Ey sevgi ve saygıdeğer halkımız,
Kaçak Saray’dakiler her gece manda yoğurdu, Medine hurması ve kestane balı yiyerek uyurken,
peki ya sen, ekmeğinden, aşından kaç porsiyon küçültmek zorunda kaldın?
Biz hep diyoruz ki AKP’giller işsizlik, pahalılık, zam, zulüm demektir.
Yalan mı?
AKP’giller’in isteğine göre rakam bulma ofisine dönüşen TÜİK’e göre Genel İşsizlik Oranı %11,2, Geniş Tanımlı İşsizlik Oranı %22,3. Ama biz yaşamımızdan biliyoruz ki, çalışabilecek yaştaki nüfusu düşündüğümüzde gerçek işsizlik oranı yüzde 50’lere varıyor.
Peki ya pahalılık, zamlar?..
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) Mayıs ayı yıllık enflasyon oranını yüzde 160,76 olarak açıkladı. Yani geçen yıl bu zamanlar aldığımız her şey yüzde 160,76 oranında zamlandı. Ucuz et satış mağazaları olarak bilinen ve halkımızla alay edercesine, “uzun kuyruklar oluşuyordu” diye AKP’giller tarafından ürünlerine zam yapılan Et ve Süt Kurumunda bile kıymanın kilosu 110 TL, kuzu pirzola 180 TL. Etin tadını unuttuk.
Sadece ete mi geliyor zam?
Çocuk bezinden süt ürünlerine, simide, çaya, kurtarıcımız makarnaya bile fahiş zamlar geldi. İğneden ipliğe her şey, her gün zamlanıyor.
Hayat pahalılığından ve işsizlikten en çok çocuklar ve kadınlar etkileniyor. Çocuklarımız beslenemiyor, gelişim ve zekâ gerilikleri ortaya çıkıyor. Emekçi kadınlarımız çocuklarına ne yedireceğini, sofraya ne koyacağını bilemiyor. Ekonomik sebepler aile içi geçimsizliğin ve kadına şiddet olaylarının artmasına neden oluyor.
AKP’giller zulmüne gün geçmiyor ki yeni bir örnek eklenmesin. Daha birkaç gün önce AKP’giller’in Reisi, ülkemiz tarihinin en büyük, meşru ve barışçıl eylemi Gezi Direnişi’mize katılanlara, “eşkıya, terörist, çürük ve sürtük” diyerek hakaret etti. Bu hakaret ve öfke dolu sözlerine karşı HKP’liler olarak Recep Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunduk.
AKP’giller en ufak bir demokratik tepkiye dahi tahammül edemiyorlar. Halk düşmanı karanlık yüzleri her gün tekrar tekrar ortaya çıkıyor.
Yani uzun sözün kısası, ABD ve AB Emperyalistlerinin iktidara taşıdığı, onlara hizmette, halka zulümde sınır tanımayan AKP’giller, her geçen gün halkımızın yaşamını biraz daha cehenneme çeviriyor. Benzine, motorine gelen zamlar günlük periyotlara bindirildi. İşçimiz, kamu emekçimiz, esnafımız, emekçi halkımız elektriğe, doğalgaza gelen zamlardan bunalmış durumda.
Daha birkaç gün önce elektrikte mesken abonelerinin tarifesine yüzde 15, sanayi ve ticarethane abonelerinin tarifesine yüzde 25 zam yapıldı. Konutlarda kullanılan doğalgazın birim fiyatına yüzde 30, elektrik üretimi için kullanılan doğalgazın birim fiyatına yüzde 16, elektrik üretimi dışında kullanılan doğalgazın birim fiyatına da yüzde 10 zam geldi. Dünyada 172 ülke enflasyonları arasında AKP’giller Türkiye’si birinci sırada.
Peki, ya fahiş oranlardaki enflasyon altında ezilen halkımızın geliri ne durumda?
2022 yılı için belirlenen Asgari Ücret 4 bin 250 lira. Birleşik Kamu-İş tarafından yapılan çalışmalara göre, Mayıs ayı için Açlık Sınırı 6 bin 465 lira, Yoksulluk Sınırı 19 bin 306 lira.
Dünyanın en çok et tüketen ülkeleri olan ABD ve Avustralya ortalama olarak yılda 100 kiloyu aşkın et tüketiyor. Bizler Türkiye’de yılda 35 kilo et tüketerek besleniyoruz. İşçi Sınıfımız ve Emekçi halkımız tahıl ağırlıklı besleniyor. Yani aslında vücudun ihtiyacı olan besinlerin tüketilmesi bakımından halkımız ne yazık ki açtır.
İşçi Sınıfımızın, emekçi halkımızın ve çocuklarımızın gerçek anlamda beslenebilmesi için hayvansal yiyeceklerle bitkisel yiyecekler arasında insanın fizyolojik ihtiyaçlarının gerektirdiği bir denge kurmak, tahıl tüketimini kısıtlayarak et, süt, yumurta ve balık gibi hayvansal yiyeceklerin üretimini artırmak, fiyatlarını ucuzlatmak lazımdır.
Bir zamanlar, tarımda kendi kendine yetebilen 7 ülkeden biri olan Türkiye, AKP’giller ile birlikte bu niteliğini de kaybetti. Artık buğdayından mercimeğine, arpasına; mısırından samanına kadar bütün tarım ürünlerini ithal ediyor. Tarım bitirildi, hayvancılık bitirildi, olmayan sanayi çökertildi.
Halkımız doymuyor, pahalılık cehenneminde inliyor, yaşamları zindan ediliyor. Emekçi halkımızın bütün birikimleri ise, başta AKP’giller’in efendileri AB-D Emperyalistleri olmak üzere, yerli-yabancı Parababalarına, yandaş Beşli Çeteye, AKP’giller ve Reisinin avanesine peşkeş çekiliyor.
Emekçi halkımızın sofrasındaki ekmeği ve aşı çalınıyor. Çocuklarımızın sağlığı ve geleceği çalınıyor. Onlardan çalınan ne varsa, bir avuç vurguncu, soyguncu, hırsız, kamu malı yağmalayıcısının kasalarına aktarılıyor.
Acılar içinde kıvranan sevgili halkımız,
AKP’giller’in tüm bu saldırılarına karşı mücadele etmekten başka çaremiz yoktur.
Sana biz Halkın Kurtuluş Partisi (HKP)’den başka dost da yoktur. Meclisteki Amerikancı sözde muhalif partilerden de medet umma. Onlar seni yarı yolda bırakır, satar geçer, bugüne kadar olduğu gibi.
Bunun için, sevgili halkımız, Halkın İktidarını kuracak, bütün felaketleri ortadan kaldıracak HKP’de örgütlenmek, birlikte mücadele etmek gerek.
Çok derdin tek ilacı, HKP ile birlikte mücadele ederek bu halk düşmanı AKP İktidarından kurtulmaktır. Yoksa işsizlik de, pahalılık da, zamlar da, zulümler de sona ermeyecektir.
Gelin artık bu vurgun ve soygun düzenine bir son verelim. Çektiğimiz dertler, acılar son bulsun, yetmez mi?
UMUT bizde, UMUT sizde…
Davamız Halkımızın, Vatanımızın Kurtuluş Davasıdır.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
07.06.2022
Halkın Kurtuluş Partisi
Merkezi Kadın Çocuk Komitesi