Türkiye yanıyor, ekonomi batışa gidiyor, kitlesel işçi çıkarmalar başlamış durumda, 1 Amerikan doları an itibarıyla (saat 18:00) alış 6.7677 TL, satış 6.7798 TL’dir.
Pazartesiden bu yana da, 4 gün içinde 77 kuruş değer kazanmıştır…
Yani 6 TL’den 6.77 TL’ye çıkmıştır.
Üstelik de doların bu tırmanışı, geri dönüşlü değildir artık. Nerede duracağını ise, en kallavi burjuva ekonomistleri bile tam olarak tahmin edemiyorlar. “8’i de bulur, 9’u da, hatta 10’u da…” diyenler var.
Bütün büyük şirketler küçülmeye gidiyorlar, bunun ilk adımı da toplu işten atmalar oluyor tabiî ki.
Ve işsizlik cehennemine itilen bu kardeşlerimizin yeniden, kısa sürede iş bulma ihtimalleri de çok düşüktür artık.
Küçük işletmeler zaten iflastaydı. O iflaslar giderek çığ halini alacak.
Evet, Türkiye yanıyor…
Kaçak Saraylı ve avanesi ise Ahlat’a saray yapma derdinde. Yani onlar, yangını seyrediyorlar ve saçlarını tarıyorlar…
Bakın şunların saray heveskârlığına mı diyelim, yoksa sefaletine mi diyelim, çılgınlığına mı diyelim…
“Sayın Bahçeli bir ziyaretinde güzel bir hatırlatmada bulundu: Ahlat’a bir Cumhurbaşkanlığı Köşkü yakışır. Çünkü otağı Sultan Alpaslan oraya kurdu biz de varisleri olarak oraya böyle bir inşallah otağ kuralım. Bugün vali ve belediye başkanımızla görüştük. Onlar 1071 metrekare yer düşünmüşler. Dedik olmaz. 1071 metrekare oturum alanı olur en az 5 dönüm çevre düzenlemesiyle. Belediye başkanımız da coştu ‘en az 10 dönüm’ dedi. Bu bir işaret fişeğidir inşallah sonu da hayır olur.” (https://odatv.com/malazgirt-zaferi-kutlamalarindan-erdogana-saray-mujdesi-cikti-26081801.html)
Görüyorsunuz, bunların hangi dünyada yaşadıklarını…
Sanki Türkiye’ye uzaydan gelmişler ve henüz dün gelmişler…
Türkiye’nin şu anki felaket boyutlarındaki gerçekleriyle hiç tanışmamışlar…
İşte böylesine bir hayal dünyasında yaşıyor bunlar.
Sultan Alparslan kim, Çağrı Bey kim, Tuğrul Bey kim; siz kimsiniz… Sizin zerre miktarda olsun bilginiz ve anlamışlığınız var mı onlar hakkında?
O kahramanlar İlkel Komünal Toplum Önderleriydi. Ömürleri at üstünde küffar diyarlarında kıllıç sallamakla ve ordular yönetmekle, yeni topraklar elde etmekle geçti.
Sarayı filan yoktu bu komutanların. Okuryazarlıkları da yoktu. Çocukluklarından itibaren bir tek şey öğrenmişlerdi: Toplumun menfaatlerini korumak ve kollamak için durup dinlenmeksizin savaş meydanlarında, yönettikleri ordularının en ön safında yiğitçe savaşmak…
Savaşlarda da, ordularını yönetmekte de son derece ustaydı bu komutanlar. Hiç paraları pulları, zenginlikleri, malları mülkleri olmamıştır bu büyük komutanların. Ölümden korkuları da olmamıştır.
O sayede Bizans gibi bin yıllık bir devletin ordusunu bir gün içinde hezimete uğratıp Anadolu kapılarını açmışlardır, Türk’e ve Kürt’e.
Sizinse bütün derdiniz saray, köşk, Karun’un hazinelerini yüze, bine hatta milyona katlayan büyük hazineler biriktirmek, kamu malı aşırmak ve kafadan ve göbekten bağlı olduğunuz Efendiniz ABD Emperyalist Çakalı’na hizmette bulunmaktır.
Dolayısıyla da Türkiye Cumhuriyeti’ne, vatanına ve halkına ihanet etmektir…
O yiğitlerin adlarını anmaya bile hakkınız yoktur sizin…
***
Sovyetler Birliği’nin son dönemleri… Namuslu Fransız sosyalist aydını Henry Alleg, “Büyük Geri Sıçrama” adlı eserinde anlatır.
Tabiî CIA da görevi gereği çöküşün ve yıkılışın kokusunu it içgüdüsüyle almış ve hararetli bir çalışmanın içine girmiştir.
Kendilerine verilen stratejik hedef, Sovyetler Birliği’nin yönetici ekibi içindeki önde gelen kişilerden kimleri desteklemeleri gerektiğini en doğru biçimde tespit etmeleridir. Yıkılışı hızlandırmak ve garantilemek için, kendilerine uygun düşen kişileri bulup onları desteklemek istemektedirler. Onların daha etkin konumda olabilmelerini sağlayacak mevkilere ulaşmalarında onlara yardımcı olmak istemektedirler.
Boris Yeltsin hakkında da şu tespitlerde bulunur, CIA’nın Moskova örgütü:
“Sarhoş, hırsız, ahlâksız.”
Raporunu gönderir Amerika’daki CIA merkezine. Onlar ulaştırırlar Pentagon’a, Washington’a, tartışırlar birlikte. Ve şu kararı verirler:
“Boris Yeltsin’in, belirlediğiniz karakterde olması bizim için uygundur. Böyle bir kişilik çok daha yararlı hizmetlerde bulunur bize. Ve böyle bir kişilik, duraksamadan ihanet edebilir, küçük çıkarlar karşılığında ülkesine. Bu sebeple de Sovyetler’in başına getirmek için Yeltsin’i desteklemeliyiz bütün gücümüzle.”
Emperyalist ABD Haydut Devletinin bu öngörüsü, acıdır ki, doğru çıkmıştır…
Yeltsin, selefi Gorbaçov’la birlikte Sovyetler Birliği’ni yıkıma götürmüş, parçalanmasına ve çökmesine yol açmıştır. Daha doğrusu; çöküşün önderliğini etmiştir bu ikili. Yani karşıdevrimin önderleri olmuşlardır.
Gorbaçov alçağı şimdi günah çıkarmaktadır, yanlış yaptık, diye. Sovyetler Birliği yıkılmasaydı çok daha iyi olurdu Sovyet Toplumu için, diye…
Fakat Halkımızın dediği gibi son pişmanlık neye yarar…
CIA’nın 1990’lı yılların ilk yarısındaki, ABD’nin Ankara Büyükelçisi maskesi altında gizlenen şeflerinden Morton Abromowitz, Türkiye’yi BOP çerçevesi ve haritasına uygun biçimde parçalayabilmek için kimlerin desteklenmesi gerektiğine ilişkin yaptığı araştırma çalışmasında, o günlerde Refah Partisi Beyoğlu İlçe Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’daki ihanet potansiyelinin yüksekliğini keşfeder ve onu gözüne kestirir, onun Türkiye’nin başına getirilmesi gerektiğine karar verir.
CIA merkeziyle antant kalırlar bu konuda (anlaşırlar, uzlaşırlar). Olanca güçleriyle Tayyip’in önünü açmak için örgütlü bir çalışma içine girerler.
On yılların Molla Necmettin’ini devirirler, Kraliçe’nin Gül’ü, Bülent Arınç ve Tayyip başta gelmek üzere AKP’giller’i kurdururlar 2001’de. 14 ay sonra da iktidara taşırlar, bu ihanet görevlisi, kendi yapımları olan partiyi.
16 yıldan bu yana da iktidarda tutmaktadırlar işte…
Ortadoğu’daki bütün katliam ve işgallerinde BOP Eşbaşkanı olarak yer alır, Tayyipgiller İktidarı.
Özetçe, arkadaşlar; Türkiye şu anda hem parçalanmanın eşiğindedir hem de ekonomik çöküşün…
Yani Sovyetler Birliği’ndeki seçimlerinde isabetli oldukları gibi, ne yazık ki Türkiye’deki seçimlerinde de isabetli olmuşlardır bu emperyalist, insanlık düşmanı ABD Çakalları…
Gün gelecek, bu hainlerden hesap sorulacak, yapımcıları ve efendileri olan katil ABD de defedilecektir, ülkemizden ve bölgemizden.
Ama ülkemiz ve bölge halkları daha çok acılar çekecektir, çok kayıplar verecektir…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
30 Ağustos 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı