrimcinin sahip olduğu en önemli özellik, insanlık aşkı, doğruluk ve adalet aşkıdır. Che’ye göre bir devrimci bunları benliğinde taşımıyorsa, gerçek bir devrimci değildir. Che Yoldaş’ın Dünya Halklarının ve Devrimcilerin gönlünde taht kurması, dünyanın neresinde olursa olsun, birisine karşı yapılan haksızlığı yüreğinin tâ derinliklerinde hissedebildiği ve bunu bir devrimcinin en güzel niteliği olarak gördüğü içindir. Dünyanın öbür ucunda olan bir haksızlık karşısında, öfkeden tir tir titreyebilmeyi her şeyden önemli gördüğü içindir Che Yoldaş’ın halkların gözünde bir kahraman olması.

“Che için devrime ve devrimci çalışmaya yön veren silahlı mücadelenin ötesinde, insan sevgisidir.” İnsan sevgisidir onu Kongo’ya götüren, Bolivya dağlarında ABD Emperyalizmine ve yerli işbirlikçilerine karşı çarpıştıran.

Che, Devrimin arkasında geniş halk yığınları olmadan başarı şansının olmadığını söyler her fırsatta:

“Yönetim yalnızca teorilerle gerçekleştirilemez ve bir ordu yalnızca generallerden oluşmaz. Orduda generaller olabilir. Büyük bir orduysa birçok generali ve bir başkomutan olabilir. Ama, savaş alanına gidecek erler yoksa, ordu da yok demektir. Eğer, savaş alanında, bu ordu savaşa katılanlar tarafından yönetilmiyorsa, beş paralık değeri yoktur”, diye ifade eder halkın gücünü.

 

Gözleridir Che’nin mirası

Bir ilkbahar sabahı kadar temiz, saf, berrak, ferahtır o gözler… Temizdir o bakışlar… Tabiî o bakışların arkasındaki ruhtur, yürektir temiz olan. Che’nin en önemli özelliklerindendir, ruhunun temizliği, içtenliği ve ahlâkının yüceliği.

Eduardo Galeano’nun dediği gibi:

“İnsan ancak kendini yüce bir davaya adarsa öyle bakabilir. Öyle içtenlikle ve saf bakabilir.”

Che’nin yüreğini, gözlerinde görürüz biz!

Bu bakışlarda görüyoruz, ABD Emperyalizmine karşı duyulan nefreti ve kini.

Bu gözlerde görüyoruz, Che’nin kaybettiği Kübalı Yoldaşlarına karşı yüreğinde kükreyen, köpüren acıyı.

46 yıl sonra Che’nin insanlığa bıraktığı her biri altın değerinde bu miras Dünya Halklarına yol göstermeye devam ediyor ve insanlığın nihai kurtuluşuna kadar da yol göstermeye devam edecek.

Fidel Yoldaş: “İnsanlığın kaderi tehlikede bulunuyorsa bir insanın ya da bir halkın maruz kaldığı tehlikeler ya da fedakârlıklar ne ifade eder ki?” diyor.

Evet Hepimiz öleceğiz. Şöyle ya da böyle… Bunun ne önemi var?..

Önemli olan nedir?

Fidel diyor bunu:

“Önemli olan, sırtını düşmana dönük ölmemendir.”

Evet, hayatta önemli olan tek şey budur!

Yani yiğitçe savaşırken, çarpışırken ölmektir Che gibi.

Düşmana sırt dönerek, gerileyerek, korkarak, sinerek ölmek değil!

 

Biz, Kübalı Yoldaşları ve Che’yi çok iyi anlıyoruz. Fidel, Che mahallemizin insanı kadar yakın bize. Çünkü bizim de atalarımız dediler ki, biz daha küçücük bir çocukken: “İnsan şerefi için yaşar. Şerefini koruyamadığın anda, bir solucansın sen. Bir insan değilsin. Yaşamanın beş paralık değeri yok. O yüzden asla ona zerre kadar olsun toz kondurmayacaksın.”

Önderimiz Kıvılcımlı hep böyle yaşadı!

O’nun düşünce oğulları düşünce kızları olan bizler böyle yaşadık.

Bundan sonra da böyle savaşacağız, böyle öleceğiz!

Bizi takip eden genç yoldaşlarımız da böyle savaşacak.

 

Halkız Haklıyız Kazanacağız!

Venceremeos!

 

09 Ekim 2013

 

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi