Türkiye; Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesinde, suçluların cezalandırılmasında çok önemli bir etkisi bulunan, tam adı “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi’nden, tepeden tırnağa suça batmış kriminal bir örgüt olan AKP’giller’in Reisinin aldığı bir kararla tam hukuksuz bir şekilde çekilmişti.
Kararın iptali için Halkın Kurtuluş Partisi ve birçok kurumun açtığı davalardan biri sonuçlandı. Danıştay 10. Dairesi tarafından görülen davada “Cumhurbaşkanı” Kararnamesinin iptal istemi oy çokluğuyla reddedildi.
Şaşırdık mı?
Hayır!
Bu usulsüz kararın hukuken ortadan kaldırılması için Halkın Kurtuluş Partisi olarak karar yayımlanır yayımlanmaz yürütmenin durdurulması talepli ilk davayı açtık.
Yürütmenin durdurulması talebimiz 3’e karşı 2 oyla reddedildi. Bunun üzerine Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna (DİDDK) itiraz ettik. Ayrıca Mahkeme hâkimlerinden Lütfiye Akbulut hakkında Danıştay üyeliğinden önce, o dönem AKP tarafından yönetilen İstanbul Büyükşehir Belediyesinin hukuk müşavirliğini yaptığı ve davamıza ilişkin objektif bir karar veremeyeceği gerekçesi ile reddi hâkim talebinde bulunduk.
Açtığımız bu davada Danıştay Savcısı, “bir işlem hangi usule uygun tesis edilmişse aynı usule uyularak feshedilmesi gerekmektedir. TBMM’nin uygun bulma kanunuyla yürürlüğe giren bir anlaşmanın feshi ancak TBMM’nin uygun bulma kanunuyla kaldırılması kararı ve cumhurbaşkanının uygun bulmasıyla yürürlükten kaldırılacaktır. Sadece cumhurbaşkanı kararıyla feshedilemez.” görüşünü dile getirerek, işlemin iptaline karar verilmesini istedi.
HKP olarak açtığımız dava henüz sonuçlanmamıştır.
Ancak açılan davalardan birinde AKP’giller’in korkusundan kanunlara ve vicdanlarına göre karar veremez duruma gelmiş olan ve onlardan aldıkları emirleri uygular durumdaki Mahkeme üyelerinin çoğunluğu bizleri şaşırtmamış ve davanın reddine karar vermişlerdir.
Şu çok açık bilinmelidir ki İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali için açılan davanın reddi demek;
– AKP’giller’in Reisinin tek başına aldığı kararlarla ülkenin kaderini belirlemesinin önünü tamamen açmak demektir!
– Recep Tayyip Erdoğan’a TBMM’yi ilga, Lozan’dan, Montrö Sözleşmesi’nden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekilebilme yetkisi vermek demektir.
– Kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önünün tamamen açılması demektir!
Kısacası. Ortaçağcı Faşist Din Devletine giden yola büyük bir taş daha döşemek demektir!
Mustafa Kemal önderliğindeki Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mızın getirdiği Laiklik ilkesi sayesinde dünyadaki birçok ülkeden çok daha önce kadınların haklarına kavuştuğu ülkemizde, yasa tanımaz, hak-hukuk tanımaz, adalet tanımaz AKP’giller, saldırılarına belli ki devam edecektir.
Ancak HKP’li Kadınlar olarak bizlerin önünde, Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızda mücadele eden Nene Hatun, Halime Çavuş, Kara Fatma örnekleri var…
Münire Annemiz var!
O Münire Anne ki, Antiemperyalist Birinci Kurtuluş Savaşı’mıza gepegenç (daha 17 yaşında iken) elde silah katılan ve Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanı olan, İkinci Kurtuluş Savaşı’mıza da önderlik eden, Partimizin İlk Genel Başkanı, Türkiye Devrimi’nin Önderi Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’nın annesidir. O Münire Anne ki, 1900’lü yılların başında, oğlu ile birlikte devrimci mücadeleye boylu boyunca dalmış ve bu uğurda cezaevlerinde yatmıştır. Ama Halkın Kurtuluş Davasından asla vazgeçmemiştir. İşte biz de onlar gibi, ismini sayamadığımız daha nice devrimci kadınlarımız gibi davamızdan asla vazgeçmeyeceğiz!
Kadınlarımızın kurtuluş mücadelesinde İstanbul Sözleşmesi bile yetersizken, kadınlarımızı daha da geriye, Ortaçağ’ın dehlizlerine götürme çabasına karşı, İşçi Sınıfı Bilimi ile bilinçlenen biz kadınlar, “İstanbul Sözleşmesi Yetmez; Devrim Olmadan Kadın Sorunu Çözülmez!” şiarıyla çifte sömürüden, Ortaçağcı gericilikten, emperyalist düzenden kurtulana dek erkek yoldaşlarımızla birlikte, el ele savaşmaya devam edeceğiz!
Ant olsun!
21.07.2022
Kurtuluş Partili Kadınlar