Yahu bu Sorosçu Hacı Kemal’in “Altılı Masa” diyerek etrafına topladığı Amerikan devşirmesi gericilerin din alıp satma yarışına girişmekten başka hiçbir numarası yokmuş.
Bir ay kadar önce; kafayı yakmış, dincilik meczubu Davidson Ahmet’in dolduruşuna gelerek Sorosçu Kemal; “Türban serbestisini yasal güvenceye kavuşturalım”, diye bir video yayınlamıştı, bildiğimiz gibi.
Tayyip ne yaptı?
Sorosçu’nun bu, merhum şairimiz Hayaloğlu’nun deyişiyle “Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça” teklifini hemen kaptı ve ne dedi?
“Yasal güvence yetmez, anayasal güvenceye kavuşturalım ve hatta referanduma götürerek halk çoğunluğunun oyunun güvencesine kavuşturalım”, dedi. Ve hemen de bu yönde harekete geçti.
Sorosçu Kemal ve dolmuşuna bindiği Davidson Ahmet; “ülen şu din sömürüsünün rantından biz de faydalanalım Tayyip gibi”, diyerek çıktıkları yolda yaya kalmış duruma düştüler.
Onun ardından da yine ABD devşirmesi, Bilderbergci, Davosçu Bebecan Ali, adlarına “Tarikatlar ve Cemaatler” denen Ortaçağ’ın din derebeyliklerine açıktan özgürlük tanıyalım, onları yasal korumaya alalım, teklifinde bulundu. Böylece Türkiye’deki 30 civarındaki tarikat ve bunlara bağlı 100 cemaatin oylarını kaparız, bu din ticaretimiz de bize iyi bir siyasi rant getirir, hesabı yaptı.
Şunu da belirtelim ki; Sorosçu Kemal de, Saadetçi Karamolla da, ölüsü kokmuş DP’nin başındaki Gültekin Hafız da bu gerici, Laiklik ve Demokrasi karşıtı, halk düşmanı görüşlere hiç de uzak olmadıkları gibi tam tersine, onlar da savunurlar böyle din alıp satma işini.
Dikkat edersek, arkadaşlar; tıpkı iktidardaki Tayyipgiller gibi bu muhalefeti oynayan Altılı Masa bileşenlerinin de dincilik yapmaktan başka; cahil, saf, bilinçsiz halkımızın din duygularını sömürerek siyasi rant devşirmekten başka bildikleri, yapabildikleri ve yapabilecekleri hiçbir şey yoktur.
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, bunların halka verebileceği hiçbir olumlu şey yoktur. Amerika bunları, Tayyipgiller Faşist Din Devleti kurarken dolgu malzemesi olsunlar diye devşirip Meclise soktu. “Demokrasicilik” adı altında bir ihanet oyunu oynuyor bunlar. Senaryosu da, sahneye konması da, yönetimi de ABD Emperyalist Haydudunun ajan örgütleri tarafından kotarılan bu ihanet tiyatrosunda efendilerinin kendilerine verdiği rolü oynuyor bunlar.
Bilderbergci Bebecan Ali’nin Haber Türk TV’deki “Teke Tek” programında Fatih Altaylı karşısında söylediği şu Laiklik karşıtı, Anayasanın Başlangıç İlkelerini ve Devrim Kanunlarını hiçe sayan din tüccarlığına bakın bir:
***
Ali Babacan Fatih Altaylı’nın HaberTürk’teki “Teke Tek” programına konuk oldu. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Babacan’ın tarikat ve cemaatler ile ilgili açıklamaları ise sosyal medyada tepki çekti.
Cemaat, tarikat ve dini grupların açık bir şekilde yapılanabilmeleri gerektiğini savunan Ali Babacan, şöyle konuştu:
“Biz cemaatler, tarikatlar, dini gruplar şeffaf ve açık bir şekilde dernek olarak yapılanabilsinler dedik. Şu anda yasak. Bazı ticari faaliyetler, ekonomik gereklilikler sebebiyle tüzel kişiliğe ihtiyaç duyuyorlar, dernek kuruyorlar. Niye kayıt dışı olsun ki? İnancı doğrultusunda örgütlenebilme örgütlüğü insan hakkı. Ama resmen yapabilmeliler. İbadethanelerini açabilsinler. O kanunlar gerçekten yasaklayabilmiş mi? Yeraltına inince devletin denetleme imkânı kalmıyor. Biz şeffaf olsun, açık olsun diyoruz.
