Ülkemiz her geçen gün Ortaçağcı Gerici iktidar tarafından Faşist Din Devletine dönüştürülüyor. Ülkedeki tek adam rejiminin bir emriyle, neredeyse her gün yeni bir “yasa”, “yönetmelik” vs. çıkartılıyor. Bir de son yıllarda belledikleri bir yöntemle “Torba” şeklinde çıkartıyorlar. Aynı anda birçok kanunda değişiklik yapılıyor ya da yeni kanunlar çıkartılarak torbaya atılıyor. Artık “Torba”dan ne çıkarsa bahtımıza!
Bu seferki kanun haberi çocuklarımızı, gençlerimizi yani geleceğimizi ilgilendiriyor:
Gün geçmiyor ki Ortaçağcı gerici yurtlarda, vakıflarda, kurslarda hiç kıyamadığımız çocuklarımıza, gençlerimize yönelik yeni bir sapıklık, taciz, tecavüz haberi almayalım. Gün geçmiyor ki buralarda bilimsel eğitime karşı çocuklarımız Hz. Muhammed’in “güzel ahlâklı insan”, “varlığının ihtiyaçtan fazlasının dağıtılması” gibi ilkelerinin yerine Ortaçağcı, gerici, ABD, CIA İslamı ile zehirlenmesin! Ama bırakın bunların kapatılmasını, her geçen gün yenileri açılıyor.
İşte AKP’giller’in Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, bu amaçları çerçevesinde, 12 Eylül 2018’de, “Kamu Taşınmazları Üzerinde Eğitim ve Yurt Faaliyetleri İçin Üst Hakkı Tesis Edilmesine İlişkin Yönetmelik”te yaptığı değişiklikle, vergi muafiyeti tanınan derneklere, eğitim ve yurt hizmetleri için Hazinenin tasarrufunda bulunan arazilerinden bedelsiz yararlanma hakkı tanıdı. Değişiklikle bu taşınmazlarda ticaret yapılmasına da olanak sağlandı. Böylece SİT alanları, özel çevre koruma bölgelerinde bedelsiz kullanım izni verilen yerler, yine bizzat vakıf veya dernek tarafından işletilebilecek ya da üçüncü kişilerin faaliyetine izin verilebilecek.
Yönetmelik değişikliğiyle vakıfların yanı sıra “Cumhurbaşkanı”nca kamu yararına dernek statüsü verilen dernekler de bu kapsama alındı. Kamu yararına derneklere de okul, üniversite, Kur’an kursu gibi eğitim faaliyetleri ve yurt için Hazine arazileri ile kamu kurum ve kuruluşlarına ait taşınmazlar 49 yıllığına bedava verilecek. Bu derneklere, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları ile özel çevre koruma bölgeleri de eğitim ve yurt için bedelsiz kullandırılabilecek.
Yine değişiklikle vakıf ve derneklerin, kamu arazisi üzerinde öğrenci yurdu yapmak için başvurabilmeleri için aranan koşullardan biri de değiştirildi. Daha önce yurtta kalacak öğrenci sayısının en az yüzde 10’unun bedelsiz, yüzde 10’unun yüzde 50 indirimli olması koşulu bulunurken; değişiklikle ihtiyaç sahibi öğrencilere yıllık öğrenci ücret toplamının yüzde 15’i kadar indirim yapılması da yeterli sayıldı.
Kamu taşınmazlarının 49 yıllığına kullanma hakkını elde etmek isteyen derneklere, “Eğitim faaliyetleri” yürütme zorunluluğu getirildi. Derneklere okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve ortaöğrenim kurumları açma yetkisini veren düzenlemede yer alan “Eğitim faaliyetleri” ise şöyle tanımlandı:
“Öğrencilerinin eğitimine yönelik eğitim kurumu işletilmesi faaliyeti ile yurt işletilmesi, ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı açılan Kur’an-ı Kerim okumak, hafızlık yapmak ve din eğitimi almak isteyen vatandaşlara verilen eğitim.”
Üstelik Vakıf ve Derneklerin öğrencilere vereceği eğitim hizmetlerine ilişkin denetimin Milli Eğitim Bakanlığı veya Diyanet İşleri Başkanlığınca yapılacağı bildirildi.
Tüm bunlar demek oluyor ki; Menderes’lerden itibaren ülkemiz nasıl örümcek ağı gibi tarikatlarla, gerici eğitim yuvalarıyla doldurulduysa ve yine 15 Temmuz Cumhuriyet’in Ganimetlerinin paylaşım savaşına kadar can ciğer oldukları Feto’nun cemaat evleri, tarikat yurtları ile donatıldıysa bu sefer de yeni tarikatlar ve cemaatler tarafından bu derneklerle donatılacaktır.
Halka ait olan araziler, Tarihimizin yaşadığı sit alanları ne yazık ki bu Ortaçağcı gericiler elinde heba olacak; yeni nesil Demokrasi, Bilim, Cumhuriyet düşmanı olarak yetiştirilecek, ticari alanlarda ise AKP’giller ve yandaşları zenginliklerine zenginlik katacaklardır.
Bu onlar için yeni değildir elbette! Yıllardır en güzel kamu arazilerini, sit alanlarını başta RTE’nin oğlu Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜRGEV vb. gerici vakıflara peşkeş çekmektedirler zaten!
Tüm bunlara karşı “muhalefet” olduğunu iddia eden Partiler bir iki açıklama dışında sessiz kalmaktadır ne yazık ki!
Ancak Halkın Kurtuluş Partisi, AKP’giller’in neredeyse her peşkeşlerine, her hukuksuzluklarına karşı eylemlerle, suç duyurularıyla, davalarla büyük bir mücadele vermektedir. Sırf TÜRGEV ile ilgili Türkiye’nin birçok ilinde suç duyuruları yapılmıştır ve örneğin Konya’da TÜRGEV’e yapılan bedelsiz kamu arazi peşkeşi nedeniyle yaptığımız suç duyurumuzdan sonra Konya Valiliği TÜRGEV’den bedel tahsil edileceğini tarafımıza bildirmiştir. Belediye Başkanlığının yazısında aynen şöyle denilmektedir:
“İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü’nün 14/03/2014 tarih ve 5695 sayılı yazısı ile Bakanlık Hukuk Müşavirliğinin 16/08/2013 tarih, 102776 sayılı görüşü dikkate alınarak TAHSİS İŞLEMİNİN yeniden değerlendirilmesi istenilmiştir.
“(…),
“Mülkiyeti İl Özel İdaresi’ne ait iken Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfına (TÜRGEV) tahsis edilen, 6360 sayılı yasa ile belediyemize devredilen öğrenci yurdu binası ile ilgili gerekli fiyat araştırması yapılarak, yer teslim tarihi olan 19.09.2013 tarihinden itibaren Büyükşehir Belediye Encümeninin 05/08/2014 tarih ve 933 nolu kararı ile aylık 5.000 TL (Beşbin) ECR-İ MİSİL BEDELİ ALINMASINA KARAR VERİLMİŞ VE KONUYLA İLGİLİ GEREKLİ YASAL ÇALIŞMALAR BAŞLATILMIŞTIR”
Bu çok önemli bir kazanımdır bizce. Hem de Konya gibi Ortaçağcı Gericiliğin kalesi bir şehirde!
Yani özetçe şu anda Türkiye’de tek muhalefet partisi vardır: O da HKP’dir!
Her ne kadar Yargı AKP’nin arka bahçesine dönüştürülmüş ve baskı altında olsa da küçük kazanımlar olabilmektedir ve bu dosyalar birikmektedir. Biliyoruz ki bir gün bu dosyalar tek tek açılacak ve Halkın Adaleti ile vurguncular, talancılar, hırsızlar, din tüccarları hesap verecektir. Kurtuluşları yoktur! Çünkü bizde zamanaşımı yoktur! 18 Eylül 2018
Kahrolsun Ortaçağcı Gericilik!
Halkız Haklıyız Yeneceğiz!
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi