Hasan Tahsin, Kutsal Tam Bağımsızlık Mücadelemizin İlk Kurşun’unun Ölümsüz Adıdır! 105’inci Yılında Saygıyla Anıyoruz

Bugün, bağımsızlık aşkıyla, gözünü kırpmadan bedenini emperyalizme siper eden, o alçaklara ilk kurşunu atan, Hasan Tahsin’i anıyoruz. Tam 105 yıl oldu.

1. Emperyalist Paylaşım Savaşı sonucunda yenilen Osmanlı Devleti ile Mondros Ateşkes Antlaşması imzalanmış ve hemen ardından Paris Barış Konferansı ile İzmir’in Yunanlılara verilmesi emperyalistler tarafından kararlaştırılmıştı. Ve bu karar sonucunda, 15 Mayıs 1919 günü vatanımıza göz dikmiş olan emperyalistlerin çizmesini giyen Yunanlılar, o kirli postallarıyla ayak bastılar İzmir’e. Saltanat koltuğunu kaybetmek istemeyen hain Osmanlı Hükümeti, her yerde işgal kuvvetlerine karşı halka sessiz kalınmasını emrediyor ve işgallere seyirci kalıyordu.

Ama yüreğinde bağımsızlık aşkı yanan vatansever insanlar da vardı bu ülkede. İşte Hasan Tahsin bunlardan biriydi. Kimdir Hasan Tahsin?

Hasan Tahsin, işgallere karşı direnin diyerek halkı toplayan ve onlara “Yunan hakimiyetine razı mısın?” diye sorarak halkı işgale karşı örgütleyen kişidir.

Hasan Tahsin, “Burayı Yunan’a vermeyeceğiz. Vermek isteyen kuvvetle paylaşacak kozumuz var!” diyerek bağımsızlık uğruna, bu ülkenin geleceği uğruna canını hiçe sayan korkusuzdur!

Hasan Tahsin, mücadelenin simgesidir!

Şehit olmadan üç ay önce yazdığı yazısında halka nasıl sesleniyordu Hasan Tahsin?

Asi ruhumuzla, coşkun kanlarımızla, hararetli vicdanlarımızla, sökülmeyen dişlerimizle bu memleketi müdafaa edeceğiz. Namusumuzu, gururumuzu, ailelerimizin, yavrularımızın, kadınlarımızın namus ve hayatiyetlerini kurtaracak, muhafaza edeceğiz.” (Hasan Tahsin, Hukuk-u Beşer, ‘Namus Uğruna’ yazısı, 19 Şubat 1919).

O nedenle, bu ülkeyi emperyalistlere peşkeş çekenlerin karşısında onuruyla dimdik durabilme yiğitliğinin adıdır Hasan Tahsin!  “Toprak verilmez, kan dökülerek alınır” diyen ve I. Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızda, vatan uğruna canını hiçe sayan Sütçü İmam’ın ilk sesidir. Kara Fatma’nın cesareti, Nezahat Onbaşı’nın onuru, Şerife Bacı’nın inancı, esaret altında olan halkın umududur Hasan Tahsin!

Hasan Tahsin, ülkesinin devrimci aydınıdır. Onun en önemli yazılarından biri olan, 22 Mart (1335) 1919 tarihli Hukuk-u Beşer Gazetesinde 1. sayfada yayınlanan “Alt Tabaka” isimli yazısındaki şu savunuları sosyalist düşüncelerinin açık kanıtıdır: “Bütün emellerimiz iki noktada toplanıyor. Biri hakim sınıfı hak vermeye mecbur etmek, diğeri mahkum sınıfı istihsal (üretim) hakkına muktedir kılmak”.

Evet, 105 yıl önce bağımsızlığın ilk kurşunu işte böyle bir insan, Hasan Tahsin tarafından atıldı. 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal’in “Ya İstiklal Ya Ölüm” şiarıyla başlattığı 1. Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız 4 yıl sürdü. Emperyalistler ve onların  uşakları kazanılan büyük zaferimizin ardından defedildiler ülkemizden.

Fakat emperyalist haydutlar, tattıkları bu büyük yenilginin acısını asla unutmadılar! Ve başta kanlı zalim ABD Emperyalist haydutu olmak üzere AB Emperyalistleri kendilerine yeni işbirlikçi hainleri bularak topraklarımıza bir şekilde tekrar girmeyi başardılar. Yırtıp attığımız Sevr paçavrasını, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde ülkemizi en az üç parçaya bölmeyi hedefleyen hain Yeni Sevr planı olarak önlerine koydular.

Bu zalim emellerini gerçekleştirmek için 1950’lerden bu yana, ülkemizin iktidarlarını seçtiler, seçtirdiler.

2024 yılında, İlk Kurşun’un atıldığı 15 Mayıs 1919 yılından daha kara günler geçirmekteyiz.  ABD Emperyalistlerinin Yeni Sevr hain planları çerçevesinde 22 yıldır başımıza musallat ettikleri “Yüzyılın Felaketi” AKP’giller eliyle ülkemiz, bir yandan hızla Ortaçağ karanlığına sürüklenirken, vatan topraklarımız da emperyalistlere peşkeş çekilmektedir.

Yunanlılara ilk kurşunun atıldığı Ege Denizi’nde bize ait 22 ada ve 2 kayalığımız bugün Yunanistan tarafından işgal altındadır.

Uyguladıkları ekonomik politikalar sonucunda halkımız işsizlik ve pahalılık cehenneminde inim inim inlerken, geleceğimiz olan çocuklarımız, gençlerimiz düşünemez, sorgulayamaz, davranamaz hale getirilmektedir.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı altında eğitim kurumlarımızı cihatçı müritler yetiştiren Peşaver Medreselerine dönüştürürken, Halifelik çalıştayları düzenleyerek, yerle yeksan ettikleri Laik Cumhuriyet’in yerine inşa ettikleri Ortaçağcı Faşist Din Devleti’nin yeni tuğlalarını hızla örmekte bu vurguncu, talancı, halk düşmanı suç örgütü iktidar.

Ama bizler, daha 17 yaşında Yörük Ali Efe çetesinde Köyceğiz Kuvayimilliye Askerî Kumandanlığı görevinde bulunan Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünce oğulları ve kızları olarak Hasan Tahsin’in emperyalizme karşı attığı İlk Kurşun’a sahip çıkarak ülkemizin bağımsızlığı ve kurtuluşu için mücadele ediyoruz ve etmeye de devam edeceğiz. Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremez. Bu ülkenin, toprağını, suyunu, ormanını, kaynaklarını, geleceğini emperyalist güçlere ve onların yerli işbirlikçilerine asla teslim etmeyeceğiz. Emperyalistleri ve onların yerli işbirlikçilerini bir kez daha ama bu kez bir daha geri gelmemek üzere bu topraklardan gönderecek, tam bağımsızlık bayrağımızı Devrimci Demokratik Halk İktidarımızın burçlarına dikeceğiz. Halkımızı da bu uğurda bizimle beraber HKP bayrağı altında toplanmaya, bu kutsal mücadeleye katılmaya davet ediyoruz. Halkız haklıyız, yeneceğiz.

 15.05.2024
HKP İzmir İl Örgütü