Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’a AKP’giller tarafından “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla açılan sayısız davalarda bugüne kadar 13 yıl 5 ay 5 gün hapis cezası verildi. Verilen bu cezalara ilişkin davalar şu anda İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay aşamasında. Ayrıca devam eden davalardan ve soruşturmalardan 56 yıla kadar hapis cezası ve siyaset yapma yasağı istenmektedir.
Hatırlanacağı gibi Genel Başkan’ımız hakkında yine “Cumhurbaşkanına hakaret” isnadıyla geçmişte açılan davalardan birinin duruşması, 25 Mayıs 2023 tarihinde İstanbul 52. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmüş ve kendisi hakkında 4 yıl 8 aya kadar hapis cezasının yanı sıra siyaset yasağı istenmişti. İşte bu duruşmanın çıkışında Genel Başkan’ımızın Adliye önünde yaptığı basın açıklamasından dolayı AKP’giller bir dava daha açtırmıştı. İstanbul 11’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bu yeni davanın sonucunda; Genel Başkan’ımızın soruşturma aşamasında verdiği ifadeye dayanılarak beraat kararı verilmişti. Ancak Tayyip’in avukatları, beraat kararını İstinaf Mahkemesine taşımıştı. İstinaf Mahkemesi yerel mahkemenin eksik yargılama yaptığını belirterek beraat kararını bozmuştu.
Böylece yeniden başlayan yargılamanın ikinci duruşması, 24 Ocak 2025 tarihinde İstanbul Çağlayan Adliyesi 11. Asliye Ceza Mahkemesinde görülmüştü. Söz konusu davanın karar duruşması ise bugün saat 14.00’te görüldü. Duruşmaya, Genel Başkan’ımızla birlikte Parti Avukatlarımız ve Partili Yoldaşlarımız katıldı.
Duruşma öncesi AKP’giller’e yaranmaya çalışan bazı adliye görevlileri, Genel Başkan’ımızın bir klasiği haline gelen mahkeme salonuna yumruklu girişini ve Yoldaşlarımızın “HKP Genel Başkanı Nurullah Efe Ankut, AKP’giller’i kendi mahkemelerinde yargılıyor!” şeklindeki takdimini engellemek için provokasyon yapmaya çalıştı. Yoldaşlarımıza müdahale etmeye kalkışan adliye görevlilerine gereken cevap verildi ve kısa süreli bir arbedenin ardından hep bir ağızdan “Yaşasın Halkın Kurtuluş Partisi!” sloganımızı haykırarak duruşma salonuna girdik.
Karar duruşmasında AKP’giller yargılamasına başlayan Genel Başkan’ımız, sözlerine AKP’giller’in ve Reislerinin adeta bir suç makinesi niteliği taşıdığını söyledi. Tayyip’in geçmişte yaptığı konuşmalardan örnekler sunan Genel Başkan’ımız, böyle bir adamın hiçbir surette demokrat olamayacağını ve bu adama muhtarlık düzeyinde bile kamu görevi yaptırılmaması gerektiğini vurguladı.
Tayyip ile ABD ve İsrail hizmetkârı Ahmed eş-Şara (Golani) arasında Türkiye’de gerçekleşen görüşmeye de değinen Genel Başkan’ımız, AKP’giller’in Reisinin IŞİD Lideri Bağdadi’nin yıllar boyu yardımcısı olan, iki askerimizi diri diri yaktıran bir canavarlarla aynı ruhiyatta olduğunu dile getirdi. Genel Başkan’ımız, ayrıca Suriye’deki kukla yönetimin ABD Emperyalistleri ve Siyonist İsrail’in önündeki tüm engelleri kaldırmak için çaba harcadığını belirtti. ABD’nin faşist ve bunak başkanı Trump’ın Gazze’yi ilhak edeceğini açıkladığını hatırlatan Genel Başkan’ımız, Tayyip’in bu emperyalist projeye gıkını çıkaramadığını, tek sermayesinin Halkımızı Allah’la aldatmak olduğunu dile getirdi.
AKP’giller’in vatansever Genç Teğmenlerimizi ve üç komutanını Ordudan ihraç ettiğinin altını çizen Genel Başkan’ımız, bunun tamamen AKP’giller’in Mustafa Kemal, Kuvayimilliye ve Laik Cumhuriyet düşmanlığından kaynaklandığını belirtti. AKP’giller’in vurgunlarından ve soygunlarından “eşantiyon babında” kısa birkaç örnek veren Genel Başkan’ımız, başta Tayyip olmak üzere tüm AKP’giller avanesinin bağımsız ve tarafsız mahkemelerde eninde sonunda yargılanacaklarını belirterek tarihi “Kopuş Savunması”nı noktaladı.
Genel Başkan’ımızdan sonra söz alan Parti Avukatlarımız, Genel Başkan’ımızın her duruşmada dile getirdiği eleştirilerin, feryat edercesine ortaya koyduğu gerçeklerin bir savunma değil, bir manifesto olduğunu belirttiler. Görülmekte olan davanın baştan aşağı hukuksuzluklarla dolu olduğunu dile getiren Hukukçularımız, TCK 299’uncu Maddenin artık mülga hale geldiğini ancak günümüzde artık “Tayyip Erdoğan’ı koruma” maddesi işlevi gördüğünü belirterek bir önceki karara uyulması ve Genel Başkan’ımız hakkında beraat kararı verilmesini talep ettiler.
Karar öncesi son sözü sorulan Genel Başkan’ımız mahkeme hâkimine; “Gençsiniz. Bir önceki duruşmada da söylediğim gibi AKP’giller’in size bir kötülük etmelerini istemem. O sebeple bana ceza verin!” ifadelerini kullandı.
İstanbul 11’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada Genel Başkan’ımız hakkında bir kez daha beraat kararı verildi.
Duruşma sonrası Çağlayan Adliyesi önünde her zamanki gibi bir basın açıklaması gerçekleştirdik. Basın açıklamasında açılış konuşmasını İstanbul İl Başkanımız Av. Pınar Akbina yaptı. Av. Pınar Akbina Yoldaş’tan sonra bir konuşma yapan Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut, şunları söyledi.
***
Nurullah Efe Ankut: Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Tayyip ve avanesi durup dinlenmeden bize soruşturmalar açtırıyor, davalar açtırıyor art arda cezalar verdiriyor. Fakat biz, vatan söz konusu olduğu zaman gözümüzü kırpmadan “belaya atlar gideriz!”
Tayyip ve avanesi gibi tavşan kadar bile yürek taşımayan bir iktidarın bizi korkutabilmesine imkân var mı?
Daha önce de defalarca söyledik; Tayyip ve avanesinin bizi korkutabilmesi bir tarla sıçanının bir aslanı korkutabilme olasılığı kadardır ancak. Onlar boş işler…
Ve her seferinde biz onları yargılarız. Çünkü bizi Tarihte hiçbir güç yargılayamaz biz Tarihin en haklı, en meşru davasını savunuyoruz. Halkımızı, Vatanımızı, Birinci Kuvayimilliye’yi ve Kuvayimilliye’nin Komutanlarını; Mustafa Kemal’leri, İnönü’leri ve onların geleneğini savunuyoruz.
Kim korkutabilir ki bizleri?
Saygıdeğer Arkadaşlarım;
Bugün 14 Şubat, yani Sevgililer Günü. Sevgililer Gününde sevgililerine şiir okumayan erkekler bence nezaketsizlik ederler, en hafif deyimiyle. Onlara sevgi sözcükleri söylemeyenler yanlış yapmış olurlar. Biz de bugüne kadar hep şiirlerle iç içe olduk.
Daha Sultan’ımıza, gönlümüzün sultanına ilk tanıştığımız günden beri mektuplarımızda şiirler yazdık. Bu bakımdan bugün tüm Yoldaşlarıma sevdiğim, hayranı olduğum, yiğit, Devrimci Şairimiz Hasan Hüseyin Korkmazgil’in sevdiğim aşk şiirlerinden birini okumak istiyorum.
*
Hasan Hüseyin Korkmazgil – Akşam Delisi
Bütün oyunlar bitti
– bir sen kaldın yalnızlığımda
bir başka dünyadayım artık
– beni çocuklar bile anlıyor
yıktım boğaları bir bir – bana gül atma yıkıldım
ne yapsam ne etsem nasıl boğsam öz çocuğumu
git – ona git – çek gözlerini
– ben yorgunum yokluğuna
bilsen ne güzel yokluğuna
parmaklarımda o hiç kurtulamadığım acı uğultu
yokladım kapıları tek tek – dönüp ülkene düştüm
bilsen ne güzel düştüm
tatlı bir kıpırtının ötesindesin
çocuksu korkularını giyiniyorsun
yaralı bir Temmuz ikindisisin
hırçın sularıma iğilmiş.
Ben akşam delisiyim
– çok yönlü duraklarda hızlıca sular
bütün müzikler susar – renkler ölür
– bir sen kalırsın yalnızlığımda
çevreler göçer – yüzler eskir
– bir sen kalırsın yalnızlığımda
mahpusların ilk gün şaşkınlığı bu
benim senden yıkılmışlığım
bilsen ne güzel yıkılmışlığım
git – ona git – çek gözlerini
– ben yorgunum yokluğuna.
Bu benim en güzel yenilmişliğim
bilsen ne güzel yenilmişliğim
sana sesler getirsem tanımadığın
ürpertiler getirsem yaşanılmamış
sana seni getirsem yitiklerinden
ikimiz el ele bir yola düşsek
herhalde büyük işler yapabilirdik.
ay serilir – bir eski tablo değer gözlerime
– ölürüm
kötü noktada düştüm
– ben senin yasak ülkene düştüm
bilsen ne güzel düştüm
sen belki o değilsin
sen çok saraylardasın şimdi
o güzel çizgilerinde
hoyrat parmakları aptallıkların
hep yumruk oluyorum – kahroluyorum
– o sömürge gözlerin
bir kavgadan bir kavgaya o sömürge gözlerin
git – ona git – çek gözlerini
– ben yorgunum yokluğuna
bilsen ne güzel yokluğuna.
Beni böyle darmadağınık düşünüyorsan
gözlerine dolanıp dolanıp düşüyorsam
yeniksem yıkılmışsam çıldırıyorsam
çok yalnızım seni alıp götürüyorlar
seni benden parça parça götürüyorlar
*
Kalın sağlıcakla…
***
Bir kez daha belirtmekte fayda var: Genel Başkan’ımızın ve Partimizin mücadelesini engellemeye hiçbir güç yetmedi, yetmeyecek!
Halkız, Haklıyız, Kazanacağız!
14 Şubat 2025
HKP Genel Merkezi