Bilim İnsanlarının ısrarla “geliyor” dedikleri ve 30 Ekim günü sadece bir kısmıyla gelen (çünkü asıl İzmir Depremi yaşanmadı diyorlar) İzmir Deprem Katliamı’nda 114 canımızı kaybettik. Toplamda 1035 yaralıdan, 100’den fazla insanımızın tedavileri devam ediyor.
Binlerce insanımız evsiz kaldı.
Taraftar gruplarından, siyasi partilere, sendikalara, derneklere varana kadar birçok kurum ve kuruluş hiçbir çıkar gözetmeden, bütün enerjisini deprem katliamında zarar gören Halkımıza yardım için seferber ettiler. İzmir esnafı takdire şayan bir dayanışma gösteriyor. Öyle ki, insanlar telefonlarını şarj etsin diye balkonlarından seyyar kabloları sarkıtan evler bile var.
Partimiz HKP de ilk günden itibaren açtığı Dayanışma Çadırı ve Masası ile kesintisiz bir şekilde Depremzedelerle dayanışmasını sürdürüyor.
Depremin ilk gününden itibaren İzmir Halkı; müthiş bir dayanışma örneği verdi. Halen de vermekte…
İktidara geldiklerinden bu yana AKP’giller’ce tahrip ve talan edilen Kızılay’ın ve diğer yandaş Ortaçağcı örgütlenmelerin önüne geçti bu dayanışma.
Bu depremde İzmir Halkı; deprem bölgesinde yok denecek kadar olan cemaat, tarikat vb. gerici güruhtan insanlara da yüz vermedi.
İzmirlilerin bu kenetlenmesi AKP’giller’i rahatsız etti.
Bir hafta ancak dayanabildiler bu duruma ve 6 Kasım 2020 gününden itibaren “Kızılay, AFAD ve Belediyelerin dışındaki” çadırları kaldırmak için baskı yapmaya başladılar. Hatta iki gün önce bazı taraftar gruplarına polis; “AFAD önlükleri giyerek standınıza devam edebilirsiniz” diye teklifte bulunmuştur.
İzmir Halkı bu baskıya ve rüşvete karşı koydu.
İzmir Halkı; yoldaşlarımızın, taraftar gruplarının ve diğer destekçilerin kendileriyle gösterdikleri dayanışmadan memnun olduklarını, kendilerini rahatsız edici bir durumun yaşanmadığını, polisin niçin bundan rahatsız olduğunu sordu.
Polis ablukası ve şiddeti bugün, 07 Kasım 2020 günü sabah erken saatlerden itibaren de sürdü.
Kendilerinin besleyip büyüttükleri İHH, Okçular Vakfı, Kızılay gibi gerici örgütlenmelerin önünü açabilmek ve onların reklamını yaptırmak için İzmir Halkının geniş dayanışmasına engel olmaktadır AKP’giller.
Esasen İzmir Halkı, Kızılay’a falan da güvenmemektedir, haklı olarak. Polisle yapılan tartışmalarda bunu açık açık yüzlerine söyleyen insanlar da oldu.
Polis şiddeti ile Depremzedelerle Dayanışma Çadırlarının söktürülmesi halk düşmanlığıdır. Kınıyoruz, protesto ediyoruz.
Ancak şunun bilinmesini istiyoruz; İzmir Halkı kendi yaralarını ilk günden itibaren sarmaya devam ediyor, edecek. Dayanışma Çadırlarımızın kaldırılmasıyla Depremzedelerle olan bağımızı ortadan kaldırmış olamazsınız. Binbir türlü dayanışma yöntemiyle yine halkımızın yaralarını sarmaya katkı sunmaya devam edeceğiz.
Balçık zeminde enkaz yığınına dönen çürük binaları yapan müteahhitlerin ve onları denetlemeden bu ölüm yuvalarına onay veren sorumsuz yöneticilerin yargılanıp hesap vermeleri için mücadeleye devam edeceğiz.
Bu vesileyle bir kez daha İzmir Deprem Katliamı’nda yaşamını kaybeden insanlarımızın yakınlarına başsağlığı ve yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz.
07.11.2020
Halkın Kurtuluş Partisi
İzmir İl Örgütü