FETÖ, siyasi ayağı ve hepsinin efendileri

Adliye binalarındaki kürsülerinin olduğu odaların, salonların kapılarında “Cumhuriyet Savcısı” “… Ceza Mahkemesi” yazan hukukçu vatandaşlar…

Bakın, FETÖ’nün siyasi ayağını ne güzel anlatıyor ya da itiraf ediyor aşağıdaki siyasiler. Bir kulak verin dediklerine.

Sonra da aynaların karşısına geçip sorun kendi kendinize; “Gerçek bu kadar açık, somut ve netken biz daha ne kadar zaman ölü numarası yapacağız?” diye…

Bakın bakalım vicdanınız ne diyecek size…

İzleyelim, Tayyipgiller avanesinden aşağıdaki hafızların öksürmelerini:

Aşağıdaki videoda konuşan zat, Meclisin 15 Temmuz Özel Oturumunu yöneten, Tayyipgiller’in Meclis Başkanı Mustafa Şentop’tur.

Adam 17-25 Aralık sonrasında bile yine AKP’giller’in A Haber’inde bakın nasıl anlatıyor FETÖ’yü ve onun siyasi ayağını. Dinleyin bir ya da videonun tape edilmiş metnini okuyun.

***

 

Videonun Tapesi:

Mustafa Şentop: Bu meseleyi tabiî sadece görüntülere bakarak konuştuğumuzda, işte Ak Parti-Cemaat meselesi gibi ele almak da çok yanlış, yanıltıcı. Burada siyasete ve Ak Parti’ye karşı operasyon yürüten çevreler, aslında Cemaate karşı da bir operasyon yürütüyorlar.

Yani Cemaat, tamamen böyle yabancı, hiç bilmediğimiz bir mahiyet, yapı değil. Yani biz çoğumuz oradaki arkadaşların büyük bir kısmıyla şahsi dostluklarımız, arkadaşlıklarımız var. Yine Hocaefendi’yi yeni değil 70’li yıllardan beri işte kasetlerini dinleyerek, yazdıklarını okuyarak yetişmiş insanlarız biz. Yani fikirlerini, reflekslerini, düşüncelerini, hangi konuda neler düşündüklerini bilebilecek durumdayız.

A Haber Sunucusu: Yani burada hedefte sadece Ak Parti Hükümeti değil, aynı zamanda Cemaat de var, doğru mu anladım?

Mustafa Şentop: Ona da zarar veriliyor da şöyle bir bağlantı ile izah edeceğim konuyu. Buradaki mesele şu: Şimdi burada Cemaatin siyasetle ilgili, Ak Parti ile ilgili yaklaşımlarını ana hatları ile biliyoruz. Fakat şu karşımızdaki tablo Cemaatle ilişkili olduğu düşünülen, iddia edilen bürokratik bir yapılanma, aynı ortak siyasi hedefleri paylaşan, aynı dili kullanan, aynı perspektiflerle konuşan bir yapı değil.

Yoksa ben genel manada hükümet politikaları, çözüm süreci ile ilgili olarak Türkiye’nin bölgedeki politikaları ile ilgili olarak, Ak Parti’nin politikaları ile ilgili olarak, tırnak içinde söylüyorum, Cemaatin, yaklaşımları itibari ile bir sorunu olduğu kanaatinde değilim. Ama bir başka şey, bence burada Murat Bey önemli, sanki Cemaat dediğimizde Ak Parti diye bir parti ve yapılanma, bir taban var, bir de Cemaat diye onun dışında yapılanma, bir taban var.

Şimdi Cemaat dediğimizde kastettiğimiz bazı arkadaşlarımız yazarlar, köşe yazarları belki iş adamları belki bazı din adamları falan. Ama bunun dışında taban dediğimiz şey aslında Cemaat Ak Partiyi destekliyor diyecek gibi, Ak Parti’den bütünüyle yalıtılmış bir yapı değil. Bunların zaten çok büyük kısmı Ak Partili, bizim teşkilatlarımızda görev alan insanlar, Ak Parti’ye oy veren insanlar. Böyle bir yapı bu.

Vesayeti sürdürmek üzere tamamlanmış bu yapı, Türkiye’deki bu yapı, Cemaatle meşruiyetini sağlama, kendisine masum bir zemin bulma anlamında Cemaatle ilişkilendiriliyor. Tabiî bunu ben bazı yazıları yakından belki satır aralarını okuyarak da takip ettiğim için Cemaat içerisinde yazan, görüş bildiren bazı arkadaşlarımız tarafından da bunun fark edildiği kanaatimdeyim.

Buradaki temel hedef açık olarak şey, şöyle ortaya konabilir: Genel manada Türkiye’de asker vesayeti tasfiye edildi ama esasen vesayetin devamından yana olan Türkiye içerisinde ve uluslararası sistem içerisinde unsurlar var. Bunlar bu vesayet yoluyla Türkiye’de seçilmiş iktidarları kritik noktalarda manipüle edebilecek, engelleyebilecek, yönlendirebilecek gücü elinde tutmak istiyorlar.

Ama tabiî böyle bir yapının, daha önce asker bunu yapıyordu, askerin millet nezdindeki, askere duyulan teveccüh-ü muhabbet bu manada istismar ediliyordu. Şimdi ise bu yapı, Cemaat üzerinden milletin bir sempatisini, teveccühünü kazanmış bir sivil toplum yapısı üzerinden kendisini bu manada meşrulaştıracak bir temel bulmaya çalışıyor. Cemaatte bu manada hiç şey yok. (https://www.youtube.com/watch?v=oJxSxmp6OpA)

***

Ne diyor, Tayyipgiller’den Mustafa Şentop Hafız?

Biz Hocaefendi’nin kasetlerini izleyerek, yazdıklarını okuyarak yetişmiş insanlarız biz…

Kimmiş FETÖ’cüler?

Onu da söylüyor bakın:

“Bunların zaten çok büyük kısmı Ak Partili, bizim teşkilatlarımızda görev alan insanlar, Ak Parti’ye oy veren insanlar.”

Bundan daha açık bir anlatım ya da FETÖ’cülerin nerede olduklarını gösteren bir işaret, bir kanıt olabilir mi?

Adam, iç içe geçmişiz, diyor. Etle tırnak gibi kaynaşmışız, diyor. Daha ne desin…

Şimdi de AKP’nin Büyük Reis’i Kaçak Saraylı Hafız’ın dediklerini dinleyelim isterseniz, ya da tapesini okuyalım videosunun:

***

Videonun Tapesi:

Kardeşlerim, dünyanın değişik 135 ülkesinden buraya gelmek…

Kardeşlerim, gurbet, hasrettir. Hasretin bedeli çok ağırdır, faturası çok ağırdır. Biz gurbette olup şu vatan topraklarının hasreti içinde olanları aramızda görmek istiyoruz. Gurbet aynı zamanda garipliktir. Zaten oradan anlamını yükleniyor. Onun için de biz garipliğe tahammül edemeyiz.

Diyoruz ki bu sıla hasreti artık bitmelidir, bitsin istiyoruz. Şu anki tavrınızla hep birlikte bu hasretin bitmesini istediğinizi anlıyorum. Öyleyse bitsin bu hasret diyelim. Ve bu anlamlı gecede, kadim medeniyetin evlatları olarak, zengin bir kültürün diliyle, Türkçeyle, bize ve dünyaya seslendiğiniz için sizlere bir kez daha teşekkür ediyorum. Gurbeti bir kenara, hasreti bir kenara bırakalım diyorum. Kalın sağlıcakla. (https://www.youtube.com/watch?v=WgWD9xGtmiU)

***

Aynı hamasi içeriğe sahip bir de Tayyip’in Milyar Ali’sinin videosu var FETÖ’nün “Türkçe Olimpiyatları” adı altındaki organizasyonunda. Bir de onu izleyelim:

***

Videonun Tapesi:

Farklı kültürlerden ülkemize gelen ve yurdumuzun her köşesinde bir meltem rüzgarı estiren bu kardeşlerimizi geçen bir yıl içinde çok özledik. Türkçe sevginin dilidir, “gelin tanış olalım” diyen Yunus’un dilidir. “Gel ne olursa ol yine gel” diyen Mevlana’nın dilidir. İnsanlığa barışı çağıran dildir. “Aç açabildiğin kadar sineni ummanlar kadar olsun. İnançla geril, insana sevgi duy. Kalmasın el açmadığın mahsun gönül. Dünyada her kim sevgiye muhtaç. Onun hayatını anlat bilsinki ilaç. Aç herkese aç sineni aç, onun gibi ilaç” diyen Fethullah Gülen hocaefendinin dilidir… (https://www.youtube.com/watch?v=rF20ir7STAE)

***

İşte çok net biçimde görüyoruz, Tayyipgiller’le Pensilvanyalı İmam’ın cemaatinin nasıl birbiriyle ayrışmaz bir şekilde kaynaştığını. Çünkü Tayyip’in kendisinin de açıkça ifade ettiği gibi, bunlar aynı yolun yolcularıdır, aynı stratejik hedefe sahiptirler. Her ikisinin de nihai hedefi, amacı ve özlemi Ortaçağcı bir din devleti haline getirebilmektir Türkiye’yi.

Bu bakımdan bunların aralarında ayrılık gayrılık olması düşünülemez.

İsterseniz bir de bunların eski Adalet Bakanlarından Bekir Bozdağ’ın FETÖ’ye övgü düzen konuşmasını dinleyip, izleyelim, okuyalım.

***

Videonun Tapesi:

Onun için ben bu okullara husumet beslemeyi ibadet sayanlara bir kez daha diyorum. Elinizi vicdanınıza koyun, şu tabloya, şu esere bir bakın. Bu eseri yaratanlara husumet beslemeye sizin vicdanınız izin verir mi? Eğer kara vicdan değilse izin vermez. Sadece dua etmek, alkış vurmak, destek olmak ister insan. Ben onu görüyorum. Onun için de değerli dostlarım, bu ateşi yakan, bu yolu açan ve bu yolda yürüyenlere destek olan Muhterem Fethullah Gülen Hoca efendimize Antalya’dan gönül dolusu selamlar, saygılar gönderiyorum. Kendisine teşekkür ediyorum. Türkçemizi dünyaya tanıtan kadrolar yetiştirdiği için. (https://www.youtube.com/watch?v=Lugs9j8dOIs)

Videonun Tapesi:

(…) Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz, sevmezsiniz ama değerli ve bilge bir insandır. Bu ülkede milli ve manevi değerlere bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Herşey devletin denetimi ve gözetimi altında, açık. (https://www.youtube.com/watch?v=OQEd67vsE0M)

***

FETÖ’yle kaynaşıklık, hemhal oluş nasıl pekiştirilerek anlatılıyor, ortaya konuyor, değil mi arkadaşlar?

Ne diyor Bekir Efendi?

FETÖ’nün yapıp ettiklerini takdir etmemek, ona karşı olmak “kara vicdanlılık”tır. Yani FETÖ’cü olmayan herkesi kara vicdanlılıkla suçluyor adam.

Bir insan FETÖ’cü olduğunu bundan daha net biçimde, daha kesin biçimde başka nasıl anlatabilir?

Mecliste de aynı şekilde savunuyor Bekir nam Hafız “Büyük Âlim Fethullah Gülen Hocaefendi”sini.

Dikkat ettiysek, Tayyip’in kendisi de, onun eski Meclis Başkanı, Başbakanı, Ulaştırma Bakanı ve en son İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Milyar Ali’si de aynı içerikte övgüler düzüyorlar FETO’ya ve onun Ortaçağcı tarikatına, cemaatine.

Tayyipgiller’in böyle kendilerince hamasi sayılan onlarca taraftarının nutku bulunabilir internet ortamında. Yine Tayyipgiller’in önde gelenlerinin büyük kısmı Pensilvanya Hacısıdır, bilindiği gibi.

Aslında iş nereye geliyor, arkadaşlar?

Abdüllatif Şener’in dediğine.

Ne demişti A. Şener?

“AKP’de benim dışımda herkes FETÖ’cüydü.”

Evet, gerçeğin tâ kendisidir burada ifade edilen. Bu sebeple biz de örneklemelerimizi daha fazla uzatıp sizin zamanınızı almayalım.

Burada savcı ve yargıç beylere, hukuk fakültelerinin ceza, anayasa ve idare hukukunda “derin”, kallavi profesörlerine ve diğer akademisyenlerine soralım bakalım:

Tüm bu videolar, görüntüler, sesler, sözler bir rüya âleminin varlıkları mıdır?

Ya da bir rüya mıdır?

Gerçekte bunların hiçbiri olmamış, yaşanmamış mıdır?

Bir sanal oyun mudur bunlar?

Eğer öyleyse bunu söyleyin açıkça. “Hayır, bunlar gerçek değildir, böyle şeyler olmamıştır.”, deyin.

Ama olmuşsa da mesleğinizin ya da görevinizin size yüklediği sorumluluğun gereğini yerine getirin!

Bunlardan âlâ FETÖ’cü var mıdır Türkiye’de be!

FETÖ’cünün daniskası bunlar değil midir?

FETÖ’nün siyasi ayağı bunlar değilse kimdir?

Biz diyoruz ki; görevinizi yapın! Yapmazsanız, ki bugüne kadar yapmadınız, görevi kötüye kullandınız, suç işlediniz ve işlemeye devam ediyorsunuz; o makamlarda, o kürsülerde oturmanın da bir sorumluluğu vardır.

O sorumluluğa sahip değilseniz, hem suça batmış olursunuz boydan boya, hem de milleti ahmak yerine, eşek yerine koymuş olursunuz.

Zaten bu devran dönecek. Kaçak Saraylı Hafız ve avanesi, işlemiş olduğu binbir suça ilaveten bir de FETÖ’yle iş tutmaktan dolayı gerçek anlamda yargı önüne çıkacak. Kanunlarla çalışan, bağımsız hukukçuların oluşturduğu mahkemeler karşısına çıkacak. İşlediklerinin hesabını verecek!

Fakat savcı ve yargıç vatandaşlar; o zaman işte siz de görevinizi yapmamak, görevinizi kötüye kullanmaktan dolayı o mahkemelerin karşısına çıkarılacaksınız…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

23 Temmuz 2019

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı