AKP’giller’in hukuka, vicdana, ahlâka uygun bir işleri olmadı bugüne kadar. Yolsuzluklarının, hukuksuzluklarının, hırsızlıklarının, ahlâksızlıklarının çıkmadığı bir gün bile yok. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulduğu günden bugüne, AKP’giller kadar hukuksuzluğu, kanunsuzluğu, vicdansızlığı, ahlâksızlığı, hırsızlığı bu kadar açık ve baştacı yapan parti adı altında başka bir örgüt olmadı. AKP’giller; Menderes’lerin, Demirel’lerin, Özal’ların, Çiller’lerin tamamının bu ülkeye verdiği zararın, yıkımın katbekat fazlasını verdi. Onların tamamının işlediği suçların katbekat fazlasını işledi.
ABD’de patlayan, Türkiye’ye de bulaşan gerizin adı İlaçta Rüşvet. Bilinmez değildi Ortaçağcı AKP’giller’in rüşvet verdiği, rüşvet yediği. Ama bu sefer belgelendi. Hem de rüşvetin kaynağı ABD’de. Rüşvet veren ilaç şirketi kabul etti rüşvet verdiğini. İlacın Türkiye’de “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” kapitalist ilkesi doğrultusunda rahatça satılabilmesi için milyon dolarlar dağıtıldığı belgeleriyle ortalığa saçılmış durumda. Üstelik sadece Türkiye’de değil tüm dünyada…
Bakın namuslu Bilim İnsanı Prof. Dr. Cankat Tulunay nasıl açıklıyor Rüşvet Skandalını:
“Gazeteci Semra Topçu’nun Youtube kanalında ABD’li ilaç firmasının bir ilacın satışını artırmak için Türkiye ve Rusya’da rüşvet verildiği iddiasıyla ilgili konuşan Prof. Dr. Cankat Tulunay, ‘Bu buzdağının görünen kısmı, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada ilaç firmaları işlerini rüşvetle yapıyor” dedi.
“Tulunay, dünyadaki ilaç sektöründe rüşvete harcanan paranın 190 milyar dolar olduğunu söyledi.
“ABD’de olan Tulunay, ‘ABD’de Alexion firması olayını bütün ABD basını manşetten verdi. Türkiye’de ana akım medyada neredeyse bir haber çıkmadı. Sağlık Bakanlığı’ndan tık yok’ diye konuştu.
“Rüşvet iddialarına konu olan Soliris isimli ilacın nadir bir hastalık olan ‘eritrositlerin erimesi’nde kullanıldığını belirten Tulunay, rüşvetin neden verildiğinin gerekçesini şöyle açıkladı;
“Bu ilaç 2009’da Türkiye’ye geliyor. Türkiye’de bir usul var. Ruhsatı olmayan ilaçlar hekimler ihtiyaç gösterdiğinde Sağlık Bakanlığı’nın muvafakatiyle yurt dışından getirtilebilir. Sağlık Bakanlığında ‘bu ilaç bu hastaya gerekli mi?’ diye bir komisyon var. Rüşvet daha burada başlıyor. Ve bu sayede ilaç yurt dışından Türkiye’ye fahiş fiyatla gelmeye başlıyor. Bu şekilde firma Türkiye üzerinden 6 milyon dolar kar elde ediyor. İlaç Türkiye’de 2015 yılında ruhsat alıyor. SEK raporunda bunun her aşamasında rüşvet olduğu ileri sürülüyor.
“Neden sık sık Türkiye’de ilaç kurumunun başkanı değişiyor? diye soran Tulunay, ‘SEK raporunu dikkatle okumalılar çünkü orada isimler mevcut’ dedi.
“Bu ilacın tek bir dozu bin dolar, maliyeti 1 dolar”
“İlacın birçok sektörden daha karlı olduğunu’ söyleyen Tulunay, ‘Bu ilacın tek bir dozu bin dolar, maliyet 1 dolar. Türkiye ucuz ilaç piyasasına da dahil değil’ dedi.” (https://ulusal24.com/2020/07/15/abdli-ilac-firmasi-turkiyede-rusvet-verdi-mi-bu-buzdaginin-gorunen-kismi/)
AB-D Emperyalistlerinde acıma olmaz. AB-D Emperyalistlerine insanlıklarını satan yerli satılmışlar da acıma, vicdan, ahlâk gibi ne kadar insani duygu varsa onlardan arınırlar, kendilerini kullanıma sunarlar. Çünkü 1 dolar maliyeti olan bir ilacın bin dolara satılması başka türlü ifade edilemez.
İşte doğruluklar, dürüstlükler, yiğitlikler hareketi olan Halkın Kurtuluş Partisi isyan ediyor bu vicdansızlığa, bu soyguna. AKP’giller’in vatan ve halk düşmanı bütün uygulamalarına karşı mücadele ediyor, hançeresini yırtarcasına bağırıyor: “Yeter be bu halka, bu vatana ettiğiniz. Yetsin artık zulmünüz.”
ABD medyasının neredeyse tamamı rüşvet skandalını manşetine taşıyor, Rusya, Yunanistan’da olay oluyor ama Türkiye’deki yandaş basında tık yok. AKP’giller’de tık yok. Sağlık Bakanlığında tık yok. Resen davranışa geçmesi gereken Savcılarda tık yok. Çıkıp inkâr da edemiyorlar, çünkü rüşvet çok açık.
İşte bu sessizliği bozan, sessizliği yırtan yine HKP oldu. Rüşvet skandalını yargıya taşıdı. Halka, vatana, kamuya karşı olan sorumluluğunun gereği olarak 2010-2015 yılları arasında AKP’giller’in Sağlık Bakanları ve Bürokratları hakkında Savcılığa suç duyurusunda bulundu. Bir kez daha Tarihe not düştü Partimiz. Halkın İktidarının eninde sonunda kurulacağı o kutlu günlerde, gücünü hukuktan, vicdandan, ahlâktan alacak olan savcıların, hakimlerin işini bir kez daha kolaylaştırdı HKP.
Suç duyurusunun ardından HKP Avukatlarından Ayça Okur şu sözleri dile getirdi:
“Evet, Kamuoyuna bir bilgi daha sunalım;
“Halkın Kurtuluş Partisi olarak bugün bir suç duyurusunda daha bulunduk. Bugünkü suç duyurumuzun konusu Rüşvet.
“Sağlık Bakanlığı yapmış olduğu dönemde Mehmet Müezzinoğlu ve Recep Akdağ, ABD menşeli bir ilaç firmasının ilacı olan Soliris isimli ilacın Türkiye’de satılması için ABD’li yetkililerden, ilaç firmasından rüşvet almıştır. Bunu net söyleyebiliyoruz. Net söylememizin sebebi de bu şirket yetkililerinin ABD’de yargılanarak rüşvet vermekten dolayı hüküm giymeleridir. Bu yargılamada Türkiye yetkililerine rüşvet verdiklerini açıkça itiraf etmişlerdir.
“Bildiğimiz gibi ABD Emperyalistleri ve AB Emperyalistlerinde acıma yoktur. Onların iktidarı olan, elleriyle iktidara getirdikleri AKP iktidarında hele hiç acıma yoktur. Onların Tanrısı Para Tanrısıdır. ABD’de 1 dolara mal ettikleri ilacı ve insan sağlığı için çok değerli, çok önemli bir ilacı Türkiye’de 1.000 dolara satmaktadırlar. Ve bu satışın gerçekleştirilmesi için de Sağlık Bakanlığına, Müsteşarlarına ve ilaç kurumu yetkililerine rüşvet verdikleri aşikârdır. Çünkü itiraf etmişlerdir.
“Tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunmakla iktidara geldiğini söyleyen iktidar, rüşvet yemekten çekinmemiştir. Biz bu nedenle bu yolsuzluk işlemlerinin peşindeyiz. Suç duyurumuzu bu nedenle gerçekleştirmiş olduk. Tarihe notumuzu düşmüş olduk.”
AKP’giller’in diğer bütün suçlarında olduğu gibi bu rüşvet suçunun hesabı da sorulacak. Yanlarına kâr kalmayacak insanlarımızın sağlıkları uğruna yedikleri paralar…
21.07.2020
HKP Genel Merkezi
Suç Duyurusu dilekçemizi aynen yayımlıyoruz:
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN :HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
VEKİLLERİ :Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR – Av. Halil AĞIRGÖL – Av. Pınar AKBİNA KARAMAN – Av. Doğan ERKAN
Kocatepe Mah. Meşrutiyet Cad. Hatay Sk. No: 4/9
Kızılay/Çankaya/Ankara
ŞÜPHELİLER : 1. RECEP AKDAĞ (2002-20013 yılları arası Sağlık Bakanı)
- MEHMET MÜZEZZİNOĞLU (2013-2016 yılları arası Sağlık Bakanı)
- Prof. Dr. NİHAT TOSUN (Sağlık Bakanlığı 02.12.2008- 26.05.2014 yılları arası Sağlık Bakanlığı Müsteşarı)
- Prof. Dr. EYÜP GÜMÜŞ (Sağlık Bakanlığı 26.05.2014- 21.07.2018 yılları arası Sağlık Bakanlığı Müsteşarı)
- 2010-2015 yılları arasında “Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu”nda yer alıp da suça karışan yetkililer
- SUÇA KARIŞAN VE İSMİ TESPİT EDİLECEK DİĞER
TC UYRUKLU VE YABANCI KİŞİLER
SUÇ : RÜŞVET (TCK M. 252)
SUÇ TARİHİ : 2010-2015 Yılları Arası
AÇIKLAMALAR :
OLAY:
http://www.klinikfarmakoloji.com/editorden/bir-rusvet-hikayesi-soliris
https://tele1.com.tr/abdli-ilac-sirketinden-turkiyedeki-hukumet-yetkililerine-rusvet-iddiasi-185107/
http://yeniyasamgazetesi1.com/veren-belli-alan-kim/
“Yargıtaya göre, ‘5237 sayılı yasaya göre rüşvet suçunun bir kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıyla’ oluşur.” (age, S. 2888)
Suç duyurusuna konu olan olayda rüşvet suçunun işlendiği çok açık olduğu görülmektedir.
Rüşvet suçunun iki tarafı vardır: Rüşvet veren rüşvet alan. Suç duyurusuna konu olan olayda Rüşvet veren ilaç firması, çok açık bir şekilde nasıl rüşvet dağıttığını kalem kalem sıralayarak itiraf ediyor.
TCK 252/2’de düzenlendiği üzere rüşvet alma suçunun maddi unsuru oluşmuştur. Görevinin ifasıyla ilgili bir işi yapması veya yapmaması için, doğrudan veya aracılar vasıtasıyla, kendisine veya göstereceği bir başka kişiye menfaat sağlayan kamu görevlisi de rüşvet veren gibi, birinci fıkrada belirtilen ceza ile cezalandırılır. Ve rüşveti veren ve alan her iki taraf arasında menfaat fiilen temin edilmemiş olsa bile anlaşma olması fiilin tamamlanmış gibi hüküm kurulmasını gerektirir ki somut durumda anlaşma yapılmasının yanı sıra menfaat temin edilerek suç tamamlanmıştır. Manevi unsur olan kastın varlığı da aşikardır.
“Rüşvet verme ve alma suçları, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasında yer aldığından, genel olarak mağduru tüm toplumdur.” (Doç. Dr. İbrahim ŞAHBAZ, Yargıtay 22. Ceza Dairesi Başkanı, Ankara 2016, Cilt 2, S. 2893). Siyasi bir parti olan ve “tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunma”kla yükümlü Müvekkil Parti, insan sağlığını ve kamu yararını en üstte tutan, kamu zararını ortadan kaldırmaya yönelik bir programa sahip olduğundan, suç duyurusunda bulunmakta hukuki menfaati bulunmaktadır.
ALEXION İlaç Limited Şirketi, Türkiye’de 2010 yılında kurulmuştur. Şirket 2.10.2015 tarihinde 2015/806 numara ile SOLIRIS isimli ilacın ruhsatını almıştır. SOLIRIS (ECULIZUMAB) resmi prospektüsüne göre; Terapötik endikasyonlar SOLIRIS® (eculizumab) erişkinlerde ve çocuklarda aşağıdaki hastalıklarda endikedir: – Paroksismal noktürnal hemoglobinüri (PNH). Klinik semptom ve hemoliz gösteren yüksek hastalık aktivitesi olan hastalarda klinik fayda kanıtı, transfüzyon öyküsünden bağımsız olarak gösterilmiştir – Atipik hemolitik üremik sendrom.
Washington Post tarafından ve daha sonra birçok web sayfasında yayınlanan bilgiler ilaç firmalarının nelere muktedir olduğunu göstermesi yönünden çok ilginçtir.
İlaç daha ruhsat almadan bazı akademisyenler tarafından ulusal kongrelerde tanıtımı ve reklamı yapılmaya başlanmış ve bir süre sonra da ruhsat almıştır. ABD’DEKİ MAHKEME DOSYASINDA BU FİRMANIN TÜRKİYE, RUSYA, BREZİLYA VE KOLOMBİYA’DA NASIL YOLSUZLUK YAPTIĞI VE RÜŞVET DAĞITTIĞI AÇIK BİR ŞEKİLDE ORTAYA KONMUŞTUR. RUHSAT AŞAMASINDA VE GERİ ÖDEME LİSTESİNE ALINMASINDA HANGİ BÜROKRATLARIN, HANGİ KOMİSYON ÜYELERİNİN BULUNDUĞU RESMİ KAYITLARDADIR.
‘UNITED STATES OF AMERICA, SECURITIES AND EXCHANGE COMMISSION (AMERIKA BIRLEŞIK DEVLETLERI, MENKUL KIYMETLER VE BORSA KOMISYONU)’
SECURITIES EXCHANGE ACT OF 1934 , Release No. 89214 / July 2, 2020 “ACCOUNTING AND AUDITING ENFORCEMENT Release No. 4151 / July 2, 2020’’ DOSYASININ İNCELENMESİNDE RÜŞVET SUÇUNUN NASIL İŞLENDİĞİ AÇIKÇA ORTAYA KONULMUŞTUR:
Alexion, Soliris’i ruhsat almadan beş yıl önce (2009) Sağlık Bakanlığı yurtdışından getirilecek ilaçlar listesine dahil olarak satmaya başlamıştır. 2010 Ocak ayında üst düzey bir Sağlık Bakanlığı yetkilisi, Alexion yöneticisine daha fazla yurt dışı ilaç getirtme izni isteniyorsa hükümet yetkililerine ödemede bulunmalarını telkin (!) eder. Daha sonra Alexion bakanlıkla olan ilişkilerine yardımcı olması için bir danışman tutar ve danışman Sağlık Bakanlığı üst düzey yetkilileri ile ilişki kurar. 2010-2015 Yıllarında Alexion danışmana, danışmanlık ücreti ve sözde giderler için 1.3 milyon dolar öder. Danışman bu paranın bir kısmını kendilerine yardım etmeleri isteği ile nakit olarak, yemek daveti ve hediyeler şeklinde Sağlık Bakanlığı yetkililerine verir. Bu ödemeler sonucunda, Alexion Türkiye, sadece hasta reçeteleri için onay almakla kalmamış, aynı zamanda gizli bilgi ve düzenleyici gönderiler hakkında hükümet yetkililerinden önceden geri bildirim almıştır. ALEXİON TÜRKİYE BU UYGUNSUZ ÖDEMELERİ YANLIŞ KAYDEDEREK, BUNLARI YASAL HARCAMALAR OLARAK KABUL ETMİŞTİR. ALEXİON TÜRKİYE, VERDİĞİ RÜŞVET VE DİĞER ŞEYLERİ GİZLEYEREK BUNLARI MEŞRU HARCAMALAR OLARAK KAYITLARINA GEÇİRMİŞTİR.
İki Alexion Türkiye yöneticisi, üçüncü taraf bir satıcıdan Danışman’a ödeme yapmasını ve Alexion Türkiye’ye geri ödeme için sahte faturalar sağlamasını isteyerek Danışman’a yapılan ödemelerin bir kısmını yapmıştır. Bazı Alexion Türkiye çalışanları bu ödemeleri Alexion Türkiye’nin defter ve kayıtlarına yanlış kaydetmiştir. Ayrıca, bir Alexion Türkiye yöneticisi, Danışmanın iddia edilen giderlerinin tanımının bilgisayara yazılmadan kalemle yazılması gerektiğini söyleyerek giderlerin tanımının kolayca değiştirilmesine veya gizlenmesine olanak sağlamıştır. Danışman firmaya verdiği rüşvetlerde yalnız hükümet yetkililerinin ilk isimlerini vermiştir.
2012-2015 yılları arasında Danışman aracılığıyla devlet yetkililerine ödeme yapan Alexion Türkiye yöneticileri, Sağlık Bakanlığı komisyonlarında görev yapan üyelere 100.000 doların üzerinde ödeme yapmış. Bu üyeler Soliris için hasta reçetelerinin onaylanmasından veya reddedilmesinden sorumlulardır ve tedavi kılavuzları ve geri ödeme kriterleri gibi önemli düzenleyici konular üzerinde etkilidirler. Aleksion Türkiye hasta reçetelerini onaylamak ve Soliris’e uygun düzenleyici eylemleri desteklemek için komisyon üyelerini etkilemeleri için para ödemiştir. Bu ödemeler, Alexion Türkiye’nin defter ve kayıtlarında bürokratlara ve doktorlara yaptığı ödemeleri honorarium veya grant (proje) olarak yanlış olarak kaydedilmiştir.
Örneğin, Alexion geri ödeme kurumunda etkili olduğunu düşündüğü bir üyenin isteği üzerine kendisine 15.000 doların üzerinde ödeme yapmıştır. Bütün bunların karşılığı o dönemde Alexion haksız olarak 6.6 milyon dolar kazanmıştır.
SOLIRIS’İN Türkiye perakende satış fiyatı 300 mg flakon için 32.173 TL dir. Tedavi başlangıcında ortalama 642.000 TL lik ilaç kullanılmakta, daha sonra hastalar genellikle ömür boyu ayda 257.000 TLlik ilaç kullanacaklardır.
OLAYLARIN GEÇTİĞİ TARİHLERDEKİ BÜROKRATLAR VE FİRMANIN ÖDEME YAPTIĞI KİŞİLERİN HEMEN HEPSİ BİLİNMEKTEDİR.
Farmakoloji alanında uzman ve yetkin bir isim olan Prof. Dr. Cankat Tulunay, “Bu buzdağının görünen kısmı, sadece Türkiye’de değil tüm dünyada ilaç firmaları işlerini rüşvetle yapıyor” diyor.
Ve devam ediyor:
“Bu ilaç 2009’da Türkiye’ye geliyor. Türkiye’de bir usul var. Ruhsatı olmayan ilaçlar hekimler ihtiyaç gösterdiğinde Sağlık Bakanlığı’nın muvafakatiyle yurt dışından getirtilebilir. Sağlık Bakanlığı’nda ‘bu ilaç bu hastaya gerekli mi?’ diye bir komisyon var. Rüşvet daha burada başlıyor. Ve bu sayede ilaç yurt dışından Türkiye’ye fahiş fiyatla gelmeye başlıyor. Bu şekilde firma Türkiye üzerinden 6 milyon dolar kar elde ediyor. İlaç Türkiye’de 2015 yılında ruhsat alıyor. SEK raporunda bunun her aşamasında rüşvet olduğu ileri sürülüyor.”
Kaynak 1- (http://www.klinikfarmakoloji.com/editorden/bir-rusvet-hikayesi-soliris) (Ek-1)
Kaynak 2- (https://ulusal24.com/2020/07/15/abdli-ilac-firmasi-turkiyede-rusvet-verdi-mi-bu-buzdaginin-gorunen-kismi/)
B-SUÇ NİTELEMESİ:
Suç duyurumuza sebep olan olay, bütün unsurlarıyla “RÜŞVET” suçunu düzenleyen TCK 252’nin kapsamına girmektedir. Yukarıda linki verilen alıntılardan anlaşıldığı üzere, ABD Menşeli bir şirketin yetkilisi olan Rüşvet verenin açık ikrarı ve bu nedenle işlemiş olduğu bu suç nedeniyle ABD’de hüküm giymiş olması, TCK 252’de düzenlenen Rüşvet Suçunu işlendiğinin kanıtıdır. (Bakınız Ek-2 Soliris Mahkeme Dosyasından ilgili 7 sayfa) Suç tüm maddi ve manevi unsurlarıyla oluşmuştur. Rüşvet alanın Kamu Görevlisi olması sebebiyle ağırlaştırıcı sebeplerinin de uygulanması gerekir.
SONUÇ ve İSTEM : Siyasi bir parti olan Müvekkilin suçtan zarar gördüğü açıktır. Zira;
“Rüşvet verme ve alma suçları, kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasında yer aldığından, genel olarak mağduru tüm toplumdur.” (Doç. Dr. İbrahim ŞAHBAZ, Yargıtay 22. Ceza Dairesi Başkanı, Ankara 2016, Cilt 2, S. 2893)
Yukarıda açıklanan ve Cumhuriyet savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, ki bu araştırmaya EACPT Onursal Başkanı, Türkiye Akılcı İlaç Kullanım Platformu Başkanı, Prof Dr. F. Cankat TULUNAY’ın ([email protected]) tanık sıfatıyla dinlenmesi talebimiz dahildir, Şüphelilerin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu ve ilgili kanunda belirtilen suçtan yargılanıp cezalandırılmaları amacıyla haklarında gerekli soruşturmanın yürütülerek iddianame düzenlenmek suretiyle Kamu Davası açılmasını müvekkil Parti adına talep ederiz. 21.07.2020
Suç Duyurusunda Bulunan
Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri
Av. Azime Ayça Okur Av. Doğan Erkan