Asgari Ücret, Halkın İktidarında insanca yaşanacak bir ücret olacak

“Asgari ücret (minimum ücret), işçilere ödenmek zorunda olunan en düşük ücrettir. İşçilere çalışmaları karşılığında ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. temel gereksinimleri günün üzerinden en az düzeyde karşılanmasına yetecek kadar ücrettir.” Böyle tanımlanıyor Asgari Ücreti. 2002 yılında ABD ve AB Emperyalistleri tarafından iktidar koltuğuna oturtulan ve 16 yılda yerli ve milli hiçbir değer bırakmayan AKP’giller’in Türkiye’sinde, işçiye ödenen asgari ücret, tanıma uygun asgari ücret midir?

Olmadığını gösteriyor, neredeyse her gün yaşanan ve medyaya yansıyan örnekler:

“Devrek’in Eğerci köyünde yaşayan lise öğrencisi Dilara Kılıçoğlu, bir süredir diyabet rahatsızlığı nedeniyle Düzce Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde tedavi görüyordu. Önceki gün gece evinde rahatsızlanan ve şeker komasına girdiği tespit edilen Dilara Kılıçoğlu, kaldırıldığı Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde hayatını kaybetti.

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu da sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda Dilara Kılıçoğlu’nun kendi hastası olduğunu söyledi. Dilara Kılıçoğlu’nun ölüm haberini üzüntüyle öğrendiğini ifade eden Prof. Dr. Arslanoğlu, genç kızın maddi imkânsızlık nedeniyle kontrollerine gelemediğini belirterek, şu açıklamada bulundu: “İçim acıyarak paylaşıyorum. Evet, bizim hastamızdı. Ama evet, bir yıldan fazladır görmüyorduk. Ama altın kalpli bir babacığı vardı ve anneciği. İster miydi onlar kontrolleri aksatmayı. Ama kolay mıydı iki kızı (ikisi de diyabet) okutmak, büyütmek, evermek, üretken bir vatandaş yapmak. O babanın ve annenin çocuk gözleri, çökmüş omuzları. Ablanın gölge düşen gelinlik hayalleri. İnanamıyorum, inanmak zorundayım. Türkiye’nin gerçeği. İsveç’te yüzde 95 sensör kullanırken, bizde yüzde kaç yol parasından kontrole gidemiyor? Ben yazdım, yazdım, yazdım. Daha öğreneli 15 dakika oldu. Bilmiyorum iyi mi ettim? Doğru mu dedim? Şimdi gidip ağlamak istiyorum.”(23 Ekim 2018, Cumhuriyet Gazetesi)

“Türkiye, Kocaeli’nden gelen bir intihar haberiyle sarsıldı. Oğluna, okulun istediği pantolonu alamayan İsmail Devrim, çocuğu okuldan gönderilince kendisini banyoda iple asarak yaşamına son verdi. Çaresiz babanın eşine söylediği son sözleri ise, ‘Çocuklarıma bakamıyorsam, çocuğuma bir pantolon alamıyorsam niye yaşıyorum ki’ oldu.”(21.09.2018 Sözcü gazetesi)

“Adana’da çocuğunun okulundan istendiği öne sürülen 55 lirayı ödeyemediği ve eşiyle sorun yaşadığı iddia edilen Emrah E. (33), eski baraj kapaklarına çıkarak, intihara kalkıştı(https://www.olayneyseo.com/cocugunun-okul-parasini-veremeyen-baba-intihara-kalkisti.html)

“Evsiz iki arkadaş, 7 Temmuz günü sahilde oturuyordu. Atilla Kılıç dengesini kaybederek, denize düştü. Aziz Mertcan Aytaç durumu polise haber verdi. Aytaç arkadaşı için başlatılan çalışmalarda ekiplerin yanından ayrılmadı. Çalışmalar sürerken polise olayı anlatan Aziz Mertcan Aytaç kameralara yansıdı.

AYNI YERDE KAYBOLDU

Bu olaydan iki hafta sonra Aziz Mertcan Aytaç da arkadaşının kaybolduğu noktaya yakın bir yer olan Moda sahilinden denize girerken gözden kayboldu. Dalgıçlar kıyıya çıkardığı Aytaç’ın cesedi Adlı Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

Kadıköy’de 2 hafta önce denize düşüp kaybolan Atilla Kılıç’ın cesedi de dün olay yerine yakın bir yerde bulundu. Evsiz oldukları ve sokakta yaşadıkları öğrenilen iki arkadaşın cenazesi sahip çıkan olmadığı için Adlı Tıp Kurumu morgunda bekliyor.”(https://www.olayneyseo.com/sokakta-yasayan-2-arkadas-2-hafta-arayla-ayni-yerde-oldu.html)

***

Neredeyse her gün sıkça rastladığımız örnekler Emekçi Halkımıza, bu cennet vatanda cehennemin yaşattırıldığının somut delilleri. Ve aynı zamanda şu anda asgari ücretin “gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür vb. temel gereksinimleri günün üzerinden en az düzeyde karşılanmasına yetecek kadar ücret” olmaktan ne kadar uzak olduğunu ve Emekçi Halkımızınaçlık sınırının bile altında olan asgari ücretle yaşamını sürdürmeye çalıştığını gösteriyor.

Adı aslında sefalet ücreti olması gereken 1.603 TL tutarındaki asgari ücretin belirleyicilerinden Sarı Gangster Türk-İş bile insanca yaşanacak bir ücretin nasıl olması gerektiğini ortaya koymamazlık edemiyor.

“Araştırmaya göre, bu ay dört kişilik ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarını ifade eden “açlık sınırı” bin 943 lira olarak belirlendi. Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen “yoksulluk sınırı” ise 6 bin 328 lira oldu.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı, bir önceki aya göre yüzde 1,22 oranında arttı. Yılın 11 ayında fiyatlardaki artış yüzde 20,81 oranına ulaştı. Gıda enflasyonunda 12 ay itibarıyla artış yüzde 23,94 hesaplandı.

Araştırmada, fiyat artışları karşısında başta asgari ücret olmak üzere çalışanların gelirlerinin yetersiz olduğu ve mevcut asgari ücretin, dört kişilik bir ailenin asgari aylık gıda harcaması olan açlık sınırını bile karşılamaktan uzak kaldığı tespitlerine de yer verildi.”(https://www.olayneyseo.com/aclik-ve-yoksulluk-siniri-aciklandi.html)

Kaldı ki bizdeki asgari ücret 4 kişilik bir ailenin geçinebilmesi için gerekli olan ücretin bile altına düşmektedir. Yani bir kişinin yaşaması için gerekli olan ücretle 4 kişilik bir aile yaşamaya çalışmaktadır. Dört kişilik bir aile için Türk-İş’in her yıl düzenli olarak açıkladığı açlık sınırı rakamları da bunu doğrulamaktadır.

AB-D Emperyalistleri ve yerli ortakları Ortaçağcı AKP’giller tarafından bütün ekonomik kaynakları tarumar edilen ülkemizde, hayat pahalılığının gün geçtikçe daha da artması, paranın bir pula dönmesi, asgari ücretle yaşamını sürdüren milyonları, yine açlığın, yine yoksulluğun beklediğini ve medyaya yansıyan trajedilerin daha da artacağını gösteriyor.

Çünkü Parababalarına “işçilere grev yaptırmıyorum” diye övünen, İşçi Sınıfının bileğinin hakkına kazandığı, İşçi Sınıfımız açısından bir iş güvencesi olan kıdem tazminatını kaldırmaya çalışan, asgari ücretin vergiden muaf tutulmasına yönelik önergeleri ret eden bir anlayışa sahip olan emekçi düşmanı bir iktidar, emekçiler için yaşamı cennete değil cehenneme çevirir.

Sefalet ücretini tespit etmekle görevlendirilen Asgari ücret Tespit Komisyonunun bir bileşeni olan sarı Türk-İş’te, kendi açıkladığı istatistiğe göre her şey ortada iken bu ortaoyununa da katılmaktan geri durmuyor. İşçi Sınıfının devrimci yönünü budamak, Parababalarının kanser düzeninin devamını sağlamak, emekçileri Parababalarına kurban etmek. Türk-İş, CIA tarafından işte bu görevleri yerine getirsin diye kurduruldu. Bu amaçları olan Sarı Gangster bir Konfederasyondan emekçilerin çıkarı için bir şey beklemek “ölü gözünden yaş beklemeye” benzer.

Yine Mecliste bulunan Emekçi Halkımızın düşmanı, Amerikancılık ortak paydasında buluşan, parababalarının kanser düzeninin savunucuları ve sürdürücüleri burjuva partilerinden, emekçilerin insanca yaşayacağı bir ücreti sağlamaları beklenemez. Geleceklerini AB-D Emperyalistlerine ve Parababalarına bağlayan burjuva partilerinin, Emekçilerin çıkarına bir ortam sağlamaları eşyanın doğasına aykırıdır.

Ne zaman kurtulacak İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımız bu kanser düzeninden?

Halkın İktidarında son verilecek sefalet ücretine, Halkın İktidarından sona erecek çekilen acılar, Halkın İktidarında yaşanmayacak trajediler.

HKP Programında: “Asgari Ücret; normal geçim endeksinden aşağı düşmeyecek. Normal geçim endeksi de üretimimizin verimindeki artışa paralel olarak yükseltilecek”tir. Bu rakam, “Gıda ile giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarına denk gelen ‘yoksulluk sınırı’dır”. Yani 6 bin 328 liradır.

İnsanca yaşanacak ücret budur. Emekçi Halkımıza yakışan da bu ücrettir. İşte böyle bir düzeni ancak ve ancak biz sağlarız. İnsanın insanca yaşayacağı bir ülke; Devrimci Sınıf Sendikacılığını rehber edinen, Türkiye işçi sınıfı tarihine işgal grev direnişler hediye eden gerçek işçi önderleriyle gerçekleşir. Bu önderler ilk Genel Başkanımız Hikmet Kıvılcımlının öğrencileridir. Bu öğrenciler HKP’lilerdir.

Sefalet ücretini, işsizlik ve pahalılık cehennemini Halkımıza dayatanlardan hesap soracak olan da Halkın Kurtuluş Partililerdir.

HKP önderliğinde kurulacak Halkın İktidarında gerçekleşecek, temel insan haklarından olan eğitimin, sağlığın parasız olması.

Halkın İktidarında, ne intihar eden baba nede sokakta yatan insan olacak.

Halkın İktidarında, herkes verdiği emek gücü oranında insanca ücret alacak.

Halkın İktidarında, milyarlarca doları olan parababaları denen bir sınıf kalmayacak.

Halkın İktidarında, ülkenin geliri eşit bir şekilde dağıtılacak.

Bu yüzden gün Halkın Kurtuluş Partisi saflarında, gerçek İşçi Sınıfı devrimcileriyle birlikte mücadele günüdür. 28.11.2018

HALKIZ HAKLIYIZ KAZANACAĞIZ

Halkın Kurtuluş Partisi
Merkezi İşçi Örgütleri Komitesi