Erkek egemen sınıflı toplum bir anneyi daha çocuğundan, yaşamdan kopardı

Bu sonu gelmeyen, artarak devam eden vahşeti, cinayetleri şiddetle lanetliyoruz.

Dün sosyal medyada yayınlanan Emine Bulut’un katledilme görüntüleri korkunçtu.

Daha kötüsü ise 4 yıl önce boşandığı kocası tarafından bıçaklanan Emine Bulut, “Ben ölmek istemiyorum” derken, her şey gözlerinin önünde gerçekleşen 10 yaşındaki kızı F.B.B. “Anne lütfen ölme” diye feryat ediyordu.

Buna hangi yürek dayanır?..

Ve dayanamadık.

Yüreğimiz parçalandı.

Bir kadını, bir anneyi daha erkek egemen sınıflı toplum düzenine kurban verdik.

Artık sözün bittiği yer… Çünkü söylenecek hiçbir söz bu acıyı, bu vahşeti tarif edemez!

Çok geriye gitmeye gerek yok. 2019’un ilk yedi ayında işlenen kadın cinayeti sayısı 245. Sadece Temmuz ayında 31 kadın katledildi. Ağustos ayında ise bu sayı 28’e ulaşmış durumda. (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Raporu)

Ayşe, Fatma, Emine, Hülya, Hatice, Özlem, Songül, Elif…

Adları değişse de yaşamlarına bir erkek tarafından son verildi.

Gerekçeler çok benzer: “Başka bir erkekle gördüm, beni aldattı, erkekliğime laf söyledi, hakaret etti”…

Bu cinayette de durum değişmedi. Katil zanlısı Fedai Baran, mahkemedeki ifadesinde, “Çocuğumun velayeti konusunda konuşurken bana hakaret edince sinirlenip yanımda gezdirdiğim bıçakla vurdum” diyerek kendisini savunuyor.

Devamını da biz getirelim: Birkaç ay sonra davası başlar, üç beş kez mahkemeye çıkar. Katil zanlısı mahkemeye takım elbise ve kravat takarak çıkar, biraz masum durur. Karar açıklanır, “şu kadar ceza verildi” denilir. Arkasından “Ancak” diye başlanır ve mahkemedeki iyi halden ya da ağır tahrikten cezasında indirim yapılır. Yattığı süre de göz önünde bulundurularak kısa bir süre sonra da cezaevinden çıkar ve normal hayatına devam eder. İstisnai durumlar elbette ki olabilir. Ancak ne yazık ki erkek egemen Türk yargısı kendisini, verdiği bu tür kararlarla defalarca ispatlamıştır. Oysa ki bu tür kadın cinayetlerinde cezalar ağırlaştırılmalı, iyi hal ya da ağır tahrik indirimi yapılmamalı. Yasalar karşısında cinsiyet ayrımı yapılmamalı, “namus”u sadece kadına indirgeyerek cezalar erkeği ödüllendirici olmamalı.

Ortaçağcı Gericiliğin, tarikatların Yargının bütün damarlarına girdiği, AKP’nin 17 yıllık iktidarı süresince kadın cinayetlerinde artışlar her yıl katlanarak devam ediyor. Elbette ki bunun birçok sebebi olmakla birlikte eğitimin bilimden ve laiklikten uzaklaştırılması, Ortaçağcı gericiliğin kadın üzerindeki baskısının gittikçe artması, devlet yetkililerinin, Diyanet ile birlikte söylemlerinde kadına yönelik aşağılayıcı ve kadın düşmanlığını körükleyen açıklamaları, işsizlik, ekonomik kriz en önemli nedenler.

İşsizliğin tavan yaptığı, ekonomik krizin derinleştiği, hayat pahalılığının devam ettiği, Ortaçağcı gericiliğin, yobazlığın, kadın düşmanlığının gün geçtikçe arttığı AKP iktidarında gün geçtikçe bu tür katliamların daha da vahşileşerek, daha da acımasızlaşarak arttığını duymaya devam edeceğiz ne yazık ki.

Bu kanser düzeni yıkılmadıkça da kadınlarımızı, çocuklarımızı kaybedeceğiz.

Ne zaman ki halkın gerçek iktidarı kurulacak işte o zaman kadınların da gerçek kurtuluşu başlayacaktır! 24.08.2019

Kadına Şiddete Hayır!
Kadın Cinayetlerine Son!

Halkın Kurtuluş Partisi
Kadın Çocuk Komitesi