Genel Başkan’ımız Nurullah (Ankut) Efe hakkında “Cumhurbaşkanı”na hakaret ettiği gerekçesiyle yeni bir soruşturma daha açıldı. Bu seferki soruşturma Halkın Kurtuluş Yolu Gazetesi’nin 160. Sayısında yayımlanan “1500 yıllık İslam Tarihinin Ümmete en fazla kötülük edeni” başlıklı yazısından. (https://kurtulusyolu.org/1500-yillik-islam-tarihinin-ummete-en-fazla-kotuluk-edeni-2/)
3 Aralık 2021 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına ifade veren Genel Başkan’ımız, her zamanki gibi AKP’giller’i ve Reislerini yargıladı, tüm suçlarını ortaya döktü. Daha ifadesinin başında:
“Ben yazımda belirtmiş olduğum ifadeleri AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitaben söyledim.
“Recep Tayyip Erdoğan resmi olarak üniversite diplomasının bulunmaması nedeniyle meşru Cumhurbaşkanı değildir. Ben önümüze gerçek bir diploma konulana dek ona Cumhurbaşkanı demem, diyen de suç iler. Diplomasının olmadığı ve sunduğu diplomanın sahte olduğu Noterler Birliği tarafından İstanbul 15’inci Noteri’ne verilen disiplin cezası ile sabittir. Nitekim diploma aslı sunmadığı halde onay işlemi yaptığı için disiplin cezası verilmiştir.
“Diplomasının sahte olması nedeniyle bir gün hem Resmi Belgede Sahtecilik hem de Nitelikli Dolandırıcılıktan da yargılanacaktır.” dedi.
Genel Başkan’ımız daha sonra soruşturmaya konu edilen yazıdan cımbızla çekilerek suçlamaya konu edilen “Kaçak ve Haramsaray’da mukim Potamyalı Yezid”, “Vatan satıcısı”, “Kamu malı hırsızı” gibi ifadeleri neden kullandığını tek tek mahkeme kararları ve somut deliller göstererek, tarihi kökenleri ve objektif olaylarla açıkladı.
Genel Başkan’ımızın ardından Parti Avukatlarımız, Erdoğan’ın diplomasıyla ilgili Eyüp Lisesinden diploma kütüğünün, Marmara Üniversitesinden de diplomasının sorulmasını ve transkript belgesinin; “Kaçak Saray” ibaresi ile ilgili olarak da Danıştay Dava Daireleri Kurulunun bu konudaki kararının istenmesini talep ettiler.
Ayrıca hırsız ibaresi için AKP’nin kurucularından olan Abdüllatif Şener’in, 17-25 Aralık ile ilgili açıklamaları nedeniyle AKP’li eski Bakan Erdoğan Bayraktar’ın ve vatan satıcısı ibaresi ile ilgili olarak Yunanistan’a verilen adalarla ilgili Milli Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Kurmay Albay Ümit Yalım’ın dinlenmesini talep ettiler. Son dönem AİHM’in Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile ilgili Vedat Şorli kararını emsal göstererek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğini belirttiler.
İfadeden, daha doğrusu AKP’giller’i yargılamasından sonra açıklama yapan Genel Başkan’ımız şunları söyledi:
***
Defalarca denemiş olmasına rağmen Tayyipgiller ve avanesi, Kaçak Saraylı Reis bizi yargılayacağını sanıyor. Ama bizi dünyada hiçbir güç yargılayamaz! Çünkü dünyanın ve Tarihin, İnsanlığın en haklı, en meşru davasını savunuyoruz biz.
Bizi yargılamaya kimin gücü yetebilir?
Her seferinde onların mahkemelerinde, savcıları karşısında biz onları yargılıyoruz, hem de saatler boyu yargılıyoruz. Onların binbir suçunu sayıp döküyoruz ortaya. Ve bunlardan dolayı er geç hesaba çekileceklerini, buralara geleceklerini, bunların hesabını vereceklerini, hiçbir suçlarının yanlarına kalmayacağını anlatıyoruz.
Ve diyoruz ki ya Cumhurbaşkanı diye bir kimse yok!
Binbir suça batmış bir kanun dışı organize suç örgütü var, Türkiye’nin tepesine çökmüş. Onunla mücadele ediyoruz. Ama emri altına aldığı Yargıyı operasyon silahı olarak kullanarak bizi korkutabileceğini, sindirebileceğini sanıyor. Buna gücünün yetmeyeceğini göremiyor, görse de zulmüne devam etmek istiyor.
Aslında hiçbir meşruiyeti yok; diploması yok…
Diplomasızlıktan dolayı mutlaka gelip buralarda yargılanacak ama Meclisteki Amerikancı Sahte Muhalefet hiç diplomayı ağzına almıyor ve bu iş bizim ve medyada birkaç namuslu aydının üzerinde kalıyor…
Fakat Halkımıza sözümüzdür;
Onun diplomasızlığını mutlaka ispatlayacağız, ortaya koyacağız. O buralara gelecek bütün avanesiyle birlikte.
Halkız Haklıyız Yeneceğiz!
3 Aralık 2021
HKP Genel Merkezi