İhale parası ödendiği halde sinyalizasyon sistemi olmadan seferleri başlatan tüm Bakanlar ve Gülermak-Kolin ortaklığı suçludur! Soruşturma bu yönden genişletilmek zorundadır!
Ankara Yenimahalle’de gerçekleşen, Yüksek Hızlı Tren “kazası” daha doğru ifadeyle katliamı, cinayeti sebebiyle hemen ilk günlerde, 17 Aralık 2018 tarihinde Parti olarak Suç Duyurusunda bulunmuştuk.
İlk duruşması 13 Ocakta görülmeye başlayan davanın ikinci duruşması 24 Ocak tarihinde görüldü. Bu ikinci duruşmada müşteki olarak müdahillik talebinde bulunduk ve tahkikatın genişletilmesi başvurusunda bulunduk. Çünkü duruşmada sanık sandalyesinde oturanlar gerçek suçlular değildi. O sandalyede oturması gerekenler hala Bakanlık yapmaya devam ediyorlar, hala ihaleler almaya devam ediyorlar.
Partimiz adına duruşmaya katılan avukatımız ve Ankara İl Sekreterimiz Doğan Erkan şunları söyledi:
“Dosyadaki bilirkişi raporu da göstermektedir ki, sistemler oluşturulmamış, imalat bitmeden seferler erken başlamış. Makas lambası yok, sinyalizasyon yok, telsiz ve mobil makas sistemi bile çalışmıyor, makaslar manüel. Bu koşullarda bu seferleri siyasi şov olsun diye gerekli hazırlıklar yapılmadan erken başlatan siyasi iktidar doğrudan suçludur, biz bu nedenle suç duyurusu yaptık. Türkiye’de pamuk ipliğine bağlı yaşıyoruz. AKP iktidarı ülkeyi bilimin yerine rant ile yönetmektedir.
“Müdahil olma gerekçemiz, siyasal iktidarın yönetim biçimiyle doğrudan suçlu olması sebebiyledir. Parti tüzüğümüz rant ile değil, bilimle yönetmeyi hayata geçirmek görevini veriyor. Bu görevin ifası için müdahilliğimiz kabul edilmelidir.
“Bu nedenlerle YHT projesinin her aşamasında iktidar adına yer almış şimdiki ve süreçteki tüm Ulaştırma Bakanları, TCDD Genel Yönetim Kurulu ve sinyalizasyon ihalesini alan Kolin-Gülermak yönetimi hakkında şikâyetçiyiz.”
Bu beyanlarımız üzerine mahkemeye katılan bazı aileler duruşma arasında teşekkürlerini sundu.
Bu duruşmalar, ülkede yargının içine düşürüldüğü içler acısı durumu bir kez daha gözler önüne serdi. Bu katliamdan yaralı olarak kurtulan bir sağlık çalışanının; “Böyle bir sistem tam kurulmadan açıldığı için en yetkili kişiden şikâyetçiyim. Ben bir yıla yakın psikolojik tedavi aldım ve hâlâ yalnız uyuyamıyorum. Siz geçen duruşmadan sonra yüksek hızlı trene bindirir misiniz bilmiyorum ama ben bindirmem” sözlerine Mahkeme Başkanı; “O kadar karamsar olmaya gerek yok. Bizim hâkim arkadaşımız Konya’ya gidip geliyor” yanıtını verebiliyor.
İşi gereği hâlâ trene bindiğini söyleyen başka bir yaralının; “İlk duruşmadan sonra iyice karamsar oldum. Burada konuşulanlar beni trene dair daha da korkuttu. Herkesten şikâyetçiyim” sözlerine Mahkeme Başkanı; “Korkunun ecele faydası yok diye bir atasözü vardı” diyebiliyor. Yargıç şimdiden kararını veriyor: “Ne gelirse Allahtan, ecel geldi cihane baş ağrısı bahane” diyor.
Mahkeme Başkanı sadece hâkimlikle yetinmiyor birde doktorluğa soyunuyor. Psikolojik tedavi aldığını söyleyen bir yaralının; “Hâlâ ilaç kullanıyorum. Şikâyetçiyim” ifadesine, “Bence o ilaçları kullanma” yanıtını verebiliyor Mahkeme Başkanı.
Böyle bir Hâkim soruşturmanın genişletilip gerçek suçluların, yani bakanların, yani Gülermak-Kolin Ortaklığının yani AKP’giller’in sanık sandalyesine oturtulup hesap sorulmasını isteyen HKP’nin müdahil olma talebini kabul eder mi?
Nitekim etmedi de. Davaya müdahil olma talebimiz reddedildi.
Tabiî ki bu davayı takip etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. HKP olarak, 16 Mart’a ertelenen duruşmayı da, ondan sonraki diğer duruşmaları da takip edeceğiz.
Yine bilinsin ki bu katliamın gerçek sorumlularının peşini hiçbir zaman bırakmayacağız. AKP’giller’i eninde sonunda gücünü hukuktan alan gerçek hâkim ve savcılar karşısına çıkartıp katliamlarının, cinayetlerinin, çektirdikleri acıların hesabını soracağız.
Katil, AKP’nin sömürü ve rant düzenidir! Hesap sorduk, soracağız… 24.01.2020
HKP Ankara İl Örgütü