Kaçak Saraylı Tayyip ve avanesi, Allah’la aldatarak meczuplaştırdığı “hülooğğ”cularını uyandırmamaya dikkat ederek, Çözüm Süreci’ni yeniden bu işle görevlendirilmiş, ajanlaştırılmış hainler eliyle sürdürüyor.
Kaçak Saraylı’nın kısa süre önce, aslında Kürt Meselesi konusunda PKK’yle bire bir aynı görüşlere sahip milletvekili Mehdi Eker’i Barzanistan’a göndererek bu meselede onların yeniden arabulucu rolünü oynamasını istemesi tesadüfi değildir, kuşkusuz.
Daha önce de sözünü ettiğimiz gibi, milletvekili Ravza Kavakçı’nın da içinde bulunduğu bir AKP Heyetini Almanya’ya gönderip oradaki federatif yapıyı inceletmesi de tesadüfi değildir.
Şimdi bunlara bir de yerli-yabancı ajan örgütlerince devşirilmiş hainler grubuna İngiliz ve Amerikan ajan örgütleri yönetiminde Oslo’da Çözüm Süreci konulu toplantılar yaptırtması eklenmiştir.
İlki 10 gün önce, ikincisi de 5 gün önce medyada yer alan şu haberlere bakalım bir:
***
“Akil Adamlar”dan dikkat çeken buluşma
“Democratic Progress Institute (DPI) ya da Türkçe adıyla Demokratik Gelişim Enstitüsü 8 yıl önce kurulmuş İngiltere’deki bir düşünce kuruluşu. Kurumun çalışma alanları arasında Türkiye de var… DPI Başkanı Kerim Yıldız, geçen aylarda dikkat çeken sözler sarf etmişti. Yıldız, Kürt sorununun çözümü için umutlu olduğunu vurgularken, yeniden inşaya girilebileceğini ifade etmişti.
“Yıldız, “Süreç başlamak zorunda birileri istediği için değil, Türkiye ve bölgenin içinde bulunduğu durumdan dolayı, bir süreç başlamak zorunda. Kim başlatır? Tabiî ki çatışmada yer alanlar, özellikle hükümet kesimi. Mevcut durumda ise hâlâ umudumu koruyorum çünkü bir temel var ve üzerinde gelişebilir. Yeter ki isteyelim” diye belirtmişti.
“ÇÖZÜM SÜRECİ YENİDEN Mİ BAŞLIYOR
“Kerim Yıldız’ın bu açıklamaları hafızlardaki yerini korurken, Barzani yönetimine yakınlığıyla bilinen Rudaw’da çalışan gazeteci Ayser Çınar, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir fotoğraf paylaştı.
“Paylaşımında, Kürt sorununun çözümüne yönelik oluşturulan, “Akil İnsanlar” heyetinde yer alan isimlerin, Norveç’in başkenti Oslo’da “çözüm sürecinin” artılarını ve eksilerini masaya yatırdığını ifade eden Çınar, “Yeni bir süreç mümkün mü peki” diye sordu.
“Fotoğrafta, ünlü oyuncu Kadir İnanır, eski İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, eski Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur gibi isimler yer aldı.” (https://odatv.com/akil-adamlardan-dikkat-ceken-bulusma-26111809.html)
***
Uras: Barzani görüşmesi, federasyon incelemesi ve Oslo toplantısı tesadüf değil
Geçen hafta Londra merkezli Demokratik Gelişim Enstitüsü’nde (DPI ) Norveç’in başkenti Oslo’da, Kürt sorununun temel alındığı bir toplantı düzenlendi. Toplantıya aralarında siyasetçi Ufuk Uras, Kadir İnanır, Ali Bayramoğlu ve AKP’li eski milletvekili Abdurrahman Kurt gibi isimler katıldı. Toplantı sonrası sosyal medyadan bir de fotoğraf paylaşıldı. Fotoğraf, yerel seçim öncesine denk düşen toplantının gündem olmasına neden oldu ve akıllara pek çok soru düştü. Toplantıyı Ufuk Uras ile konuştuk.
‘Oslo’da, Akil İnsanlarla çözüm sürecini konuştuk’
Twitter hesabınızdan zamanlaması çok manidar bir fotoğraf paylaştınız geçenlerde. Bu fotoğrafla, AKP iktidarı tarafından bitirilen çözüm sürecini ansızın yeniden akıllara getirdiniz. Neden yerel seçimlere beş kala bu fotoğrafı paylaştınız?
Bu toplantının seçimlerle bir ilgisi yok. Zaten nasıl bir bağlantısı olabilir ki? Hayatım boyunca barış için çabaladım. Kim iktidarda, kim muhalefette, seçimlermiş buna hiç bakmıyorum. Akil İnsan da değilim ayrıca.
Akil İnsanlar ve çözüm süreci toplantıları tekrar ilk kez ne zaman yapıldı?
Fotoğrafını paylaştığım Oslo’daki toplantı bir ilkti. İlk kez Akil İnsanlarla çözüm sürecini, iyisi ve kötüsüyle kayda almak üzerine bir buluşma oldu. Bakın, Akil İnsanların rolü, toplumdaki zihniyeti dönüştürmeye çalışmak. Bu zemini geliştirmek zorundayız.
Akil İnsanlar, dönemin başbakanı bugünün cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atandı ve görevleri de çoktan bitmişti. Bugün kim tarafından görevlendirildiler, sıfatları ne?
Tüm Akil İnsanlara bir çağrı var aslında. Çoğunun programı denk düşmedi. Katılamayanlara yönelik bir daha çağrı yapacağız.
Görevleri bittiyse neden çözüm sürecini konuşmak için toplanıyorsunuz?
‘Nerelerde yanlış yapıldı’, ‘doğru olanlar neydi’ gibi tartışmalar hiç yapılmadı çünkü… HDP’den AK Parti’sine bu süreçten neden sonuç alınamadı? Bunları konuşmak gerek.
Aradan bunca yıl geçtikten sonra mı? Neden bu soruları daha önce sormadınız da iktidar açısından çok kritik yerel seçim öncesinde çözüm sürecini konuştuğunuzu duyuruyorsunuz?
Biz bu toplantıları hep yapıyoruz. Mesela Ankara’da, İrlanda’da da yapıldı.
(…)
‘Murat Belge ve Baskın Oran ile de konuştuk’
Siz de milletvekiliydiniz. CHP, çözüm sürecinin Meclis’te yürütülmesini, AKP tarafından HDP’nin muhatap alınmasını istemişti. Ama AKP bunu istemedi ve süreci kendi atadığı Akil İnsanlar, Kandil ve Öcalan ile yürüttü. Kürt sorununun, Meclis’te seçilmişler tarafından tartışılma fikrini neden eleştiriyorsunuz ki siz?
Meclis’te aslında bir komisyon kuruldu ama olmadı. Barış, tüm dünyada çatışan tarafların müzakare etmesiyle mümkün oluyor. Çatışan bir tarafı devre dışı bıraktığınızda sonuç alınamıyor. Burada esas olan PKK’nin dönüştürülmesi. Komisyonda bu da yer alabilirdi. Yeterince çaba gösterilmemiş olabilir. “CHP hatalıdır” demiyorum. Aksine, CHP’nin bu sürecin içine katılması için daha çok çaba gösterilebilirdi.
(…)
‘Baskın Oran, Oslo’daki toplantıyla ilgili mesaj attı’
Hangi önerilerde bulundunuz?
Örneğin, Akil İnsanlar’dan uzaklaşan Murat Belge, Baskın Oran gibi diğer arkadaşlarla da durum değerlendirmesi yaptık. Muhtemelen bir sonraki toplantıda onlar da olacak.
Murat Belge ve Baskın Oran bir dahaki çözüm süreci toplantınıza katılmayı kabul ettiler mi?
Çağrılacaklar. Bence kabul ederler. Bu resmi bir Akil İnsanlar toplantısı değil. Baskın Oran bana Oslo’daki toplantıyla ilgili mesaj attı. Bir sonraki toplantıda, Oran gibi isimlerin eleştirilerini kayda geçirmenin kıymetli olduğunu düşünüyorum.
Ne toplantısı bunlar o halde?
Biz aydınların, Akil İnsanların yanlışları neydi, bunları kayda geçirelim istiyoruz. Burada bir taraf olma durumu yok.
‘Barzani’ye ziyaret, federasyon araştırmaları ve bizim toplantımız tesadüf değil tabii ki’
Kısa bir süre önce bir yandan AKP’nin önemli ismi Mehdi Eker Erbil’e gidip, Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüştü. Aynı zamanda Almanya’ya da federal devlet yapısını incelemek üzere bir heyet gönderildi. Bu arada Akil İnsanlar ve aydınların toplandığı kamuoyuna duyuruldu. Bütün bunlar tesadüf mü sizce?
Bunlar tabiî ki tesadüf değil ama bunlar bir üst aklın parçası olarak hareket ediyor da değil. Bir ihtiyaç var. ABD’nin tezi de büyük ölçüde böyle.
ABD’nin tezi nedir?
Anladığım kadarıyla Suriye’nin yeni, federatif modelinde Kürtlere belli bölgede otonomi sağlanması ve Türkiye’nin de bunu kabul etmesi… PKK’nin silah bırakması değil ama Türkiye’den çıkması gibi şeyler tartışılıyor. Bunu Türkiye kabul eder mi? PYD ve diğer unsurlar eder mi?.. Kestirmek güç.
Siz ne diyorsunuz?
Bu konuların müzakere edilmesi gerekir diyoruz. Sorunuzdaki bütün örneklere, bu arayışın bir parçası olarak bakmak lazım. Suriye’deki federatif çözüm Türkiye’de geçerli değil. Türkiye’de ancak anayasal yurttaşlığı esas alan bir demokratikleşme mümkün olabilir.
Akil İnsanlar harekete geçtiğine göre bu toplantılar devam edecek mi?
Evet, Türkiye’de de devam edecek. Ama bunun “Yeniden açılım süreci mi oluyor” sorusu ile bir ilgisi yok. Biz de bir yandan “Bunlar harekete mi geçti” diye paniğe kapılan milliyetçi kesim ile “Aman keşke harekete geçseler” diye temenni eden demokratik barışçıl kamuoyunun arasına sıkıştık kaldık.
‘HDP’nin tek başına süreci sürdürmesi meseleyi daraltıyor’
Yıllar evvel de ABD’nin, Türkiye’nin başkanlık sistemine geçmesini istediği öne sürülmüştü. Bu istek de, ‘Tek adamla ilişki kurmak, uzlaşmak daha kolay olur’ diyerek gerekçelendirilmişti. Sizce federatif bir Türkiye inşa edilirse bu, başkanlığın tamamlayacısı olarak mı görülür? AKP bu yüzden mi federatif sistemi araştırmaya başladı?
Federatif çözüm Türkiye’ye uymuyor. Zor bir ihtimal gibi duruyor. Örneğin, Türkiye’deki nüfus geçişkenliği nedeniyle İstanbul, Kürtlerin en kalabalık olduğu şehir konumunda. Bu da ancak yurttaş merkezli demokratikleşme sağlanmasıyla çözülebilir.
(…)
DPI pek çok konu başlığı altında toplantılar yapıyor. AKP, CHP, HDP’li vekillerin bir araya geldiğini söylediğiniz toplantının konusu demokrasi miydi yoksa çözüm süreci miydi?
Demokratikleşmeydi. Dünya deneyimleri karşısında demokratikleşmeydi ama sonuçta çözüm süreci gibi temalar da bir şekilde gündeme geliyor.
‘Çözüm toplantılarımıza Kürt vekilleri de çağıracağız’
(…)
Yerel seçimlerde yine en kritik seçmen grubu Kürtler. Sizlerin bu açıklamaları, AKP’ye oy vermeyen Kürtlerin oyunu AKP’ye çekmek ve HDP’den uzaklaştırmak için bir hamle olabilir mi?
Olamaz. Zaten HDP’den AKP’ye büyük kaymalar yaşanmaz diye düşünüyorum. Evet, Kürt seçmenin oyları çok kritik… Burada esas mesele muhalafet. Millet İttifakı, HDP’yi hep dışarıda tuttu. Asıl Millet İttifakı’nın şu anda Kürtlerin reyine ihtiyacı var.
AKP’nin yok mu?
Elbette var. Bakın, hayat sadece DPI’dan ibaret değil. Biz bu diyalog grubunu AK Parti’ye karşı oluşturduk.
Diyelim ki iktidar, Kürt sorununu çözeceğini söyledi. Gerçekleşmesi garanti olmayan bu vaat, HDP’nin oylarını AKP’ye yöneltir mi?
Tam tersi, HDP’nin taraf olması HDP’nin gücünü artırır çünkü AK Parti’yi masaya oturtmak için HDP’nin de güçlü olması gerekir.
Cezaevinde çok fazla HDP’li siyasetçi varken ve hâlâ gözaltına alınmaya devam edilirken mi? Siyasi iktidar HDP’li vekillere ‘terörist’ diyor. AKP, HDP’yi nasıl muhatap alacak?
AK Parti’nin, MHP hakkında bir dün söylediklerine, bir de bugün söylediklerine bakın. Ya da Milli Savunma Bakanlığı bütçesi görüşülürken Hulusi Akar, HDP’den gelen bir soru üzerine çıkıyor ve “Bu kadar da karamsar olmayın, pozitif olmak gerek, yeni sentezler oluşabilir” diyebiliyor. Akar da bölgedeki malzemeyi görüyor.
Demirtaş’ı haberdar ettiniz mi Akil İnsanlar toplantısından ve diğerlerinden?
Bu toplantıyla ilgili değil ama bütün bu süreci biliyor tabiî ki. Biz diyalog grubu üzerinden toplantıların bilgisini veriyoruz. (http://www.diken.com.tr/uras-barzani-gorusmesi-federasyon-incelemesi-ve-oslo-toplantisi-tesaduf-degil/)
***
Netçe görüldüğü gibi, arkadaşlar, olayı legal planda İngiliz ajan örgütü Democratic Progress Institute (Demokratik Gelişim Enstitüsü) yönetiyor.
Hatırlanacaktır; ABD’nin ve İngiltere’nin bu türden sivil görünümlü ajan örgütlerinin adları pek masumanedir. İnsan neredeyse onları Kanaryaseverler Derneği gibi düşünebilir.
Fakat bunların içyüzü, adlarının tam zıttıdır. Adları ne kadar masum görünüşe sahipse, işlevleri ve içyüzleri o denli zalimcedir, kanlıdır, ahlâksızdır, namussuzdur, insanlık düşmanıdır.
Amerikan ajan örgütleri, yani CIA ve yandaş kuruluşları, sürecin gizli yöneticilerindendir. Bu hainane işin, yani Ortadoğu’da ikinci bir İsrail yaratma projesinin hayata geçirilmesi işinin şu aşamadaki sözcüsü, 90’lı yılların başında devşirilip ÖDP’nin başına getirilen Ufuk Uras adlı haindir.
Ne demişti bu ajanlaşmış insan sefaleti?
“ABD’nin tezi de büyük ölçüde böyle.”
Tabiî, bizi ABD ve İngiltere yönetiyor, diyemeyecektir. O bakımdan itirafını dolaylı yoldan yapıyor.
Bu ajanın ÖDP’nin başına getirilmesine, 12 Eylül Faşist Diktatörlüğünün işkence odalarında tamamı çöken Dev-Yol liderleri ses çıkaramamışlar, hatta onu benimsemişlerdi. Hem de 1996’dan 2009’a kadar, tam 13 yıl başlarında taşımışlardır.
Eee, işkencede çöker, polise teslim olursan ve hâlâ da haddini bilmez solculuk oynamaya devam etmek istersen; böyle ajanları da başında taşıyarak yıllarca hamallığını yaparsın…
Bu bakımdan, bir acıklı, acınası, zavallı insancıklar topluluğudur ÖDP Şefleri…
Onların bırakalım devrimcilik yapmasını, kendi kişicil onurlarını koruyup taşıyabilmeleri bile olası değildir gayrı…
Hatırlarsınız; bunlardan bazı zavallıcıkları burjuva-küçükburjuva medyası “Dev-Yol’un Ağır Abisi” filan cilalamalarıyla sütunlarına, ekranlarına taşır ara sıra. Neyse, geçelim. Mevzumuz bu değil…
Demek istediğimiz, arkadaşlar; açıkça görüldüğü gibi, Kaçak Saraylı Hafız nam BOP Eşbaşkanı görevine devam ediyor hâlâ. ABD Emperyalist Haydudu da BOP Haritası’na uygun biçimde Amerikancı Burjuva Kürt Devleti’ni inşaya devam ediyor. Var gücüyle çalışıyor, İsrail’e yeni bir kardeş peydahlamak için.
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
4 Aralık 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı