15 Mayıs 1919‘da Yunan Maskeli Emperyalist işgale karşı İlk Kurşunu atan yurtsever gazeteci Hasan Tahsin İzmir’de HKP tarafından yapılan bir eylemle anıldı. Konak’taki Hasan Tahsin anıtı önünde toplanan HKP‘liler adına açıklamayı HKP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak yaptı. Konuşma sırasında sık sık “Hasan Tahsin Onurumuzdur”, “Emperyalistler, işbirlikçiler geldikleri gibi gidecekler”, “Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Halkların Kardeşliği”, “Hasan Tahsin Ölümsüzdür”, “Kahrolsun ABD – AB Emperyalizmi” sloganları atıldı. Tacettin Çolak‘ın yaptığı açıklamayı aynen yayınlıyoruz.
******************
Yüzyıl Önce Başlatılan İşgali Lanetliyoruz! İşgalcilere İlk Kurşunu Sıkan Hasan Tahsin’i Anıyoruz.
Batılı Emperyalistler, bundan yüz yıl önce İzmir’imizi işgal ettiler.
Adına “barış” dedikleri “Paris Barış Konferansı”nda aldılar bu kararı.
Sırtlan yüzlerini gizlemek için de Yunan maskesi takarak kirlettiler güzel vatan topraklarımızı.
Bizzat eğitip donattıkları Yunan ordusu İzmir’e çıkarma yaparken İngiliz, Amerikan gemileri de limanda demirlemişlerdi.
Batılı Emperyalistler, “şark meselesi” adını verdikleri çökkün Osmanlı’yı tarih sahnesinden silme planlarının bir parçası olarak Sevr Antlaşmasını imzalatmışlardı, Osmanlı’ya.
Bu antlaşmaya göre İzmir, sözde Osmanlı’ya bırakılmıştı, fakat Osmanlı’da bu hakkını Yunanistan’da devredecekti.
Silahlarımız teslim edilmiş, Ordularımız terhis edilmişti.
Zamanın hain Osmanlı yöneticileri Sevr’e imzayı basıp geçmişlerdi.
Bu nedenle de Emperyalistlerin kuklası Yunanistan, İzmir’in yönetimine fiilen el koymak için yüzyıl önce bugün tek kurşun atmadan asker çıkarttı, topraklarımıza.
Emperyalist çakalların bu işgal planlarını-ihanetleri önceden gören yurtsever aydınlar da vardı.
“Vatansever Hasan Tahsin” gibi…
İşgalden aylar önce çıkarttığı “Hukuku Beşer Gazetesi”nde; tüm Osmanlı halkını İtilaf Devletlerinin işgaline karşı uyanık olmaya ve vatanı savunmaya çağıran yazılar yazıyordu.
Hasan Tahsin; gazetenin 1 Mayıs 1919 tarihli son sayısında yazdığı son yazısında;
“Artık bugün itibariyle sözde Barış Konferans’ı adı altında düzenlenen konferansın içeriği tamamıyla İtilaf Devletlerinin işgal planlarını hayata geçirmek için hazırladıkları son bir toplantı olduğu ayyuka çıkmıştır.
“Hem de bizleri topraklarımızdan sürmek isteyen bir art niyetle.
“Akli selim, vicdanı selim yurttaşlarım böyle bir hal karşısında itirazımızı tüm Dünya’ya göstermek zorundayız. Ve ben de bugünkü yazımla birlikte başlayan süreçte tüm benliğimi ve mevcudiyetimi İtilaf Devletleri’nin bu art niyetini tüm dünyaya duyurmak için uğraşacağım. Ve artık savaştan yorulmuş tüm vatan evlatlarını da son bir itiraz sürecine katılmaları için kanımın son damlasına kadar davet edeceğim.
“Hadi İzmir’i Yunanlılara vermeyelim. Hadi, İtilaf Devletleri’nin oyunlarına karşı son bir kozumuz olduğunu gösterelim.” diyordu.
Gerçekten de işgal öncesine kadar İzmir’de günlerce protesto gösterilerini örgütlediler. Ülke genelinde kurdukları; “Reddi İlhak Cemiyetleri” ile Emperyalist işgale karşı halkı Kurtuluş Savaşına hazırlamaya başladılar.
15 Mayıs 1919 günü sabah 07:30 sularında karaya çıkan ilk Yunan birliği Efzon alayına karşı; “Olmaz, olamaz!.. Böyle ellerinizi kollarınızı sallayarak memleketimize girmenize izin vermem, veremem” diyerek ilk kurşunu sıkarak korkusuzca son kozunu oynadı Vatansever Hasan Tahsin…
Bu ilk kurşun Yunan’lıların işgalini önleyemedi, ama İtilaf Devletleri’nin topraklarından-vatanlarından sürmek istediği savaşlar yorgunu Halka direnme gücü aşıladı.
Emperyalist haydutların Polatlı önlerine kadar derinleştirdikleri işgali kırmak için dört yıllık bir Kurtuluş Savaşı vermek zorunda kaldık.
Sonunda Yunan maskeli Emperyalistler, 09 Eylül 1922’de yine aynı yerde denize döküldüler, yani “geldikleri gibi gittiler”. Giderken de yaktılar, yıktılar, katlettiler. Ama yenildiler.
Halkımız, yüzyıl önce böylesine açık bir işgale karşı çıplak el ve göğüsle direnirken, dost da düşman da belliydi.
Bugün ise ne dost belli ne de düşman…
Daha doğrusu düşman; ülkemizi açık işgal etmektense, yerli işbirlikçileri eliyle yer altı ve yerüstü kaynaklarımıza sahip olmuştur. Özelleştirme-taşeronlaştırma uygulamalarıyla kamu mallarımıza el koymaktalar. Ülkemizin ekonomisini de siyasetini de hukukunu da kültürünü de hep bu batılı emperyalistler belirlemektedir.
Bu emperyalistler yüzyıl sonra, bu kez, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) adı altında Yeni Sevr’i dayatmaktalar, bize…
Aralarında ülkemizde bulunduğu ve sınırlarını yeniden çizecekleri 22 devletin haritalarını yayımlamaktalar, çekinmeden.
İşte bu nedenle Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da, Yemen’de acımasızca kan dökmekteler.
İşte bu nedenle, yerli hain ve gafiller eliyle her yıl ısıtıp ısıtıp gündeme getirdikleri “Ermeni Soykırımı” yalanı yetmiyormuş gibi, bir de “Pontus Soykırımı” uydurdular.
Bu hainler için 15 Mayıs’tan sonraki 36 saat içinde sadece İzmir’de beşbin Türk’ün katledilmesinin, kadınlara tecavüz edilmesinin bir önemi yok. Çanakkale’de 250 bin, dört yıllık Kurtuluş Savaşında onbinlerce Türk-Kürt-Arap-Çerkez insanımızın emperyalistlerce katledilmesi onların derdine değil.
“Soykırım” yalanlarını, halkların boğazlatılması aracı olarak kullanan Batılı Emperyalistlerin gönüllü piyonlarıdır bunlar. Osmanlı’nın İngiliz hizmetkârlarını aratmayacak kadar sıfır numara AB-D hizmetkârıdır bunlar.
Yüzyıl önce tek kurşun atmadan İzmir’e giren emperyalistlerin kuklası Yunanistan, yüzyıl sonra yine tek kurşun atmadan Ege’deki vatan topraklarımızı, 18 adamızı ve 1 kayalığı işgal etmiştir. Bu işgal her geçen gün ilhaka dönüştürülmekte, adaların yer altı yerüstü zenginlikleri Yunanistan tarafından gasp edilmektedir. Ağır silahlarla donatılmış adalarda askeri tatbikatlar yapmaktalar. Yani, Vatan topraklarımız yüzyıl önce de batılı emperyalistlerin çizmeleri altında kirletiliyordu, bugün de…
AKP hükümeti ise burnumuzun dibindeki vatan topraklarımızın işgalini seyretmektedir. Yaptığımız onca başvuru, açtığımız onca dava hep sonuçsuz kalmaktadır.
Ancak bu oyun bozulacak.
HKP kadroları; Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşımızın geleneğini sürdüren ve onu daha da ileri götürüp mantıki sonucuna ulaştırmak için İkinci Kurtuluş Savaşı yürütmektedir.
Emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin gerek Türkiye’de gerekse Ortadoğu’daki kirli emellerine, vatan topraklarımızı işgal etmelerine son verilecek ve Halkların eşit ve özgür yaşayacakları; Halkın, Halk Tarafından ve Halk İçin Yönetildiği Demokratik Halk İktidarı kurulacaktır.
Partimizin öncülüğünde kurulacak bu iktidarda emperyalistler; “GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER”.
Bu cennet vatanımız; kimsenin kimseyi sömürmediği, halkların barış içinde kardeşçe yaşadığı bir ülke olacaktır. 15.05.2019
HKP İZMİR İL ÖRGÜTÜ