Tayyipgiller’in “Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı” İşçi Sınıfımızı örgütsüzleştirme ve köleleştirme yasasıdır!
Tayyipgiller, çıkardıkları halk düşmanı yasaların asıl amacını gizlemek ve olduğundan farklı yansıtmak için her zaman “dönüşüm, reform, demokrasi ve mutabakat…” gibi afilli sözcükler kullanıyorlar. Böylece halkımızı, gerçekten iyi yasalar çıkarttıklarına, büyük yenilikler yaptıklarına dair demagojilerle kandırmaya çalışıyorlar. Oysaki çıkartılan yasaların içeriğine baktığımızda; her çıkartılan yasanın, İşçi Sınıfımızın ve halkımızın yıllar boyu mücadelelerle kazanılan haklarını bir bir kısıtladığını, yok ettiğini görüyoruz.
Bugünlerde Meclis gündeminde olan Toplu İş İlişkileri Yasa Tasarısı da bunlardan biri. Tayyipgiller bu yasa tasarısı için de “büyük bir toplumsal mutabakat sonucu çıkarıyoruz” gibi süslü sözlerle reklam yaptılar. Onların “toplumsal” mutabakatı, Sermaye ve işveren örgütleri olan TOBB, TİSK ve İşçi Sınıfımıza ihanet içinde olan Türk-İş ve Hak-İş yöneticisi sarı sendikacılarla yaptıkları mutabakat.
Bizce asıl ismi “Sendikasızlaştırma, Örgütsüzleştirme Yasası” olması gereken Yasa Tasarısı bugünlerde Meclis Genel Kurulunda görüşülüyor. Tasarı aslında 12 Eylül Faşist Darbecileri tarafından 1983 yılında kabul edilen 2821 ve 2822 Sayılı Sendikal Yasaların özünü koruyor. Hatta bazı konularda mevcut yasal düzenlemelerden daha geri hükümler getiriyor. Ayrıca ILO, Avrupa Sosyal Şartı gibi uluslararası sözleşmelere de ciddi aykırılıklar taşıyan tasarının özü şöyle:
DİSK Araştırma Enstitüsünün (DİSK-AR’ın) raporuna göre,
– Bu yasa Tasarısının yasalaşması durumunda kayıtlı işçilerin % 58’inin (6.5 milyonunun) bulunduğu 8 iş kolunda işçiler sözleşme yapabilecek sendika bulamayacaktır.
– Kayıtlı işçilerin % 28.5’i tek sendikaya üye olmak zorunda kalacak yani sendika seçme özgürlüğü geçmişte kalan bir özgürlük olarak kalacaktır.
– Şu an % 10 olan, süre içerisinde % 3 olacak olan işkolu barajı bazı iş kollarında % 24’e yükselecektir. Yasanın çıkması ile ilk olarak 30 bin, sonraki dönemlerde ise 276 bin işçi sözleşme hakkını kaybedecek. TÜRK-İŞ’e bağlı 17, HAK-İŞ’e bağlı 5, DİSK’e Bağlı 6, bağımsız 1 sendika yetkisiz kalacaktır.
– 51 yetkili sendikadan 29’unun yetkisi düşecektir.
– Üyelikten getirilen e-devlet yöntemi ile işçi ile sendikası arasına baştan devlet- işveren girmektedir.
– Grev yasakları genişleyerek devam etmektedir.
– Sendikaların işleyişine, örgütlenme, toplu iş sözleşmesi, grev hakkına devletin müdahalesi her aşamada getirilen düzenlemelerle daha da artmaktadır.
Görüldüğü gibi Tasarı ülkemizde zaten çok zor şartlarda gerçekleşen sendikalaşma durumunu daha da zorlaştırmaktadır. Aslında Anayasal bir hak olan Sendika Kurma, Grev Hakkı ne yazık ki ülkemizde çok zor şartlarda uygulanmaktadır. Bir yandan baraj sorunu, yetki sorunu, diğer yandan işçilerin işsizlik korkusu gibi nedenlerle zaten zor olan sendikalaşma, bu yasanın çıkmasıyla daha da zorlaşacaktır. Ancak amaç bellidir:
Parababaları kendileri için dikensiz gül bahçesi istedikleri için sendikaları, özellikle de DİSK gibi İşçi Sınıfının mücadeleci, militan sendikalarını tasfiye etmek istiyorlar. Özünde İşçi Sınıfımızı sendikasızlaştırmak, sendika olacaksa da kendi yandaş sendikaları ile, sınıf bilincinden uzak, haklarından yoksun bırakmak istiyorlar. Bu yasaya karşı çıkan ve 10 Ekim’de “Yasaksız, Barajsız Sendikal Hakları” için Meclis’e yürümek isteyen DİSK yönetici ve üyelerine, milletvekillerine gaz bombalarıyla, azgınca saldırıyorlar. Onlar biliyorlar ki “örgütsüz işçi köle işçidir”, “örgütlü işçi yenilmez.”
Aslında Tayyipgiller ve Parababaları bu ve bunun gibi halk düşmanı yasalarla kendi sonlarını hazırlıyorlar. Ortaçağcı ideolojileri ile şimdilik halkımızın bir bölümünü kandırabilseler de uygulamalarıyla bir taraftan da İşçi Sınıfının kinini biriktiriyorlar. Lenin Usta ve Hikmet Kıvılcımlı Usta’nın dediği gibi “Emperyalizm sona eren, çürüyen, geberen Kapitalizmdir”. Eninde sonunda İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halklarımız demir yumruğunu Parababalarının kafasına indirecektir. Bunun için Halkın Kurtuluş Partisi olarak biz de, ne kadar engellemeye çalışsalar da bir yandan devrimci sendikal mücadelemize devam edeceğiz. Diğer yandan da İşçi Sınıfımızı ve Halkımızı Partimizde örgütleyerek tüm dünyaya Örgütlü Halkın Yenilmez olduğunu göstereceğiz. 16.10.2012
Yasasın Devrimci Sendikal Mücadelemiz!
Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Sosyalizm!
Halkın Kurtuluş Partisi Genel Merkezi