HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut hakkında hapis cezası Cezalar, baskılar, yıldırma politikaları savaş suçlularını hesap vermekten kurtaramayacak!
Nurullah Ankut: Hükm-ü Avam İstinafsızdır (Halkın Adaletinin Temyizi Yoktur)
AKP’giller’in işledikleri savaş suçlarını bir bir teşhir eden, iç hukuk yollarının AKP iktidarı eliyle bloke edilmesinin ardından MİT TIR’larıyla Suriye’deki Ortaçağcı örgütlere silah ve mühimmat gönderen AKP’giller’i Uluslararası Ceza Mahkemesine şikayetinin ardından hakkında dava açılan HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut hakkında 1 yıl 2 ay 22 gün hapis cezası verildi.
Hatırlanacağı gibi iktidarda bulundukları süre boyunca ABD’nin emrinden çıkmayan ve Suriye’nin bugünkü durumuna gelmesinde çok büyük katkısı olan AKP’giller hakkında Halkın Kurtuluş Partisi savaş suçu işledikleri gerekçesi ile Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) başvurmuştu. UCM HKP’nin bu başvurusunu incelemeye aldı ve süreç hala devam ediyor.
İşte bu dava üzerine Efkan Ala harekete geçerek Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut hakkında hakaret, iftira ve suç uydurma isnatlarıyla şikâyette bulunmuştu. Savcılık, Efkan Ala’nın bu şikâyetiyle ilgili olarak Genel Başkan’ımız hakkında TCK’nın 267/1 fıkrasında tanımlanan (suç atfında bulunmak) suç ve 271/1 maddesinde tanımlanan “delil ve emareler uydurmak” suçuyla ilgili kovuşturmaya yer olmadığına karar vermiş, ancak Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaretten dolayı kovuşturma açılmasını talep etmişti.
Yine hatırlanacağı gibi iddianameyi hazırlayan savcı, AKP’nin sadık bir memuru olduğunu kanıtlayarak BM raporlarını kaynak verip Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın kimyasal silah kullandığını aktararak, “Suriye’de Esad askerlerinin saldırılarına karşı direnmeyi göze alanlar, Özgür Suriye Ordusu adıyla kendi ülkelerinde var olma mücadelelerine devam ederken…” ifadelerini de iddianameye eklemişti.
İşte Genel Başkan’ımız hakkında açılan söz konusu bu davanın beşincisi ve son duruşması bugün Ankara Adliyesi 5’inci Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü.
Bugünkü duruşma saat 10:00’da başladı. Şimdiye kadarki duruşmalarda mahkeme salonunu savaş suçlularının yargılandığı bir arenaya dönüştüren Nurullah Ankut bu duruşmada da AB-D Emperyalistlerinin gönüllü işbirlikçiliğini, hizmetkarlığını yapan AKP’giller’in işledikleri savaş suçlarıyla Ortadoğu’da ve ülkemizde milyonlarca masum Müslümanı katlettiğini dile getirdi.
Genel Başkan’ımız AKP’giller’in halklara, insanlığa ve Kur’an’a ihanet ettiklerini belirterek mahkemedeki sözlerini “Bizler içimizde taşıdığımız ve eylemlerimize yön veren insan, hayvan ve doğa sevgisiyle dolu Gerçek Devrimciler olarak halklar ve tarih nezdinde çoktan beraat ettik. Ancak bizleri şikayet eden ve iktidar gücünü kullanarak adalet mekanizmasını bütünüyle yok eden, milyonlarca masumun kanına girmiş olan AKP’giller’i ne tarih ne de halklar asla affetmeyecektir. Unutulmamalıdır ki Halkın Adaletinin temyizi yoktur. Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz”, şeklinde tamamladı.
Karar için verilen 10 dakikalık aranın ardından Genel Başkan’ımız ve hukukçu yoldaşlarımız karar için salona alındı. Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut hakkında bir hukuk faciasına imza atıldı. Mahkeme ne yazık ki “Ankara’da gerçek hâkimler var” dedirtecek bir karar almaya cesaret edemedi. Genel Başkan’ımız Nurullah Ankut hakkında 1 yıl 2 ay 22 gün hapis cezasına hükmetti. Mahkeme, cezanın ertelenmesine karar verdi.
Bugünkü duruşmaya YARSAV Kurucu Genel Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu da katılarak Genel Başkan’ımızın savunmasına destek verdi. Eminağaoğlu yaptığı savunmada müvekkilinin bir siyasi partinin genel başkanı olduğunu, bu sıfatıyla kamuoyuna görüşlerini açıklamak için geniş bir alana sahip olduğunu ifade ederek ortada suç unsuru bulunmadığı gerekçesiyle müvekkilinin beraatını talep etti.
HKP’li avukatlar duruşma sonrası yaptıkları açıklamada bu yargı garabetine karşı mücadelenin sona ermediğini, bundan sonra da Yargıtay aşamasında HKP’nin savaş suçlularını teşhir etmeye devam edeceklerini dile getirdiler.
Duruşma sonrası Adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Genel Başkan’ımızın yaptığı basın açıklamasını aynen yayımlıyoruz:
Sevgi ve saygıdeğer arkadaşlarım,
Bir CIA, Pentagon projesi olan 12 Eylül diktatörlüğünün faşist mahkemeleri bizi 146. Madde’den ölümle yargılamışlardı. Ama bugün onları herkes yurtiçinde ve yurtdışında ihanetle anmaktadır.
Yine bir AKP projesi olan AKP’giller’in büyük ve küçük reisleri bugün yine bizi kendilerine hakaret ettiğimiz gerekçesiyle kukla mahkemelerinde yargılatmaya kalktılar. Ama geçen açıklamamızda da söylediğimiz gibi onlar bizi cezalandırabilirler, hapis ettirebilirler, işkenceye uğratabilirler, öldürebilirler ama asla yargılayamazlar.
Çünkü biz tarihin biricik haklı ve meşru davasını yürütüyoruz. Onun savunucularıyız. Bugün onların mahkemesi bize 1 yıl 2 ay 22 gün ceza verdi. O yargıcın karşısında da söyledik. Kararını açıkladıktan sonra “bu bizim için şeref madalyasıdır”, dedik. “İnsanlık onurunun, insanlığımızın hakkını verdiğimizin belgesidir”, dedik. “Bu bizim yoldaşlarımıza, torunlarımıza, manevi evlatlarımıza bırakabileceğimiz büyük ve şerefli bir mirastır”, dedik.
Gerçekten de öyledir. Hz. Muhammed derki; “Her hangi bir beldede zalimler bütün şiddetiyle zulümlerini sürdürürken bir tek kişi kalkıp da onların karşısında haykırmazsa, ey zalim demezse o kavimden umut kesilmiştir.” der. Biz işte bunları dedik.
En son savunmamızın son cümlelerinde de dedik:
“Ey zalimler eninde sonunda siz bu mahkemelerde, bu duruşma salonlarında, ülkemiz halklarına ve kardeş Ortadoğu halklarına ettiğiniz zulümden dolayı, AB-D Emperyalistlerine, dünyanın baş haydut devletine ettiğiniz ortaklıktan dolayı, taşeronluktan dolayı eninde sonunda yargılanacaksınız. Halkların gönlünde ve vicdanında sizler çoktan mahkûm oldunuz. Sizin kaçışınız, kurtuluşunuz yok. Eninde sonunda bu gerçekleşecek.”
Onları buralarda yargılayacağız yoldaşlar. Halkız Haklıyız Yeneceğiz.
Basın açıklamasında HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut’un ardından söz alan Ömer Faruk Eminağaoğlu ise şunları söyledi:
Değerli basın emekçileri;
Bir Anayasa Mahkemesi kararının varlığı bile bugün Anayasa’ya bağlı olması gereken iktidar tarafından kendisine saldırı olarak görülebilmektedir. Nasıl bir Türkiye’de yaşadığımızın fotoğrafı yönünden bu tablo son derece önemlidir.
Bu nedenle iç hukukta hiç kimse hak ve özgürlüğüne kavuşamamakta, bu anlamda uluslararası yargı merciine yapılan, üstelik kayda alınan başvuruyu iç hukukta denetim tanımayan bir iktidar, kendisine saldırı olarak görmektedir.
Ortaya çıkan karar müvekkilimizin haklılığını tespit ve tescil eden bir karardır. Yaşananın bir faşizmin olduğunu tespit ve tescil edilen bir karardır. Burada ortaya adaletin çıkmasını beklerken yargı kendisini mahkûm etmiştir. Türkiye’de, Ankara’da hâkimlerin var olduğu, hukukun yaşandığı günleri bu mücadele ile tekrar kazanacağız. Saygılarımla… 01.04.2016