Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu şu vahim durum, ABD sevicisi seçim tiyatrosu oyuncularının bir tekinin olsun umurunda mıdır?
Bundan söz edeni var mı hiç?
Yurtsever bir insanımız tarafından hazırlanmış olan şu videoyu bir izleyelim, ya da tape edilmiş metnini okuyalım bir.
https://www.youtube.com/watch?v=7Kg-ecj1PGM
Videonun Tapesi:
***
İncirlik Amerikan Üssü…
Girmeye kalkmanız, hatta yaklaşmanız bile ölümünüze neden olabilir. Burası Adana’da bulunan İncirlik üssü. 50’li yıllarda Adnan Menderes’in iziyle açılmaya başlanan Amerikan üslerinden bugün ülkemizde 40 tane var. Yani ülkemizde Türk askerinden sonra en çok bulunan asker sayısı Amerikalılara ait.
Fakat İncirlik Üssü’nün diğerlerinden ayrılan özelliği ise burada nükleer bombaların dahi bulunuyor olması. Amerika’nın Afganistan’a ve diğer ülkelere saldırılarında kullandığı en önemli nokta işte bu üs.
İncirlik o kadar üst düzey bir koruma altında ki çevresindeki kasaba ve köyler dahi Amerikalı ajanların gözetimi altında. Az önce de söylediğim gibi Türk Ordusu’nda general dahi olsanız, bu üs ABD bölgesi kabul edildiği için izinsiz girmenize kesinlikle izin yok.
Askeri bir üs deyince aklınıza basit binaların olduğu derme çatma yapılar gelmesin. Binlerce kilometrekarelik yeraltı ağları, nükleer bombalardan bile korunacak yerler var. Hatta içinde Amerikan mallarının satıldığı süpermarketler, beyzbol sahaları, eğlence merkezleri, yüzme havuzları, Amerikan askerlerinin aileleri için yapılmış lüks evler var, kısacası devasa bir şehir… İçeride küçük bir Türk askeri birliği de var fakat Amerikalıların izin verdiği noktalar dışında hareket etmelerine müsaade yok.
Ülkemizde 40 adet Amerikan üssünün bulunması ve birçoğunun savaş uçakları, nükleer silahlarla donatılmış olması Türkiye’ye karşı yapılacak olan herhangi bir planda sizce de büyük tehlike arz etmiyor mu?
Kürecik Kalkanı…
İran’ın hareketlerini izlemek ve İsrail’e karşı İran tarafından yapılacak olan bir saldırıyı önlemek için kurulmuş olan üst seviyedeki güvenlik bölgesi.
2010 yılında Amerika ve NATO’nun talebi üzerine yapılmaya başlanan bu gizemli üs Malatya’da bulunuyor. Türk milletvekillerinin hatta Genelkurmay Başkanının bile girmesine kesinlikle izin yok. Zaten yapıldığı yıllarda 10 milletvekili girmek istese de izin verilmediği için dönmek zorunda kalmıştır. İçeride öylesine ileri askeri teknolojik sistemler var ki 5000 kilometre ötede hareket eden bir tenis topunun bile izleme özelliğine sahip.
Bu üs füze geçirmez ağlarla örülü. Yani Kürecik Kalkanına herhangi bir silahlı saldırıda bulunmak istense dahi bunu yapmak imkansız. Binlerce kilometre uzaktan fırlatılan füzeler buradaki kalkanlar ile havadayken yok edilebiliyor.
Ancak Amerikalı askerler tarafından davet gönderilmeden girmeye çalışırsanız bunu deneyemeden vurulursunuz. Bu üs yapıldığında İsrailli yetkililer “Güvenliğimiz için büyük bir adım” diyerek Türkiye ve Amerika’ya teşekkür etmişlerdi. İran’ın da açıklamalarına göre bu üssün yapılış amacı İran’ın İsrail’e karşı yapacağı olası saldırılara karşı güvenlik önlemi.
Kisecik Üssü…
Burası o kadar garip ki yakın zaman kadar kimsenin haberi bile yoktu. Hatay’da Amanos Dağları’nın zirvesinde 1770 metre yüksekliğe kurulu olan üs, Amerika ve NATO tarafından ortak kullanılıyor. 2004 yılında açılan gizemli üsten Kıbrıs ve Ortadoğu ülkeleri rahatlıkla gözlenebiliyor. Öyle ki Ortadoğu’nun en yüksek noktalarından biri burası. Araçla ulaşım neredeyse imkansız hatta tesisin bir kaç adet fotoğrafı dışında net bir görüntüsü bile yok. Yer altı ve yer üstü sistemleri bulunan radar etrafı tel örgülerle çevrili ve kapısı zincirlerle kilitlenmiş.
Tesisin inşaatında 2 yıl çalıştığını belirten Kisecik Köyü’nden Enver Aksoy çalıştığı dönemde İncirlik’ten, İstanbul’dan Amerikalı subayların tesise gelip inceleme yaptıklarını söylüyor. Zaten günümüzde de genel olarak Amerikalıların kullanımında. Zamana zaman İngiliz, Fransız, Alman subaylar da bölgeye gelerek bir süre çalışmalar yaptıktan sonra hava yoluyla buradan uzaklaşıyorlar.
2004’te yapımı tamamlanan ve Suriye sınırında sıfır noktasında inşa edilen bu üs yapıldığı zaman Suriyeli yöneticiler bu tesisin Suriye’ye yönelik bir bölme planın parçası olduğunu söylemişlerdi ve bugün doğru çıktığını görüyoruz.
Öyle ki şu an devam eden Suriye’deki iç savaşta Kisecik Üssü NATO ve ABD tarafından çok daha fazla önem kazandı. 6000 Kilometre mesafede hareket eden bütün uçaklar bu bölgeden gözlenebiliyor ve hepsini imha edecek füze sistemleri de tesiste bulunuyor.
Kış aylarında bölge eksi 20 dereceye kadar düştüğü için buradaki Amerikalı subaylar tesisin yeraltı kısmına geçiyorlar. Yeraltındaki bölümüyle ilgili hiçbir fotoğraf yok. Ülkemizde 40’tan fazla Amerikan üssünün olması ve bunların bazılarında yüzlerce nükleer bombanın varlığının da Amerikalı yetkililer tarafından kabul edilmesi, hem ülkemiz hem de çevre halkları için büyük tehdit oluşturduğu gibi neden Amerika’nın Türkiye’ye bu kadar çok üs kurduğu ve bunların kurulmasına neden izin verildiği de ayrı bir konu.
***
Görüldüğü gibi, arkadaşlar; 1950’den bu yana iş başına gelen tüm iktidarlar ABD Emperyalist Hayduduna sadakatte kusur etmemiş.
14 Mayıs 1950 Seçimleriyle iktidar olan Bayar-Menderes liderliğindeki Demokrat Parti Çetesi’nin girdiği ihanet yolunun yolcusu olmuş, arkadan gelenlerin tümü.
Kaçak Saraylı Tayyip Efendi ise, bu işte zirve yapmış. Bakmayın arasıra ABD’ye, Avrupa Birliği’ne yönelik gak guk edişine. Bir zahmet şu videoyu da izleyin bir:
Videonun Tapesi:
***
Tarih: 11 Ocak 2018
Yer: ABD
Konu: Türkiye
Konuşmacı: ABD’nin Ankara Eski Büyükelçisi James Jeffery
“Erdoğan ve görüştüğüm Türklerin çoğu, konuştuklarında ABD’den ne kadar bağımsız olduklarını vurgulamak istiyorlar; ama ABD ile ortak hareket etmekten de kopmuyorlar. En azından henüz UYGULAMADA böyle bir şey görmedik.
“Elimizdekilere bakalım. Türkiye’nin güneyinde PKK kontrolünde IŞİD ile mücadele ve kontrol amaçlı PKK önderliğinde büyük bir ordu kuruyoruz. Türkiye de buna her gün karşı çıkıyor.
“Peki; PKK yönetimindeki bu orduyu destekleyen uçaklar nereden kalkıyor?
“Türkiye’deki üslerden. Ve Erdoğan buna her gün izin veriyor.”
Afrin Operasyonunda PKK ile mücadele ettiklerini söyleyener ne derece samimi olabilirler acaba?
ABD’nin bölgede IŞİD ile mücadele etmediğini; aksine IŞİD’e destek verdiğini bizzat kendileri dahi söylüyorlar. Buyurun bizzat ABD emekli generali Wesley Clark’tan dinleyelim:
“ABD IŞİD’i Hizbullah’a karşı savaşmak için kurdu. İlk başlarda IŞİD dostlarımız ve müttefiklerimiz tarafından finanse edilmeye başlandı. Hizbullah’a karşı savaşabilecek tek güç IŞİD’di. Çünkü IŞİD yapı itibarıyla mutaasıb ve Frankensteinvari bir yapılanmadır. Sadece böyle bir yapılanma, proje ile Hizbullah’a saldırabilirdik.”
Peki, PKK kontrolülndeki bu büyük ordu kimin için?
PKK’ya her gün Erdoğan’ın izni ile Türkiye üslerinden kalkarak silah ve mühimmat desteği veren ABD uçakları bu hazırlığı kimin için yapıyor?
Afrin Operasyonunun amacının PKK olmadığı açık ve net olduğuna göre; o zaman amaç nedir?
***
Net bir şekilde görüldüğü gibi, Tayyip’in sözde ABD ve Avrupa Birliği karşıtı söylemleri tamamıyla içerideki cahil, bilinçsiz insanlarımızı kandırmaya, onları Allah’la aldatarak yedeğinde tutmaya yöneliktir.
İşte Eski ABD Ankara Büyükelçisi çok açık bir şekilde söylüyor, Tayyip ve avanesinin Amerika’ya ne denli kuvvetli bağlarla bağlı olduğunu…
Suriye’nin kuzeyinde PKK önderliğinde oluşturulan büyük yerel Amerikan Ordusunun en önde gelen destekçilerinden birinin Tayyip Erdoğan olduğunu…
Ne diyor?
Türkiye’deki üslerden her gün Erdoğan’ın izniyle kalkan uçaklar, kurmakta olduğumuz bu orduya silah ve mühimmat taşımaktadır, diyor.
Demek ki kardeşler; burjuva partilerinin, yani Meclisteki Beşli Çete’nin tamamı Amerikan işbirlikçisidir, Türkiye’nin ve bölge ülkelerinin halklarının düşmanları kategorisindedir.
Emekli Deniz Harp Okulu Eski Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk’ün Odatv’de yayımlanan bir yazısında Tayyip Erdoğan’ın İngiltere ziyaretinde ne yapıp ettiğine dair dile getirdiklerine bir bakın:
“DELİĞE SÜPÜRMEYİN
“Bu arada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Londra’ya yaptığı ziyaretten de bahsetmek, büyük resmi görmek açısından çok önemli. Londra sıradan bir yer değil. Londra, 19. Yüzyıl’dan beri Kürt siyasetinin merkezi. Bu siyaset; önce Osmanlı’yı bölüp parçalamak, daha sonra Türkiye’yi kontrol altında tutmak için kullanıldı. Londra, Kıbrıs siyasetinin de merkezi ve bununla beraber en az 300 yıldan beri İslam’la iç içe yaşamış, Müslüman kitleleri yönetmiş, manipüle etmiş bir odak. Londra, aynı zamanda dünyanın önde gelen finans merkezi.
“Buraya gidildi ki; “Bizimle çalışmaya devam edin ve deliğe süpürmeyin” diye. İktidar, her konuda ama her konuda ödün vermeye razıydı! Bize Londra’dan gelen haberlere göre federasyon ve Kıbrıs; ilk teklif edilen ve ülkemizin çıkarları ve güvenliğinin yok sayıldığı tavizlerdi! Ama karşı taraf şüphe ile karşılıyor, inanmıyor (…)du. (https://odatv.com/hdp-tabani-kime-oy-verecek-01061841.html)
İşte işin gerçeği ya da olayın aslı budur, arkadaşlar…
Erdoğan ve onun AKP’giller’inin bir gün daha iktidarda kalabilmek için yapmayacakları ihanet, satmayacakları herhangi bir maddi, manevi ulusal değer yoktur.
Hep söyleyegeldiğimiz gibi, onların Türkiye diye, vatan diye, millet diye, halk diye herhangi bir dertleri yoktur. Onların biricik dertleri vardır: Saray, koltuk, makam, ün, poz ve küp doldurmak… Bu ihanet iktidarlarını ömür boyu sürdürebilmek…
Muhalefetin diğer partileri de, başta da söylediğimiz gibi aynı yolun yolcusudur.
Meral Akşener’in İyi Parti’si, NATO’culuğu yani NATO’ya ve onun sahibi ABD’ye nasıl bağlı olduğunu Parti Programına varıncaya dek geçirmiştir.
Yeni CHP’nin adayı Muharrem İnce de “Bosna’da Kosova’da nasıl birlikte çalıştıysak yine ABD’yle çalışırız, ABD bizim müttefikimizdir”, diyor. Zaten İnce Muharrem Efendi’nin tam bir Amerikancı olduğunu Amerikan İlerleme Merkezi (CAP) adlı bir CIA kuruluşunun sözcüsü olan Alen Makovsky, Amerika’nın Sesi’nde yayımlanan bir konuşmasında dile getiriyor. Muharrem Efendi için aynen şu tespiti yapıyor:
“(…) özellikle İnce Batı’ya yapısal olarak bağlı biri, Batı yanlısı, laik bir görünüme sahip. Bu, sorunlar olmaz anlamına gelmiyor ama esas itibariyle Batı’ya yönelimli bir kişi ve Batı’yla olumlu ilişkilere sahip olmak isteyecek.” (https://www.amerikaninsesi.com/a/amerikali-uzman-makovsky-den-24-haziran-tahmini/4431591.html)
Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi’nin İmralı, Kandil ve HDP tepesindeki yöneticileriyse zaten 1991’den bu yana ABD’yle organik ilişkilerin de ötesinde, etle tırnak gibi kaynaşık durumdadırlar.
ABD bunlar aracılığıyla Ortadoğu’da yeni, İkinci bir İsrail kurma savaşı içindedir. İkinci bir petrol bekçisi, kukla devlet kurma peşindedir. Müslüman bir İsrail kurma peşindedir. Bunlar da zaten büyük bir heveskârlıkla bu ihanet görevini kabullenmişlerdir ve sürdürmektedirler.
Karamolla’nın liderliğindeki, Molla Necmettin’in çizgisinde yürüyen Saadet Partisi de Amerikancıdır, Avrupa Birlikçisidir.
Türkiye’deki tüm Ortaçağcı şeriat özlemcisi Antika Tefeci-Bezirgân Sermayenin sınıf çıkarlarını ve dünya görüşünü temsil eden bütün oluşumlar ve hareketler gibi bu parti de ABD ve AB Emperyalistlerinin doğrudan veya dolaylı yönetimi altındadır her daim. Ve asla bu görevinden vazgeçemez. Yani antiemperyalist olamaz…
Dayandığı sınıfın yapısı ve çıkarları asla buna izin vermez…
Saygıdeğer arkadaşlar;
Açıkça görüldüğü gibi ABD 1990’dan bu yana Türkiye’de ve Ortadoğu’da BOP Haritası’nı uygulamaya koyma savaşı içindedir.
Bilindiği gibi, BOP Haritası’nda sınırları değiştirilip parçalanacak olan 22 ülke arasında Türkiye de bulunmaktadır.
Meclisteki bu Amerikancı Beşli Çete’nin tamamı emperyalistlerin işbirlikçisidir, Türkiye Halkının ve bölge ülkeler halklarınınsa düşmanları arasındadır.
Yukarıdaki videolarda da açıkça anlatılıp gösterildiği gibi, ABD Emperyalist Haydudu Türkiye’nin dört bir tarafına yaydığı bilinebilen 40 adet askeri üssüyle kurt dalamış keçi sürüsüne döndürmüştür ülkemizi. Zaten ekonomisiyle, siyasetiyle, kültürüyle, sinemasıyla, sanatıyla da tam bir kuşatma altına almıştır ülkemizi ve halkımızı.
Amerikancı Burjuva Partilerinin “Seçim” adlı, senaryosu ABD tarafından yazılan tiyatronun ne denli gönüllü ve coşkulu oyuncuları olduğunu şu günlerde hemen her an görmekte, izlemekte ve duymaktayız.
Bunların bir teki olsun Amerika’ya tek laf edebiliyor mu?
ABD üslerinden söz eden var mı?
Bırakalım “Katil ABD” demeyi, onun aleyhinde, ima yollu bile olsa olumsuz anlam içerecek bir söz edebileni var mı?
Yok…
Tam aksine, bunlar ABD’ye nasıl büyük bir aşkla bağlı olduklarını telaffuz ediyorlar, tekrar tekrar. Sürekli ona mesaj gönderiyorlar. Sana en iyi hizmeti biz ederiz, anlamına gelecek şekilde. Bizi gör, bizi iktidara getir, ikimiz de sevinelim, demiş oluyor bu işbirlikçiler.
Saygıdeğer arkadaşlar;
İşte biz bu sebepten, AKP’giller’in büyük patronunun emirleri doğrultusunda Seçimlere girmekten alıkonduk. Seçimler dışına attırdı bizi Tayyip ve şürekâsı. Çünkü onlarınki bir hilebazlıktı, bir yalan, bir dümendi. Amerikancılar arasındaki bir kayıkçı kavgasıydı
Oysa biz, onların ihanet düzenini yerle bir etmeye yemin etmişiz. İhanet, vurgun ve talan düzenleri parçalanıp yıkılacak onların. Ülkemiz bağımsız, halkımız özgür olacak…
Ne NATO kalacak, ne ABD üsleri, ne ABD ve AB şirketleri, tekelleri…
Ülkemiz ekonomisiyle, siyasetiyle, kültürüyle, sanatıyla Tam Bağımsız olacak…
İşte bu bakımdan Seçimlerin Temel Hükümlerine İlişkin Yasalar yerle bir edilerek bizim Seçimlere girmemiz engellendi. Onların ihanet dolu içyüzlerini ortaya koyuyorduk ve halkımıza gösteriyorduk biz. Bundan korktular işte hepsi. Halkımızı uyandırmamızdan korktular.
Fakat ünlü özdeyişimizin de ortaya koyduğu gibi, “Korkunun ecele faydası yoktur.”
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
13 Haziran 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı