AB-D Emperyalistlerinin mayası bozuk ürünlerdendir
12 Eylülcü Faşist Generaller ve Tayyipgiller
Bağımsızlığı uğruna yüz binlerce Türk ve Kürt’ün canını feda ettiği güzelim ülkemizi, bin yıllık kardeşliğin düşmanlığa dönüştürülmeye çalışıldığı bugünlere getirmek için tezgâhlandı 12 Eylül Faşist Darbesi.
AB-D Emperyalistlerinin içinde ukde kalmış Sevr’i adım adım ülkenin gündemine sokmak, kanayan yaramız Kürt Sorunu’nun emperyalist çözümünü halklarımıza dayatmak, Ermeni Sorunu yaratmak ve yeniden kullanmak için gerçekleştirildi faşist darbe.
“Ilımlı İslam” adını verdikleri CIA İslamıyla Halklarımızı Ortaçağ karanlığına mahkûm etmek, bu bereketli toprakları kendileri açısından dikensiz bir gül bahçesine dönüştürmek için gerekiyordu faşist diktatörlük.
AB-D Emperyalistleri ve yerli ortakları Parababalarının, 27 Mayıs’ın izini tozunu silmek ve 27 Mayıs’ın vurucu gücü Ordu Gençliği’nden öç almak için tezgâhladıkları kanlı bir darbeydi 12 Eylül.
Ordu’yu bütün Devrimci ve Halkçı geleneklerinden kopararak, bir sömürge ordusu, bir halk düşmanı goriller ordusu durumuna getirmek için AB-D Emperyalistlerinin “bizim oğlanlar”ına yaptırdığı bir darbeydi 12 Eylül.
27 Mayıs’ı benimseyen, 27 Mayıs’ın getirdiği sınırlı özgürlük ortamından alabildiğince yararlanan halktan öç almak içindi 12 Eylül’de oynanan kanlı oyun.
Grev ve Toplu Sözleşme haklarını yok etmek, ücretleri dondurmak, alınteriyle geçinen milyonlarca emekçi insanımızı gönüllerince sömürmek, sağmal sürü durumuna sokmak için, okyanus ötesinden örgütlendi 12 Eylül.
27 Mayıs’a sahip çıkan ve devrimi sonuna kadar götürmek isteyen bütün devrimcilerden, özellikle de Devrimci Gençlik’ten canavarca bir öç almak, kendi sömürü ve zulümlerine hizmet etmeyen her türlü düşünceyi ve davranışı yasaklamak, ülkemizi ideolojice karantinaya alınmış bir deliler koğuşuna çevirmek için tasarlandı 12 Eylül Faşist Darbesi.
“Vatan aşkını söylemekten korkar hale gelmektense, ölmek daha iyidir” diyen devrimci, ilerici, demokrat bilinen herkesi katletmek, zindanlara doldurmak, halkı terörize etmek gerekiyordu aşağılık amaçlarına ulaşmak için. İşte bunun için tezgâhlandı Kontrgerilla’nın örgütlediği 12 Eylül.
Tarihinde zaferle taçlanmış bir Kurtuluş Savaşı olan Türk Ordusu’nun başına çuval geçirerek onursuzlaştırmak, Türk Ordusu’nu Devrimci Geleneği’nden koparmak için yapıldı 12 Eylül.
Adını Ergenekon, Balyoz koydukları CIA Operasyonlarıyla Ordunun elini kolunu bağlayarak kıpırdayamaz hale getirmek için gereken ortamı hazırlamak amacıyla AB-D Emperyalistlerinin atölyelerinde planlandı 12 Eylül.
Bağımsızlıklarını kazanmalarına örnek olduğumuz Ortadoğu Ülkelerinin bağımsızlıklarının AB-D Emperyalistleri tarafından yok edilmesinde Türk Ordusu’nun kasap satırı olarak kullanıldığı bugünlere gelmek için oya örer gibi örüldü 12 Eylül.
Birinci Kuvayimilliyeci atalarımızdan yadigâr Kamu Mallarının yerli yabancı Parababalarına peşkeş çekilmesi için oynandı bu oyun.
Bu topraklardan inlerine gönderdiğimiz emperyalist yedi düveli bu topraklara tekrar yerleştirecek, Onlara toprak, üs ve füzelerini yerleştirecek alanlar verecek yerli satılmışları yaratmak, beslemek ve halklarımızın başına bela etmek için örgütlendi bu kanlı tezgâh.
AB-D Emperyalistlerine umut kaynağı olacak, bunların arkasında saf tutacak, demokrasi projelerine gafillikten destek olacak, Sevrci Soytarı Sahte Sol’u yaratmak için yapıldı 12 Eylül Faşist Darbesi.
AB-D Emperyalistlerinin ittifak yapabileceği en gerici sınıf olan, onların adına bu ülkeyi yönetmekle görevlendirilen, insanlığı Ortaçağ karanlığına götürmeye yeminli Tayyipgiller’i koruyup, kollamak ve iktidara hazırlamak için uygulanan bir faşist darbeydi 12 Eylül.
Bu aşağılık hedeflerine ulaşmak için 600.000’i aşkın insanımız zindanlara dolduruldu. 90-60-45 günlük gözaltılarla işkence süreçlerinden geçirildi. Onlarcası bu işkencelerde hayatını kaybetti. 50’yi aşkın insan idam edildi. Ve pek çok insan yargısız infazlara uğratıldı. İşçi Sınıfımızın ve genelde tüm halkımızın hak arama yolları kapatıldı. Düşünce yasakları katmerlendi.
AB-D Emperyalistleri, 12 Eylül’de önlerine koydukları hedeflerine Tayyipgiller’in iktidara gelmesiyle birlikte daha büyük oranda ulaştılar. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki en satılmış, en halk düşmanı, emperyalizmin zangoçluğuna en hevesli satılmışlardan olan Tayyipgiller, Devrimcileri katletmeye, Yurtsever Askerleri, Namuslu Aydınları, Kalemini Satmayan Gazetecileri, zindanlara doldurmaya devam ediyor. Tayyipgiller Halklarımızı işsizlik, pahalılık, zam, zulüm cehenneminde yakıyor. İnsanları dinliyor, takip ediyor “imamın ordusu”yla. Düşünen insanı yok etmeye çalışıyor. Yayınlanmayan kitabın yasaklanması 12 Eylül Faşizmi döneminde bile görülmemişti. Tayyipgiller kendilerine iktidarı sunan emperyalistlere ne kadar layık olduklarını gösteriyorlar her uygulamalarıyla. Tayyipgiller bir taraftan kendilerini bu günlere getiren 12 Eylül Faşist Darbesi’nin “Bizim Oğlanlar”ını yargılar gözükerek, sinyal bozucu jammer gibi, gafil devrimcilerin de kafasını karıştırıyorlar.
Ne etseler, ne yapsalar nafile! Sürgit sağmal bir sürü gibi güdülemeyeceğini halkımız Gezi Direnişi’mizle gösterdi. Yeter artık, dedi ve ayağa kalktı. Dinmiyor öfkesi halkımızın. Bu mücadelede fidanlarımızı; Mehmet’i, Abdullah’ı, Ethem’i, Ali İsmail’i, İrfan’ı, Zeynep’i, Medeni’yi, Ahmet’i uğurladık sonsuzluğa. İyice bileylendi halkımız, kinlendi. Öfkesi volkan oldu. Ama mecrasında akıp halk devrimiyle taçlanamıyor bir türlü. Çünkü bu öfkeyi, kini örgütleyecek merkezi bir örgütten, gerçek Proletarya Partisinden yoksun halkımız.
Gezi Direnişi’miz bir kez daha açığa çıkarttı ki önümüzdeki en acil görev: Proletarya Partisinin Yeniden Örgütlenmesi. Bu acil görev biz Kurtuluş Partililerin omuzlarında. Bu çelik çekirdeği örgütleyecek iradeye, inanca, bilince, kararlılığa, bilime, cesarete biz sahibiz.
Biz, Türkiye Devriminin Önderi Kıvılcımlı Usta’nın öğrencileriyiz. Ondan öğrendik vatanı sevmeyi, vatan uğruna mücadele etmeyi. Ondan öğrendik Devrimin yolunu. Usta’mızın yanıbaşında kavga vermiş önderliğimiz gösterdi bizlere Faşizmin karanlıklarından nasıl çıkacağımızı. Önderliğimizden öğrendik esen gericilik rüzgârlarına karşı yürümeyi. Bizim kafamız, Usta’mızın ve Önderliğimizin sayesinde hiç karışmadı. Hep ayıktık karşıdevrimin ideolojik bombardımanına karşı.
O yüzdendir ki biz ne istersek o olacak!
Biz Demokratik Halk Devrimini gerçekleştirmeyi istiyoruz. Ve eninde sonunda gerçekleştireceğiz! 12 Eylül 2013
Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi