Bütün bunlar Faşist Din Devletine doğru götürülüşün adımlarıdır. AKP’giller; Laik Eğitimi ortadan kaldırdılar, Laik Cumhuriyet’i yıktılar, Yargıyı kendi hukuk bürolarına dönüştürdüler, bu yetmedi Dualı Adli Yıl Açılışıyla Faşist Din Devletine doğru giden son halkalardan birini de tamamlamış oldular. Bu Ortaçağ’a doğru gidişe dur demek lazım, tepki koymak lazım ve karanlığa gidişe karşı mücadele etmek lazım.
Partimiz yıllardır uyarıyor Halkımızı, aydınları, demokratları. Ve yıllardır da bu Ortaçağ Kanalığına doğru gidişe karşı yalnız kalma pahasına mücadele ediyor. İşte bu Ortaçağ Karanlığına doğru gidişin son basamaklarından olan Dualı Adli Yıl Açılışına karşı Partimiz; Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı ve Yargıtay Başkanı hakkında suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurumuz sonrası Partimiz MYK Üyesi Av. Doğan Erkan Yoldaş’ın yaptığı açıklama aşağıdadır:
***
AKP iktidarı ve onun Genel Başkanı Tayyip Erdoğan aslında yıllardır hedefledikleri Laik Düzeni ortadan kaldırma hedeflerine adım adım gidiyorlar. Bu konuda ne yazık ki artık devlet olanaklarını ve devlet kurumlarını kullanıyorlar. Geldikleri noktadaki bir nitelik farkı, nitelik avantajı artık bu. Çünkü Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı sıfatını kullanıyor bu işleri yaparken. Ve de devlet kurumlarını da Cumhurbaşkanı sıfatıyla bu projesini arkasına takıyor.
En son biz hukukçuları doğrudan ilgilendiren Yargıtay açılışıydı. Adli Yıl Açılışına denk getirerek yaptıkları Adli Yıl Açılış Töreni. Bakın Yargıtay Başkanını aldılar, sırtında cübbesi, zaten siyasi parti genel başkanı veya yürütmenin başı, her iki sıfatıyla da Adli Yıl Açılışında Yargıtay Genel Başkanının yanında olamaz. Yargı Bağımsızlığı gereği, Anayasa gereği, Bangolar Yargı Etiği gereği görüntüde bağımsız olmak zorundadır.
Şimdi idare aleyhine dava açılacak olsa ya da doğrudan AKP’ye dava açılacak olsa ki kim bakacak bunlara?
Bu yargıç ve savcılar bakacak. Dolayısıyla bu görüntüyü zaten yürütmenin başı olarak da veremez.
Peki, şu zatın yargıyla ilişkisi nedir?
Diyanet İşleri Başkanının Anayasamızda tanımlanan Bağımsız Yargıyla ne gibi bir bağı var da orada hazır bulunuyor? Tek bağı var. Size söyleyelim. Artık biz sizin hukukunuzu Şer’i kurallara göre yöneteceğiz bağıdır bu. Bu Şer’ilik de tabii tek mezhepçi, tekçi Şer’i kurallardır. Vehhabi-Sunni kurallara göre yöneteceğizdir.
Oysa Anayasa 24 ne diyor?
Devletin ve Devlet Kurumlarının kısmen dahi olsa dini inançlarla, din kurallarıyla yönetmeye kimse kalkışamaz.
Biz ne yaptık?
Bu bir eylemdi açıkçası. Üçünün yan yana gelerek biz sizin Laik Hukukunuzun ve Laik Yargınızın canına okuduk eylemiydi. Bu eylemde Türk Ceza Kanununun 309 maddesindeki Anayasayı İhlal suçu işlediler. Anayasanın açıkça öngördüğü Laik Düzeni ortadan kaldırmaya, Bağımsız, Laik, Cumhuriyet Yargısını ortadan kaldırmaya bir teşebbüstü. 309/1’e yönelik bir teşebbüs eylemidir.
Eylemin gerçekleşmesi gerekmez. Bu teşebbüsü sağlayacak güçteler midir? Evet, bu güçtedirler. İktidar olanaklarıyla herkesi korkutarak, herkesin üzerine terör estirerek bir mefruzce kullanmaktadırlar. 309’un koşulları her biçimde oluşmuştur.
Buna sessiz kalamazdık. Az önce Halkın Kurtuluş Partisi olarak suç duyurusunda bulunduk. Bu suç duyurusu aynı zamanda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına ve Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderme talepli bir suç duyurusudur. Eninde sonunda hesap verecekler.
6 Eylül 2021
HKP Genel Merkezi