Partimizin İlk Genel Başkanı, Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın dile getirdiği üzere; “Çanakkale Zaferi, Tüm Mazlum Ulusların Emperyalizme Karşı İlk Zaferidir.” Bu nedenle, Türkiye Devrimi’nin neferleri olarak bu büyük zaferi kazanmış bir halkın parçası olmanın kıvancını yaşıyoruz.
Emperyalizm aşamasına sıçramış devletler için yarısömürge bir ülke konumunda olan Osmanlı’nın tamamen işgal edilerek sömürgeleştirilmesi, Çanakkale’den geçilerek İstanbul’un alınmasından geçmekteydi. Bu amaçla Çanakkale’de deniz yolu kullanılarak, 1914 Kasımında başlayan saldırıların en güçlüsü 18 Mart 1915 tarihinde uygulamaya konulmuştur. Büyük ve destansı mücadele sonucunda, İngiliz ve Fransız Emperyalistleri, her türlü savaş üstünlüğüne rağmen deniz harekâtıyla istediği başarıyı sağlayamamış ve Çanakkale’yi geçememişlerdir.
Bir milyonu aşkın askerin karşılıklı çarpıştığı Çanakkale’de toplamda 500 binden fazla asker ya ölmüş ya da yaralanmıştır. Türkiye’nin şehit düşen asker sayısı ise 180 binin üzerindedir. Bu büyük zaferde Mustafa Kemal’le birlikte, Nusret Mayın Gemisi’ni, Yüzbaşı Hakkı Bey’i, Seyit Onbaşı’yı, Albay Cevat Bey’i, 57’nci Alay’ı, Onbeşlikler’i ve daha nice ölümsüz kahramanı Tarih bize tanıtmıştır.
Emperyalistlerin büyük bir yenilgiyle çıktıkları Çanakkale Savaşı, Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı’nın bir cephesi olsa da, Osmanlı İmparatorluğu halkları yurt savunması halindedir bu mücadelede. Bu nedenle antiemperyalist bir yönü vardır ve sonuçlarıyla beraber mazlum ulusların umudu, çıkış yolu olmuştur bu zafer. Azgın bir işgal girişimine karşı Türkler, Kürtler ve diğer halklar kardeşçe bir birlik içerisinde seferber olmuş ve mücadele etmişlerdir. Bu seferberlik, bu kardeşçe birlik, Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızda da devam etmiştir. Bu büyük zaferin bizim için en önemli sonuçlarından biri de budur.
Çanakkale Zaferi sonucunda Emperyalistlerin yardımından mahrum kalan kanlı zalim Çarlık Rusya’sı, Büyük Ekim Devrimi’yle yıkılmış ve Mustafa Kemal önderliğindeki Cumhuriyet’in en büyük müttefiki olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kurulmuştur. Böylelikle Çanakkale Zaferi ve Ekim Devrimi, artık mazlum ulusların, emperyalist blokların yanında yer almak yerine kendi kaderlerini özgürce çizebilecekleri bir başka yolun var olduğunu da görmelerini sağlamıştır.
Bugün ise bu eşsiz zaferi gerçek anlamıyla kutlamak ve halkımıza hatırlatmak biz devrimcilerin en büyük görevlerinden biridir. Çünkü 109 yıl önce ülkemizi açık işgale kalkışan güçler bugün; destekledikleri hain, vurguncu AKP’giller iktidarı sayesinde ülkemizin tüm maddi-manevi değerlerini oluk oluk kendi kasalarına akıtmaktadırlar. Artık yerli-yabancı Parababalarına satılmadık ülke değeri bırakılmamıştır.
Ülkemiz ne yazık ki Çanakkale, Kuvayimilliye ve Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın kazanımlarının yitirildiği bir döneme girmiştir. Bu zaferlerimizin üzerine inşa edilmiş olan, kısmen de olsa Laik Türkiye Cumhuriyeti’nin, yasaması, yargısı, ordusu, milli eğitimi, üniversiteleri, sağlığı, maliyesi vb. tüm kurumları yıkıma uğratılmıştır. Bunlar yerine, ABD ve AB Emperyalizminin Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde iktidara getirilmiş olan AKP’giller eliyle, ülkemizi santim santim Ortaçağ’ın karanlığına götürmek isteyen Faşist Din Devletinin taşları döşenmektedir günbegün. Genel Başkan’ımız Nurullah Efe Ankut’un tespitiyle Türkiye’de artık “İkili Devlet” vardır. Ortaçağcı Faşist Din Devletini inşa edenler, yürürlükte olan başta Anayasa olmak üzere yasalarla da kendilerini bağlı saymamakta, her türlü kanunsuzluğu yapmaktan geri durmamaktadırlar.
Bu nedenle ABD ve AB Emperyalizminin yarısömürgeleri haline getirdiği ülkemiz için tek çıkar yol, tek kurtuluş yolu; halkımızın 109 yıl önceki ruhla ABD-AB Emperyalizmine ve onların işbirlikçilerine karşı İkinci Kurtuluş Savaşı vermektir. Bu mücadelede ilham alacağımız kaynaklardan biri de kuşkusuz Çanakkale Zaferi’mizdir.
Biz 109 yıl önce de bu uğurda savaştık, bugün de savaşıyoruz, bundan sonra da savaşmaya devam edeceğiz. ABD Emperyalistlerini ve onların ayrılmaz müttefiki AB Emperyalistlerini ülkemizden, bölgemizden çıkaracağız. Halklar kurtulacak. Zafer mazlum halkların olacak.
Ne diyordu Mustafa Kemal?
“Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı, bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı heyeti milliyece mücadeleyi öngören bir mesleği takip eden insanlarız.”
İşte biz de aynen bunu savunuyoruz. Ne bir eksik, ne bir fazla…
Bu nedenle Çanakkale Zaferi’mizi savunuyor ve sahipleniyoruz.
Yaşasın Çanakkale Zaferi’miz!
Emperyalistler, İşbirlikçiler, Geldikleri Gibi Gidecekler!
Yeni Sevr’e Karşı Yaşasın İkinci Kurtuluş Savaşı’mız!
18 Mart 2024
HKP Genel Merkezi