Katledilişinin 4’üncü yılında mezarı başında Berkin’i andık

Katledilişinin 4’üncü yılında mezarı başında Berkin’i andık

Berkin, bundan tam 4 yıl önce kaybetti 269 gün süren yaşam savaşını. 14 yaşındaydı vurulduğunda, hastanede yaşam mücadelesi verirken geçirdi 15’inci yaş gününü…

 AKP’giller’in kolluk kuvveti tarafından canice saldırılara maruz kaldığımız Gezi İsyanı günleriydi. Annesine ‘sen çıkma, ben hızlı koşarım. Hemen gider gelirim’ diyerek evden ekmek almaya çıkmıştı. Ne ekmeğini götürebildi eve, ne de bir daha koşabildi Berkin…

Kurtuluş Partisi Gençliği olarak, Berkin’in bedence aramızdan ayrılışının 4’üncü yılında mezarı başındaydık. AKP’giller’in, Gezi İsyanımızdan korktuğu gibi, Gezi İsyanımız’da aramızdan aldığı katlettiği gençlerimizin anılmasından da korktuklarını gördük. Mezarlığın girişi otomatik tüfekli onlarca özel tim polisiyle tutulmuştu, adeta ‘kuş uçurtmamak’ için toplanmışlardı. 14 yaşında, henüz bir çocukken katlettikleri Berkin’den nasıl korktularsa, yoldaşlarından, ağabeylerinden ablalarından da öyle korktuklarını gördük, yaşadık.

Berkin’in mezarına doğru yürüyüşe geçtik “Berkin Elvan Ölümsüzdür”, “Berkin’in hesabı sorulacak” sloganları eşliğinde, bayraklarımızı dalgalandırarak.

Mezar başına geldiğimizde bir kez daha anladık AKP’giller’in Berkin’den ve onu anmak isteyenlerden neden korktuğunu. “Akın var, güneşe akın” yazıyordu Berkin’in mezarında… Bu akındı onları böylesine korkutan. 14 yaşında bir çocuğu öldürüp arkasından terörist diyebilecek kadar alçaltan da işte bu korkuydu.

Burada, Kurtuluş Partisi Gençliği’nden ve Halk Kurtuluşçu Liseliler’den yoldaşlarımız konuşmalarını gerçekleştirdiler. Bir kez daha haykırdılar Berkin’in neden ve nasıl ‘ölümsüz’ olduğunu. Bir kez daha anlattılar neden bizi katlederek bitiremeyeceklerini. Berkin nezdinde tüm Devrim Şehitleri’ni yaşatacağımıza, ideallerini bir gün mutlaka gerçekleştireceğimize ant içip, karanfillerimizi Berkin’in mezarına bırakarak, sloganlar eşliğinde sonlandırdık anmamızı.

Ant olsun ki, ne Berkin’i unutacağız, ne de katillerinin, AB-D Emperyalizmimin ve iş birlikçisi AKP’giller’in peşini bırakacağız. Onlara bizden korkmakta ne kadar haklı olduklarını da, bu korkunun ecele faydasının olmadığını da göstereceğiz!

Mezar başında Kurtuluş Partisi Gençliği adına yapılan açıklama:

Berkin Elvan’ı Anmak için Gerçek Antiemperyalist Olmak Gerekir

 Gelişmiş insanın dünyadaki serüveninin çok küçük bir bölümü olan sınıflı toplum tarihi eşitsizlikle, hak yemeyle; savaşla, kanla yazıldı. Ezen ve ezilenin savaşı sürdükçe, her dönemde zalim Dehaklar, Yavuzlar, Mussoliniler türedi. Fakat meydanı boş bırakmak bize göre değildi ve onların karşısına da Demirci Kawalar, örgütçü Spartaküsler, çağın ilerisindeki Karmatiler, Bedreddinler; Marx, Engels, Lenin ustalar… Ya da çelik bir inanca ve duruşa sahip Hikmet Kıvılcımlılar çıktı. Bayrak elden ele geçti, savaş sürdü. Kuşkusuz bu savaş tarihin en haklı savaşıydı. Bu savaş açlığa, yoksulluğa, sömürüye karşı bir savaştı ve zafere ulaşana kadar sürmeliydi.

Elbette, ezilenlerin savaşı varsa, orada gençliğin rolü büyüktü. Denizler ve Mahirler 20’li yaşlarda köhne düzeni değiştirmek amacıyla mücadeleye daldıktan sonra darağacında ‘’Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!’’ diye haykırmıştı. Mahmut, İbrahim ve Sadi Şentepe’deki saz evinde pusuya düştüğünde bile inancından taviz vermemişti. Ve yine Türkiye devrimi önderi Hikmet Kıvılcımlı 17 yaşındayken Yörük Ali Efe çetesinde Kuvay-ı Milliye’ye katılıp elde silah dağlarda düşman peşinde koşmuştu. Davada bedeller ödenmişti, kayıplar verilmişti fakat değişmeyen bir şey mücadelenin niteliği ve sürekliliğiydi.

Berkin’de böyleydi işte, onurlu davamızda verdiğimiz asla unutulmayacak bir kayıptı. Daha 15 yaşındayken ve bakkala ekmek almaya giderken kafasına isabet eden bir gaz kapsülü aldı onu bizden. Berkin 269 gün süren yaşam mücadelesinden ne yazık ki mağlup ayrıldı. Ve 11 Mart 2014 tarihinde aramızdan ayrıldı.

Peki, kimdi Berkin’in katilleri?

Emperyalizm ve onun yerli işbirlikçiliğini yapan AKP’giller ve onların polisleri..

Acımasızca ve insanlık dışı saldıran polisler tarafından katledildi Berkin Elvan. 15 yaşında polisin attığı gaz fişeğiyle başından vuruldu. Günlerce hastanede direnmeye çalıştı fakat o küçük, masum bedeni daha fazla mücadele veremedi. Berkin Elvan anasından koparılan ne ilk çocuktu ne de son çocuk oldu. Daha geçenlerde Aylan bebeğin minik bedeni kıyıya vurdu, biliyorsunuz. Biz kazanmadıkça, bizim analarımızın gözyaşı dinmeyecek. Berkin’in hesabı sorulmayacak. 

     Berkin Elvan onurdur, vicdandır. Namustur!

Peki, niye saldırıyordu polis, Berkin Elvan ve diğer şehitlerimizi kaybettiğimiz Gezi İsyanımızda,

Şanlı Gezi İsyanı’mızda; İstiklal Caddesi’nde toplanan yüzbinlerce insanımız “Faşizme Karşı Omuz Omuza!”, “Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam!” diye bağırıyordu.

Bu bağırış, Mustafa Kemal ve Laiklik düşmanı AKP’giller’e karşıydı.

Bu haykırış; Ortaçağcılığa, Laik Cumhuriyet’in kerte kerte yıkılmasına karşı bir öfkeydi.

İşte buna dayanamıyorlardı. Korkuyorlardı, işgal ettikleri yerden halkın onları indirebileceğini görmüşlerdi. Çünkü şairin dediği gibi “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”.

AKP’giller’in asli görevi tam olarak ülkeyi Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) hazırlamaktır. Şu an Türk Ordusu’na yaptırılan “Zeytin Dalı” operasyonu bundan ibarettir. Operasyonların yapıldığı Afrin’de, Suriye’de, Güneydoğu’da hep emekçi halk çocukları can veriyor. Bilaller, Sümeyyeler, Berat Albayraklar saraylarında sefalarını sürüyor.

Ülkemiz her geçen gün Ortaçağ karanlığına götürülüyor. Eğitim sistemi her geçen gün değişip daha kötüye gidiyor, çocuklarımız gerici yurtlarda tecavüze uğruyor. Okula gitmesi, sokakta oyun oynamaları gereken yaşlarda evlendiriliyorlar ya da meydanlarda patlayan bombalar tarafından katlediliyorlar. Bunun temel sebebi

ise kapitalist sistemin son aşaması olan emperyalizmdir.

Yoldaşlar,

 Bu mücadele şu anda bizim, Kurtuluş Partisi Gençliği’nin omuzlarında yükseliyor. Çünkü bizler çocuk istismarcılarının, Ensar Vakfı’nın; çocuk işçiliğinin ve çocuk ölümlerinin karşısında bir demir yumruğuz. İşte, bugün de Amerikan projesi olan AKP’giller iktidarının aldığı gencecik bir bedenin, 15’inde bir fidanın; Berkin Elvan’ımızın aramızdan ayrılışını anmak için buradayız. Halk çocuklarına, dostlarımıza karşı ne kadar vicdanlı, sevgi dolu isek düşmanlarımıza karşı da o kadar kararlı ve netiz. Çünkü bu çocuk katili Amerikancı iktidar ne demişti Berkin’in çocuk bedeni üzerinden ‘’elinde sapanlı bir terörist!’’  Yani bunlar, öldürülen çocuk olsun, işçi olsun, gariban olsun hiç önemsemezler. Onlar için sadece bir şey vardır, o da saltanatını, korku imparatorluğunu sürdürmektir.

Yoldaşlar,

 Berkin Elvan’ı anmak ve çocuklarımızı bu cehennemden kurtarmak için mücadeleden asla vazgeçmeyen gerçek Antiemperyalistler olmak zorundayız. Amerika nereye sözde demokrasi götürmeye kalkışsa orada önce çocuklar ölüyor. Meclisteki dört parti de, İşid de nereye adımını atsa orada emekçiler can veriyor. Libya’da, Mısır’da, Suriye’de Emperyalizm kol geziyor, halklar, insanlar, kadınlar, çocuklar acı içinde, gözyaşı içinde yaşamaya çalışıyorlar

İşte tüm bu Emperyalizmin saldırılarına karşı, onları yenip yıkmak için Ölümsüz devrimci, Kahraman Gerilla Che’nin de haykırdığı gibi; “İnsan soyunun en büyük düşmanı Kuzey Amerika Birleşik Devletleri’ne” karşı yapılan yoklama çağrısına, “ben buradayım”, demekten geçer. İkirciksiz, şartsız ve her koşulda… Haksızlıklara, bu zalim düzene karşı örgütlü mücadele etmekten geçer…

Biz Kurtuluş Partisi Gençliği olarak, bulunduğumuz her ortamda; sokakta, okulda, mahallelerimizde örgütlenerek, Berkin Elvan ve diğer bütün çocuklarımız için mücadele edeceğiz.

Biliyoruz ki bu insanlığın en onurlu mücadelesi olan sosyalizm zafere ulaşacak.

Ve bizler AB-D Emperyalistlerini bir daha geri gelmemek üzere bu topraklardan kovacağız.

Berkin Elvan Ölümsüzdür!

Devrim Şehitleri Ölümsüzdür!

Yaşasın Gençliğin Devrimci Mücadelesi!

11.03.2018

Kurtuluş Partisi Gençliği
Halk Kurtuluşçu Liseliler