ABD, İngiltere ve Fransa Emperyalist Haydut Çakallarının…

Saygıdeğer arkadaşlar;

ABD, İngiltere ve Fransa Emperyalist Haydut Çakallarının, İblis’i bile yüze, bina katlayan şu alçakça ve namussuzca oyununa bir bakar mısınız?..

***

Beyaz Miğferler’in videosunda, Duma’daki kimyasal saldırının kurbanı olarak gösterilen Suriyeli çocuk Hasan Diab, çekimlerin ayrıntılarını açıkladı.

Rossiya24 televizyonuna konuşan Hasan, “Bodrum katındaydık. Annem, yiyecek hiçbir şeyimizin olmadığını, ancak yarın yiyebileceğimizi söyledi. Birden sokakta birilerinin bağırdığını duyduk, ‘hastaneye gidin’ diye bağırıyorlardı. Koşarak hastaneye gittik ve ben oraya girer girmez beni aldılar ve üzerime su dökmeye başladılar. Sonra bizi, diğer insanlarla birlikte yatağa yatırdılar” diye anlattı.

‘ÇEKİMLER KARŞILIĞINDA YİYECEK TEKLİF EDİLDİ’

Rus askeri muhabir Yevgeniy Poddubnıy, çocuğun çekimlere zorlandığını belirterek, “Çocuğun karnı açtı, yiyecek bir şeyi yoktu. Bu çekimler karşılığında da pirinç, hurma ve bisküvi teklif edildi” dedi.

‘HİÇBİR KİMYASAL SALDIRI YOKTU’

Hasan’ın anlattıklarını babası da doğruladı. Kentte hiçbir kimyasal saldırının olmadığını kaydeden baba, “Çocuğumun hastanede olduğunu duyunca işten izin alarak oraya koştum. Hiçbir kimyasal saldırı yoktu. Sokakta sigara içiyordum, hiçbir şey hissetmedim. Hastaneye girdim ve ailemi gördüm. Militanlar, bu çekime katıldıkları için onlara hurma, bisküvi, pirinç verdi ve herkesi eve bıraktı. Çocuğum kendini çok iyi hissediyordu” diye konuştu.

ABD’Lİ GAZETECİLER DE DOĞRULADI

 Daha önce One America News Network televizyonu muhabirleri, Duma’yı ziyaret ederek, ‘kimyasal saldırı’ videosunun yapıldığı hastanenin hekimleri ve kent sakinleri ile görüştü. ABD’li muhabir canlı yayında, Duma’da kimsenin kimyasal saldırı olduğunu doğrulamadığını bildirdi. Kimyasal saldırının yapıldığı iddia edilen yerde bir düzine vatandaşla konuştuğunu söyleyen muhabir, “Onlar, bu bölgede o gün her şeyin her zamanki gibi olduğu ve sıra dışı hiçbir şey fark etmediklerini söyledi” dedi. Amerikan muhabir, Duma genelinde 40-50 kişiyle daha görüştüğü, aralarından kimsenin kimyasal saldırı hakkında hiçbir şey duymadığını aktardı.

‘KİMYASAL SLDIRIDAN ETKİLENDİĞİNİ İDDİA ETTİKLERİ KİŞİLERİN ÜZERİNE SU DÖKÜP VİDEO KAYDETTİLER’

Olay yerini ziyaret ettiğini ama kimyasal saldırı olduğunu doğrulayacak hiçbir delile ulaşmadığını söyleyen muhabir, ardından militanların kontrolündeki hastaneye gittiğini ve Beyaz Miğferler’in videosunda gösterilen odayı incelediğini söyledi. Olayın ‘yaşandığı’ gün görev yapan hekimle konuşan muhabir, “Hekim, sıradan bir gün olduğunu, çok tozlu olduğu, birçok hastanın öksürük ve solunum yolu tahrişi şikayetiyle geldiğini ama başka yaralanmaların olmadığını anlattı. (…) Aniden odasına kimliği belirsiz bir grup insan girdi ve kimyasal saldırı olduğunu bağırdı. Onlar, birkaç kişiyi getirdi ve onların kimyasal saldırıdan etkilendiğini iddia ederek üzerlerine su dökmeye başladı. (…) Hekimler, insanlara yardım etti ve yaralıları getiren kimliği belirsiz kişiler her şeyi videoya kaydetmeye başladı” ifadelerini kullandı. (https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201804191033091835-duma-kimyasal-saldiri-cekimlerine-katilan-cocuk-detaylari-anlatti/)

***

İşte bu haydutlar, her zaman böyle alçakça dolaplar çevirerek dünya halklarını ahmak yerine, eşek yerine koyarlar ve kandırmayı denerler.

Ne yazık ki bu dolaplar, bu düzenler dünyasında o denli çok yerel piyonları, kuklaları var ki bu şerefsizlerin; onlarla birlikte el ele verip bir koro oluşturunca da halkların önemli bir bölümünü kandırmayı başarırlar.

Bunlar, işte böyle eşeklerin bile inanmayacağı yalanlarla, 1990’dan bu yana Ortadoğu’da 10 milyon civarında masum insanın canına kıymışlardır, kanını içmişlerdir. Afganistan’dan Libya’ya kadar uzanan geniş coğrafyayı ölüm tarlalarına çevirmişlerdir.

Bunlar, ne uluslararası hukuk tanırlar, ne vicdan tanırlar, ne namus, ne ahlâk, ne insanlık…

İnsanca olan her şey bunlara yabancıdır…

Bunlar insan suretindedirler ama içlerinde insanlıktan eser bulunmaz…

İçleri boş birer İnsan Kabuğundan ibarettir bunlar…

Ülkelerinin devasa şirketlerinin emir kullarıdır bunlar. Bunların temsil ettiği devletler, o emperyalist tekellerin yürütme komitesinden başka hiçbir şey değildir.

Bunların orduları da o tekellerin paralı askerleridir sadece: Onlar adına savaşırlar, onlar adına kan dökerler, öldürürler, işkenceler ederler, işgaller yaparlar…

Tarihin tanık olduğu en acımasız seri katiller bile, bunlarla kıyaslandığında melek misali masum kalır. Çünkü bilinen en çok cana kıyan psikopat seri katil, 16’ncı yüzyılda yaşamış bir Macar Soylusu olan Kontes Elizabeth Bathory, yardımcılarıyla birlikte 600 genç kızı, başlarını kopararak öldürmüş ve kanlarıyla banyo yapmıştır.

Onu, yine 15’inci yüzyılda yaşamış bir İngiliz Soylusu olan Giles De Rais takip etmiştir. Ve 400 insanın canına kıymıştır.

1980’li yıllarda yaşamış, psikopat cinsel sapık, Latin Amerikalı Pedro Alonso Lopez; Kolombiya, Peru ve Ekvador’da 300 çocuğa tecavüz ederek öldürmüştür.

1971’le 1998 yılları arasında toplam 250 kişiyi öldürdüğü belirtilen İngiliz Seri Katil, Dr. Harold Shipman ise kurbanlarını yüksek dozda morfin enjekte ederek katlediyordu.

Ukraynalı Seri Katil Andrei Romanoviç Chikatilo, 53 cana kıymıştır. (1978-1990 yılları arasında)

ABD Tarihinin en çok cana kıyan seri katili, Gary Ridgway ise 71 kişiyi öldürdüğünü iddia etmesine rağmen, 49 kurbanın cesedinin yerini göstermiş ve 49 kişiyi öldürmekten hakkında dava açılmıştır. Savcılıkla anlaşarak kurbanlarının cesetlerini attığı yerleri gösterdiği, yani işbirliğine girdiği için idam cezası almaktan kurtulmuştur. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.

Görüldüğü gibi, arkadaşlar; seri katiller en çok 600, 400, 250 ve daha az kişinin hayatını yok etmişlerdir.

Fakat ABD ve AB Emperyalist Haydutları, bırakalım Birinci ve İkinci Emperyalist Paylaşım Savaşlarında katlettikleri 80 milyon civarındaki insanı; 1990’dan bu yana sadece Ortadoğu’da 10 milyon civarında Müslüman’ın hayatını ortadan kaldırmışlardır, kanını akıtmışlardır.

Demek ki arkadaşlar; en cani, en sapık seri katiller bile bunların yanında gölgede kalmaktadırlar.

Kaldı ki seri katiller, psikopattır. Ruh hastasıdır. Yani normal bir ruhiyata sahip olamadıkları için öldürürler kurbanlarını. Onların ekonomik ya da siyasi bir amaçları bulunmaz.

Bunlarsa, psikopat olmakla birlikte, aynı zamanda emperyalist politikaların da uygulayıcısıdırlar. Bu emperyalist çakallar zaten sömürü, vurgun ve talana dayanan emperyalist zulüm siyasetlerini hayata geçirebilmek için silah kullanırlar, savaşlar çıkarırlar, komplolar kurarlar, kuklalarına faşist darbeler yaptırtırlar.

Nasıl seri katilleri insan saymıyorsak, bu emperyalist haydut sürüsünü de insan saymamamız gerekir. Bunlardan da iğrenmemiz, tiksinmemiz, uzak durmamız ve asla onlarla herhangi bir işbirliğine girmememiz gerekir.

İşte son Suriye saldırılarına gerekçe oluşturabilmek için ve dünya halklarını bu pis, aşağılık oyunlarına inandırabilmek için, Doğu Guta-Duma’da nasıl mide bulandırıcı bir düzenbazlıkta bulunduklarını gördük.

Bunlara insan denebilir mi?

Kaldı ki, bunlara inananlar, bunlarla ittifaklar kurup onlara taşeronluk edenler de, bizce insanlıktan vazgeçmişlerdir.

Onlar, işbirlikçi hainler olarak adlandırılabilirler sadece…

Bunların yaptıkları yanlarına kalmayacak elbette. Tarih ve İnsanlık önünde yaptıkları bunca zulmün, döktükleri bunca kanın hesabını verecekler.

Ve işbirlikçileriyle birlikte Tarihin lanetli sayfaları arasında yerlerini alacaklar…

Utanç verici bir yaşamı iradi olarak seçmişlerdir bunlar. Tarih boyunca da hep lanetle anılacaklardır…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

19 Nisan 2018
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı