Onlarca kanıt olay, namuslu olan herkese göstermiştir ki; ABD Emperyalist Çakalı’nın Ortadoğu’da İsrail’le birlikte en önde gelen müttefiki PKK, PYD, YPG ve Barzanistan adlarındaki Amerikancı Burjuva Kürt Hareketleridir.
Bunlar Ortadoğu’nun “İkinci İsrail”i, başka bir ifadelendirmeyle “Müslüman İsrail”i kurma peşindedirler.
Zaten ABD Haydudunun BOP Haritası da emperyalistin bu planını açık ve kesin biçimde ortaya koymaktadır…
Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, Sosyalist Kamp’ın çöküşüyle birlikte PKK önderliğindeki Burjuva Kürt Hareketi dümeni anında Amerika’ya kırmış ve bir daha ayrılmamacasına hainler şehri Miami Limanı’na demirlemiştir.
PKK ve türevleri olsun, Barzanistan olsun, etle tırnak gibi kaynaşıktırlar ABD’yle. ABD’nin bütün bölgeye yönelik emperyalist planlarında büyük bir heveskârlıkla rol almışlardır, bundan sonra da rol almayı arzulamaktadırlar.
İşte birkaç yıl önceki ABD ziyaretlerinde Bağlamacı Selo, Gültan Kışanak ve Ahmet Türk liderliğindeki bu Burjuva Kürt Hareketi, Suriye’de kendilerine rol verilmesini istemiştir. Tabiî ABD de bu rolü vermiştir bunlara…
İşte Fırat’ın doğusunda Suriye topraklarının yüzde 27’sini oluşturan bir bölgede, ABD Özel Kuvvetleriyle YPG’liler yan yana, omuz omuza Amerikancı Kürdistan inşa etmektedirler.
ABD Haydudunun da bu bölgede 20 civarında askeri üssü vardır. Yani Irak’taki gibi, Afganistan’daki gibi burada da ABD’yle yerel hain işbirlikçi piyonlar omuz omuzadır, el eledir, yan yanadır ve gönül gönüledir.
Nitekim 2013’teki Şanlı Gezi İsyanı’mızı da PKK ve HDP liderliğindeki bu Amerikancı Hareket sırtından vurmuştur. Ve bu ihanetleri karşılığında da AKP’giller’den teşekkür almıştır.
Bundan sonra da Ortadoğu’daki her türden gerçek anlamda demokratik, ilerici, sosyalist, komünist, antiemperyalist hareketi sırtından vurmaya hazır ve nazırdır bu Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi.
Kürt Sorunu’nun Amerikancı çözüm yolu, bunlar için bir “İdefiks”tir. “Fikri Sabit”tir yani…
Biz Gerçek Devrimcilerse, bilindiği gibi, Kürt Sorunu’nun Bilimcil Sosyalizmin prensipleri doğrultusunda antiemperyalist, antifeodal ve antişovenist ilkeler çerçevesinde çözülmesini savunmaktayız, 1960’lı yıllardan bu yana.
Bu burjuva karşıdevrimci hareketse, Amerika’nın kolları arasında ve ABD sağdıçlığında, ABD’nin emperyalist projelerine uygun biçimde Amerikancı çözümünden yanadır Kürt Sorunu’nun.
Bu iki farklı çözüm yolu, akla kara kadar birbirinin zıttıdır…
Emperyalist çözüm, halkların düşmanlığı ve emperyalizm piyonluğu üzerine inşa edilir.
Devrimci çözümse, halkların kardeşliğini ve ABD-AB Emperyalizmi karşıtlığını esas alır, laikliği ve antişovenizmi vazgeçilmez değerler olarak kabul eder.
ABD Başkanı bunak faşist Trump’ın basın açıklamasında Barzanistan’dan Rudaw adlı Amerikancı yayın organının Amerikancı muhabirinin sorusu üzerine şunları söyler, Kürt Meselesi’ne ilişkin olarak:
***
Rudaw gazetesi, Trump ile muhabiri arasında geçen diyaloğu şöyle aktardı:
Çok teşekkürler, Mejid Nizameddin Gli, Rûdaw Medya Grubu’ndan. Bir soru sormak istiyorum, sürekli şundan bahsediyorsunuz…
Nereden, nereden dediniz?
Rûdaw Medya Grubu Kürdistan Bölgesi’nde, Irak’ın kuzeyi, Ben Kürdüm.
Harika insanlarsınız.
Çok teşekkürler sayın başkan.
Harika insanlar, çok teşekkürler. Kürt müsün? Onlar harika insanlar ve büyük savaşçılar. Ben onları çok beğeniyorum. Devam edin soruya.
Sayın başkan, her zaman müttefiklerinizi destekleyeceğinizi ifade ediyorsunuz. IŞİD yenilgiye uğradıktan sonra Kürtler hem Irak hem de Suriye’de karşıtları tarafından gelen ciddi bir baskı altında.
Bu doğru.
Onlar IŞİD’in yenilgiye uğratılmasında Amerika’ya yardım ettiler. Onları desteklemek adına neler yapacaksınız?
Çok yardımda bulunacağız. Bildiğiniz gibi, onlarla iyi dostuz, omuz omuza IŞİD’e karşı savaştık, geçtiğimiz dönemde Ortadoğu’da IŞİD’i yenilgiye uğrattık. Bunu Kürtlerin büyük desteğiyle yaptık. Onlar büyük savaşçılar. Biliyorsunuz bazı insanlar büyük savaşçıdır, bazıları ise değil. Kürtler büyük savaşçılar, onlar çok çok harika halklar. Şu an tam da bu meseleyi konuşuyoruz.
Onları desteklemek adına ne yapacaksınız?
Dediğim gibi, bu durumu görüşeceğiz, görüşmelere başladık. IŞİD’e yenilgiye uğratmak için Kürtler bize büyük destek oldu. (Kaynak: Rudaw) (https://www.gazeteduvar.com.tr/dunya/2018/09/27/trump-kurtler-harika-insanlar-cok-yardimda-bulunacagiz/)
***
Karşılıklı güzellemeleri gördünüz, arkadaşlar…
Neyi gösterir bu?
İkinci İsrail, yani Ortadoğu’da ABD’nin ikinci bir petrol bekçisi olmaya özenen Burjuva Kürt Hareketi’yle ABD Emperyalist Çakalı’nın eklemlendiğini gösterir.
IŞİD işin bahanesidir. ABD Çakalı nasıl Irak’a saldırıp o ülkeyi yerle bir edebilmek için orada “kitle imha silahları var” yalanına sarılmışsa, burada da kendi elleriyle yaratmış olduğu IŞİD canavarı bahanesine sığınmaktadır.
Amerikancı Kürt Hareketi’nin Suriye ayağını kurabilmek için ABD tarafından IŞİD adlı Ortaçağcı cellâtlar örgütü kurulmuş, doktrine edilmiş, silahlandırılmış, eğitilmiş, beslenmiş, büyütülmüş, sonra da Şeytanlaştırılmıştır. O Şeytana karşı savaşıyoruz, bahanesiyle de Amerikancı Burjuva Kürdistan’ın Suriye bölümü inşa edilmiştir.
Yani tıpkı El Kaide’yi, El Nusra’yı, ÖSO’yu yarattığı gibi, IŞİD’i de ABD Haydudu kendisi yaratmıştır. Amaç, enstrüman olarak kullanmaktır.
Hatırlanacağı gibi, ABD Çakalı YPG’ye daha öncesinde 5 bin TIR ve 2 bin kargo uçağı dolusu, en hafifinden en ağırına kadar silah vererek bu taşeronunu donatmıştı.
Buna ilaveten de son 1 ay içinde 500 TIR dolusu silahı daha Barzanistan bölgesinden yükleyerek Fırat’ın doğusundaki YPG bölgesine intikal ettirip teslim etmiştir, PKK türevi bu Amerikancı Harekete.
Bütün bu gün gibi açık gerçekler ortadayken hâlâ PKK’nin, HDP’nin ve benzeri yan örgütlerinin temsilcilerinin kalkıp solcuyu oynamaları tam bir ikiyüzlülüktür, utanmazlıktır.
Bunlara inanan ve bunların yörüngesinde ABD’nin Şark Ekspresi’ne gönüllü olarak binip yolculuk eden hareketlerin bulunması da trajiktir…
Bu Amerikancı Hareketin peşine takılan ve onları demokrat, özgürlükçü, barıştan yana sayan insanlar gafildir, haindir ya da güce tapıcı küçükburjuva korkaklardır. Devrimciliğin ve gerçek anlamda sosyalistliğin “A”sı antiemperyalist olmaktır; yani ABD ve AB Emperyalist Haydut Devletlerine uzlaşmaz bir biçimde karşı olmaktır. “B”si antifeodal olmaktır; yani tüm Ortaçağ kalıntısı sınıf ve zümrelere, onların kültürlerine, siyasi ve felsefi eğilimlerine karşı olmaktır, dolayısıyla laikliği demokrasinin de özgürlüğün de temel ilkesi kabul edip vazgeçilmez biçimde savunur olmaktır. “C”si de antişovenist olmaktır; yani halkların kardeşliğini ve milletlerin eşitliğini kabul eder, savunur olmaktır.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, biz 1960’lı yıllardan bu yana yani devrimciliğe adımımızı ilk attığımız günlerden bu yana bu temel ilkeleri savunageldik hep.
Mustafa Suphi ve Onbeşler de, Kıvılcımlı Usta ve Denizler, Mahirler de, Che de, Fidel de ve dünyadaki tüm Gerçek Devrimciler de bu değerleri savunmuşlardır. Çünkü devrimcilik bunu emreder…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
29 Eylül 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı