20 Mart 2018 günü İstanbul 2’nci Asliye Ceza Mahkemesinde, Tayyip Erdoğan’a hakaret isnadıyla açılan davanın duruşmasında 2 saat boyunca AKP’giller’i yargılayan HKP’li Dayı, duruşma çıkışında partili yoldaşlarıyla birlikte Adliye önünde bir açıklama yapmıştı.
Açıklamada geçen:
“Asla bizi yargılayamazlar! Her seferinde biz onları yargılarız! Çünkü bu iktidar tepesinden tırnağına kadar suça batmıştır. Vatana ihanet suçu dahil, 10 milyon Müslümanın ABD, AB Emperyalistleri tarafından katledilmesinde onlara suç ortaklığı etmek dahil, 100 ile 120 milyar dolar civarındaki kamu malını zimmetlerine geçirmek dahil, yargıyı, orduyu, eğitimi, Laik Cumhuriyet’i mahvedip çökertmeleri dahil bin bir suça batmış bu iktidar bizi hiçbir zaman yargılayamaz. Onlar eninde sonunda bu mahkemelere gelecekler, işledikleri bütün suçların yaptıkları bütün ihanetlerin, en tepesindeki Kaçak Saraylı dahil, il, ilçe başkanları, gençlik kolları dahil, hepsi gelecek burada yargılanacak.” sözleriyle, Tayyip Erdoğan’a hakaret ettiği isnadıyla Genel Başkan’ımız İstanbul Savcılığına çağrılmıştı.
Durumdan vazife çıkartan polislerin, Tayyip’in gözüne gireriz düşüncesiyle HKP’li Dayı’nın açıklamasından yukarıdaki sözleri alıntı yaptıkları bir tutanağı Savcılığa iletmeleri üzerine başlayan soruşturmada bugün, Adliyeye üç avukatıyla birlikte giden Nurullah Efe (Ankut), Savcılık makamında 1 saat 45 dakika süresince bir kez daha AKP’giller’i yargılamıştır.
Özet olarak:
“Ben bu sözleri, bin dava da açılsa, bininci kez bir daha tekrarlarım.
“Bu sözlerin neresinde hakaret var?
“Beştepe’deki kaçak yapıda mukim kişi, bu yapıyı kaçak olarak inşa ettirmedi mi?
“Onlarca yargı kararına, yürütmeyi durdurma kararına rağmen inşa ettirmedi mi bu yapıyı?
“Tazcan Karakuş Candan, Ali Hakkan ve Gökçe Bolat tarafından kaleme alınan “KAÇAK SARAY” kitabında bu yapıya karşı açılan davalar, yargılama süreçleri, yapının durdurulmasına ilişkin kararlar teker teker anlatılıyor. Atatürk’ün vasiyetiyle vakıflaştırılarak devlete bırakılan, sadece vakfın amacına ziraat ve hayvancılığa uygun işler yapılmak koşuluyla devlete bırakılan, devlet malı olan bu arazinin üzerindeki bu yapı öncelikle Atatürk’ün vasiyetine ve vakıf amacına aykırıdır. Sonra yargı kararlarına aykırıdır.
“Şimdi bu yapı kaçak değil midir?
Tabiî ki kaçaktır. Kaçak yapıda oturan kişi de “Kaçak Saraylı”dır.
“2004-2009 yılları arasında Ege Denizi’nde, Lozan Antlaşması gereği bizim olan, 3 tanesi Büyük Ada’nın 3 katı büyüklüğünde olan 18 Adamızı Yunanistan’a peşkeş çektikleri, vatan topraklarını başka bir devlete terk ettikleri için yasalarımıza göre vatana ihanet suçu işlemişlerdir. Cumhuriyet Tarihimizdeki ilk toprak kaybımızdır bunlar.
“Irak, Libya, Suriye’de 10 milyon Müslümanı katleden ABD ve AB Emperyalistlerine suç ortaklıkları ortada değil midir?
“Kıbrıs Barış Harekatı sürecinde Türkiye’yi destekleyen tek ülke Libya, onun da lideri Kaddafi’dir. Libya’yı bombalayan uçaklara İzmir Üssü’nü bunlar açmadı mı?
“Irak’ı Bombalayan uçaklar İncirlik’ten kalkmadı mı?
“Suriye’nin Hatay üzerindeki iddiasından Beşşar Esad zamanında vazgeçilmiş olmasına rağmen Suriye’ye düşmanlık edilip, ABD+AB beslemesi şeriatçı çetelere sınırdan geçiş, hastane hizmeti dahil her türlü destek sağlanmadı mı?
“Ortadoğu’da sınırların yeniden çizilmesi, bu Emperyalist plan gereği Türkiye’nin üçe bölünmesi demek olan ve haritası bile yayınlanan BOP’un Eşbaşkanı değil mi Kaçak Saraylı?
“İşte tüm bu nedenlerle 10 milyon insanın kanını akıtanların suç ortağıdır bu hükümet. Emperyalistlerin verdiği görevleri, BOP’un gereklerini yerine getirdikleri için şu an dünyada Türkiye’ye dost bir tek ülke bırakmamışlardır.
“Demokrasinin en temel ilkelinden biri LAİKLİKTİR. Kaçak Saraylı ve AKP’giller ise Cumhuriyet’i kuran iki öndere “iki ayyaş” diyerek, “Keşke Yunan galip gelseydi”, diyen Mısıroğlu’nu ziyaret ederek, ona “hocam” diyerek ne laiklik, ne kuvvetler ayrılığı, ne yargı bağımsızlığı, ne eğitim bıraktılar ülkede. Oysa laiklik devletin temel taşıdır. Laikliği kaldırdın mı ülke din ve mezhep savaşları alanına, Ortaçağ’a döner.
“100-120 milyar dolar zimmet suçu işlediklerini de bir zamanlar AKP Hükümetinde Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanlığı yapmış olan Abdüllatif Şener söylüyor. Tayyip benim hakkımda dava açsın, bu iddiamı mahkeme huzurunda kanıtlayayım, diyor.
“Kaçak Saraylı’nın Cumhurbaşkanı sıfatı yok. Çünkü diploması yok. Gösterdiği diplomaların sahte olduğu kanıtlandı.
“Bütün bu söylediklerimiz belgelidir. Biz şövalye (Doğuluların “İlb, Alp, Gazi dediği) ruhluyuz. Yalan bilmeyiz. Hakaret etmeyiz, doğruları söylemekten asla vazgeçmeyiz. Bu yüzden de biz yargılanmayız. Biz yargılarız. Bir hatamız olursa hemen onu düzeltmesini de biliriz.” sözleriyle HKP’li Dayı, Halkın Kurtuluş Partisi Genel Başkanı Nurullah Efe (Ankut) AKP’giller’i bir kez daha yargılamış oldu. 06 Haziran 2018
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
HKP Genel Merkezi