AMERİKANCI İKTİDARLARIN ve ÖNDERLİKLERİN HALKLARA ETTİKLERİ İHANETİN CEZASINI NE YAZIK Kİ GENE MAZLUM HALKLAR ÖDÜYOR
Kobani de dâhil olmak üzere tüm Ortadoğu’yu halklar için cehenneme çeviren emperyalist alçak haydut kimdir?
ABD Emperyalistleri ve onların AB denen müttefikleridir.
Kaderin şu İblisçe oyununa bakın ki bugün IŞİD CANAVARININ elinde kan ağlayan halklar, yine bu alçak emperyalistten medet bekliyor. “Sadece havadan bombalamak yetmez daha aktif müdahalede bulun da bizi kurtar”, diyor.
Oysa bilmiyorlar ki CHE’nin deyişiyle insan soyunun başdüşmanı olan bu alçak, insan kanıyla ve insan cesediyle beslenir. Tıpkı leş kuşları gibi. O, halklar arasındaki küçük çatlakları araya kamalar sokarak genişletip büyütür; sonra da birbirine karşı kışkırtır halkları. Birbirleriyle boğazlaşmaya götürür. Yüzlerce yıldan bu yana o nereye gitmişse ölüm cellâdı da onun yanı başında oraya gitmiştir. Onun ayrılmaz ikiz kardeşidir bu cellât.
Bugün Telafer ve Kobani’de olduğu gibi, 1990’dan bu yana Irak’ta, Libya’da, Suriye’de, Filistin’de hayatını kaybeden 5 milyonu aşkın Arap’ın, Kürt’ün, Ezidi’nin, Türkmen’in, yine bir o kadar yerinden yurdundan koparılan göçmen, mülteci durumuna düşürülen masum insanın katili, suçlusu hep bu haydut AB-D Emperyalistleridir.
Bu bakımdan dünyanın neresinde olursa olsun ve hangi mesele olursa olsun eğer o meseleyi Devrimci bir tarzda yani halkların yararına yani en hakkaniyetli biçimde çözmek istiyorsak öncelikle yapmamız gereken bu emperyalist çakalları bölgemizden uzak tutmaktır. Onların işimize karışmasına izin vermemektir. Eğer girmişlerse bölgemize, yapmamız gereken ilk iş onları geldikleri yere göndermektir, kovmaktır.
Eğer bunu yaparsak en öncelikli Devrimci Görevimizi başarmış oluruz. Ha tabiî bunların hain yerli işbirlikçilerini de bunlarla beraber kovmamız gerekir. Bunların dayandıkları gerici sınıf temellerini de tasfiye ederek ortadan kaldırmak kaydıyla. Onu da atlamayalım.
Bu en öncelikli Devrimci Görevi başardıktan sonra halklar, kendi aralarındaki sorunları çok daha insancıl biçimde, acılara yol açmadan çözümlerler.
Biz on yıllardan bu yana hep bunu savunduk. Kürt meselesi, Kürtlerin ve Türklerin ortak meselesidir. Tabiî Kürtlerin ve Arapların, Kürtlerin ve Acemlerin de. Bu meseleyi bölge halkları kardeşlik ve dayanışma temelinde Devrimci bir anlayışla çözmelidirler, dedik. Bu meseleyi, AB–D Emperyalistlerinin ellerine geçirmesine izin vermeyelim, dedik. Çünkü onlar yukarıda da dediğimiz gibi halkların çıkarını asla düşünmezler. Onların derdi kendi emperyalist çıkarlarıdır. Sömürü ve talanlarıdır. Daha dün yapılan açıklamada ABD Emperyalistlerinin sözcüsü ne dedi?
“Bizim önceliğimiz petrol kuyularının, rafinerilerinin ve boru hatlarının güvenliğidir. Kobani bizi sadece insani bağlamda ilgilendirir.”
Sanki insanlıkla zerre kadar ilgileri varmış gibi…
Ne yazık ki önerimizi kimseye dinletemedik. PKK önderliği çözümü halklarla değil Amerika’nın yörüngesine girerek sağlamayı tercih etti. Ve otuz küsur yıldan bu yana Mustafa Kemal, Laik Cumhuriyet ve Türk düşmanlığı üzerine bir siyasi kimlik inşa etti.
IŞİD gibi Tayyipgiller’in de projelendiricisi, yaratıcısı ABD Emperyalistleriydi. Amerikan Emperyalistleri Tayyipgiller’i de var edip Türklerin ve Kürtlerin başına bela etti.
Şu anın meselesine gelirsek:
Çözümü emperyalist başkentlerde ve Tayyipgiller’de aramak yerine, Kobani’de akan kanın durması için Şam’a gidilmeli ve Beşşar Esad’ın birkaç yıl önce yaptığı Federasyon teklifini hayata geçirmek amacıyla antiemperyalist bir mücadele hattı oluşturma girişiminde bulunulmalıdır. O zaman, Beşşar Esad ve BAAS yönetimiyle birlikte IŞİD canilerinin ve benzeri Ortaçağcıların hakkından gelmek çok daha kolay olacaktır. Biz Kobani’de kısa vadede Halkların mutluluğunun sağlanmasını bu yolda görmekteyiz.
Uzatmayalım sözü… Ortadoğu’da Arap, Kürt, Ezidi, Türkmen ve Türk Halklarının çektiği acıların tamamı ABD Emperyalistlerinin Halklara, İnsanlığa ve Tarihe ettikleri ihanetin sonucudur. Ve Tayyipgiller gibi Amerikancı yerli işbirlikçiler de emperyalistlerin dolaysız suç ortaklarıdır. Bunların yaptıkları zalimlikler sonucu halklar hayatını yitirmekte, acılar çekmekte, dayanılmaz zulümlerle karşı karşıya kalmaktadır.
Ne yazık ki gelecekte kısa vadede olumlu bir ışık da görünmüyor. Halklar bir süre daha böyle acılar çekmeye mahkûm olacaklardır. Hatta daha da ağırlaşacaktır bu katliamlar, bu zulümler. ABD Emperyalistleri daha henüz Ermeni Kartını, oynadıkları kanlı oyuna sürmüş değildirler. Gelecekte onu da sürmeyi deneyeceklerdir muhakkak ki. Ermeni, Türk, Kürt Halklarını da birbirleriyle kanlı bir boğazlaşma içine sokmaya çalışacaktır.
Biz yine son söz olarak on yıllardan bu yana söylediğimizi tekrarlarız. ABD Emperyalistlerine ve onların yerli işbirlikçilerine karşı mücadelemize devam edeceğiz, deriz. Kürt Sorunu’nu da gerici Amerikancı tarzda değil, Devrimci bir tarzda, halkların gerçek eşitliği ve kardeşliği temelinde çözmemiz gerekir, deriz. Bizim gerçek anlamda Devrimci teorimiz ve anlayışımız böyle emreder.
Sonunda ABD Emperyalistleri denen haydutlar sürüsü ve yerli işbirlikçileri elbette yenilecekler ve defolup gideceklerdir.
Halklar kazanacak, özgürleşecek ve kardeşleşecek, İnsanlık Davası zafer kazanacaktır. Buna inancımız tamdır. 09.10.2014
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi