Başta ABD yapımı, ABD kuklası Tayyipgiller iktidarı gelmek üzere, Meclisteki sermaye partilerinin ve solu, sosyalisti hatta komünisti oynayan partilerin, ülkemize dair nasıl bir ihanet içinde olduklarını görmek için bu son yaşanan Suriye olaylarına bakmak gerekir.
Baştan itibaren Suriye’deki meşru BAAS iktidarının dostu kim oldu, onu kim savundu, onunla kim görüştü?
Biz. Sadece biz.
Ve bizim dışımızdakilerin böyle bir derdi olmadı.
Ama Tayyipgiller avanesi bütünüyle, Amerikancı Burjuva Kürt Hareketiyle birlikte Suriye’nin meşru devletine karşı, BAAS iktidarına savaş açtılar Amerika’yla birlikte, bildiğimiz gibi. Kuzeydoğu Suriye’de Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi, Pekekistan’ı kurdu ABD’yle el ele, iç içe. 9 ABD üssü var bu bölgede ve Suriye petrollerinin yüzde 70’inden fazlası bu bölgeden çıkıyor.
Onlar nereye akıyor?
ABD petrol şirketlerine akıtılıyor.
Tayyipgiller de bütün Ortaçağcıları Türkiye’de toplayıp beslediler, büyüttüler, eğittiler, donattılar ve İdlib’ten BAAS iktidarına karşı savaşa soktular, ABD Emperyalist Hayduduyla birlikte.
Tayyip’i devşirirken nasıl bir anlaşma yapmıştı ABD, İngiltere ve Siyonist İsrail. Tayyipgiller’le?
Abdurrahim Karslı’nın netçe tanık olduğu gibi:
Bir; BOP’ta sana verilen görevleri aksatmadan yapacaksın;
İki; Suriye’nin düşmanlarının bertaraf edilmesinde sana verdiğimiz görevleri harfiyen yapacaksın.
Üç; İslam’ın içinin boşaltılıp, onun bir CIA İslam’ı haline dönüştürülmesinde sana verdiğimiz emirleri birebir uygulayacaksın, demişti.
Tayyip de ‘evet’ demişti. Kraliçenin Gülü’yle beraber, Bülent Arınç’la beraber, Abdüllatif Şener’le beraber ve bilumum Tayyipgiller avanesiyle beraber…
22 yıldan bu yana bu görevi sadakatle ve özenle yerine getirmektedir bu hainler iktidarı.
İşte HTŞ denen Afganistan kökenli, orada eğitilen, doktrine edilen ve oradan Ortadoğu’ya gelen, Afganistan’da Taliban adını alan, oradan El Nusra adını alan ve en sonunda Heyet Tahrir el-Şam adını alan bu alçak örgüt, bu Ortaçağcı kelle kesen canavarlar örgütü, BAAS iktidarını yıkarak ülkeyi tümden ele geçirdi.
Tayyipgiller bayram etti. Yeni CHP’nin soytarı Genel Başkanı Özgür Özel bile bayram etti. Devrik lider Beşşar Esad’a hepsi hakaretler yağdırdı. Evet, şimdi Suriye bu meczupların elinde. Adam; “Şeriat anayasası yapacağız, ona göre ülkeyi yöneteceğiz”, diyor bu insan sefaletleri ona alkış tutuyorlar. ABD ve AB Emperyalist Haydutları zaten alkışlıyorlar çünkü onların yetiştirmesi ve onların ajanı bu hareket ve onun başındaki Ebu Muhammed Golani adlı alçaklar alçağı.
Ve İsrail bayram ediyor değil mi?
Şimdi bununla ilgili Anka’dan bir haber okuyalım.
Anka Haber Ajansı’nın, 16 Aralık 2024 tarihli yani bugünün haberi:
“İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in hafta sonu boyunca Suriye’nin askeri bölgelerine şiddetli hava saldırıları düzenlediğini duyurdu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Golan Tepeleri’ndeki İsrail nüfusunu iki katına çıkarma planını onaylarken; Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) grubunun lideri Ebu Muhammed el-Golani, ‘İsrail’le çatışmakla ilgilenmediğini’ söyledi.”
Yani vatanın İsrail tarafından işgal edilmesiyle ilgilenmiyor. Böylesine hain ve alçak biri ve bu hareket.
“İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in cumartesi akşamı beş saatten kısa bir süre içinde Suriye askeri bölgelerine 61 füze fırlattığını açıkladı. İsrail hava saldırıları; üsleri, ağır silahları, eski Esad rejiminin füze ve kimyasal silah programıyla ilişkili yerleri vururken, Suriye’nin Lazkiye Limanı’ndaki küçük deniz gücünü yok etti.
“Suriye İnsan Hakları Gözlem Evi’nin (yani İngiltere emrindeki bu SOHR’un – N. Efe) aktardığına göre İsrail hava saldırıları, Tarsus’taki füze üslerini ve depoları hedef alarak, Suriye’nin silah ve mühimmat depolarını imha etti. İsrail savaş uçakları, Hama bölgesindeki 107’inci Kışla’da bulunan füze rampalarını ve Tartus kırsalındaki silah depolarını hedef aldı.
“Bir İsrail savaş uçağı da bugün Deyrizor Askeri Havaalanı’ndaki radarlara hava saldırısı düzenledi. Ayrıca Fırat Nehri üzerinde bulunan ve kent ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kontrolündeki yedi köyden biri olan Hatla Köyü’nü birbirine bağlayan tek köprüde de bir patlama meydana geldi.
“Raporlara göre, hafta sonu vurulan yerler arasında askeri karargâhlar, Suriye ordusu mevzileri, radarlar ve silah depoları ile gelişmiş silahlar geliştirmekten sorumlu Suriye Bilimsel Çalışmalar ve Araştırma Merkezi’nin varlıkları yer alıyor. İsrail’in ayrıca Suriye hava kuvvetlerinin altyapısının ve uçaklarının büyük bir bölümünü de imha ettiği tahmin ediliyor.”
Evet, ne yapıyor?
Suriye’nin tüm askeri varlığını ortadan kaldırıp, silip süpürüyor İsrail. Yani ordusuz bir coğrafya haline getiriyor.
“Netanyahu, Golan Tepeleri’ndeki yerleşimi genişletme planını onayladı
“Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) grubunun lideri Ebu Muhammed el-Golani’nin, ‘İsrail’le çatışmakla ilgilenmediğini’ söylemesine rağmen İsrail, gece boyunca Suriye’de onlarca bölgeyi hava saldırılarıyla vurdu. Golani’nin açıklamaları, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun işgal altındaki Golan Tepeleri’ndeki İsrail nüfusunu iki katına çıkarma planını onayladığını duyurduğu sırada geldi.
“Netanyahu, 1973 yılında işgal ettiği Golan Tepeleri’ndeki İsrail yerleşimlerini genişletme planlarını, ‘savaş ve Suriye’nin karşı karşıya olduğu yeni cephe ışığında’ ve bölgedeki İsrail nüfusunu iki katına çıkarma isteğiyle gerekçelendirdi. Netanyahu, ‘Golan’ı güçlendirmek İsrail devletini güçlendirmektir ve özellikle şu anda çok önemlidir. Burayı elimizde tutmaya, yeşertmeye ve buraya yerleşmeye devam edeceğiz’ dedi.”
Evet, İsrail giderek adım adım yürüyerek Şam’a kadar işgalini sürdürdü. Ve İran Devrim Muhafızları Komutanının açıklamasına göre İsrail Ordusu artık Şam’daki ailelerin yaşayışını çıplak gözle Şam’ın yanı başındaki tepelerden izleyebiliyor. Yani istese bir saate varmaz Şam’ı da bütünüyle işgal eder. Ama daha önce de dediğimiz gibi Şam’ı işgal edip oranın yönetimiyle uğraşmak istemiyor. Siyonist İsrail’in derdi toprak kazanmak ve onu yapıyor. Ve elde ettiği topraklarda yeni askeri üsler kuruyor, oradaki mevzilerin güçlendiriyor. Yani kalıcı şekilde orayı ilhak ettiğini ortaya koyuyor.
“Golani: ‘İsrail ile bir çatışmaya girme sürecinde değiliz’
“Colani, Suriye devlet medyasına verdiği demeçte, ‘İranlılar gittikten sonra Suriye’ye herhangi bir dış müdahale için hiçbir mazeret yok.’”
İran ne yapıyordu?
Hem Suriye’nin meşru iktidarını, BAAS iktidarını destekliyordu hem oradan Lübnan Hizbullah’ına askeri ve sivil mühimmat naklediyordu hem de oradan Filistin’e, Gazze’ye ve Batı Şeria’ya silah ve mühimmat naklediyordu, gönderiyordu. Şimdi o bağı kopmuş, İran artık hiçbir şekilde Suriye coğrafyasına giremez hale getirilmiş durumdadır. Bu alçak Golani de onunla övünüyor. Biz bunları temizledik, diyor. Yani İsrail’e karşı savaşan güçlere yardım eden İran, artık bizim topraklarımızdan çıktı. Böylece İsrail’in bizi vurmasına gerek kalmadı, diyor.
O ahmak, o satılmış, İsrail’in gerçek niyetini bilmiyor. Oysa Suriye dahil bizim Fırat Nehri’ne kadar olan bölge Arz-ı Mevud İsrail’in dinine göre. Yani Tanrıları Yehova’nın kendilerine vaat etmiş olduğu topraklar; oraları ele geçirmeleri gerekir. Orada başka halklar, başka ülkeler varsa, bunların Tanrısı tarafından kendilerine verilmiş toprakları işgal altında tutmaktadır onlar. Dolayısıyla onların tümünü yok etmek bunların görevidir. Öyle bir dini inanışları ve siyasi anlayışları var bunların. Bu Golani soytarısı, haini bunu görmüyor ya da görmek istemiyor. Çünkü onun derdi ikbal avcılığı.
“İsrail ile bir çatışmaya girme sürecinde değiliz” dedi.
“Golani, ‘İsrail’in Suriye’ye yönelik saldırılarını meşrulaştırmak için sahte bahaneler kullandığını, ancak Beşşar Esad döneminin sona ermesinin ardından ülkenin yeniden inşasına odaklandığı için yeni çatışmalara girmekle ilgilenmediğini’ dile getirdi. Golani, ‘istikrarı sağlamanın tek yolunun ‘kötü düşünülmüş askeri maceralar yerine diplomatik çözümler’ olduğunu’ da belirtti. Golani, açıklamalarında ayrıca şunları söyledi:
“İsrail’in argümanları zayıfladı ve artık son ihlallerini haklı çıkarmıyor. İsrailliler Suriye’de angajman sınırlarını açıkça aşmışlardır ve bu da bölgede yersiz bir tırmanma tehdidi yaratmaktadır. Yıllarca süren çatışma ve savaşın ardından Suriye’nin savaş yorgunu durumu yeni çatışmalara izin vermiyor. Bu aşamada öncelik yeniden inşa ve istikrardır, daha fazla yıkıma yol açabilecek anlaşmazlıkların içine çekilmek değil.”
Yani vatanının işgal edilmesi umurunda bile değil. İşte böylesine paçavraları kullanır ABD Emperyalist Haydudu. Vatan, halk zerre umurunda değil bunların. Ukrayna’da Zelenski adlı bir soytarıyı, palyaçoyu devlet başkanı seçtirdi, onu kullanıyor. Türkiye’de Tayyip adlı Potamyalı Yezid’i devşirdi, iktidara taşıdı ve onun avanesini 22 yıldan bu yana iktidarda tutuyor.
Ne diyor bu Yezid Gürcistan’da?
“Ben Gürcü’yüm, eşim de Siirtli Arap”, diyor; durduk yerde, sorulmadan. Yani beni bu savaşçı Türklerle karıştırmayın ben onlardan değilim, diyor.
Türk’e düşman, Türk vatanına düşman, Türk Halkına düşman, Türkiye Halkına düşman bu. Ama ihanetini ve satılmışlığını din-iman, Allah-kitap, ensar-muhacir laga lugalarıyla maskeliyor, peçeliyor, kamufle ediyor. Tek sermayesi bu; din alıp satmak. Başka bir sermayesi yok çünkü. Güya sözde Siyonist İsrail’e karşı. Sen İsrail’in en büyük dostusun, Amerika’nın en büyük kuklasısın sen.
Beşşar Esad ne yapıyordu İsrail’e karşı?
Vatanını savunuyordu. Ama senin ABD’yle beraber beslediğin, büyüttüğün, kolladığın bu Ortaçağcılar Suriye Ordusu’nu ortadan kaldırdılar ve İsrail artık Suriye vatanını işgale girişti. Bu işgalin nerede duracağı sadece Emperyalist ABD Haydudu ile Siyonist İsrail’in belirleyeceği, varacağı kararlara bağlı. Önlerinde hiçbir askeri güç yok çünkü.
Daha önce de dediğimiz gibi, Suriye coğrafyası, Suriye vatanı artık bu haydutların elinde bir ziyafet sofrası gibi serilmiş durumda.
Ve Tayyip bu ihanetini de ne yapıyor?
Din-imanla maskeliyor. Ensar-muhacir safsatalarıyla maskeliyor.
Halkımızın bu ihaneti görmesi gerekir artık. Bunlar ülkemizin de bölge halklarının da en ağulu, en hain düşmanlarıdır.
Demek ki neymiş?
Tayyipgiller iktidarı, Siyonist İsrail’in en büyük dostu, müttefiki, yardımcısı ve onun işbirlikçisiymiş. ABD Emperyalist Haydudunun sıfır numara kuklası, uşağı, piyonuymuş.
Ülkemizi de ne yaptı?
Halkımızı, işsizlik ve pahalılık cehenneminde kırıp geçiren bir ekonomi ortaya koydu, mahvetti ekonomimizi. Halkımız sağlıklı bir şey alamaz, tüketemez, yaşayamaz hale geldi. Ordunun tepesini tuttu, eğitimi mahvetti, yargıyı mahvetti, Laik Cumhuriyet’i çökertti.
Evet, Saygıdeğer Halkımız;
Bu acı gerçekler belki can yakıyor ama bunlarla yüzleşmemiz, bunları kavramamız gerekir. Ve biz hep söyleyegeldiğimiz gibi, bir başımıza da kalsak bu ihanetle, bu ABD Emperyalist Haydutlarıyla ve yerli hain işbirlikçileriyle savaşmaya devam edeceğiz.
Kalın sağlıcakla…
16 Aralık 2024