HALKLARIN KADERLERİ KENDİ ELLERİNDEDİR!

 HALKLARIN KADERLERİ KENDİ ELLERİNDEDİR!

 

Emperyalistler! İşbirlikçiler!

Ne “Büyük Ortadoğu Proje”niz, ne “Genişletilmiş Ortadoğu Proje”niz, ne de “Yeni Sevr” planınız asla hayat bulmayacak!

BOP’unuz, GOP’unuz ve Yeni Sevr Planınızla birlikte sizi er geç Tarihin çöplüğüne göndereceğiz!

Geçmişte planlarınızı, projelerinizi yırtıp attık, tarihin çöplüğüne gömdük. Bugün de gömeceğiz. Bunu Unutmayın!

Kardeşler!

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ülkemizde, güzel İstanbul’umuzda. Az ötemizde…

Niye geldi Clinton?

Görünürdeki neden: “Libya Temas Grubu 4’üncü Dönem Toplantısı”.

Yani Libya’nın seçilmiş yöneticilerini devirmek, Libya Halkının iradesini çiğnemek için.

Ama asıl neden, “Füze kalkanı Projesi”ni Türkiye’ye kabul ettirmek, Suriye ve İran hakkındaki aşağılık planlarını hayata geçirmek için Türkiye’ye yeni emirlerini vermek! Başka hiçbir şey için değil.

Nedir bu emirler?

Bildiğimiz gibi BOP’un en büyük amacı, Ortadoğu’yu ve hatta Afrika’yı bu Proje’yle birlikte yeniden dizayn etmek, ABD’nin, dünyayı “bin devletli” bir hale getirmek amacının bir parçası olarak işlev görmektir.

Emperyalistler bir yandan NATO şemsiyesi altında, kardeş Libya Halkını 118 gündür gece gündüz, asker sivil demeden bombalıyorlar. Günlerdir süren bu bombalama esnasında şu ana kadar 1.100’den fazla sivil hayatını kaybetti. Amaç yukarıda da söylediğimiz gibi, Libya’nın seçilmiş yöneticilerini devirmek, kendilerine bağlı ajanlaştırılmış Libya muhalefetini iktidara getirmek…

Hatırlayacağımız gibi, Başbakan Tayyip, bir zamanlar Libya Lideri Kaddafi’ye “Kardeşim” diye hitap ediyor, aralarından su sızmıyordu. Ama ne zamanki ABD’den ve NATO’dan emir geldi: Libya’yı bombalayın! diye, anında çark etti Tayyip. Başlangıçta, “Ne işimiz var Libya’da” diyen Tayyip ve emrindeki hükümet, daha Tezkere kararı çıkmadan savaş gemilerini Libya’ya gönderdi. Ve şu anda da en büyük askeri güç Türkiye’nin, Libya operasyonunda…

Bunlar böyledir!

Dün “Kardeşim” diye hitap ettikleri insanları bir çırpıda satıverirler. Aynen Libya’da Kaddafi’ye, Suriye’de Beşar Esad’a, İran’da Ahmedinejad’a yaptıkları gibi…

Niye satarlar, niye söylediklerini yalayıp yutarlar bir anda?

Çünkü emir büyük yerden gelmiştir! Emir ABD’den gelmiştir!

O ABD ki, kendilerini iktidara getirendir, “kendilerini lağım deliğinden süpür”ecek olandır!

O yüzden onlar dün söylediklerini bugün hiç ağızlarına bile almazlar-alamazlar.

Bildiğimiz gibi Tayyip ve Partisi AKP, üçüncü kez seçim kazandı. Türkiye Halklarının oylarının yüzde 50’sini alarak iktidara geldi.

Bu seçim “başarısı”nın sırrı nerede?

Bir; AB-D Emperyalistlerinin açık desteğinde;

İki; Mazlum, kandırılmış, saf halklarımızı din iman sömürüsü yaparak, Allah’la aldatmayı başarmalarında.

Seçimi açık farkla kazandırılan Tayyip için, artık o kazancın diyetini ödetmek zamanı geldi.

Clinton, tam anlamıyla teslim almaya, tam anlamıyla kucağa almaya geliyor Tayyip’i.

Libya’da ajanlaştırılmış, AB-D Emperyalistlerinin uşağı, kölesi haline gelmiş muhalefeti destekle;

Suriye’de Esad’ı gözden çıkardık, bunun şartlarını oluşturmamda bana hizmet et;

Füze Kalkanı Projesi’ni hayata geçireceğim ve böylece İran’a karşı kesin hâkimiyetimi sağlayacağım. Bu konuda da emirlerimi yerine getir.

Ya sonuçları?

Onlar için Tayyip’in ve TC’nin düşeceği onursuz durumun hiçbir önemi yoktur. Yeter ki kendi aşağılık sömürü, vurgun, soygun, talan, katliam planları hayata geçsin…

Vurulan ve vurdurulan, katledilen, yeraltı ve yerüstü servetleri AB-D Emperyalistlerinin eline geçen ülkeler Müslümanmış, din kardeşiymiş, Müslümanların kutsal Ramazan ayıymış, yapılan gerçekte bir Haçlı Seferi’ymiş; bunların hiçbir önemi yoktur…

Füze Kalkanı Projesi demek, Türkiye’yle İran’ın arasının kesin olarak açılması demektir. Ama ne önemi var Emperyalistler için.

Emir yerine getirilecektir!

Yoksa?

Yoksa işte “lağım deliği!” Sen bilirsin!..

Bu yüzden Tayyipgiller, AB-D Emperyalistlerinin taşeronlarıdır, kuklalarıdır. Onlar ne derse, o olur. Seçme hakkın, belirleme hakkın yoktur.

Değerli basın emekçileri! Kardeşler!

Milliyet Gazetesi bugünkü haberinin başlığı: “Libya’nın kaderi İstanbul’da”.

Oysa biz biliyoruz ki en temel haklardan bir tanesi, ki Birleşmiş Milletler Anayasası’nda da böyle yazar: “Ulusların Kendi Kaderlerini Tayin Hakkı”dır.

Kim, hangi hakla bir başka ulusun kaderini tayin etmeye çalışıyor?

Ama ne yazık ki, bugün içinde bulunduğumuz gerçeklik.

AB-D Emperyalistleri dünyayı babalarının çiftliği gibi görüyorlar ve babalarının çiftliğini yönetir gibi yönetiyorlar Dünyayı.

ABD Planları bir bir uygulamaya konulmaya çalışılıyor: BOP, GOP, Yeni Sevr diyerek… “Büyük Ermenistan Projesi” denerek… “Büyük Kürdistan Projesi” denerek…

Bu “Proje”lerin hiçbirisi halkların çıkarlarına hizmet etmiyor etmeyecek! Sadece AB-D Emperyalistlerinin aşağılık çıkarlarının hayata geçirilmesine hizmet edecek.

Ama bu “Proje”ler, bu “Plan”lar sökmeyecek!

Tarih, mazlum ulusların, mazlum halkların bir gün, ama mutlaka bir gün efendilerinin kölelik zincirlerini kırıp, kendi kaderlerini ellerine aldıklarının onlarca örneğiyle doludur.

İşte Latin Amerika, ABD’nin arka bahçesi olmaktan çıktı. Şimdi orada Sosyalizm rüzgârları esiyor. Latin Amerikalı liderler, Başkan Chavezler, Moralesler ABD’nin kâbusu olmaya devam ediyorlar

Küba ve Halkı, Fidel’in ve Raul’un önderliğinde, Che’nin yol göstericiliğinde ABD’nin ablukasına rağmen onlarca yıldır direniyor ve kazanıyor.

Yarın Ortadoğu’da da, Afrika’da da ve dünyanın her yerinde de kazanan, Direnen Halklar olacaktır!

AB-D Emperyalistleri Yenilecek, Halklar Kazanacaktır!

 

Clinton! İşbirlikçi Liderler!

Halklar aleyhine kararlar almaktan vazgeçin! Halkları bombalamaktan, aralarına nifak sokmaktan, bölüp parçalamaktan vazgeçin!

Tarihin hükmüne karşı duramazsınız. Yenilmeye mahkûmsunuz!

Bizde zaman aşımı yoktur!

Bizde insanlığa karşı işlenmiş suçların affı yoktur!

Bilin ve unutmayın!

 

15.07.2011

Halkın Kurtuluş Partisi

Genel Merkezi