Fatih Altaylı’nın, “Peki bu Devrim Kanunlarına aykırı bir durum değil mi bu”, sorusuna ise Babacan, “Devrim kanunlarının o gün için bir mantığı var ama bugünün şartlarına göre tekrar bakmamız gerekiyor” yanıtını verdi.
Babacan sözlerine şöyle devam etti:
“Vakıf ya da dernek içinde ‘biz dini örgütlenmeyiz’ desinler. Vakıflara bağlansınlar. Diyanet’in iç yapılanmasının değişmesi gerektiğini düşünüyoruz. İnsanlar ‘hükümetin propagandasını dinlemek istemiyorum’ diye cuma namazına gitmiyor. Bunun vebalini düşünebiliyor musunuz? Şu anda yasak olduğu için kayıt dışına gitmek zorunluluğunu hissediyorlar. Açık olsun, işlerini kurallarına uygun yapsınlar. Devlet denetlesin.”
DEVA Partisi liderinin Devrim kanunları ve cemaatler ile ilgili bu sözleri sosyal medyada geniş tepki buldu.[1]
***
Bebecan’ın bu önerisi aynen Davidson’la Sorosçu Kemal’in “Türbana yasal kılıf giydirelim”, önerisine benziyor. Zaten bu din derebeylikleri 1950’den itibaren yani 72 yıldan bu yana serbestçe, özgürce çalışıyorlar. Ve ülkemizi, tabiî insanlarımızla birlikte, 1400 yıl öncesinin Ortaçağ’ının karanlıklarına götürmek için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Bebecan efendi şimdi bunlara yasal kılıf geçirerek meşruiyete kavuşturalım derdinde.
Hemen hepsi de birbirini “din dışı” yani kâfir sayan bu Ortaçağ’ın karanlık yapılanmaları bir de yasal kılıfa kavuşunca ne yapacaklar?
Daha açık biçimde ya belirli siyasi partilerle işbirliklerine girip siyasi mücadeleye girişecekler ya da Hüda-Par’ın yaptığı gibi siyasi partiler kurarak iktidarı ele geçirme kavgasına girişecekler. Yurtlarla, kurslarla yetinmeyecekler. Kendi okullarını açacaklar, kendi müfredatlarını oluşturacaklar ve hatta her biri kendi fıkıhlarını (Şeriat Hukuklarını) kurup ona göre yargılamada bulunacaklar. “Laik Hukuk kâfirliktir, biz kendi hukukumuzu uygulayacağız”, diyecekler. Dolayısıyla da ülkemizi Afganistanlaştırmak için ellerinden ne geliyorsa yapmaktan geri durmayacaklar. Tabiî bu arada Taliban, El Kaide, El Nusra, IŞİD ve türevleri gibi birbirleriyle de silahlı çatışmalara girişecekler.
İşte Sorosçu Kemal’in Altılı Masa adıyla bir araya getirdiği avanesi, bunları yaparak yani halk düşmanlığı yaparak insanlarımızı “Allah’la Aldatmak” ve siyasi oy devşirmek derdindedir.
Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye vurguncu asalak sınıfıyla Modern Finans-Kapital Zümresinin ekonomik sömürüsü ve siyasi zulmü altında inleyen halkımız, günlük geçim derdinden yani hayatta kalabilme derdinden başka bir şey düşünebilmeye zaman ve imkân bulamadığı için, ne yazık ki bu din simsarlarının ellerine, daha doğrusu tuzaklarına kolayca düşebilmektedir.
Çünkü 1100 yıldan bu yana, yani Türklerin İslamiyet’i kabulünden bu yana, durup dinlenmeden insanlarımızı öbür dünyaya hazırlamaktan başka hiçbir olumlu işlevi olmayan böylesi din adamlarının, mollaların, şeyhlerin, şıhların, şeyhülislamların elinde oyuncak olmuştur halkımız. Daha 3 yaşına erişip çevresinde olan bitenlerle ilgili konuşulanları algılamaya başladığı andan itibaren hep tarihsel gerçekliği olmayan din sosuna bulanmış mitolojilerle ve din dogmalarıyla zihin hasarına uğratılmaktadır bir anlamda insanlarımız. Biz buna, daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, “kafaların yakılması”, diyoruz. Bu insanlar artık sağlıklı bir doğa ve toplum kavrayışına, değerlendirmesine, tasavvuruna sahip olamamaktadırlar. Böyle olunca da bu ABD devşirmesi kaşar siyaset cambazlarının oyunlarına kolayca gelmektedirler.
İşte bu sebepten, arkadaşlar, biz hep ne diyoruz?
Eğitimin en önemli ve en önde gelen amacı, zihni işletmek olmalıdır. Evlatlarımızın sorgulayan bir akla ve aydınlık bir düşünceye sahip olmalarını sağlamak olmalıdır, demekteyiz.
Dikkat edersek, arkadaşlar; bu kafayı yakmışlık, başka türlü anlatırsak zihin hasarına uğratılmışlık durumu sadece dinci partilerin seçmenlerine has bir durum değildir. Yeni CHP’nin Sorosçu Kemal’ini ve ekibini, görmekten, algılamaktan, kavramaktan, değerlendirmekten aciz bir CHP örgütüyle de karşı karşıyayız şu anda.
Yahu bu Sorosçu Kemal açıktan Mustafa Kemal’lerin, İnönü’lerin Gerçek CHP’sini, bugünün ABD yapımı Tayyipgiller’in AKP’siyle özdeşleştiriyor. “Biz o CHP’yi reddettik, ondan kurtulduk. Biz o CHP’den kendimizi özgürleştirdik”, diyor. “Bizim reddettiğimizi AKP aynen alıp benimsedi ve savunmaktadır bugün”, diyor.
Düşünebiliyor musunuz, arkadaşlar?
Mustafa Kemal’lerin, İnönü’lerin CHP’si, eşittir Tayyipgiller’in AKP’sidir, diyor. Bizim o CHP’yle ilgimiz, sayımız suyumuz yoktur, diyor. Yani bir anlamda biz CHP değiliz, başka bir şeyiz. Her ne kadar üzerimizdeki etiket CHP gibi gözükse de biz CHP filan değiliz, diyor.
Ve Sorosçu Kemal’in bu ihanet dolu, namussuzluk ve düzenbazlık dolu açıklamalarına CHP akıldanelerinden, yazarçizerlerinden, yöneticilerinden hiçbir tepki gelmiyor.
“Sen ne zırvalıyorsun ya? Madem görüşün bu, burada ne işin var?”, diye kimse soramıyor.
Bu apaçık olarak neyi gösteriyor, arkadaşlar?
CHP örgütünün de içtenlikli kesiminin kafayı yakmış olduğunu gösteriyor. Tabiî bir de CHP içinde, özellikle de yönetiminde Sorosçu gibi Gerçek CHP’yle hiç ilgisi olmamasına rağmen külah kapmak için CHP’liyi oynayan sahtekârlar vardır bol miktarda. Sorosçu’nun çevresini oluşturanlar da hep böyleleridir.
İnanın arkadaşlar; hayvanların içgüdüleri, bu kafayı yakmış, Sorosçu Kemal’in nasıl bir hain olduğunu göremeyen CHP kadrolarını oluşturan insanlarımızın sözde aklından katbekat doğru yönlendirmede bulunur. Hayvanlar kendilerine zarar verenin ve faydalı olanın ne olduğunu, kimler olduğunu bu CHP kadrolarından çok daha iyi görürler, anlarlar ve bilirler.
Ne bunlar böyle ya…
İnanın zavallılar sürüsü haline gelmiş bunlar ya…
10 yıldan bu yana Tayyip’in şamar oğlanlığını etmekten öte hiçbir şey becerememiş olan bu Sorosçu Kemal’i lider sanmaları bir yana, onu hâlâ dürüst, namuslu biri olarak görüyorlar.
Yahu bu Sorosçu’da namusun, içtenliğin, dürüstlüğün, insanlığın zerresi yoktur. Hep söyleyegeldiğimiz gibi, HDP’yle AKP kırması bir ideolojiye sahiptir bu Sorosçu Kemal. Bunun Gerçek CHP’nin ideolojisiyle zerre miktarda bir ilgisi, bir yakınlığı yoktur.
Dikkat edersek, arkadaşlar; 21 yıldan bu yana halkımıza cehennemi yaşatan ve vatan satıcılık dahil işlemediği suç kalmayan bu Tayyipgiller iktidarını ve onun şefi Tayyip’i devirebilecek aday (Ekrem İmamoğlu) ortadayken bu Sorosçu ne yapıyor?
İlle de ben Cumhurbaşkanı olayım, diye ortada fır fır dönüyor…
Yahu bu CHP kadroları öylesine acizleşmiş ve sürüleşmiş ki şu soruyu da soramıyorlar:
Tayyip’le onun Bohçalısı niye durup dinlenmeden karşımıza aday olarak sen çık Bay Kemal, diyorlar?
Burada bir bit yeniği yok mudur?
Bir de şunu sormuyorlar:
Onlarca kamuoyu yoklamasının ortaya koyduğu ve gösterdiği gibi Ekrem İmamoğlu önemli bir farkla Tayyip’i deviriyor. Madem bu iktidarı devirmeyi amaçlıyoruz, o zaman niye bu adamı aday olarak belirlemiyoruz?
Ne diye kamuoyu yoklamalarında en düşük oyu alan Sorosçu Kemal’i Cumhurbaşkanı adayı yapalım diye uğraşıyoruz?
İnanın arkadaşlar; sürüleşmemiş, doğada özgürce yaşayan, varlığını ve neslini devam ettiren hiçbir gelişkin hayvan türü bunu yapmaz. Onların içgüdüleri böylesi saçma bir yönlendirmede bulunmaz.
Saygıdeğer Halkımız;
ABD Emperyalist Çakalı, işte Türkiye’yi böylesi çıkmaz sokaklara soktu. Halkımızı ölümlerden ölüm beğenmek zorunda bıraktı. Hepimiz biliyoruz; Sorosçu’nun Altılı Masa adını verdiği bu ekipten de halkımıza zerre miktarda bir fayda gelmeyeceğini. Ama bunların zulüm ve ihanetleri Tayyipgiller’inkiyle kıyaslanınca biraz daha ılımlı olur, diyerek, halkımızın “Denize düşen yılana sarılır” diyerek işaret ettiği gibi bunların kazanmasını istiyoruz.
Ve bunları söyleyince de ve bu denli açık, net, kesin biçimde gerçekleri ortaya koyunca da muhalifi oynayan medya tarafından da aforoz ediliyoruz. Ve “Susuş Suikastı”yla yok edilmek isteniyoruz. Tanık olduğunuz gibi bizim eylemlerimiz bu muhalif geçinen medyada asla yer almaz. Adımız geçmez, suretlerimiz görülmez. Bu medyanın yazan, çizen, konuşan ve yönetenleri de bize düşmanlık gütmede Tayyipgiller’den ve onların medyasından pek geri kalmaz. Sanki yabancı bir gezegenden gelmişiz gibi uzak dururlar ve yadırgı bulurlar bizi.
Çünkü bunların alayı Amerikancılık ortak paydası altında bir Tırhallıdır, bir hallıdır. İktidarıyla da muhalefetiyle de…
ABD Emperyalist Hayduduna, onun müttefiki Avrupa Birliği Hayduduna ve Siyonist İsrail’e gerçek anlamda karşı olan, onları şirketleriyle, siyasileriyle, kültürleriyle, işbirlikçileriyle bu ülkeden kovmak için, “geldikleri gibi göndermek” için savaşan yalnızca biziz. Gerçek İkinci Kuvayimilliyecileriz biz.
Bu kara günler elbette geçecek. Ve en sonunda yine biz kazanacağız!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
Not: Bu Bilderbergci, Davosçu ABD devşirmesi, daha açığı ABD ajanı Bebecan Ali’nin, Değiştirilmesi Teklif Dahi Edilemeyecek olan Anayasanın Başlangıç İlkelerini ve Devrim Kanunlarını yok sayan ihanet dolu teklifine yönelik bir suç duyurusunda daha bulunacaktır sanıyoruz, Hukukçu Yoldaşlarımız. Bunlar artık Türkiye’yi babalarının çiftliği olarak gördükleri için orada her türlü akıl, izan, vicdan ve Laiklik dışı işi yapabileceklerini sanıyorlar. Yanılıyorlar bu hainler. Hem de fena halde. Bu ihanetlerinin hesabı bugün değilse de yarın mutlaka sorulacak bunlardan.
Tayyip’e 15 yıl uşaklık etmiş, sonra da miadlarının dolduğuna karar verilerek kapının önüne konmuş bu Bebecan’ları, bu Davidson’ları ciddiye alıp onları masa etrafında toplayan Sorosçu Kemal’e de yazıklar olsun demek gerekiyor bir kez daha. Bu ölüsü kokmuş zombileri diriltip halkın önünde çıkarmaya çalışıyor, Sorosçu Kemal haini.
24 Ocak 2023
Nurullah Efe Ankut
HKP Genel Başkanı
[1] https://www.yenicaggazetesi.com.tr/babacan-devrim-kanunlari-gozden-gecirilmeli-tarikatlar-yapilanabilmeli-615167h.htm.