AKP’giller ve Reisleri hakkında Kovid-19 salgınıyla ilgili Suç Duyurusu:
Halkımızı bile isteye ölüme sürükleyenler, bir gün mutlaka hesap verecekler!
“Bakın burası çok önemli:
“Eyy Covid 19 sen kimsin ya, Dünya salgını yönetemedi, biz yönettik!”
Dünya gülüyor bunu söyleyene…
Gülüyor da olan yoksul, gariban halkımıza ve canı pahasına cepheye sürülen sağlık emekçilerine oluyor.
Daha 1930 yılında bir salgının nasıl önleneceği, yönetileceği, onunla nasıl başa çıkılacağı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ile belirlenmişken, 2020 yılında insanlarımız Kovid-19 salgınından kırılıyor ne yazık ki.
Evet aşısı yok belki, yeni bir virüs. Tamam. Ancak bu krizin yayılımının nasıl kontrol altına alınıp önleneceği çok somut adımlarla belirlenmiş. Hatta öyle ki, sosyal devlet olma ilkesinin bir sonucu olarak, karantina altına alınan kişi ve yakınlarının imkânları yoksa günlük iaşesinin hükümet tarafından karşılanacağı bile belirlenmiş Kanunun 83. Maddesince:
“Madde 83 – Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle 76’ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir (karşılanır).”
Gelgelelim bu ve benzeri tedbirler ülkemiz için bir hayal. Açlıktan kendilerini yakan insanlarımız var, toplu intihar vakaları var ülkemizde. Hastaneye, ilaca ulaşamayan, evlerinde tek başlarına hastalıktan ölüp de cenazeleri kokan insanlarımız var.
Sadece Ankara’da günlük vaka sayısı 4000 iken ülke genelinde 1500’lü rakamlarda vaka sayısı açıklayan Sağlık Bakanı/Sağlık Bakanlığı var. Buna onay veren, sessiz kalan, tepki göstermeyen sözde “Bilim Kurulu” var. “Cumhurbaşkanının talimatlarıyla” açıklamalar yapan, gerçekleri gizleyen, vicdanını satmış Başhekimler var.
İşte bu sebeplerden dolayı Halkın Kurtuluş Partisi, AKP’giller’in Reisi Tayyip Erdoğan, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, tüm illerin valileri ve Bilim Kurulu Üyeleri hakkında; “1593 Sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu 3/3-4-11-16, 29,54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 64, 67, 71, 72, 83, 276, 277, 278, 279. Maddelere Aykırı Hareket Ederek Görevi Kötüye Kullanma (TCK M. 257)” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Halkın Kurtuluş Partisi Programı’nda, gerçek halk iktidarında halk sağlığının nasıl korunacağı 26 ve 27. Maddelerde somutça belirlenmiştir:
“26- SAĞLIK işleri: kültür ve adaletimiz gibi, özel bir kanunla Sağlık Emekçileri Sendikaları yardımı ile, özerk ulusal iradeye kavuşacak, AİLE HEKİMLİĞİ kurumu kurulacak ve her yuvayı doğal abone sayıp; koruyucu hekimlik hizmetleri geliştirilecek. Hastaneler tıp ve halk örgütlerinin kontrolü ve seçimiyle yönetilecek.
“27- Her türlü sağlık hizmeti parasız olacak. Sağlık da eğitim gibi kamu hizmeti olacak. Sağlıktan para kazanma yasaklanacak.”
Köye demokrasi başlığı altında;
“6- BİNDİRİLMİŞ SAĞLIK EKİPLERİ: Eczaneyi, ameliyathaneyi ve hekimi, hemşireyi, hastabakıcıyı köylünün ayağına götürecek. Köy kanununun sağlık maddeleri, hekim örgütleri; köyün ev, su vb. imar işleri, mimar, mühendis ve ziraatçı örgütleri tarafından hazırlanıp, daima göz önünde bulundurulacak, eksiksiz uygulanacak.”
İşte Halkın Kurtuluş Partisi, bugün iktidara gelse yarın uygulayacağı sağlık sorununun çözümünü bu şekilde somutlamıştır, hem de ülkemizin en ücra köşesinden en merkezi yerleşim yerine kadar…
Bir kez daha söylüyoruz: Yönetemiyorsunuz! Yönetemezsiniz!
Çünkü merkezine halkını, insanını değil, ABD, AB Emperyalistlerine uşaklık etmeyi hedef alan politikalarınız var.
Siz, ölen ölsün diye düşünüyorsunuz Eyy AKP’giller ve Reisi.
Bizse inadına yaşamayı ve yaşatmayı amaçlıyoruz.
İşte Küba!
İşte Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti!
İşte Halkın Kurtuluş Partisi!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
14.09.2020
HKP Genel Merkezi
ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA
SUÇ DUYURUSUNDA
BULUNAN : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI
Karanfil Sokak No:24/15 Kızılay/ANKARA
VEKİLLERİ : Av. Metin BAYYAR – Av. Ayhan ERKAN – Av. Ali Serdar ÇINGI – Av. Tacettin ÇOLAK – Av. Sait KIRAN – Av. Azime Ayça OKUR -Av. Halil AĞIRGÖL – Av.Pınar AKBİNA – Av. Doğan ERKAN
Kocatepe Mah. Meşrutiyet Cad. HatatySk. No: 4/9
Kızılay/Çankaya/Ankara
ŞÜPHELİLER : 1.RECEP TAYYİP ERDOĞAN (CUMHURBAŞKANI)
2. FAHRETTİN KOCA (SAĞLIK BAKANI)
3.TÜM İLLERİN VALİLERİ
4.BİLİM KURULU ÜYELERİ
SUÇ :1593 SAYILI UMUMİ HIFZISIHHA KANUNU 3/3-4-11-16, 29, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 60, 61, 64, 67, 71, 72, 83, 276, 277, 278, 279. MADDELERE AYKIRI HAREKET EDEREK GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA (TCK M. 257)
SUÇ TARİHİ :11.03.2020’DEN BERİ HALEN
AÇIKLAMALAR :
- OLAY
Bilindiği üzere Aralık 2019’dan itibaren başlayan Covid 19-Korona salgını nedeniyle resmi açıklamalara göre ülkemizde ilk vaka 11.03.2020 tarihinde görüldü. Ve o günden bu güne vaka sayısı, vaka sayılarındaki artışa oranla vefat sayısı da hızla artmaktadır. Gelinen süreçte ise salgının artık kontrolden çıktığı, vaka ve vefat sayısının resmi açıklamalardan çok daha fazla olduğu namuslu bilim insanları ve yetkililer tarafından dillendirilmekte, hatta bizzat tarafımızca görülmektedir.
Şüphelilerce salgının ilk başlarında alınmayan/alınan yetersiz tedbirler bile Mayıs ayı ile gevşetilince salgın artık kontrolden çıkmıştır. İlk vakalar, Şubat ayında Umre’ye giden vatandaşların sağlık kontrollerinin yapılmaması, hatta gizlenmesi amacıyla Parasetemol içeren Parol isimli ilaçların verilmesi ve toplum içine salınmasıyla hızla artmıştır.
https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/doktor-hakan-hekimoglundan-umreden-donen-yurttaslara-ates-dusurucu-verildi-iddiasi-1729902
“İstanbul Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu’ndan Dr. Hakan Hekimoğlu, yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgınının ele alındığı ‘Önce Sağlık’ programına konuk oldu.
“Umreden dönen yurttaşlarla ilgili değerlenmede bulunan Hekimoğlu, “Yaşanmış bir olayı söyleyeyim size. Umreye giden vatandaşlarımızın bir kısmına rehberleri tarafından parasetamol tablet dağıtılmış dönüşte. Umreden ilk dönenler daha önce karantinaya alınmıyorlardı. Termal kamerayla ölçüm yapılıyordu, sağlık sistemine yönlendiriyorlardı. Ateşi olanlar görülmesin, kamerada belli olmasın diye, tabletler verilmiş kendilerine rehberleri tarafından” diye konuştu.”
Bununla ilgili olarak Umumi Hıfzıssıhha Kanunun m, 29, 55, 56, 57, 58, 59. Maddeler açık olarak sınırların kapatılması gereğini, karantina koşullarını, biçimini düzenlemiştir.
Sokağa çıkma yasakları, şehirlerarası yolculuk yasakları ekonomik kayıplar kaynaklı ortadan kaldırılınca salgının önü alınamaz olmuş en son da Ankara, Çin’in Wu-Han’ı olarak karşımıza çıkmıştır. Ankara’daki bu artışta, 23 ilçeden ücretsiz olarak Ayasofya açılışına götürülen 1453’er kişi adeta birer canlı bomba olarak dönmüşler ve yayılımın artmasına sebep olmuşlardır.
Şüphelilerden Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı sıfatıyla Kararnameler yayınlayarak bu ürkütücü çoğalmadan kendini muaf; maske, mesafe, hijyen kurallarına uymayan vatandaşları sorumlu tutmuştur. Bunun en açık kanıtı birkaç gün önce yapılan bir toplantıdır:
“Virüse yakalanan Bülent Arınç, Tayyip Erdoğan’ın maske takmadığı toplantıya katılmış!
Türk siyasetinde koronavirüs vakaları çarpıcı boyutlara ulaşırken, Bülent Arınç da eşiyle birlikte virüse yakalandığını açıkladı. Bülent Arınç, bir kaç gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile toplantıya katılmış, toplantıda Erdoğan maske takmamıştı.”
10 Eylül 2020 – 17:35 – Güncelleme: 10 Eylül 2020 – 17:55
Bunun bir diğer kanıtı da Giresun’da yaşanan sel felaketinin ardından krizi fırsata çevirmede mahir AKP’gillerin ve Reisinin düzenlemiş olduğu mitingdir. Bu miting sırasında hiçbir maske ve mesafe kuralına uyulmadığı gibi Recep Tayyip Erdoğan tarafından orada bulunan halka fırlatılan çayı kapışmak için orada bulunan insanlar insanlık dışı bir şekilde birbirine ezdirilmiştir.
https://dokuz8haber.net/toplum-yasam/erdoganin-giresun-mitinginde-sosyal-mesafeye-dikkat-edilmedi/
“SEL İÇİN GİTTİ SALGINA DAVETİYE ÇIKARDI
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, sel felaketi nedeniyle büyük can ve mal kaybı yaşanan Giresun’u ziyaret etti. Bu sırada miting düzenleyen Erdoğan halka seslendi. Erdoğan’ın mitinginde sosyal mesafeye dikkat edilmemesi ve adeta izdiham yaşanması yurttaşların ve sağlık çalışanlarının tepkisini çekti. Pek çok etkinliğin salgın bahanesiyle iptal edildiği günlerde Cumhurbaşkanı’nın sosyal mesafe gözetmeksizin binlerce kişiyle miting yapması sosyal medyanın en fazla konuşulan konusu oldu.”
Oysa ki;
1930 tarih ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu alınması gereken tüm tedbirleri, kimlerin, nasıl alması gerektiğini gösteren bir kanundur. Kanunun 3. Maddesinin 3, 4. 11 ve 16. Fıkraları yapılması gerekenleri saymıştır:
“Madde 3 – Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçeleriyle muayyen hatlar dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri doğrudan doğruya ifa eder:
…
f.3 – Memlekete sari ve salgın hastalıkların hulülüne mümanaat.
f.4 – Dahilde her nevi intani, sari ve salgın hastalıklarla veya çok miktarda vefiatı intaç ettiği görülen sair muzır amillerle mücadele.
…
f.11 – Hıfzıssıhha müesseseleri ve bakteriyoloji laboratuvarları ve alelümum hayati muayene ve tahlillere mahsus müesseseler küşat ve idaresi.
…
f.16 – Tıbbi istatistiklerin tanzimi.”
Yani salgın hastalıkların memlekete yerleşmesine engel olmak, mücadele etmek, laboratuarlar kurarak teşhis ve tedavisine yönelik işleri idare etmek, istatistikleri düzenlemek.
Peki şüpheliler ne yaptı?
Bunların hiçbirini yapmadığı gibi mevcut istatistiki verileri gizledi, küçülttü, halkı da dünya sağlık kuruluşlarını da yanlış yönlendirerek rehavete sebep oldu, doğrulara ulaşılmasına engel oldu.
İşte basına yansıyanlar:
https://serbestiyet.com/featured/gunluk-test-sayisi-neden-ve-nasil-100-bini-gecti-40044/
“Sağlık Bakanlığı’nın Temmuz ayından itibaren başlattığı uygulamayla artık koronavirüs hastalarıyla temaslı olsalar bile semptom göstermeyenlere koronavirüs testi yapılmıyor.
“Fakat test sayısını düşürmesi gereken bu radikal politika değişikliğine rağmen Ağustos’un başına kadar ortalama 40 binlerde seyreden test sayısı, Ağustos ayında hızla arttı ve 100 bini geçti.
“27 Ağustos’ta açıklanan son günlük test sayısı 106 bin 111 oldu.
“Peki test uygulanan bu 106 bin 111 kişi kim?
“Serbestiyet, bu sorunun cevabını araştırdı.
“1- Yurtdışı uçuşları için pek çok ülke test istiyor
“Test sayılarının bir kısmı yurtdışı uçuşların artmasıyla ilgili.
“Haziran’da açılmaya başlayan uluslararası uçuşlarda pek çok ülke Türkiye’den gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yolcularla yabancı ülke vatandaşı yolculardan PCR testi istiyor.
“Bu amaçla İstanbul, Bodrum, Antalya, Sabiha Gökçen ve İzmir Adnan Menderes gibi kalabalık havalimanlarında test merkezleri kuruldu. İstanbul Havalimanı’nda kurulan PCR test merkezi günlük 40 bin test yapma kapasitesine sahip. Yurtdışına gidecekler burada test yaptırabiliyor ve test sonucu iki saat içinde veriliyor. Yurtdışından gelen yolcular da isterlerse burada test yaptırabiliyor. Test ücreti olarak önce 110 TL alınıyordu, sonra 250 TL’ye çıkarıldı, İstanbul Havalimanı’nda ise test ücreti 260 TL.
“Haziran ve Temmuz’da Türkiye’ye gelen gurbetçilerin Ağustos’ta geldikleri ülkelere dönmeye başlamaları; Ağustos’ta kısıtlamaların kalkmasıyla İngiltere, Almanya gibi bazı ülkelerden Türkiye’ye turistlerin gelmeye başlaması ve ülkelerine geri dönmeleri; yurtdışına daha çok uçuşun olması ve daha çok vatandaşın yurtdışına gitmeye başlaması da test sayılarını yükseltti.
“Havalimanlarında günde kaç testin yapıldığı, rakamlar açıklanmadığı için bilinmiyor. Ama bu beş havalimanından her gün yurtdışına yüzlerce uçak kalktığı için bu sayının yüksek olduğunu tahmin etmek zor değil.
“2- Ağustos celbiyle askere alınacaklara Covid-19 testi zorunlu
“Milli Savunma Bakanlığı’nın yayımladığı Ağustos/Eylül celp dönemi duyurusuna göre, askere alınacakların sevk tarihinden dört gün öncesinden itibaren test yaptırmaları zorunlu.
“Testi negatif çıkanlar planlanan günde askere alınıyor, testi pozitif çıkanlar veya pozitif biri ile teması olanlar, tedavi edildikten ya da 14 gün karantinada kaldıktan sonra askere alınıyor.
“2020 Ağustos/Eylül sevk dönemi 8 Ağustos’ta başladı. 2020 üçüncü dönem sevkleri 8 ve 29 Ağustos’ta ve 17 Eylül’de yapılacak. Bedelli askerlik sevkleri de 29 Ağustos’ta yapılacak.
“Her celp döneminde 60 bin kişinin askere alındığı düşünülürse, Ağustos ayında test sayısının 100 binleri geçmesinde en büyük payın asker adaylarında olduğu rahatlıkla söylenebilir.”
“Ankara’da 17 ölü var, Türkiye geneli 20 deniyor
“Toplantıya Mansur Yavaş’ın sözleri damga vurdu
“29.08.2020
“İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanlığı tarafından, “A’dan Z’ye Covid-19’un Türkiye’deki Etkileri Çalıştayı” Online ZoomWebinar’ı olarak düzenlendi.
“Çalıştaya İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile birlikte İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ve Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen katılarak birer konuşma yaptılar. Akademisyen ve Bilim Adamlarının bulunduğu kapsamlı ve geniş çapta Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen Çalıştayı çok sayıda partili izleme imkânı buldu.
“Sağlık Bakanlığı’nın günlük açıkladığı Covid-19 verilerini değerlendiren İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları, sürecin şeffaf yönetilmediğini, açıklanan rakamların gerçekleri yansıtmadığını söyledi.
“Çalıştay’a Mansur Yavaş’ın sözleri damga vurdu. “Sadece Ankara’da 563 kişi öldü. Adana, İstanbul, İzmir, Ankara belediye başkanlarından bir günlük rakamları istesinler. Sonra açıklanan rakamlara baksınlar” dedi. Yavaş sözlerinin devamında, “Geçtiğimiz Salı 17 vefat var. Ama aynı gün açıklanan rakama bakıyorum, Türkiye çapında 20-21-22 kişi var. Sadece Ankara’da 17 kişi” dedi.
“İşte o video:
“Türkiye’deki sayı kadar, İstanbul’da bulaşıcı hastalıktan ölenler olduğunu söylemesi halinde kıyamet kopacağını dile getiren Ekrem İmamoğlu ise şöyle konuştu:
“Bizde bu sayılar var. Bir dönem kamuya açıktı, e-devlet üzerinden görülebiliyordu. Bunlar kısıtlandı. Ama insanlar istatistikleri okuyabiliyorlar. Yani bir önceki sene ile bu sene arasındaki farkı okuyabiliyorlar. Şu anda neredeyse İstanbul eşittir Türkiye. Peki üstü ne olacak. Türkiye rakamları neredeyse Ankara’dakiler kadar, açıklanmıyor. Aynı şey İstanbul için geçerli.
“Şimdi yeniden tartışma açmış olacağız. Bizim derdimiz tartışma açmak değil ki. Bizim derdimiz şeffaflık. Ben görüyorum. Bu rakamları bunu bir kısım siyasilere verdik. Bunu konuşan siyasiler neredeyse hain ilan edildi. Ölüm raporunu paylaşmak işin vahametini tedbir boyutunu arttırır. O bakımdan söylüyorum, ne yazık ki şu anda İstanbul eşittir Türkiye.
“Neyi gizliyorsunuz. Tüm ölümleri kayıt alan kurumuz. Nakli yapan da biziz. Mezarlıklar Müdürlüğü bizde, ölümler bize geliyor. Bunun gizlisi saklısı olmaz.”
“Odatv.com”
“Ankara’da durum kritik! ‘Yoğun bakım yatağı bulamayan hastalar var’
“Hastanemi Açın Platformu (HAP), başkentte yoğun bakım doluluğu nedeniyle yeni koronavirüs servisleri açıldığını duyurarak, kapatılan 6 hastanenin yeniden açılmasını istedi.
“31 Ağustos 2020 Pazartesi 16:04”
“Hastanemi Açın Platformu (HAP), başkentte yoğun bakım doluluğu nedeniyle yeni koronavirüs servisleri açıldığını duyurarak, kapatılan 6 hastanenin yeniden açılmasını istedi: “Yoğun bakım yatağı bulunamadığı için bekleyen hastaların olduğu belirtiliyor. HAP olarak aylardır ifade ettiğimiz ihtiyaç görünür oldu.”
“Başkentte kapatılan 6 hastanenin koronavirüspandemisi sürecinde yeniden açılması için Hastanemi Açın Platformu, Ankara Tabip Odası’da (ATO) basın açıklaması düzenledi.
“Platform adına konuşan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konsey eski Başkanı Bayazıt İlhan, koronavirüs salgını nedeniyle Ankara’daki hastanelerde büyük yoğunluk yaşandığını vurgulayarak, “Yoğun bakım yatağı bulunamadığı için bekleyen hastaların olduğu belirtiliyor. HAP olarak aylardır ifade ettiğimiz ihtiyaç görünür oldu” dedi.
“Sağlıkçılardan aldıkları bilgileri paylaşan İlhan, “Zekai Tahir Burak Kadın-Doğum ve Dışkapı Çocuk Hastanesi’nden sonra Numune Hastanesi’nin bir bölümünün Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi’nin bir bölümünün Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı COVID-19 klinikleri olarak açılacağı bilgisi alıyoruz” diye konuştu.
“Yeni koronavirüs servisleri oluşturulmasının salgının yayıldığının somut göstergesi olduğuna dikkat çeken İlhan, “Bununla beraber seçilen yöntemin günü kurtarmaya dönük olduğu, ayağının yere basmadığı açıktır. İhtiyaç sadece COVID-19 hastaları için değildir, diğer hastalarımız da aylardır tedavi olabilmek, ameliyat edilebilmek için beklemektedirler. Üstelik bu hastanelerin bağlanacağı belirtilen hastanelerin hekimleri, sağlıkçıları zaten had safhada yoğunluk altında çalışmaktadırlar” ifadelerini kullandı.
“İlhan, Ankaralıların mağdur olmaması için bir kez daha kapatılan hastanelerin açılması çağrısında bulunarak, “Bu hastanelerimizi tarihi kimlikleriyle sağlık hizmetlerine kalıcı olarak, tümüyle kazandıralım. Bu dönemde bazılarını COVID-19 hastalığının tedavisinde bazılarını diğer hastalıkların güvenle tedavisi ve ameliyatların sürebilmesi için planlayalım. Açılacak hastanelere boş duran Ulus Devlet ve Ankara Fizik Tedavi Hastaneleri’ni de katalım” diye ekledi.
(ANKA)
“Cerrahpaşa’daki pozitif vaka oranı, Türkiye geneli oranın yaklaşık on katı
“Koronavirüs salgınına ilişkin gerçek sayıların açıklanmadığı şüpheleri her geçen gün kuvvetleniyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin paylaştığı günlük pozitif vakanın yapılan test sayısına oranı, Türkiye geneli oranın yaklaşık 10 katı.
“HABER MERKEZİ
“İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin açıkladığı günlük verilerdeki pozitif vaka oranı Türkiye’deki gülük oranın en az 10 katı civarında seyrediyor.
“Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı koroanvirüs verilerinin gerçek sayıları yansıtmadığına dair şüpheler her geçen gün kuvvetleniyor. Valiliklerden vaka sayılarına ilişkin yapılan açıklamaların Sağlık Bakanlığı’nın raporlamalarına uymaması, bazı kentlerdeki ölüm sayılarının geçen yılların ortalamalarına göre belirgin biçimde yükselişi bu şüphelerin kuvvetlenmesine neden olan etkenlerden sadece birkaçı.
“İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ndeki günlük teste göre pozitif vaka oranı da, veriler üzerindeki söz konusu şüpheyi kuvvetlendirir biçimde Türkiye geneli sayılarla dikkat çeken bir açı farkına sahip.
“Fakülte tarafından günlük açıklanan Covid-19 veri setine göre, son üç günde tespit edilen pozitif vakanın günlük test sayısına oranı yüzde 11 ile 16 arasında değişiyor. Buna karşılık, Türkiye geneli verilerdeki oran ise 1 civarında seyrediyor.
“Cerrahpaşa’nın açıkladığı son üç güne dair veriler şöyle:
“4 Eylül: 707 teste karşılık 78 pozitif vaka tespit edildi (%11)
“5 Eylül: 487 teste karşılık 55 pozitif vaka tespit edildi (%11)
“6 Eylül: 350 teste karşılık 57 pozitif vaka tespit edildi (%16)
“Aynı tarihlerdeki Türkiye geneli veriler ise şöyle:
“4 Eylül: 117 bin 113 teste karşılık bin 612 pozitif vaka tespit edildi (%1,3)
“5 Eylül: 99 bin 497 teste karşılık bin 673 pozitif vaka tespit edildi (%1,6)
“6 Eylül: 96 bin 842 teste karşılık bin 578 pozitif vaka tespit edildi (%1,6)
“KOCA NE DEMİŞTİ?
“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, çeşitli yerlerde yapılan düzenli testlerin açıklanan günlük rakamların içinde yer almadığını söylemişti.
“Yapılan son Bilim Kurulu toplantısı ardından yapılan basın toplantısında Bakan Fahrettin Koca, “Bazı sağlık kuruluşlarının PCR testi sonuçlarını Sağlık Bakanlığına bildirmediği belirtilmişti. Kaç sağlık kuruluşu, kaç sonucu bildirmedi. Bu tablo nasıl değişti? Basın mensupları düzenli test oluyorlar, TBMM’de ve Külliye’de testler yapılıyor. Bu testler buna dahil mi?” sorusuna, “Bazı özel hastanelerde kaydın yeterince tutulmadığı şeklinde bir durumu gördük. Ama bununla ilgili biz gereken uyarılarımızı yaptık. Bu anlamda şu an bir sorun olmadığını söyleyebilirim. Bizim testlerin içinde basın mensupları ve benzeri artı turistik bölgelerde yapılan testler, bu testlerin içinde yok. Daha fazla test yapıldığını söylemek istiyorum. Pozitif vakaları takibe alıyoruz ama testin içinde yok” cevabını vermişti.
http://ahmetsaltik.net/2020/09/09/chpli-vekilden-korkutan-gercek-vefat-ve-vaka-sayisi-aciklamasi/
“CHP’li vekilden korkutan ‘Gerçek vefat ve vaka sayısı’ açıklaması
“CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel, “Koronavirüsten Türkiye’de gerçek vefat sayısı 23 bindir. Türkiye’nin genelinde vaka sayısı ise 980 bindir” dedi.
“09 Eylül 2020, Cumhuriyet
(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)
“Dr. Adıgüzel, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, Covid-19 salgınının ülkeyi kasıp kavurduğunu ifade etti.
“Şu anda TBMM’de her 30 milletvekilinden 1’inin hasta olduğunu, hasta olup, tedavi gören belediye başkanları, siyasi parti liderleri bulunduğunu belirten Adıgüzel, Türkiye’de her apartmana Covid-19’un girdiğini söyledi.
“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya, “sanal bakan” dediğini ifade eden Adıgüzel, “Sağlık Bakanı, ‘bugün ne verelim’ diye düşünüp taşınıp bir sayı belirleyip, onu da Twitter’da yayınlamaktan öteye gitmeyen bir sağlık bakanıdır. Sağlık Bakanı, bu işleri artık bırakmalıdır.” ifadelerini kullandı.
Koca’nın açıkladığı vaka sayılarının gerçek tabloyu yansıtmadığını ileri süren Adıgüzel, bugün açıklanacağını iddia ettiği koronavirüs tablosunu basın mensupları ile paylaştı.
“Gerçek koronavirüs tablosunun bu olmadığını öne süren Adıgüzel, “Bu, Türkiye’nin dört bir tarafından meslektaşlarımızdan, Sağlık Emekçileri Sendikasının üyeleri, büyükşehir belediyeleri ve CHP’li belediyelerden aldığımız verilerle oluşturduğumuz bir tablodur” diyerek, kendisinin hazırladığı yeni tabloyu gösterdi.
Adıgüzel, bugünkü hasta sayısının 105 bin test yapılacaksa 16 bin olduğunu iddia ederek, her yapılan bin testin 150’sinin pozitif geldiğini söyledi.
“VAKA SAYISI 980 BİN”
“Koca’nın vaka sayılarında bir sıfırı attığını ileri süren Adıgüzel, sözlerini şöyle sürdürdü:
“16 bin yeni vakamız vardır. Bakan bir sıfır atmaktadır. Bu vefatlar da beş büyük ilimiz İstanbul, Ankara, İzmir, Adana ve Antalya’nın salgının başından beri toplam vefat sayıları, belediyelerimizin kayıtlarında mevcuttur. Toplam vefat sayısı 8,850’dir. Bu kentlerde 30 milyon insanımız yaşamaktadır. 30 milyon insanımızda 8,850 ise bunu 82 milyon insanımızla oranladığımızda, Türkiye’de gerçek vefat sayısı 23 bindir. Türkiye genelinde vaka sayısı ise 980 bindir. Bu da, Bakan’ın açıkladığı 285 bin rakamının yaklaşık 4 katıdır. Türkiye’de her 40 kişiden birisi Covid ile tanışmış durumdadır.”
“Adıgüzel, Milli Eğitim Bakanlığının yüz yüze eğitime imkan vermesi durumunda yıl başına kadar her eve Covid gireceğini iddia etti.
“Bir suç duyurusunda bulunmak istediğini ifade eden Adıgüzel,
“Sağlık Bakanı’nı ve Hükümetin başını ölüme sebebiyet vermekten, can kaybına sebebiyet vermekten suç duyurusunda bulunmak istiyorum.” diye konuştu.
“Sağlık Bakanlığının sağlık çalışanlarına talimatlarını, resmi evrak ile değil what’ s up ile gönderdiğini, Milli Eğitim Bakanlığının da çocuklarını okula göndermek isteyip istemediğini velilere soracağını belirten Adıgüzel, her iki bakanlığın da “topu taca attığını” savundu.
“Hükümete yakın firmaların, başka sektörde çalışan fabrikalarını maske üreten fabrikalara çevirdiğini ileri süren Adıgüzel, vatandaş maske ararken, hükümete yakın çevrelerin yurt dışına maske gönderip, bunun rantını elde ettiğini iddia etti.
“Adıgüzel, çağrı merkezi çalışanlarının evlerinden çalışırken kamera ile takip edildiğini ileri sürdü.
========================
“Dostlar,
“Meslektaşımız Dr. Mustafa ADIGÜZEL yürekli açıklamalar yapıyor salgın hakkında. Çıkarımları doğrudur. Biz de geçtiğimiz günlerde CHP Genel Başkanı Sn. Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla arayarak konuyu görüştük ve önerilerde bulunduk, ardından da yazılı not olarak ilettik:
“Ülkemizdeki salgın kötü yönetiminin yumuşak karnı GİZLENEN ÖLÜM SAYILARI..
“Oysa gerçek 1 adım ötede… 1397 belediyeden 536 + kayyım atadıkları 64 olmak üzere 600’ü AKP elinde, 145’i MHP’nin. Kalan 652’si ise muhalefet partilerinin. Bu 652 belediye nüfus olarak Türkiye’nin %70’ine yakın. Mezarlıklar müdürlüklerinden salgından bu yana toplam ölüm rakamları toplanır, ilan edilen göstermelik korona ölümleri düşülür; farkın kaynağı iktidardan YÜKSEK SESLE kamuoyu önünde sorulur.. İktidar partileri belediyelerinin de toplam rakamı açıklaması istenir. ‘Neden saklıyorsun bunca ölümü??‘ denir!!… Denmezse suça ortak olunur.. CHP Gn. Bşk. Kemal Kılıçdaroğlu’na da 7 Eylül 2020 günü telefon ederek söyledim.. TV’lerde de çok kez uyardım.. Dr. Ahmet SALTIK”
“Son 2 günde, CHP Genel Merkezinden örgütlere ulaştırılan iletiyi de öğrendik:
“Sayın Yetkili,
“Mart ayından bu yana kentinizde yaşanan vefatlarda korona, zatürre, solunum yetmezliği ve çoklu organ yetmezliğinden defnedilen kişi sayısını tarafımıza ivedilikle bildirmenizi rica ederiz.
Yerel Yönetimler”
“Üstüne gidildiğinde, kısa sürede acı gerçekler ortaya çıkacaktır.
“Öbür muhalefet partilerinin de ortak davranması dilek ve beklentimizdir.
“Sevgi ve saygı ile. 09 Eylül 2020, Datça
“Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Hekim, Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (SBF)
Sağlık Hukuku Bilim Uzmanı
www.ahmetsaltik.net [email protected]”
Yukarıda belgeleri ile açıkladığımız verilerin gizlenmesi, gereken tedbirlerin alınmaması hep ekonomik kayıp kaynaklı olmuş, insanlarımız; özellikle günübirlik nafakasını sağlayanlarla küçük esnaflar iflas noktasına gelmiş, evlerine bir dilim ekmek götüremeyen muhtaç ana babalar kendilerini yakma noktasına kadar gelmiş, açlıktan ölmektense virüsten ölmeyi adeta kabul ederek tedbirleri yok saymışlardır. Oysa Hıfzıssıhha Kanunu bunu da düzenlemiştir:
Madde 83 – Cebri tecride tabi olarak müessesatta veya evlerinde tecrit edilen kimselerle 76 ncı maddede zikredilen şahıslardan muhtaç olanlarının kendileri ve ailelerinin iaşeleri masarifi Hükümetçe tesviye edilir.
İşte bu madde Devletin sosyal devlet olma özelliğinin bir sonucudur. Ancak AKP iktidarı, Cumhuriyetin olmazsa olmaz birçok temel ilkelerinde olduğu gibi sosyal devlet ilkesini de ortadan kaldırmış, halk yararına olan temel hükümler yok sayılmıştır.
Yine aynı kanunun 13. Babında düzenlenen 276 ve devamı maddelerde sağlıklı istatistikî verilerin kamuoyu ile paylaşılması gereğini, gerekçeleriyle birlikte sorumlularını da açıklamıştır. Ancak yukarıda da sunduğumuz gibi bu maddelere de tüm şüphelilerin aykırı hareket ettiği aşikardır.
Tüm bu nedenlerden dolayı tüm şüpheliler, TCK 257’de düzenlenen görevi ihmal suçunu işlemişlerdir:
Görevi kötüye kullanma (1) Madde 257- (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisi, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu maddeye aykırı hareket ederek binlerce insanımızın hastalanmasına, vefat etmesine, açlık ve yoklukla başbaşa kalmalarına sebep olan şüpheliler, ki buna gerçek bilim insanı namusuna sahip olmayan, önerilerinin hayat bulması konusunda siyasi iktidara gücü yetmese bile, gerçekleri açıklamaktan imtina ederek, siyasi iktidarı teşhir ederek istifa etmek vb. bir çok yaptırım olanağını kullanmaktan imtina eden Bilim Kurulu Üyeleri de dahildir, soruşturma başlatılmasını talep etmek zorunlu olmuştur.
SONUÇ VE İSTEM :Yukarıda açıkladığımız ve Cumhuriyet savcılığınca re’sen araştırılacak sebeplerle, şüphelilerin eylemlerine uyan Umumi Hıfzıssıhha Kanunu ve Türk Ceza Kanunu ve ilgili diğer kanunlarda belirtilen suçlarından yargılanıp cezalandırılması amacıyla haklarında gerekli soruşturmanın yürütülerek Kamu Davası açılmasını müvekkil Parti adına talep ediyoruz. 14.09.2020
Suç Duyurusunda Bulunan Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanlığı
Vekilleri
Av. Metin Bayyar-Av. Sait Kıran-Av. Ayça Okur-Av. Doğan Erkan