Ferhan Şensoy; satmadığı sanatçı onuruyla, Sosyalist kimliğiyle, Ortaçağ Karanlığına karşı duruşuyla yaşamaya devam edecek

Ferhan Şensoy sanatından, sanatçılığına yön veren muhalif kimliğinden, sanatçıyı geleceğe taşıyacak onurundan, Sosyalizme olan inancından hiçbir zaman taviz vermedi. Tiyatrosunu yaktılar, dönmedi yolundan. Tiyatrosunda gerici güruhun saldırısına uğradı, korkmadan yoluna devam etti. ODTÜ gibi Devrimci Geleneği olan okulda kitaplarını imzalamasına izin vermediler, Ferhan Şensoy vazgeçmedi Aydın Gençliğe ulaşmaktan.

Ferhan Şensoy Sosyalist kimliği ile de bilinen nadir sanatçılardandı. Geri adım atmadı bu duruşundan. “Ben Komünistim” demekten korkmadı. İşte onu tiyatro sanatının zirvesine taşıyan da bu kimliğinden, dolayısıyla onurundan taviz vermemesiydi.

Sosyalizm mücadelesi için kendini feda edenlere saygısını dile getirmekten hiç çekinmedi. Evinin bahçesinde 3 badem ağacına, üç fidanın adını koydu. “Deniz, Hüseyin, Yusuf”.

Sosyalist Küba’nın ve Önderi Fidel’in sanata, sanatçıya, emekçiye, insana bakışını ne kadar güzel anlatmıştı:

***

“‘Şans Kapıyı Kırınca’ filminin çekimleri için Küba’ya gitmiştik.

“Bir gün Fidel Castro tarafından gönderildiklerini söyleyen birkaç kişi ellerinde birkaç zarfla sete geldiler.

“Zarflarda farklı meblağlarda paralar vardı.

“Yönetmen için 20 dolar, oyuncular için 10, diğer personel için 5’er dolar.

“Kabul etmedim tabii, adamlara teşekkür edip geri yolladım.

“Ertesi gün ellerinde zarflarıyla tekrar geldi adamlar.

“Ama bu defa bir zarf fazlaydı. O zarfta bizzat Fidel’in yazdığı bir mektup vardı.

“Şöyle diyordu Fidel;

“Biz çok zengin bir ülke değiliz, ama benim ülkemde emeğe değer verilir. Ve hiç bir emek karşılıksız bırakılmaz. Ülkemizde bulunmanızdan dolayı teşekkürler.”

“Parayı kabul ettik.

“İlerleyen günlerde zarflar gelmeye devam etti. Taa ki çekimler bitene kadar.

“Sonra da paranın hepsini toplayıp Küba’daki bir tiyatroya bağışlamıştık…

“Zenginlikle fakirliği yanlış tanımlıyoruz.

“Mesela Küba fakir ama orada doktor, sağlık hizmetleri bedava. Bizde paralı.

“Küba fakir ama orada hiç kimse aç kalmıyor. Burada kalıyor…”

***

Yandaş olanlara, sanatına ihanet edenlere her zaman tepki duydu Ferhan Şensoy. Ortaçağcı AKP’giller’in bu ülkeye verdiği zararları her ortamda dile getirmeye devam etti.

Geçmişte de tiyatro ve genel anlamda sanat birçok baskıyla, sansürle karşılaştı. Benim tiyatrom yakıldı, gece bekçisi hayatını kaybetti. O an orada bulunmaktan başka kabahati yoktu. Korkunç bir şeydi. Yine de işlerin hiçbir dönem bu kadar pespayeleştiğini görmedim. Metin Akpınar’ı gözaltına almak nedir? Müjdat Gezen’i sorgulamak nedir? Bu çaresizliktir, korkudur! Ayıptan da öte ayıptır!”

“Sanatçı muhalif olur. Bunu daha önce de söylemiştim; benim dünya görüşümde yandaş sanatçı diye bir kavram olamaz. Ferhangi Şeyler’de sataşmadığım lider yok. Oto-sansür sevmem, sahnede dilimin kemiği yoktur. (…) İnsanın gelişmişlik düzeyini gösteren önemli unsurlardan biri de kendisiyle ilgili şakalara, eleştirilere karşı tavrıdır. Biz, bugün aşağılık kompleksiyle boğuşan siyasilerle uğraşıyoruz. Muhalefetin her türlüsünden korkuyorlar, muhalif izleyicimiz de buna dahil.

“Türkiye’nin koronavirüs dışında en büyük derdi nedir?” sorusuna da şöyle yanıt veriyor Ferhan Şensoy:

“Ayıptır söylemesi, ülkeyi yönetenler! (https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ferhan-sensoy-ulkenin-en-buyuk-derdi-ulkeyi-yonetenler-1822781)

Ferhan Şensoy Mustafa Kemalciydi, Sosyalistti, Ortaçağcı Gericiliğin bütün saldırılarına karşı kişiliğinden, İlericiliğinden, sanatından taviz vermedi. Unutulmayacak.

Halkın Kurtuluş Partisi olarak ailesine ve aydın, ilerici, yandaş olmayan ve olmayacak gerçek sanatçılara başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Ve Ferhan Şensoy kaygısını ve aydınlık gelecek günlere ulaşabilmenin yolunu da şöyle dile getiriyordu:

“Bizim de azalmamamız lazım. Parçalanmamamız lazım. Onlar gibi olmayanlar bir araya gelemiyorlar, böyle bir sorunumuz var. Bu düşünceye karşı olup kendi aralarında bir türlü toparlanamayan bir kalabalık var. Bir şemsiye altında toplanılması gerekiyor.

“Her gün daha kötüye gittiğimizi görüyorum, ama bu bizi umutsuzluğa sürüklememeli. Evet bu gidişe karşı olanlar bir şemsiye altında toplanıp direnmeliler… Akıl almaz şeyler oluyor, bunları doğal karşılayamayız, kanıksayamayız. Kanıksayanlar çoğalmaya başladı. Bu endişe verici.” (https://t24.com.tr/haber/ferhan-sensoy-diyanet-fetvasini-kim-verdiyse-orada-sizoid-bir-durum-var,324487)

Doğruluklar, dürüstlükler, yiğitlikler hareketi olarak,

Umutsuzluğa en ağır faşizm koşullarında bile kapılmamış bu ülkenin Eneski İdeoloji partisi olarak,

Halkımıza ve Vatanımıza karşı yapılan hiçbir ihaneti, vurgunu, düzenbazlığı kanıksamadığı gibi en militan karşı duruşları sergilemiş İkinci Kurtuluş Savaşçıları olarak,

Başta İşçi Sınıfımız olmak üzere Emekçi Halkımızı Devrimci Şemsiyemiz altında toplayıp, Ferhan Şensoy’un özlemini duyduğu Demokratik Halkın İktidarını kuracağız.

31 Ağustos 2021

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi