Genel Başkanımızın deyimiyle, “Tayyipgiller’in bir operasyon enstrümanı haline getirilmiş olan Yargı”, 2015 yılında bitmiş, sonuçlandırdıkları hukuk, akıl, mantık ve vicdan dışı bir gerekçeyle yeniden açtırıp başa döndürdükleri MİT TIR’ları davasının bir duruşması daha 18 Ekim 2023 tarihinde, Ankara Adliyesi 5. Asliye Ceza Mahkemesinde yapıldı.
Teslim alınan hakimler, savcılar eliyle AKP’giller, Baş eğmez Devrim Savaşçısı Nurullah Efe Ankut’u daha ağır cezalara çarptırıp susturacaklarını, sindireceklerini, korkutacaklarını sandılar. Ama AKP’giller’i yargılamaya başlarken Önderimiz, daha yargılamanın en başında, şu sözlerle inletti salonu: “Ben buraya savunma yapmaya gelmedim. Ben tepeden tırnağa suça batmış Kaçak Saray iktidarını, AKP’giller suç örgütünü yargılamak için buradayım”.
Türkiye ve Dünya Devrim Tarihine geçecek olan bu kopuş savunmalarına tanıklık edenler, bir kez daha kendi mahkemelerinde, kendi avukatlarının, savcılarının, hakimlerinin huzurunda AKP’giller nasıl yargılanır, çıkar amaçlı suç örgütüyle nasıl hesaplaşılır gördüler.
Duruşma sonrası Ankara Adliyesi önünde yapılan açıklamalar aşağıdadır:
Av. Tacettin Çolak: Saygıdeğer Arkadaşlar. Bugün Ankara 5’inci Asliye Ceza Mahkemesinde bir tiyatro yaşandı, bir hukuk garabeti yaşandı.
2015’den bu yana yürütülen yargılamayı Halkın Kurtuluş Partimizin Sayın Genel Başkanı Sayın Nurullah Ankut Başkanımıza daha fazla ceza vermek amacıyla hukuk dışı gerekçelerle bozup, yeniden ısıtıp ısıtıp yargılama konusu yaptılar.
Mahkeme bizim maddi gerçeğe ulaşılması bakımından, toplanmasını istediğimiz delillerin hiçbirini toplamadı. MİT TIR’larının Adana’da ve Hatay’da durdurulan MİT TIR’larının içinden çıkan silahlarla ilgili yürütülen yargılamada MİT TIR’ları Davasının görüldüğü o Savcıların yargılandığı Yargıtay Ceza Dairesinin 16’ncı Ceza Dairesinin dosyasını da getirmedi.
Dolayısıyla yapılan alelacele bir yargılamada Sayın Genel Başkanımız her zaman olduğu gibi yine Tayyipgiller’i kendi mahkemelerinde bir kez daha yargıladı.
Son sözü de: “ben burada beraat almaya gelmedim, yargılamaya geldim” oldu.
Mahkeme Yargıcının açıkladığı karara göre 1 yıl 9 ay hapis cezası verildi. Ertelemeli bir karardır. Ancak bizim bu konuyla ilgili de bu karara ilişkinde istinaf ve temyiz yollarını başvurma hakkımız vardır. Zaten hele hele Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddeden verilen kararların hiçbirisi zaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre de uygun değildir. Esasında Türk Ceza Kanunu’nun 299’uncu maddesi yok hükmündedir, ilga olmuştur. AİHM’in verdiği kararlar hep bu yöndedir.
Bu çerçevede bize göre de bu karar yok hükmündedir. İç Hukukta başvuru yollarını tükettikten sonra zaten AİHM’de de bu karar bozulacaktır.
Şimdi Sayın Genel Başkanımıza sözü veriyorum.
Nurullah Efe Ankut: Saygıdeğer Arkadaşlarım, gördüğünüz gibi bizim davalarımıza, bizim duruşmalarımıza sizin muhalif sandığınız, Amerikancı satılmışlar medyasının bir tek taraftarı gelmez. Sadece karga kardeş gelir. O da peynir kapmak için gelir. Çünkü o muhalifi oynayanlar ikili, üçlü oynarlar.
Biz ne diyoruz1960’lı yıllardan beri Denizlerle, Mahirlerle birlikte?
“Katil Amerika ve Siyonist İsrail, Ortadoğu’dan defol diyemeyen her siyasi, her aydın, her akademisyen, her bilim insanı ya gafildir ya korkaktır ya satılmıştır ya haindir.”
O muhalifi oynayan medya arkadaşlar işte onlarında Kabe’si, kutsal şehri Washington ve White House olduğu için bize düşmandırlar arkadaşlar. Alayı düşmandır. Bakmayın onların muhalif geçinen medyada sabah akşam dilli düdük gibi öttüklerine. Bunların en solcu geçineni Merdan Yanardağ bir sene önce aynen şu buyruğu veriyor emrindeki medya emekçilerine:
“Halkın Kurtuluş Partisinin eylemlerini vermeyeceksiniz”, gerisini var siz düşünün arkadaşlar artık.
O yüzden onların medyasında bizim adımız geçmez, bizim suretlerimiz görünmez, bizim eylemlerimiz yer almaz.
Ama olsun…
Onlarda yarın yok olup gidecekler. Tıpkı bu ağaçların gazelleri gibi eriyip, çürüyüp, yok olup gidecekler.
Ama biz devrim yolunda hızla ilerlemeye devam edeceğiz, gelecek kuşaklara güneş olacağız, rehber olacağız.
Tayyipgiller’e gelirsek:
Bizi yargılayarak korkutmaya çalışıyorlar. Daha önce de dedik. Tarla sıçanı kadar yürek taşımayan bu avanenin bizleri korkutabilmesi, bir karganın bir kartalı korkutabilmesi kadar olasıdır. Ya da bir tavşanın bir aslanı korkutabilmesi kadar olasıdır.
Baştan tırnağa ABD yapımı ve binbir suça batmış bu Tayyipgiller iktidarı eninde sonunda bu mahkemelere gelecekler, sanık olarak gelecekler. İşledikleri bin bir suçun hesabını verecekler.
Bugün de biz onları bir kez daha kendi Yargıçlarının, kendi Savcılarının, kendi Avukatlarının önünde bir kez daha yargıladık. Onların bin bir suçundan iki saatlik bir süre içinde en önemlilerini ortaya koyduk ve onları tarih ve halkımız nezdinde mahkûm ettik.
Ve dedik onların Savcılarına, Yargıçlarına: Bize ceza vermeye mecbursunuz hatta mahkumsunuz, sizin hukukla, kanunla, Anayasayla bir ilginiz yok. Siz Kaçak ve Haram Saray’ın bir operasyon aletisiniz, bir enstrümanısınız, sizin bir tek kanununuz var, Kaçak Saray’ın Reisi’nin ağzından çıkacak buyruklar. Sizler onları yerine getirmekle görevlisiniz. Acıyorum sizlere dedim. Yarın evlatlarınızın, torunlarınızın yüzüne nasıl bakacaksınız, sizden utançla söz edecekler. Onların hiç düşünmüyor musunuz? Dedim.
Ama korku bir kere sarınca insanın bedenini yapamazlar doğruyu, yapamazlar. O yüzden bize ceza vermeye devam ettiler. Ve bize davalar açtırmaya devam ediyorlar.
İşte İstanbul Emniyet Müdürlüğü bir kez daha utanaraktan davet etti bizi.
Yeniden bizi ifadeye çağırıyorlar. Verdirdiği cezalar bugüne kadar ve açtırdığı davalarda istenen cezalar sanıyorum 50 yılı aştı.
Olsun!
Vatan, halkımız, ülkemiz, milletimiz söz konusu olduğunda biz gözümüzü kırpmadan 67’den bu yana, 56 yıldan bu yana olduğu gibi “belaya atlar gideriz. Çağ gibi, çığ gibi, mermi gibi, patlar gideriz”
Eninde sonunda bu Tayyipgiller buralara suçlu olarak gelecekler ve hak ettikleri cezayı alacaklar ve çelik bilezikle tanışacaklardır arkadaşlar.
Halkız haklıyız yeneceğiz!
Av. Tacettin Çolak: Arkadaşlar bu davanın bir yönü daha var. Sayın Genel Başkanın sözünün üstüne konuşmuş olacağım kusura bakmasın. MİT TIR’ları olayının Uluslararası Ceza Mahkemesine taşınmasından kaynaklı bu davayı açtılar. İnsanlığa karşı işlenen her suçun Uluslararası Ceza Mahkemesine götürülmesi gerekmektedir. Biz bu görevimizi yaptık.
Bir haftayı geçkin süredir 10 gündür Filistin’de, İsrail’de insanlığa karşı suç işlenmektedir. Dün gece servis edilen haberlere göre de artık çoluk çocuk demeden, hastane filan demeden binlerce, on binlerce insanı katleder duruma gelmiştir. Bu uluslararası bir insanlığa karşı işlenmiş suçtur.
Bu katliamın da Uluslararası Ceza Mahkemesine taşınması gerekir.
Ama Türkiye’de devletin başına çöreklenmiş olanlar sadece etkin bir kınama yapıyorlar. Tayyip Erdoğan’da Dışişleri Bakanlığı da hatta Genel Kurmay Başkanlığı da sadece kınamakla yetiniyorlar. Eğer kendilerine güveniyorlarsa, eğer samimilerse, eğer dürüstlerse Uluslararası Ceza Mahkemesine devletler tarafından da başvurma yetkisi vardır. Onlardan bu yürek, bu cesaret olmadığını biz biliyoruz.
Önümüzdeki günlerde Halkın Kurtuluş Partisi Filistin’de yaşanan İsrail’in insanlığa karşı işlemiş olduğu katliamlar, suçlar nedeniyle de Uluslararası Ceza Mahkemesine bir kez daha başvuracaktır.
Saygılar.
18.10.2023
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi