İş Kazası mı, Taammüden Cinayet mi?

Ülkemizde iş kazaları adı altında yaşanan iş cinayetleri artık sıradan haberler haline geldi ve neredeyse toplum olarak kanıksar olduk. Oysa her yıl binlerce işçi iş cinayetlerine kurban gitmektedir. Ortalama her yıl 1700-1800 işçi iş kazaları adı altında iş cinayetlerine kurban ediliyor.

2013 yılı ILO verilerine göre iş cinayetlerinde Avrupa birincisiyiz. El Salvador ve Cezayir’den sonra dünya üçüncüsüyüz. 2013 yılında iş cinayetlerine kurban edilen işçi sayısı 1356. Aradan geçen bunca yıla rağmen bu oranda bir değişiklik yok.

İşçi kardeşlerimiz yine Parababalarının aşırı kâr hırsı yüzünden iş cinayetlerine kurban ediliyor.

2014 yılında1886 işçi,

2015 yılnda1730 işçi,

2016 yılında 1405 işçi,

2017 yılında 1970 işçi,

2018 yılının ilk yedi ayında ise 1103 işçi yaşamını yitirmiştir.

Bu iş cinayetlerinde birinci sırada İNŞAAT sektörü, ikinci sırada MADENCİLİK sektörü yer almaktadır.

Üstelik bu iş cinayetlerinin büyük bir kısmı ya maliyetsiz ya da çok düşük maliyetlerle önlenebilecekken.

Tüm bu iş cinayetleri karşısında araştırma yapıp önlemler alması gerekenler, sorumlular hakkında gerekli yaptırımları uygulaması gerekenler, adeta iş cinayetlerine çanak tutarcasına bu ölümleri fıtrat ile açıklama ihanetine giriyorlar. Hatırlayacağımız gibi, 301 madencinin katledildiği Soma Madenci Katliamı’ndan sonra Tayyip Erdoğan, bir soru üzerine yaşanan katliamın “bu işin fıtratında var” olduğunu söylemişti.

Oysa öyle mi?

Hayır, öyle değil.

Bu iş cinayetleri ne kader, ne kaza, ne de “bu işin fıtratında var”.

Bu iş cinayetlerinin altında yatan nedenlerden birincisi; Parababalarının aşırı kâr hırsı ile ya hiç iş güvenliği önlemi almaması ya da göstermelik birkaç tedbirle göz boyaması.

Bir diğeri; yetersiz denetim, yani siyasi iktidarın, AKP’giller’in bu kuralsızlığa göz yumması.

Bir diğer neden de; oranı her geçen gün artan işsizlik.

İşsizlik oranı resmi rakamlara göre bile yüzde 15’leri bulmuş durumda, ki bu oran yüzde 30’ların bile üstündedir esasında.

Bu Parababaları düzeni Parababaları için bir cennet, işçiler için ise cehennem…

Parababaları için ucuz işgücü, işçiler için her türlü zorluğu ve güvenliksiz iş koşullarını kabullenme…

Patron için elini sallasa ellisi, işçi için işsizlik korkusu…

Ne demişti Soma Katliamı’ndan sağ kurtulan bir işçi kardeşimiz?

“Aşağıda ölüm bir ihtimal ama yukarıda açlık, işsizlik kesin.”

Bir de içinde yaşadığımız sendikalar faciası var. (Tabiî burada Nakliyat-İş Sendikası’nı ayrı tutmak lazım. Nakliyat-İş Sendikası verdiği mücadele ile Devrimci Sendikacılığın tek ve biricik örneğidir.)

İşçilerin yüzde 90’ından fazlası sendikasız ve örgütsüz. Sendikalı olanları ise hazır yiyici, kan emici, sarı gangster sendikacıların gelir kaynağı olarak iktidarın ve sermayenin sömürü değirmenine su taşıyorlar, ne yazık ki. Bunlara karşı çıkanlar ise işsizlik cehennemine atılmakla tehdit ediliyor.

Görüldüğü gibi ortada ne kader var, ne kaza var, ne de fıtrat var. Parababalarının sömürü ve soygun düzeni var. Yani iş cinayetlerinin tek sebebi Parababalarının doymak bilmeyen sömürü ve soygun düzeni ve bu düzenin bekçiliğini yapan siyasi iktidarlardır. Bu bugün için AKP’dir. Dün DYP idi, ANAP idi, AP idi, MHP idi, MSP idi, DP idi. Yarın bir başkası olabilir. Bu Parababaları için önemli değil, onlar için önemli olan sömürü ve soygun çarkının dönmesidir.

Bu hep böyle mi devam edecek?

Böyle gelmiş böyle mi gidecek?

Hayır, her ikisi de değil. Ne böyle devam edecek ne de böyle gelmiş böyle gidecek.

İnsanlığın tarihsel serüveni gösteriyor ki hep insanlık kazanmıştır. Bu Spartaküs’ün ilk köle isyanını başlattığından beri öyle olmuştur. Eninde sonunda insanlık ayağa kalkacak, çağın köleleri, ücretli köleler, İşçi Sınıfının Partisiyle buluşup İsyan edecek ve bu haklı isyan İnsanlığın da kurtuluşu olacaktır.

İşçi Sınıfı Örgütlüyse Heptir, Örgütsüzse Hiçtir ya da Sıfırdır!

İş Kazası denilerek meşrulaştırılan iş cinayetlerine karşı Hep olmak için örgütlü mücadeleye!

İş Kazası Değil, Taammüden Cinayet!

06 Ağustos 2018
HKP İşçi Örgütleri Komitesi