Fırat’ın doğusuna ilişkin yılbaşından bu yana sürdürdüğün kandırmacanın sonunda diz çöktün, yapımcın ve efendin ABD Emperyalist Haydudunun önünde.
Onun PKK/PYD ve YPG’yi koruma amacına yönelik oluşturduğu “Güvenli Bölge” adı altındaki, Suriye’nin “Çekiç Gücü”nde taşeron pozisyonunda görev almayı üstlendin.
Ey hain kere hain!
Diz çökmeyi, teslimiyeti, boylu boyunca ihanet batağına saplanmayı başarı olarak satmaya kalkma sakın halkımıza!
Senin yaptığın düpedüz ABD uşaklığıdır, onun yeni “Çekiç Gücü”nde jandarmalık görevi yapmaktır.
Hani Fırat’ın doğusuna TSK harekât yapacaktı kendi başına?
Hani aylar süren yığınaklar yapıyordu Ordu oralarda?
Hani ağır silahlar sevk ediliyordu sınıra?
Hani ansızın bir gece tepelerine iniverecekti Türkiye?
Hepsi de boş lafmış, kuru gürültüymüş…
Nerede sende o yürek, nerede sende o çap, nerede sende o bağımsız tavır koyma…
Sen devşiricin, yapımcın ve efendin ABD Emperyalist Çakalının emri olmaksızın parmağını bile oynatamazsın be. Kimi kandırıyorsun?
Fırat’ın doğusunda 15-20 ya da 30 km derinliğinde koridor oluşturulacakmış da, sınır güvence altına alınacakmış da, teröristler buradan ülkeye sızamayacakmış da vs. vs…
Bunların hiçbirini kendi başına yapamazsın da hadi yaptın diyelim. Neye yarayacak bu?
Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi PKK/PYD’nin, YPG’nin kuzey sınırının korumacılığının üstlenilmesine. Yani güvence altına alınmasına.
Peki onun aşağısında ne olacak?
BOP’un Suriye ayağını oluşturan Amerikancı Kürt Devleti’nin ikinci bölümü de hayata geçirilmiş olacak.
Sen de bu ABD uşaklığını, işbirlikçiliğini, zavallı, bilinçsiz, dünyadan bihaber “hülooğğ”cularına “başarı hikâyesi” diye yutturacaksın, değil mi?
Ne hainmişsin be yahu…
Senin 17 yıldan bu yana bu vatana ve Türkiye Halkına incir çekirdeğini dolduracak miktarda olsun bir faydan dokundu mu hiç?
Zarardan, beladan, yıkımdan ve felaketten başka ne getirdin bu ülkeye?
Vatan toprağı sattın, Mavi Vatanları sattın, Laik Cumhuriyet’i yıktın, Eğitimi, Yargıyı, Orduyu mahv-ı perişan ettin.
Yeşilin, dağın, ovanın, ırmağın, gölün kökünü kurutmaya yeminliymişsin gibi doğa tahribatı yaptın, vatanımızı tarumar ettin. Daha da açığı; efendin olan emperyalist haydut devletlerin tekelci şirketlerine yaptırdın bunları, komisyon karşılığında. Aldığın o ballı komisyonlarla da kendinin, avanenin ve ailenin küplerini doldurdun tıka basa.
Firavun’un, Nemrut’un, Muaviye ve Yezid’in hazineleri bile çerez parası kalır sizinkilerin yanında. Onların sarayları, köşkleri, bağ bahçeleri bile seninkilerin yanında bekçi kulübesi gibi kalır.
Ne gözü doymaz adammışsınız yahu. Gözünüzü öylesine hırs, tamah, dünya malına doymazlık bürümüş ki; bir türlü hırsızlıkta, vurgunda, talanda kanmak, doymak bilmiyorsunuz. Vurdukça iştahınız artıyor, hırsınız kamçılanıyor.
Görev süresi dolmadan, ondaki yurt sevgisi ve namus potansiyelini keşfettiğin için emekliye sevk ettiğin bilinçli ve vatansever Tuğgeneral Erdal Şener, bak nasıl değerlendiriyor Fırat’ın doğusuna ilişkin ABD’li Çakal efendinle yaptığın ihanet anlaşmasının içyüzünü:
“Eski Müşterek Özel Görev Kuvvet Komutanı emekli Tuğgeneral Erdal Şener, Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapmayı planladığı kara harekâtının masa başında engellendiğini söyledi. Askeri güç kullanmaya ABD’nin müsaade etmediğini anlatan Şener, “ABD, PKK/ PYD’nin yok olmasına müsaade etmez. Kapalı kapılar ardında TSK’nin kara harekâtını engellemeyi başardılar. Güvenli bölge açıklaması ve ortak harekât toplumun tansiyonunu düşürmeye yönelik bir açıklama” dedi.
“Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarında görev yapan ve geçen hafta Yüksek Askeri Şûra’da normal bekleme süresini tamamlamadan kadrosuzluk nedeniyle emekli edilen Müşterek Özel Görev Kuvvet Komutanı Emekli Tuğgeneral Erdal Şener, Türkiye ve ABD arasındaki “Güvenli bölgeye” ilişkin Cumhuriyet’e konuştu. Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyonu için ABD ile bir senedir görüştüğünü anlatan Şener, “Amerika, PKK/PYD’ye 10-15 bin TIR silah, mühimmat ve askeri malzeme verdi. Onları orada bir ordu haline getirdi. Hem bizimle görüşüp hem PKK/PYD’yi güçlendirdi. Bizimkiler ise askeri güçle ele geçirir, kendi kuyruğumuzu kendimiz keseriz diyerek bölgeye Türkiye tarafından 5-10 komando tugayı yığıldı. Karşı tarafa da ben hazırım mesajı verildi. Aralık ayından bu yana da yığınak yapıldı. Bu arada görüşmeler sürerken önceki gün güvenli bölge anlaşması yapıldı. Bu açıklamadan Türkiye’nin askeri harekât yapmasına izin verilmediğini anlıyoruz. Kamuoyunun tansiyonunu düşürmek için de böyle bir açıklama yapıldı. Askeri güç kullanmaya ABD müsade etmedi çünkü orada PKK/PYD üzerinden yürüttüğü varlığının yok edilmesini göze alamaz” dedi.
“‘ABD’nin çıkarına’
“ABD’nin kendi tampon bölgesini oluşturduğunu kaydeden Şener, “ABD’de Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı’nı kaybetmenin acısı var. ABD, bu anlaşmayla Rusya’ya bölgede ben de varım mesajı verdi. Türkiye’nin orada askeri operasyon yapma yetkisi yok. Oyalama taktiği ile karargâh kurup iş yapıyormuş gibi davranacaklar. Bu anlaşma Türkiye’nin değil, ABD’nin çıkarına oldu. Bekle gör politikası uygulanacak. Ortak harekât ve devriyeden bahsediliyor. Ben Fırat’ın batısında PKK/PYD’nin elinde tek olan Münbiç’te Amerikalılarla devriye yaptım. Bir gün Münbiç’e girmedik. Dostlar alışverişte görsün devriyesi oldu. Şimdi 30-40 km. derinlikten bahsediliyor. Tamamen hayal. O bölgeye Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı gibi müdahale olmadan PKK/PYD’yi söküp atamazsın. PKK/PYD’ye ve Kürt devletine yol açılmıştır” ifadelerini kullandı.
“‘REJİMLE ANLAŞILMALI’
“Türkiye ile ABD arasındaki anlaşmaya Rusya’nın nasıl bir cevap vereceğini kestirmenin güç olduğunu kaydeden Erdal Şener özetle şunları söyled: “Rusya da Suriye de büyük kazanımlar sağladı. Mevcut rejimden deniz ve hava üssü alarak yıllardır hayalini kurduğu sıcak denizlere indi. Rusya, Türkiye’yi ABD ve diğer koalisyon ülkeleri gibi işgalci görüyor. Rus muhatabım korgeneral bunu birkaç kez bizlere söyledi. ABD’nin tampon bölgesine ne yanıt vereceklerini kestirmek zor. Türkiye orada bir bataklığa düşmüş durumda. Güvenli bölgede 3-4 milyon kişi yaşıyor ve hepsi Türkiye’ye güveniyor. Türkiye yarın ben çıkıyorum derse o insanlar bizden önce Türkiye’ye gelir. Bu sorunlardan kurtulmanın yolu mevcut rejim ile bir araya gelerek bir anayasa çerçevesinde anlaşmak olmalı. Yapılacak anayasada uluslararası arenada garanti altına alınıp, insanların orada kalması sağlanmalı. Aksi halde bizim oradan çıkmamız mümkün değil. Mevcut dış politika ve basiretsiz adamların bilinçaltındaki düşüncelerle bu işlerin düzelmesi zor.” (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/1526153/Guvenli_bolge_hayal.html)
FETÖ’nün Balyoz Kumpası mağdurlarından Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz da Tayyipgiller’le ABD arasındaki ihanetten başka hiçbir anlam taşımayan bu anlaşma hakkında şöyle bir değerlendirmede bulunuyor:
“Emekli general Ahmet Yavuz şu cümlelerle başladı: “Suriye’de atılan hatalı başlangıç adımı ülkeyi kaotik bir durumla karşı karşıya bıraktı. Bu adımları atan siyasi iktidarın beklemediği bir tablo çıktı ortaya: Eskilerin Mara koridoru dediği, kimilerinin Kürt, kimilerinin Amerikan olarak adlandırdığı… (…) Suriye’nin kuzeyinde IŞİD bahanesiyle ABD’nin emrindeki PKK ve uzantısı kendi egemenliğini kurdu. Doğudan batıya önce Afrin’e oradan Akdeniz’e ulaşmayı amaçlayan bu ilerleme Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarıyla durduruldu. Ancak ABDnin karşı çıkmasıyla ne Fırat’ın batısında Menbiç’e el atılabildi ne de Fırat’ın doğusuna…
“Yavuz’a göre, “ABD’nin Suriye’den çekilmek yerine daha da kalıcı adımlar atması ve PYD’ye desteğini aleni hale getirmesi, Fırat’ın doğusunda atılması gereken adımları sınırladı. (…) Barış Koridoru adı altında bölgede ‘güvenli bölge’ yaratılmak isteniyor. Bu, nasıl olacak? Henüz cevabı yok. Bu, neye yarayacak? Bunu da tam olarak bilemeyiz. (…) Bu, ABD ile başlangıç planına dönüşse başka anlam ifade eder: Bölünmüş bir Suriye, büyümüş bir İsrail, K. Irak’tan sonra Kuzey Suriye Kürt Yönetimi ufukta demektir.”
“(…)
“Öngörülen koridora uzaklaştırılan eski sahipleri yerleştirilebilecek. Yaklaşık 600 bine yakın sığınmacının topraklarına yerleşmesi demek. Parlak bir gelecek ileri sürmek mümkün görünmüyor. Aksine bir tuzak kokusu ortalığa yayılmış durumda… ABD ile savaşmayalım ama barışık yaşamak da giderek imkânsız hale gelmiş durumda. Bu nedenle atılan her adımda bu hususun dikkate alınması gerekiyor. Bu da bizi, bölge ülkeleriyle daha sıkı işbirliğine itiyor…”
(https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/aytunc-erkin/abd-ile-baslangic-planina-donmek-suriyeyi-bolmektir-5273973/)
Açıkça ve kesince görüldüğü gibi, aklı eren tüm insanlar AKP’giller’in 2011 yılından bu yana Suriye’de bir ihanet bataklığı içinde debelendiklerini görüp dile getiriyorlar.
Ve ABD Emperyalist Çakalının bölgede ne yapmak istediğini de yani bölge politikasındaki stratejik amacını da ortaya koyuyorlar.
O haydut zaten gizlemedi de bölgeye ilişkin amacını. “BOP” adıyla hem açıkça ifadelendirdi, hem de haritasını yayımladı. NATO Okullarında da ders olarak yaptığı harita üzerinde anlatımını yaptı. Libya ve Irak’tan sonra Suriye ayağını da oluşturuyor BOP’un.
Ondan sonra sıra kime gelecek?
Türkiye’ye…
Suriye’de ABD Emperyalist Haydudunun 20 bin TIR dolusu silahla donattığı ve savaş deneyimi edindirdiği 110 bin kişilik ordusuyla birlikte ve Irak’taki Barzanistan’ın 70 bin civarındaki Peşmerge Ordusuyla birlikte saldıracak Türkiye’ye ABD ve AB Emperyalist Haydutları; hem doğudan hem güneyden.
İşte yıllardan beri planlı, sistemli ve kararlı bir biçimde bunun hazırlığını yapıyorlar. Ve başarılı da yapıyorlar bu işi.
ABD ve AB Emperyalist Haydutlarının bölgedeki “Yerel Güçlerimiz” adıyla adlandırdıkları Burjuva Kürt Hareketi de bu işte en ön planda görev almaktadır.
Tabiî bölgenin Suudi, Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri ve Ürdün gibi ABD uşağı Arap devletleri de bu işte ABD hesabına taşeronluk etmektedirler.
Türkiye’de de Kaçak Saraylı Tayyip ve avanesi de bu ihanet görevini “Ben BOP Eşbaşkanlarından bir tanesiyim ve biz bu görevi yapıyoruz” diyerek, övünerek ifade etmiş bulunmaktadır.
Yani AB ve ABD Emperyalistlerinin BOP’u, yerel hain, işbirlikçi taşeronlar aracılığıyla hayata geçirilmektedir.
Halkımız da bu ihanet projesini ve hainlikte sınır tanımayan ABD işbirlikçilerini öğrenecektir günü geldiğinde. Görüp anlayacaktır onların kirli, karanlık, iğrenç içyüzlerini.
Fakat çok acılar çekilecektir, çok kayıplar verilecektir.
Ey Kaçak Saraylı Hain!
Hiç kanmayacak mısın ihanete?
Bak, bütün namuslu aydınlar ve uzmanlar, Türkiye için Suriye’deki bataklıktan en az kayıpla biricik çıkış yolunun Beşşar Esad Yönetimiyle anlaşmaktan geçtiğini ısrarla söyleyip yazmaktadırlar. Biz de bunu 2011’den bu yana hep yazdık ve söyleyegeldik.
Ama sen, Tayyip; ısrarla ihanetine devam ettin. ABD ve AB’li efendilerinin buyruklarını harfiyyen uygulamaya devam ettin. Zaten baştan da söylediğimiz gibi, siz, vatanın milletin ve Türkiye Halkının en ağulu düşmanları arasındasınız.
Bedelini ödeyeceksiniz. İhanetlerinizin ve tahribatlarınızın hesabını vereceksiniz!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
12 Ağustos 2019
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı