Tayyip, doğrusu ikili oynamada zerre miktarda olsun sınır tanımıyorsun yahu…
18 Mayıs’ta topluyorsun cahil, bilinçsiz insanları Yenikapı dolgu çukuruna, “Zulme Lanet, Kudüs’e Destek” teraneleriyle esip gürlüyorsun İsrail’e. Kurusıkı sallıyorsun da sallıyorsun… Nasıl olsa meydan geniş… İlerisi de deniz… Hiçbir engel yok önünde…
Yalnız da değilsin üstelik: Yanına Destici’ni, Çömlekçi’ni, Sarayın Arka Bahçelisi’ni ve bilumum avaneni alıyorsun, sanki muhalefetteymişsin gibi basıyorsun yaygarayı…
İsrail’i terörist devlet ilan ediyorsun, haydut devlet ilan ediyorsun, zulümkâr ilan ediyorsun. Güya Mazlum Filistinliler için acı çektiğini söylüyorsun. Hayatını kaybedenler için yas tutuyorsun…
Fakaaat…
O da ne?..
Tam bir gün sonra, yani 19 Mayıs’ta Ceyhan Limanı’ndan İsrail’in Aşkelon Limanı’na 1 milyon varil petrol naklediyorsun…
Yani 1 milyon varillik petrol gönderiyorsun, petrol satıyorsun İsrail’e.
Böylece ne demiş oluyorsun, Tayyip?
Yahu İsrailli kardeş, biz seninle ebediyen dost kalacağız. Fakat işte siyaset icabı “hülooğğ”cularımızın gazını almak için kuru gürültü babında ara sıra böyle esip gürleyeceğiz, sana karşı. Sen sakın ola ki bizim bu külhanbeylik gösterilerimizi üzerine alma. Bunlar siyaset icabı işte…
Bak, ben sana işte 1 milyon varil petrol göndererek dostluğumuzun ne denli derin ve sarsılmaz olduğunu ıspatlamış oluyorum, bir kez daha…
Ya, bu kadarı da olmaz be Tayyip…
Bu kadar da insanlar ahmak yerine, ebleh yerine konmaz yahu…
Dönekliğin, fırıldaklığın, dolap çevirmenin ve ikili oynamanın da bir sınırı olmalı be!
Sen hiç sınır tanımıyorsun yahu…
Nasıl olsa peşimizden gelen “hülooğğ”cular ne yapsak yer, diyorsun. Bu bakımdan ne diye kendime sınır koyayım, sınır koyma derdine düşeyim? Ölüyü uyandırırsınız bizim zavallı “hülooğğ”cuları uyandıramazsınız. Biz ne yaparsak yapalım, nasıl oynarsak oynayalım, bizimkiler koyun gibi düşüp gelmeye devam eder peşimizden…
Aynen böyle düşünüyorsun ve böyle davranıyorsun be Tayyip.
Yahu bu nasıl insanlıktır böyle be…
Dünyaya kazık çakacağını mı sanıyorsun?
Nedir bu mal mülk, koltuk, makam hırsı…
Ne söylesek nafile be Tayyip. Daha önce de dedik ya; bütün bu ihanetler, fırıldaklıklar, döneklikler, pervanelikler hep sınıf karakterinden gelir senin. Sizleri sadece toprak ıslah eder.
İsrail, 65 masum Filistinli Müslümanı şehit etmiş, içinde bebeler var, kadınlar var, yaşlılar var. 2400’ünü de yaralamış. Senin hiç umurunda değil yahu…
Zerre miktarda olsun acı duymuyorsunuz, üzüntü duymuyorsunuz bu yapılan insanlık dışı katliamlardan. Siyonist Devletle suç ortaklığı etmeye devam ediyorsunuz.
Cumhuriyet Gazetesi’nde çıkan şu habere bir bakın, saygıdeğer arkadaşlar:
“Yenikapı mitinginden 1 gün sonra, Ceyhan’dan İsrail’e petrol sevkiyatı!
“Kudüs’te yapılan katliamın ardından, muhalefetin İsrail’le yapılan anlaşmaların iptali hakkındaki teklifini Meclis’te reddeden ancak Yenikapı’da “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitingi düzenleyen iktidarın, bir gün sonra yine İsrail’e petrol sevk ettiği ortaya çıktı.
“Kudüs’ün İsrail’in başkenti olarak tanınmasına Filistin halkının tepkisini kanla bastıran Tel Aviv yönetimi, Türkiye’den sözlü çıkışlar dışında hiçbir tepki almadı. Meclis’te İsrail’le yapılan anlaşmaların iptal edilmesi için verilen önerge AKP ve MHP oyları ile reddedilirken, iki parti 18 Mayıs Cuma günü BBP’nin de desteği ile Yenikapı’da “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitingi düzenlendi
“(…)
“KINAMAYA DA TİCARETE DE DEVAM
“(…)
“MİTİNGDEN 1 GÜN SONRA DA İSRAİL’E PETROL SEVK EDİLMİŞ!
“Tanker Trackers sitesinin yaptığı son paylaşımlar ise, Yenikapı’da yapılan mitingden bir gün sonra da İsrail’e petrol sevk edildiği ortaya çıktı. Sitenin yayınladığı sevkiyat haritasına göre, 19 Mayıs günü Ceyhan’dan İsrail’e 1 milyon varil gizli petrol sevkiyatı yapılmış. Yöntem yine aynı. Rotayı Port Said olarak yazan tankerler son anda Aşkelon limanına yöneliyor.” (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dunya/979264/Yenikapi_mitinginden_1_gun_sonra__Ceyhan_dan_israil_e_petrol_sevkiyati_.html)
Saygıdeğer arkadaşlar;
İşte Kaçak Saraylı Hafız budur. Abdüllatif Şener’in de çok yerinde olarak söylediği gibi, Tayyip’in ne söylediğine değil, ne yaptığına bakacaksın.
Ne yaptığına bakınca da, onun Siyonist İsrail’in en sadık dostlarından biri olduğunu görürsünüz…
İsrail Gazetesi Haaretz’de yazan Sami Peretz de Tayyip’in kişiliğini, yani ikili oynamadaki maharetini iyi bilenlerdenmiş. Bakın gazetesinde ne yazıyor, Tayyip için:
“Geçen yıl yaklaşık 2 milyon kişi 12 bin 400 uçuşla İsrail’den Türkiye’ye yolculuk yaptı. Her iki taraf da bu durumdan faydalandı.
“(…)
“İsrailli bir gemi acentesi olan Tiran Shipping’de yönetici ortak olan David Behrisch, İsrail’le Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerde yaşanan iniş çıkışların şimdiye kadar konvoylar üzerinde hiçbir etki yaratmadığını dile getiriyor.
“Hiç gerilim yaşamadım, Mavi Marmara’dan sonra bile. Şimdi de bir gerilim yaşayacağımı sanmıyorum. İstanbul’daki İsrail Konsolosuyla görüştüm. Ticaretin olağan seyrinde olduğunu ve böyle devam edeceğini söylediler.
“(…)
“Zisser, iş ekonomiye gelince Erdoğan’ın daima öfkesini kontrol etmek konusunda dikkatli davrandığını ve siyasetle ticareti nasıl ayırt edeceğini bildiğini söylüyor. “Sınırlarını bilir (…)” diyor.” (https://www.haaretz.com/middle-east-news/turkey/.premium-with-diplomatic-crisis-turkey-israel-trade-ties-may-be-in-trouble-1.6095550?=&ts=_1526925673885)
Ne diyor İsrailli?
“Erdoğan öfkesinin sınırlarını bilir”, diyor.
Bu demektir ki Tayyip, külhanbeyi tutumuyla atar savurur. Ama iş pratiğe geldi miydi, asla hizmette kusur etmez.
Tabiî aynı yazıda yazarın referans aldığı, Tel Aviv Üniversitesinden Prof. Eyal Zisser veciz bir cümleyle anlatıyor, Tayyip’in bu oynak kişiliğini. “Erdoğan siyasetle ticareti nasıl ayırt edeceğini bilir”, diyor. İkisini birbirine karıştırmaz, diyor. Yani siyaset icabı bazen İsrail’e atar tutar. Ama bunu asla fiiliyata; ticarete ya da başka alanlara yansıtmaz, diyor.
Yani söylediği her şey lafta kalır, diyor…
Evet, Tayyip!
Sen işte busun. Yukarıda da dediğimiz gibi size sadece Allah yardımcı olabilir. Başka hiç kimse sizi düzeltemez. Doğru yola iletemez…
Böyle bir yolu özgür iradenizle seçmiş olduğunuz için da, yani bilerek ve isteyerek ihanet yoluna yöneldiğiniz için Allah da size yardım etmez…
Bence siz, Tayyip, Din Gününe-Mahşer Gününe de inanmıyorsunuz. Yoksa ortalama 100 yıldan bu yana 100 binlerce Müslümanı katleden bu Siyonist güçlerle ve bunun 1948’den bu yana temsilciliğini yapan İsrail Devletiyle nasıl böylesine canciğer dost olabilirsiniz?
Daha önce de defaatle söylediğimiz gibi; sizler Hz. Muhammed ve Kur’an’ın Allah’ına değil, sadece ve sadece Para Tanrısına tapıyorsunuz. Kıbleniz de Kâbe değil, Washington-White House.
Ne kötü bir seçim sizinki, Tayyip…
Yine hep söylediğimiz gibi, acınası hallerdesiniz de, içine isteyerek düştüğünüz durumların farkında değilsiniz.
Bulunduğunuz yeri ve hali görüp; “Biz ne yapmışız yahu böyle”, demekten uzaksınız. Şeytan önünüze düşmüş, ihanetten ihanete sürükleyip duruyor sizi. Yazık…
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
21 Mayıs 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı