Her 1 Mayıs’ta olduğu gibi 2023 1 Mayıs’ında da Farklı Olan Yalnız Biziz! 1 Mayıs’ta 1 Mayıs Alanı Taksim’deyiz!

1 Mayıs; İşçilerin, Emekçilerin Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günüdür! 

1 Mayıs; başta İşçi Sınıfımız gelmek üzere ezilen, sömürülen tüm emekçilerin Parababalarına karşı verdiği amansız mücadelede kanla, şehitlerle simgelenmiş bir gündür.

Bilindiği gibi 137 yıl önce ABD’de İşçiler uzun çalışma saatleri, insanlık dışı çalışma koşulları ve düşük ücretlere isyan ederek eyleme geçtiler. Takvimler 1 Mayıs 1886’yı gösterdiğinde ABD’deki İşçi Sınıfı 8 saatlik işgünü için greve gitti. Bu hak alma mücadelesine Parababaları zalimlikle, kanla karşılık verdi. Ve işçiler burjuvazinin saldırıları sonucunda şehitler verdiler. Dört işçi önderi burjuvazinin cellatları tarafından asılarak katledildi.

Bu işçi önderlerinden Albert Persons’a eğer özür dilerse affedileceği söylendi. Albert Persons mahkeme heyetine şu tarihi sözleri söyledi:

“Bütün dünya biliyor suçsuz olduğumu. Eğer asılırsam cani olduğumdan değil, emekçi olduğumdan asılacağım.”

Evet, tam da bu nedenle asıldılar, katledildiler. İşçi oldukları için, burjuvaziye karşı haklarını istedikleri için, insanca çalışabilecekleri ve yaşayabilecekleri bir düzen istedikleri için katledildiler. Onlar katil ya da cani değildi.

1889 yılında Paris’te toplanan İkinci Enternasyonal, 1890’dan itibaren başlamak üzere 1 Mayıs’ı “İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü” ilan etti.

1 Mayıs; dünya işçilerinin birlik ve dayanışmasını ön plana çıkartarak umutların yeşerdiği, İşçi Sınıfının iktidarına giden yolun taşlarının döşendiği bir mücadele günüdür.

1 Mayıs; 8 saatlik işgünü mücadelesinden yola çıkarak İşçi Sınıfının tam kurtuluşu için sömürüsüz bir dünya yani sosyalizm için bilendikleri bir gündür.

Ülkemizde de İşçi Sınıfı yıllardır 1 Mayıs’ı özüne uygun bir şekilde kutlamak için elinden geleni yapmıştır. 1 Mayıs resmi olarak ilk defa 1923 yılında kutlansa da sonraki yıllarda değişik gerekçelerle yasaklanmış ve ülkemizde işçilerin bir araya gelmesi engellenmiştir. 1935 yılında ise 1 Mayıs’ın içi boşaltılarak “Bahar ve Çiçek Bayramı” olarak adı değiştirilmiş ve ücretsiz tatil günü ilan edilmişti.

Yıllar sonra 1 Mayıs’ı tekrar özüne döndürmek isteyen o dönemdeki Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in yöneticileri 1976 yılında Taksim’de kitlesel bir 1 Mayıs mitingi yaptı. 1977 yılında Taksim Meydanı’nda bir araya gelen 500 bin emekçi ABD-AB Emperyalistlerini ve onların yerli işbirlikçilerini öylesine korkutmuştu ki bir provokasyon yaparak kitlenin üzerine ateş açtılar. Kontrgerilla’nın bu alçakça saldırısı sonucu 34 işçi şehit oldu. 1989 yılında 1 işçi ve 1996 yılında 3 işçi kardeşimiz daha Parababalarının kolluk kuvvetleri tarafından 1 Mayıs’ta katledildi.

Sonraki yıllarda da getirilen yasaklamalara rağmen Partimiz ve devrimci sınıf sendikacılığı yapan Nakliyat-İş Sendikamızın önderliğinde verilen mücadele sonucunda; yasaklanan Taksim Meydanı 1 Mayıs kutlamalarına açıldı ve 2010-2011-2012 1 Mayıs’ları Taksim’de kitlesel olarak kutlandı.

100’üncü yılını kutlayan Cumhuriyet döneminde bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar izinli yasal 1 Mayıs kutlamaları yapılmıştır ülkemizde. O kutlamalarında bir kısmında Parababaları provokasyonlar ve katliamlar yaparak; istemeyerek verdikleri bu kırıntı babındaki demokratik hakkı geri almak için işçi emekçi kanı akıtmışlardır.

2002’den beri iktidarda olan AKP’giller beton yığınına çevirdikleri Taksim Meydanı’nda 1 Mayıs kutlamaları dışındaki her türlü kutlamaya izin vermiştir. Hiçbir yasal dayanağı olmayan, tamamen hukuk dışı bir kararla yani RTE’nin emriyle Taksim Meydanı 1 Mayıs kutlamalarına kapatılmıştır.

1 Mayıs’la Taksim Meydanı etle tırnak gibi bütünleşmişken bugün devrimci sınıf sendikacılığı yapan Nakliyat-İş Sendikası dışında ne yazık ki sarı sendikacılıkta sınır tanımayan başta şimdiki DİSK yönetimi olmak üzere diğer sendikalar ve kendisine solcu, sosyalist diyen birçok grup Taksim Meydanı’ndan vazgeçerek AKP’giller’in gösterdiği ya çukura ya da dolgu alanına 1 Mayıs’ı ve götürebildikleri az sayıda işçiyi hapsetmiştir. Taksim Meydanı’ndan bu kopuş aynı zamanda 1 Mayıs şehitlerine de ihanettir.

Bizler Taksim Meydanı’ndan vazgeçmiyoruz. Taksim mücadelemiz tek başına meydana gidip konuşmalar yapmak için değildir.

Taksim mücadelemiz aynı zamanda AKP’giller’in Reisinin devrimcilere, İşçi Sınıfına karşı zalim, kanunsuz, hukuksuz yasaklarına karşı da direnmektir.

Taksim mücadelemiz aynı zamanda AKP’giller’in Reisinin keyfi yasaklarına karşı verilen bir mücadeledir.

Taksim mücadelemiz aynı zamanda bir onur mücadelesidir. Taksim’den vazgeçersek onurumuzdan da vazgeçmiş oluruz. Kısacası diz çökmek yok, teslimiyet yok. Kimse bizden bunu beklemesin. Hep söylediğimiz gibi “Onur Yaşamdan Önemlidir”.

AKP’giller’in Reisi 21 yıllık iktidarında uyguladığı akıl almaz ekonomik politikalarla ülkemizi ve tabiî ki işçi ve emekçileri bataklığa sürüklemiştir. Ekonomik olarak krizin dibini yaşayan işçiler 8500 TL asgari ücretle 1 ay geçinmeye mecbur bırakılmıştır. Açlık sınırının Mart 2023 için 9 bin 752 lira, yoksulluk sınırının ise 33 bin 754 lira olduğu AKP iktidarında, işçiler emekçiler pahalılık ve yoksulluk cehenneminde inim inim inlemektedirler.

Çıkar amaçlı mafyatik bir suç örgütü olan AKP’giller, ülkemizdeki bütün değerleri yok etti. Yargı, eğitim, sağlık gibi bir çok alanda tüm kurallar, yasalar hiçe sayıldı. Ekonomi dibe vurdu. İşsizlik, yoksulluk had safhada. Kadına yönelik şiddet, katliam tavan yapmış durumda. Yasalar uygulanmıyor. Çiftçi, köylü, esnaf batmış ya da kepenk kapatmış. Rant, yalan, talan almış başını gidiyor. Kısacası AKP; işsizlik, pahalılık, zam, zulüm demektir.

Tüm bunlardan en büyük zararı halkımız görüyor. En son 6 Şubat’ta 11 ilimizi etkileyen deprem felaketi bunun en somut göstergesidir. RTE’nin iki dudağı arasına sıkışmış emirler yüzünden arama kurtarma çalışmaları geç başlamış ve çok yetersiz kalmıştır. Rant yüzünden, denetimsizlik yüzünden, AKP’giller’in para için oy için tüm kuralları yok sayan uygulamaları yüzünden 150 ila 200 bin civarında insanımız hayatını kaybetti. Göz göre göre öldürüldüler masum insanlarımızı.

AKP’giller’in yaptıklarını anlatmaya ne sayfalar yeter ne de zaman. Ancak çok iyi bildiğimiz bir şey var ki AKP ve onun Reisinden hesap soracağız. Halkımızı bu sömürü, soygun düzeninden kurtaracağız. Tüm mücadelemiz, tüm varlığımız bunun içindir.

Bilindiği gibi 14 Mayıs’ta ülkemizde bir seçim olacak. Bizler de “Farklı Olan Yalnız Biziz” sloganı ile yola çıktık. Bu süreçte seçim çalışmalarımızla halkımıza ulaşacak ve kendimizi anlatacağız. Biz kazanacağız.

AKP’giller ve onun suç ortaklarından gerçek anlamda hesap sormak ancak Devrimci Demokratik Halk İktidarında olacaktır. Halk İktidarını kurduğumuzda halkımızın tüm sorunları, dertleri bitecek. Parababalarının zulüm, vurgun ve soygun düzenini alaşağı edip Devrimci Demokratik Halk İktidarını kuracağız. Bu nedenle birincil görevimiz, bu düzeni yıkıp yerine Devrimci Demokratik bir Halk İktidarı kurmak için mücadele etmektir.

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Dayanışma ve Mücadele Günü 1 Mayıs!

Hür, Güçlü, Mutlu, Tam Bağımsız Türkiye İçin Halkın İktidarı!

1 Mayıs 2023

HKP Merkezi İşçi Örgütleri Komitesi