Kaçak Saraylı Hafız, ne oldu böyle?
Tahran’da istediğini elde edemeyince, Ruhani ve Putin’i dümene getirip ateşkes ilan ettirerek İdlib’de yıllardan bu yana koruman altında tuttuğun, besleyip palazlandırdığın, insanlık kaçkını ruh hastalarından müteşekkil Ortaçağcı güçleri koruyamayacağın ortaya çıkınca; bu sefer tornistan yaptın, Avrupa ve ABD Emperyalist Haydutlarını çağırıyorsun Suriye’ye.
Hemen gelin buraya, İran’ı, Rusya’yı ve Suriye resmi güçlerini durdurun. Böylece İdlib’deki Ortaçağcılarımızı güvenli bir biçimde, silahlarıyla, canilikleriyle korumaya, yaşatmaya devam edelim…
Ne diyor Tayyip, Wall Street Journal’da yayımlanan yazısında?
“İdlib, köprüden önceki son çıkıştır. Eğer Avrupa ve ABD dâhil uluslararası toplum bugün gerekli adımları atmazsa, bunun bedelini yalnızca Suriyeli masumlar değil tüm dünya ödeyecektir. Türkiye, komşusunda yaşanan katliamı engellemek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Çabalarımızda başarılı olmamız için dünyanın geri kalanının dar çıkarlarını bir kenara bırakıp, siyasi çözüme destek vermesi gerekmektedir.” (https://odatv.com/erdogan-abdli-wall-street-journal-gazetsine-yazdi-11091812.html)
“İdlib köprüden önceki son çıkış”mış…
O sana göre öyle be Hafız…
İdlib’deki Ortaçağcıları da diz çöktürüp hizaya getirdi mi Suriye’nin meşru yönetimi; senin 7 yıldan bu yana izlemekte olduğun Suriye politikasının çökmüş olduğu gerçeği, tokat gibi inecek suratına. Ortada işbirliği yapabileceğin hiçbir Ortaçağcı meczup kalmayacak artık.
İşte sen, bu gerçekle yüzleşmekten kaçmaya çabalıyorsun.
Ama kaçışın yok, kurtuluşun yok. İhanete düşmenin hazin gerçeğiyle yüzleşme vaktin geldi artık.
Ne insani dram yaşanacakmış İdlib’de?..
Suriye, Rusya ve İran son derece akıllıca bir strateji uygulamaktadırlar İdlib’de. Tıpkı Doğu Guta’da olduğu gibi, burayı da kırsalından başlayarak vurmaya başladılar, uçaklarla ve uzun menzilli toplarla.
Ortaçağcıların tüm askeri hareketlerini aynada izler gibi izliyorlar. Ve ona göre vuruşlar yapıyorlar. Açtıkları insani koridorlarla da sivillerin bölgeyi boşaltmasını sağlıyorlar. Bu sürecin devamında, siviller bütünüyle terk edecek, Ortaçağcıların olduğu şehir merkezini ve çeperini. Resmi Suriye güçleri ve müttefikleri de kuşatmayı daraltacaklar giderek.
Sonunda 60 bin civarında olduğu söylenen silahlı insanlık kaçkını Ortaçağcı meczuplar, silahlarını bırakıp teslim olmakla karşı karşıya gelecekler.
Öyle 2-3 milyon insan filan da yok İdlib’de. Suriye hakkında en somut, objektif bilgilere sahip Ömer Ödemiş’in belirttiğine göre, 200 ila 300 bin kişi yaşamaktadır İdlib’de şu an. Bunun da 60 binini zaten silahlı Ortaçağcılar oluşturmaktadır.
İdlib, bu insanlık düşmanlarından temizlenecek artık. Bunun geri bırakılması, ertelenmesi asla söz konusu değil. Daha önce de yazdığımız yazılarda da belirtmiştik, sıranın İdlib’e geleceğini. Beşşar Esad yönetimi, Doğu Guta’daki IŞİD’cilerin işini bitirdikten sonra kuzeye yönelip namlularını İdlib’e çevirecektir, demiştik. Nitekim öyle de oldu…
Senin diplomatik çözüm manevralarının altında yatan, burada bir Ortaçağcı devletçik oluşsun, biz de bunun hamisi rolünü oynamış olalım… Bütün derdin, çaban bu.
Fakat yok öyle bir dünya.
Ne diyor Beşşar Esad?
“Bir karış toprağımızı bile teröristlerin elinde bırakmayacağız. Ülkemizin bütünlüğünü sağlayıncaya kadar savaşımızı sürdüreceğiz.”
Bir insanlık dramı filan da yaşanmayacak İdlib’de. Sen, efendin AB ve ABD Emperyalistlerinden öğrendiğin “insancılı oynama” taktiklerinden medet umuyorsun.
Sökmez onlar artık…
Suriye Yönetimi, kırsaldan içeriye doğru vuruşlarını artırdıkça siviller boşaltacak bölgeyi. Ortaçağcılar da mecburen diz çöküp teslim olacaklar ve Suriye Meşru Yönetiminin dediğini yapacaklar.
Daha önce de, tâ bu savaşın ilk günlerinde de söyledik, yazdık; Suriye’nin BOP çerçevesinde parçalanması demek, açıkça ve kesince aynı felaketi yaşama sırasının Türkiye’ye gelmesi demektir, dedik.
Ama senin derdin Türkiye’nin BOP çerçevesinde parçalanıp parçalanmaması değil be Tayyip. Türkiye’nin batırılıyor olup olmaması zerre umrunda olmaz senin. Bu ülkeyle ve milletle hiçbir aidiyet bağın da yok zaten.
Efendin ABD Emperyalistleri de, AB Emperyalistleri de Suriye’nin BOP’ta planladıkları gibi üçe parçalanamayacağını gördüler ve kabullendiler artık. Onların bütün derdi şimdi Amerikancı Burjuva Kürt Devleti’nin Suriye ayağını koruyabilmektir.
Bu sebeple, onlar sadece Fırat’ın doğusunda kalan PKK, PYD, YPG kontrolündeki bölgeyle ilgilenmektedirler, oraya odaklanmış durumdadırlar.
Senin efendilerine yaptığın “imdat” ya da “medet” çağrıları havada kalmaya mahkûmdur. Sen Suriye’de Ortaçağcı bir din devleti kurulsun, ben de bunun kurdurucusu olayım, derdindesin. ABD ve AB’li efendilerin ise Fırat’ın doğusunda kurmuş olduğumuz Amerikancı Burjuva Kürt Devleti’ni koruyalım ve yaşatalım, derdindedir.
Yani efendilerin başka havada, sen başka havadasın Tayyip!
Boşuna debelenme…
Hiç yaşananlardan ders çıkarmıyorsun be Tayyip…
Bak, Beşşar Esad şu an İslam Dünyası’nın yüzakıdır. Ülkesini ABD-AB Emperyalistleri ve onların bölgedeki yerli piyonlarına karşı 7 yıldan bu yana yiğitçe savaşarak korumuş bir ordunun komutanıdır ve ülkenin lideridir.
Var mı şu an İslam Dünyası’nda böyle emperyalizme karşı direnerek ülkesini koruyan lider?
Yok…
Rahmetli Şehit Muammer Kaddafi de yiğitçe çarpıştı, ABD ve AB Emperyalist Haydutlarına onların yerel piyonlarına karşı ama vatanını, ülkesini ve iktidarını korumaya gücü yetmedi, ne yazık ki.
Sense, ABD devşirmesi, yapımı ve işbirlikçisi olduğun için Beşşar Esad’a bitmez bir düşmanlık içindesin, azgın bir kin ve nefret beslemektesin.
Bütün kapıkulları gibi kraldan çok kralcısın, ABD ve AB’ye şirin görünme konusunda.
Şu ettiğin lafa bir bak:
“Esed rejimi, yedi yıldır Türkiye’nin güney sınırında Suriye vatandaşlarını keyfî tutuklamalar, sistematik işkence, topyekûn idamlar, varil bombaları ve kimyasal ve konvansiyonel silahlarla hedef almaktadır.” (agy)
Hâlâ adamın adını değiştirerek ona hakaret ettiğini sanıyorsun. Oysa, yaptığın bu ilkellikle sadece kendini küçültüyorsun.
Bak, efendilerin bile böyle bir ilkelliğe yönelmiyorlar. Beşşar Esad, uluslararası gözlemcilerin de “kurallara uygun bir şekilde yapılmıştır” raporu verdiği bir seçimle, halkının yüzde 84 oranında oyunu alarak yeniden devlet başkanlığına seçilmiştir.
Demek ki halkı, Sünnisi olsun, Alevisi olsun, Hıristiyanı olsun, bütünüyle kenetlenmiş durumdadır Beşşar Esad liderliğindeki BAAS Rejimi etrafında.
Sen kimin kapısını çalıyorsun Hafız…
Bu dolmalarını senin meczuplaştırılmış, Allah’la aldattığın “hülooğğ”cularının dışında hiç kimse yutmaz.
Dünyanın dört bir tarafındaki ruh hastası, kaçık, Ortaçağcı canavarları toplayıp, eğitip, silahlandırıp sürdünüz, Suriye Halkının ve Ordusunun üzerine. Bunlara karşı savaşmaktadır, Suriye’nin Meşru Yönetimi.
Tahran’da toplanışınızın ardından üç gün geçer geçmez hemen karakterin gereği yine ikili oynadın be Tayyip. Tahran’da istediğini alamayınca, bu sefer ABD ve AB Emperyalist Haydutlarına döndün, onlara “gelin beraberce Suriye’de bugüne dek koruyup kolladığımız, beslediğimiz bu Ortaçağcıları korumaya devam edelim”, diyorsun.
Yukarıda da dediğimiz gibi; boşuna çabalama, gelmez onlar…
O işin bittiğini çoktan anladılar çünkü. Kazanamayacakları apaçık olan bir oyuna girmez emperyalistler. Hesap kitap yaparlar. Senin gibi ve avanen gibi hesapsız kitapsız, ne yaptığını bilmezce sağa sola saldırmazlar.
Onların her birinin onlarca konunun gerçek anlamda uzmanlarından oluşan düşünce kuruluşları vardır. Devlet kurumları vardır. Onların ince eleyip sık dokuyarak verdikleri kararlar doğrultusunda davranır emperyalistler.
Sen, Antika Tefeci-Bezirgân Sermaye Sınıfının temsilcisi olduğun için, sağlıklı düşünme yetisinden yoksunsun. Çünkü sınıf olarak, geçmiş çağlarda kalmış olmanız gerekir. Ama Doğu Toplumlarında hâlâ varlığınızı sürdürmektesiniz.
Dolayısıyla da kafanız, mantığınız Ortaçağ’a özgü. Bilimsel düşünme, sağlıklı düşünme, olayları doğru algılayıp, kavrayıp çözümleme sizlerin işi değildir.
Önder’imiz Kıvılcımlı, sizin bu Antika Sınıfın temsilcileri için der ki; “Burnunu şalgam diye ısıran Hacıağalar, burunlarının önlerini bile görmekten acizdirler.”
İşte bu sebepten ve efendin ABD-AB Emperyalistlerine yaranma heveskârlığından dolayı daldın Suriye bataklığına, Tayyip. Oradan galibiyetle çıkma ihtimalin milyonda bir bile değil. Hezimete uğramış olarak çıkacaksın oradan.
Bunu adın gibi bil!..
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
12 Eylül 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı