30 Ağustos Dumlupınar Zaferimiz ile gönderilen emperyalistler ve yerli ortakları yeniden geldiler, İkinci Kurtuluş Savaşçıları tarafından yeniden gönderilecekler!

Ama bu sefer bir daha gelmemek üzere, Ama bu sefer Halkımızın başına bir daha musallat olmamacasına gönderilecekler!

“Bağımsızlık benim karakterimdir” sözü ile yaşam düsturunu belirleyen Mustafa Kemal, “Geldikleri gibi gidecekler!” diyerek işgalci emperyalist kuvvetleri kovma sözünü verdiğinde yıl 1918’di.

Vazgeçirmek isteyenler oldu: “Ordu yok” dediler, “kurulur” dedi. “Para yok” dediler, “bulunur” dedi. “Düşman çok” dediler, “yenilir” dedi. Umutsuz olanlar vardı, ama o inanıyordu mazlum halkına.

1922 yılına gelindiğinde Birinci Kurtuluş Savaşçıları önlerine emperyalistleri katmış kovalıyordu. Yangın yerine dönen vatan toprakları Sevr’i paramparça etmiş, küllerinden yeniden doğuyordu. Feryatlar yerini zafer naralarına bırakmıştı. Topunu, tüfeğini bırakıp kaçan işgalciler, uğradıkları hezimetin bedelini ağır ödediler. Dalga dalga yayılan sömürgeciler de yenilir gerçeği örnek oldu, umut oldu tüm mazlum halklara.

Bugün bu bayrak İkinci Kurtuluş Savaşçılarının ellerinde. Her 23 Nisan’da, 19 Mayıs’ta, 30 Ağustos’ta, 29 Ekim’de, 10 Kasım’da bekliyor bizi Birinci Kurtuluş Savaşçıları. Tarihi sorumlulukları gereği İkinci Kurtuluş Savaşçıları da nöbet yerini boş bırakmıyor.

Ancak iki yıldır AKP’giller, Kurtuluş Savaşçılarının buluşmasına, halkımızla kucaklaşmasına engel oluyor. 30 Ağustos Zaferimizin 97’nci yılında yine engellemeye çalıştılar biz gerçek vatanseverleri. 97 yıl önce Birinci Kuvayimilliyecileri engellemeye çalışan Vahdettin’lerin, Damat Ferit’lerin, Ali Kemal’lerin, Nemrut Mustafa Paşa’ların torunları bu sefer İkinci Kurtuluş Savaşçıları HKP’lileri engellemeye çalıştılar.

Başarabildiler mi?

Hayır…

Evet, Mustafa Kemal’i Anıtkabir’de ziyaret etmemizi engellediler. Ama Mustafa Kemal’in ve Birinci Kurtuluş Savaşçılarının gerçek devamcılarının Dumlupınar Zaferi’mizi, Mustafa Kemal’in Bursa Nutku’nda belirttiği gibi özüne uygun kutlamasına engel olmadılar.

Barikatlar kurdular Anıtkabir’in 50 metre gerisinde. Susmadı “Mustafa Kemal Ölümsüzdür”, “Emperyalistler İşbirlikciler Geldikleri Gibi Gidecekler”  sloganları. İnmedi Kalpaklı Mustafa Kemal, Bağımsızlık Benim Karakterimdir, Emperyalistler İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler” bayrakları.

Halkçı Hukukçularımız teşhir ettiler yapılan hukuksuzluğu ve kanunsuzluğu. “Heyet oluşturun, Anıtkabir Komutanlığıyla görüşün, onların yanıtına göre hareket edin, tamam derlerse girin Anıtkabir’e, hayır derlerse gidin” söylemlerine itibar edilmedi. Geri adım attırmaya çalıştılar, atmadık.

Biz gitmedik ayaklarına, onlar geldi bizim ayaklarımıza. Bırakamazdık Kalpaklı Mustafa Kemal’i. Onsuz giremezdik Anıtkabir’e. Yanıtımız onlara “Bağımsızlık Bizim Karakterimizdir” sloganları oldu.

Partimiz MYK Üyesi Av. Tacettin Çolak açıkladı bizleri geriletemeyeceklerini. Eninde sonunda İkinci Kurtuluş Savaşçılarının Mustafa Kemal’i en iyi temsil eden Kalpaklı Mustafa Kemal Portresiyle ve en özlü sözü “Bağımsızlık Benim Karakterimdir” sözüyle Anıtkabir’e gireceklerini.

Mustafa Kemal’i, Bağımsızlık Benim Karakterimdir yazılı bayrakları Anıtkabir’e almıyorlar. Bu,  kendileri açısından çok anlaşılır bir tutum. Çünkü onlar biliyor ve açıkça ifade ediyorlar ki; bu sözün yazılı olduğu bayraklar Halkın Kurtuluş Partisi’ni ifade ediyor!

Evet!

Bugün, Mustafa Kemal ve Bağımsızlık Mücadelesinin tek gerçek devamcısı Halkın Kurtuluş Partisi’dir.

Bugün, emperyalizme karşı mücadele bayrağını dalgalandıran, “Emperyalistler, İşbirlikçiler Geldikleri Gibi Gidecekler” diye haykıran Halkın Kurtuluş Partili Neferlerdir.

Demokratik, Laik, Tam Bağımsız Türkiye mücadelesinde Halkın Kurtuluş Partisi tek başına kalmıştır. Ne acı…

Ne büyük sorumluluk…

Ama ne büyük onur!..

Yeni Sevr’e Karşı İkinci Kurtuluş Savaşı’mızı, İşçi Sınıfı içinde, Gençlik içinde, Kamu Emekçilerinin mücadelesinde, mahallelerde, 1 Mayıs’larda, Şanlı Gezi İsyanı’nda, Kaz Dağları’nda, aynı anda yürütülen işçi direnişlerinde; yani hayatın her alanında en ufak bir tökezleme, tereddüt göstermeden yürütmek ne büyük bir onur…

Ne büyük şans daha on yedisinde Birinci Antiemperyalist Ulusal Kurtuluş Mücadelesinde Köyceğiz Kuvayimilliye Komutanlığı yapmış, Türkiye Devrimi’nin Önderi Hikmet Kıvılcımlı’nın düşünce oğulları, kızları olmak…

Ant olsun!

Finans Kapital ve onun yerli işbirlikçileri Tefeci Bezirgân Sermaye İktidarının bugünkü temsilcisi AKP’giller’in bugün Anıtkabir’in 50 metre uzağına kurduğu barikatları, gittikçe yoksullaştırılan, çilekeş halkımızla birlikte aşacağız.

O günler gelecek!

Göreceğiz!

Göreceksiniz!

Halkız! Haklıyız! Yeneceğiz!

30 Ağustos 2019

HKP Genel Merkezi