Bilindiği gibi, Halkın Kurtuluş Partisi olarak; yapılan yargılama sonucunda 9 bin 803 yıl 6 ay ceza alan Adnan Oktar’ın lideri olduğu silahlı terör örgütü ile işbirliği ve iltisaklı oldukları ve yardım yataklık yaptıklarına dair çeşitli Yazar ve Gazetecilerin yaptıkları açıklamalar ve Hakan Erol’un “Turnike” adlı Kitabında belirtilen olaylara dayanarak;
Recep Tayyip Erdoğan, İbrahim Kalın, Süleyman Soylu, Derya Yanık, Ziya Selçuk, Binali Yıldırım, Ahmet Burak Dağlıoğlu, İ.Melih Gökçek, Mehmet Özhaseki, Süleyman Karaman, Ayşegül Esra Atik, Rahmi Genç, Mustafa Karahasanoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına (03.10.2021) tarihinde Suç Duyurusunda bulunmuştuk ve bu kişiler hakkında soruşturma açılarak yargılanmalarını talep etmiştik.
Ancak ne yazık ki Cumhuriyet Savcılığı; açık kaynakları, kitapları, gazetecilerin, yazarların açıkladığı belgeleri ve hatta şüpheli şahısların Terör Örgütü Yöneticileriyle birlikte çekilmiş fotoğraflarını, kitap sayfa numaralarını dahi gösterdiğimiz somut bilgi ve belgeleri yok sayarak, “Soruşturmaya Yer Yok Kararı (SYOK)” vermiştir.
İstanbul Terör Savcılığı bu mide bulandıran, insanlıktan çıkmış ve silahlı terör örgütü olduğu Mahkeme kararı ile sabit olan “İslami seks” örgütü ile bağlantıları belgelerle gösterilen kişiler hakkında SYOK vermekle yetinmemiş, suç işleyen sanki Genel Başkan’ımız Nurullah (Ankut) Efe’ymiş gibi dosyayı Basın Savcılığına göndermiş, “Cumhurbaşkanına ve Kamu Görevlilerine Hakaret” suçu işlenmiştir gerekçesiyle Genel Başkan’ımız hakkında soruşturma açılmıştır.
Bu soruşturma Genel Başkanımıza 40 gün içerisinde açılan 8 soruşturmanın 6’ncısıdır!
Bildiğimiz gibi, bugüne kadar Genel Başkan’ımıza, Cumhurbaşkanına Hakaret suçlamasıyla 6 ayrı dava açılmış, bunların 4’ü sonuçlanmış ve kendisine toplam 7 yıl 7 ay 22 gün hapis cezası verilmiştir. Son 40 gün içerisinde ise yazdığı yazılar ve soruşturma ifadeleri çıkışında Adliye önünde yaptığı açıklamalar ve suç duyuru dilekçeleri nedeni ile 8 ayrı soruşturma açılmıştır. Bu soruşturmalardan 6’ıncısında ifade veren Genel Başkan’ımız 2 soruşturmadan daha ifade verecek, daha doğrusu yargılama yapacaktır.
Genel Başkan’ımız soruşturmayı yürüten Basın Savcısına verdiği ifadede, daha doğrusu yaptığı yargılamada özetçe:
“Böyle bir soruşturma açılamaz. Çünkü Ülkemizde Anayasamıza göre göreve gelmiş bir CB yoktur. CB olabilmek için diğer şartların yanında kişinin 4 yıllık bir Üniversite Diploması olmazsa olmaz şartı vardır. Oysa RTE bırakalım Üniversite Diplomasını, normal Lise Diploması dahi gösterememiştir bugüne kadar. Yalnızca Fatih İstanbul İmam Hatip Lisesi Diploması vardır.
“Mezun olduğunu İddia ettiği Marmara Üniversitesinden, askerlik yaptığı MSB Askere Alma Dairesinden, yine fark derslerini verdim, diyerek mezun olduğunu iddia ettiği Eyüp Lisesinden, TBMM’den ve hatta İmamın oğlunun Başkanlığını yaptığı İBB’den Diplomasının tarafımıza verilmesini talep eden dilekçelerimize ya cevap verilmeyerek ya da ‘Kişisel Bilgiler’, ‘Özel Hayatın Gizliliği’ gerekçeleriyle herhangi bir diploma örneği gösterilememiştir.
“Ayrıca İstanbul 15’inci Noterliğine, Noterler Birliği tarafından bir ceza verilmiştir. Bu ceza 15’inci Noter yasadışı bir işlem yaptığı için verilmiştir. Şöyle ki, RTE’nin Şoförü, RTE’nin Diploması diyerek bir fotokopi getirmiş, Noter Kâtibi de buna dayanarak, ‘Aslı Gibidir’ diyerek onaylı bir belge vermiştir. Yani Resmi Evrakta Sahtecilik yapılmıştır. RTE işte bu sahte evrakla Cumhurbaşkanlığı adaylığına başvurmuştur.
“Bu konuda da YSK’ye başvurmuştur Partimiz. ‘RTE’nin adaylığı geçersizdir ve Resmi Evrakta Sahtecilik ve Nitelikli Dolandırıcılık Suçu işlendiği için hakkında gerekli Yasal işlem yapılmalıdır”, denmiştir. Ama ne yazık ki YSK de ‘belgeler onaylanmıştır, yapılacak işlem yoktur ve benim kararlarım kesindir’, demiştir. Ve işte tüm bu nedenlerle bugün ülkede Meşru, Yasal bir CB yoktur. Olmayan bir CB’ye karşı da bir suç yoktur. Suç olmadığı için de yargılama yapılması mümkün değildir.’, demiştir.
“MOSSAD’a yakınlığı ile bilinen Haaretz Gazetesi, Adnan Oktar için ‘İslami seks tarikatı’ şeklinde açıklama yapıyor, İsrail gerçeği görüyor.” diyen Genel Başkanımız suç duyurusu dilekçesinde ismi geçen AKPgiller’in bu silahlı terör örgütü ile ilişkilerini, belge ve tanık göstererek tek tek açıklamıştır.
“Bu kadar bilgi, belge ve fotoğrafla kanıtlanmış bir suç duyurusu dilekçesi verdiğimiz için bize teşekkür edileceğine, bizi hapis cezasına çarptırmak için hakkımızda soruşturma başlatmıştır.
“Neden?
“Çünkü bugün Yargı Mekanizması AKP’nin Hukuk Bürolarına dönüştürülmüştür. Ve ne yazık ki Hâkimler ve Savcılar ya angajedir ya da esir alınmıştır. Tüm bu nedenlerle de bu soruşturma Yasal ve Meşru değildir” diyerek savunma değil yargılamasını gerçekleştirmiştir.
Genel Başkan’ımızın soruşturmasına katılan üç Avukat arkadaşımız da Soruşturmanın hukuki boyutunu Anayasa, TCK, AİHM kararları ve en son AİHM kararı olan Türkiye Vedat Şorli Kararı’nı, Noterler Birliği Kararını vb. kararları Savcıya sunmuşlardır.
Avukatlarımız ayrıca, verilen suç duyurusu dilekçesinin Anayasanın 36’ncı, TCK’nin 128’inci, AİHS’nin 10’uncu maddelerine göre Dilekçe Hakkının, İddia ve Savunma Hakkının Dokunulmazlığı ve Düşünce ve İfade Özgürlüğü gereğince Müvekkil Genel Başkan hakkında takipsizlik kararı verilmesini talep etmişlerdir.
AKP’giller ve onların hukuk bürosuna dönüşmüş yargısı, ne yaparlarsa yapsınlar, Genel Başkan’ımızı ve Partimizi korkutamayacak, sindiremeyecek, yıldıramayacak ve gerçekleri söylemekten vazgeçiremeyeceklerdir.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
11.02.2020
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi