Halkın Kurtuluş Partisi Atatürk’ün mirası Atatürk Orman Çiftliği’ni ABD Emperyalistlerine peşkeş çeken AKP’giller hakkında suç duyurusunda bulundu

Halkın Kurtuluş Partisi, 16 yıllık iktidarları kamu malı hırsızlığından ve Kuvayimilliye yadigârı değerlerimizi peşkeş çekmekten ibaret olan AKP’giller’in peşini bırakmıyor.

HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut’un 21 Ağustos tarihinde konu ile ilgili yaptığı açıklamanın ardından harekete geçen HKP’li hukukçular, Atatürk Orman Çiftliği’nin ABD Emperyalistlerine peşkeş çekilmesini yargıya taşıdı.

HKP Genel Başkanı Nurullah Ankut açıklamasında Tayyip Erdoğan’a yönelik şu ifadeleri kullanmıştı:

“O denli kin ve nefretle doluydun ki Mustafa Kemal’e, İnönü’ye ve arkadaşlarına karşı; Mustafa Kemal’in modern tarım usül ve tekniklerini, uygulamalı olarak millete anlatıp öğretmek için, göstermek için kurup millete armağan ettiği Atatürk Orman Çiftliği’ni bile tarumar ettin…

“Gittin, Kaçak Saray’ını, SİT alanı olarak belirlenmiş olması sebebiyle hiçbir yapının yapılamayacağı Atatürk Orman Çiftliği’nin ortasına yaptın.

“Bunun yasak olduğuna hükmeden çok sayıda mahkeme kararını hiçe saydın…

“Ben kanun, hukuk mukuk, mahkeme kararı filan takmam, dedin. Ne yaparsanız yapın, Sarayım orada yapılacak, açılışını yapacağım, sonra da gidip içine oturacağım, dedin.

“Ve yaptın bu dediklerini de…

“Bununla yetinmedin; o çiftliğin 37 bin metrekarelik bölümünü de efendin, devşiricin ve yapımcın, velinimetin, yani iktidara getiricin, 16 yıldan bu yana da iktidarda tutucun ABD Emperyalist Haydudunun emrine verdin, hizmetine verdin.

“Gelin siz de büyükelçiliğinizi buraya kondurun, dedin…

“Onlar da hevesle atladılar, bu tarihi alanımıza…

“Şu anda da hızla sürmektedir, o haydutların büyükelçilik binalarının yapımı.

“Öyle görünüyor ki kısa süre sonra kaba inşaatı bitmiş olacak.”

İşte bu açıklamalardan sonra harekete geçen HKP’li avukatlar başta Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu olmak üzere AOÇ’nin ABD Emperyalistlerine peşkeş çekilmesinde sorumluluğu olan kişiler hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusu dilekçesinde başta konuyla ilgili Sayıştay raporu olmak üzere delillerin toplanarak şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılması, ilgisine göre müsnet suçlardan kamu davası açılması talep edildi.

Söz konusu suç duyurusu dilekçesini aynen yayımlıyoruz:

*** 

ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

SUÇ DUYURUSUNDA

BULUNAN : HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ

VEKİLLERİ : Av. Metin BAYYAR, Av. F. Ayhan ERKAN,  Av. Ali Serdar ÇINGI, Av. Tacettin ÇOLAK, Av. Sait KIRAN, Av. Azime Ayça OKUR, Av. Halil AĞIRGÖL, Av. Pınar AKBİNA, Av. Doğan ERKAN

Ortak adres: Sezenler Cad. No:4/15 Sıhhiye/ANKARA

ŞÜPHELİLER : 1- Mevlüt ÇAVUŞOĞLU- Dışişleri Bakanı

2- Dışişleri Bakanlığında görevli suça karıştığı anlaşılan bürokrat ve

diğer kamu görevlileri

3- Çevre ve Şehircilik Bakanlığında görevli suça karıştığı tespit

edilecek failler

4- Gazi Üniversitesi’nde görevli suça karıştığı tespit edilecek failler

5- 03.05.2012 tarihinde TBMM KİT Komisyonu toplantısında

bulunan ve suça karıştığı tespit edilecek failler

6- Başbakanlık Toplu Konut İdaresi’nde görevli suça karıştığı tespit

edilecek failler

7- Ankara Büyükşehir Belediyesinde görevli suça karıştığı tespit

edilecek failler

8- Suça karışan diğer şüpheliler

SUÇ : 1- Zimmet (TCK 247. md.)

2- Denetim Görevinin İhmali (TCK 251. Md.)

3- Görevi Kötüye Kullanma ve Görevi İhmal (TCK 257/1, 257/2 Md)

KONU      : ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ ARAZİSİ’nin yasa ve devir amacına aykırı olarak ABD Emperyalizminin Büyükelçiliği’ne terkini sağlayan şüphelilerin eylemlerinin şümulüne göre sayılan suçlardan cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılması istemidir.

AÇIKLAMALAR :

Halkın Kurtuluş Partisi adına 23.08.2017 tarihinde suç duyurusunda bulunmuş “hülle” yoluyla, yasadışı olarak, 1983 yılında 2823 sayılı Kanun ile AOÇ arazilerinden Gazi Üniversitesine eğitim amaçlı yapı yapmak üzere verilen arazilerin ABD Elçiliğine devredilmesi konusunda soruşturma başlatılmasını talep etmiştik. Ancak bu güne kadar bu suç duyurumuzdan bir sonuç alınamamıştır. ABD’nin Atatürk Orman Çiftliği arazisine yapmayı planladığı elçilik binasının inşaatına hızla devam edilmektedir. Basının verdiği bilgilere göre 2019 yılında bitirilmesi planlanan bina için 24 saat gece gündüz çalışma yapılmaktadır.

Emperyalizmle mücadele ederek yoktan bir ülke kuran Mustafa Kemal’in milletine emanet olarak bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği’nin 37 bin metrekarelik arazisi yok yere emperyalizmin ağababası ABD’ye peşkeş çekilmiştir.

Bu nedenle son dönemde emperyalist saldırganlığın ülkemiz ve bölgemizde daha da artması sonrasında bu emperyalist saldırganlığın bir parçası olan bu yasa dışı durumun bir an evvel soruşturulmasını bir kez daha talep etmekteyiz.

Daha önceki dilekçemizde söz konusu durumun yasadışılığını ayrıntılı olarak açıklamıştık. Ancak aradan geçen bir yıl gibi bir sürede değil olayın hukuksal olarak üzerine gidilmesi bu hukuksuzluk devam ettirilmiş ve Emperyalist ABD Elçiliği binasının yapımına devam edilmiştir.

Bir kez daha bu hukuksuzluğu açıklamak gerekirse;

1- Mustafa Kemal’in bu örnek Cumhuriyet mirası bağışıyla ilgili pek çok resmi belgeye göre; AOÇ üzerindeki bütün zirai işletmeler, donanımları birlikte bir zirai üretim birimi olarak korunması ve işlerliğinin devamı şartı ile Hazine’ye devredilmiştir. Ayrıca Bağış senedinde de “çiftlikte arazi ıslahı ve düzenlenmesi yapılması, çevrenin güzelleştirilmesi, halka gezecek-eğlenecek ve dinlenecek sağlıklı yerler sağlanması, halka nefis ve katıksız gıda maddeleri üretilmesi ve temini amacı açıkça belirtilerek bunların gerçekleştirilmesi” yükümlülüğü konulmuştur. Dolayısıyla Hazine, AOÇ’nin mülkiyetini yukarıdaki yükümlülükleri ile birlikte devralmıştır.

2- AŞINDIRMA BAŞLIYOR: 2823 sayılı Kanun ile Atatürk Orman Çiftliği Mülkiyetindeki Bir Kısım Arazinin Devredilmesine İzin Verilmesi Hakkında Kanunun 1.maddesinin b bendi uyarınca Çankaya İlçesi, Balgat köyü sınırları içerisindeki 2093/3, 2095/1, 2096/30, 35, 61, 83 parseller (parsel numaraları değişmiştir) (toplam 396.312 metrekare) arazi 1991, 1994, 1996, 1997, 2005 ve 2008 yıllarında Tarım ve Orman Bakanlığı ile Gazi Üniversitesi Rektörlüğü arasında tespit edilecek bedelle Gazi Üniversitesine, devredilmesine 5659 sayılı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü Kuruluş Kanununun 10. maddesi hükümlerine göre izin verilmiştir. Devrin amacı Tıp Fakültesi öğrencilerinin modern tıp eğitimini gerçekleştirmesi ve bölgede yaşayan vatandaşlara sağlık hizmeti verilebilmesidir.

3- 2823 sayılı Kanun ile devredilen araziler Gazi Üniversitesi tarafından 2011 yılında Toplu Konut İdaresine devredilmiştir. Amaç “Tıp Fakültesi” yapımıdır.

4- 2012 yılında bu kez devreye Ankara Büyükşehir Belediyesi girerek, söz konusu arazide plan değişikliği yapmış ve alanları konut ve ticaret alanına çevirmiştir.

5- Bu plan değişikliğinden faydalanan TOKİ ve Dışişleri Bakanlığı, ABD temsilcileri ile görüşmeye başlamışlar ve “Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi”nde tanımlanan “misyon binası” olarak kullanılmak üzere bu arazinin ABD Elçiliğine satışı için mutabık kalmışlardır.

Bu süreci 2013 yılında dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanının, İzmir Milletvekili Oğuz OYAN’ın verdiği 7/25741 Esas sayılı önergesine ait soru ve cevapları” başlıklı cevabi yazısında görmekteyiz (Bakınız: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 30824082-610 sayılı yazısı).

Böylece AOÇ arazisinin kanunsuz biçimde ABD Elçiliğine terk edilmesine Dışişleri Bakanlığının ve bu hukuksuzluğa göz yuman Çevre ve Şehircilik Bakanlığının dahil olduğu anlaşılmaktadır.

6- Nihayetinde, AOÇ Müdürlüğü’ne iade edilmesi gereken arazi, 12.07.2013 yürürlük tarihli Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı ile ABD Büyükelçiliği Arasında Gayrimenkul Satış Protokolü ile Amerika Birleşik Devletlerinin mülkiyetine geçmiştir.

Gazi Üniversitesinin TOKİ’ye hukuksuz olarak devrettiği parsellere ilişkin süreç Sayıştay raporlarına da yansımıştır. 2011 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporunda (42-43.sf);”Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne devrini öngören 2823 Sayılı Kanunla ilgili işlemler : Konu geçmiş yıl Sayıştay raporlarında ayrıntılı olarak incelenmiş olup, 2010 yılı denetim raporunda, 2823 sayılı Kanuna dayanılarak Gazi Üniversitesine satışı yapılan AOÇ’ye ait 2096/30 sayılı parselden 54.498 m2 , 2095/35 sayılı parselden 77.578 m2 olmak üzere toplam 132.076 m2 büyüklüğündeki arazilerin satış bedeli olan 5.934.420 TL’nin Gazi Üniversitesi bütçesinden ödenmesi gerekirken Kuzu Toplu Konut İnşaat ve Limited Şirketi ile Park Gazi İnşaat Yatırım AŞ unvanlı iki şirket tarafından ödenmesi, ayrıca Anadolu Ajansına ve Ufuk Üniversitesine arazi tahsis edilmesinin 2823 sayılı Kanunun gerekçesine ve tahsis amacına uygun olmadığı değerlendirilerek, konu, Tıp Fakültesi öğrencilerinin modern tıp eğitimi ve bu bölgede yaşayan vatandaşlara sınırlı imkanlarla verilen sağlık hizmetlerinin genişletilmesi amacıyla 2823 sayılı Kanunla Gazi Üniversitesine satışı yapılan arazi, Kanundaki devir amacı dışında kullanıldığından, bu arazinin geri alınması için gerekli çalışmaların başlatılması şeklinde öneriye bağlanmıştır.” Sayıştay tarafından 2832 sayılı Kanunun gerekçesine ve tahsis amacına aykırılık tespit edilmiş ve 2011 yılı AOÇ Müdürlüğü Sayıştay raporu ile arazinin geri alınması gerektiği ifade edilmişken gelinen süreçte AOÇ Müdürlüğü’ne iade edilmediği gibi arazi ABD’ye satılmış ve büyükelçilik binası yapımı başlamıştır.

7- Sayıştay Raporunun devamı şöyledir:

“2010 yılı Sayıştay Denetim Raporunda yer alan yukarıdaki öneri doğrultusunda AOÇ’ce, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’ne satılmış olan arazinin kanundaki devir amacı dışında kullanılması nedeniyle, AOÇ’ye iade edilmesi hususunda Gazi Üniversitesine 29.11.2011 tarih ve 2784 sayılı yazı yazılarak, yazının tebliğ tarihinden itibaren 60 gün içerisinde söz konusu arazinin iadesi talep edilmiştir. Süre sonunda iade gerçekleşmemiş, Gazi Üniversitesi Rektörlüğü AOÇ’ye göndermiş olduğu 16.02.2012 tarihli yazıda, TOKİ ile protokol yaptıklarını, bu protokol çerçevesinde, AOÇ’den satın alınan alanın TOKİ’ye devredildiğini, buna karşılık kampus alanının yakınında yer alan, hazineye ait, Milli Eğitim Bakanlığına tahsisli araziye TOKİ tarafından üniversite binası yapılacağını, bununla ilgili Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin alındığını ifade etmiştir.

Bunun üzerine Gazi Üniversitesi Rektörlüğü’nden gelen cevabi yazılar, AOÇ’ce, 17.02.2012 tarih ve 363 sayılı yazı ile Sayıştay Başkanlığına, aynı tarih ve 364 sayılı yazı ile TBMM Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonuna gönderilmiştir.

Konu, 03.05.2012 tarihinde AOÇ’nin 2009 ve 2010 yılı hesaplarının görüşüldüğü TBMM KİT Komisyonu toplantısında, raporda yer alan öneriler görüşülmek suretiyle değerlendirilmiş, ve Komisyonca, söz konusu arazinin TOKİ’ye devredilerek, karşılığında TOKİ’ce Gazi Üniversitesi Kampüsüne bitişik alanda üniversite binası yapılması şeklinde ortaya çıkan fiili durumun, söz konusu arazinin kamu yararı amacıyla kullanılmasını sağlayacağı değerlendirilerek, alt komisyon raporunda bu konuya ilişkin olarak yer alan önerinin gündemden çıkarılmasına karar verilmiştir.” (Bakınız: Sayıştay Başkanlığı’nın 03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Kanun ile 24.03.1950 tarih ve 5659 sayılı Kanun uyarınca düzenlediği “ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ 2011 YILI RAPORU”nun girişi ve ilgili sayfaları. Tamamının Sayıştay’dan istenmesini talep ediyoruz).

1983 yılında 2823 sayılı Kanun ile AOÇ arazilerinden Gazi Üniversitesine eğitim amaçlı yapı yapmak üzere verilen araziler dönemin Gazi Üniversitesi yetkililerince Kanuna aykırı olarak TOKİ’ye devredilmiştir. Dolayısıyla Gazi Üniversitesi’ne tıp eğitiminin sürdürülmesi amacıyla (bahanesiyle), Kanun ile AOÇ’den verilen arazi bugün karşımıza ABD misyon binası alanı olarak çıkmıştır. Alanda inşaat çalışmalarının başladığı tespit edilmiştir. Gazi Üniversitesi’nin kanun ile belirlenen amacı dışında arazileri TOKİ’ye devretmesi yerine bu arazileri Sayıştay raporunda tespit edildiği üzere AOÇ Müdürlüğüne iade etmesi gerekirken TOKİ’ye devretmiş olması, Türk Ceza Kanunu’nun 247. Maddesinde düzenlenen “Görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirme” suçuna cevaz vermektedir.

Suça karışan ve/veya göz yuman diğer kamu görevlileri açısından bu eylemlerinin yoğunluğuna göre” görevi kötüye kullanma suçuna vücut verdiği tartışmasızdır.

Ayrıca dönemin TBMM KİT komisyonu üyeleri denetim görevini yerine getirmeyerek suça katılmıştır. Denetim görevlileri, Sayıştay raporu uyarınca ilgili arazinin AOÇ’ye geri kazandırılması için dava bile açmamışlardır.

EMPERYALİZME KARŞI İLK MUZAFFER ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞIYLA KAZANILAN, VE BİZZAT KAZANIMIN ÖNDERİNİN KAMUYA BAĞIŞLADIĞI ARAZİ, EMPERYALİZMİN AĞABABASI ABD’NİN “MİSYON BİNASI”NA NASIL PEŞKEŞ ÇEKİLEBLİR?

Bir anlamda ülkemizin bağımsızlığına yönelik de bir saldırıya karşı yasal düzenlemeler hiçe sayılarak ya göz yumulmuş durumdadır. Telefon kırmak veya sahte dolar banknotlarını yakmak emperyalizme karşı mücadele değildir. Asıl mücadele emperyalizmin hukuksuzluğuna karşı dur diyebilmek ve kamusal değerlerimizi bu saldırganlığa karşı korumaktır. Bu nedenle Başkentimizin ortasındaki bu hukuksuz duruma ortak olan ve bu durumu kolaylaştıran kişilerin bir an evvel cezalandırılması gerekmektedir. Tam bağımsız bir ülkede bağımsız ve tarafsız yargının görevi budur.

AOÇ Kuruluş Kanununun 9.maddesi uyarınca Müdürlüğün bütün malları Devlet malı hükmündedir. Bu mallar aleyhine suç işleyenler Devlet malları aleyhine suç işleyenler gibi ceza görür. Mustafa Kemal Atatürk’ün şartlı bağış ile halkına emanet ettiği arazilerin hülle yoluyla TOKİ ve sonrasında ABD’ye satılmış olması sürecine ilişkin tüm yetkililer hakkında soruşturma açılarak ceza davası açılmasını talep etmek zorunluluğu doğmuştur.

HUKUKSAL NEDENLER: T.C. Anayasası, Ceza Kanunu, AOÇ Kanunu ve ilgili tüm mevzuat. 

DELİLLER : Sayıştay Başkanlığı’nın 03.12.2010 tarih ve 6085 sayılı Kanun ile 24.03.1950 tarih ve 5659 sayılı Kanun uyarınca düzenlediği “ATATÜRK ORMAN ÇİFTLİĞİ 2011 YILI RAPORU”, Meclis tutanakları ve soru önergesi cevapları, Dışişleri Bakanlığı-TOKİ-ABD Büyükelçiliği Binası arasında satış protokolü, Her türlü yasal delil.

NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan ve resen soruşturulacak nedenlerle, Sayıştay ilgili raporu istenerek ve diğer deliller toplanarak, şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın başlatılarak, ilgisine göre müsnet suçlardan kamu davası açılmasını arz ve talep ederiz. 27/08/2018

HALKIN KURTULUŞ PARTİSİ
Vekilleri
Av.Metin BAYYAR, Av. Sait KIRAN Av. Azime Ayça OKUR