ABD’deki bu “Zarrab Davası” hakkında nasıl bir tutum almalıyız?
Devrimci tutum nedir bu konuda?
Bin Kalıplı ve PDA Tekkesi’ne bir şekilde takılmış ve müritleşmiş sözde solcular gibi “ABD, Türkiye’ye karşı bir operasyon yürütüyor”, diyerek Kaçak Saraylı ve onun AKP’gilleri’nin safında mı olmalıyız?
Kesinlikle hayır…
Tam tersine; ülkemizi 15 yıldan bu yana hem içeride hem dışarıda felaketten felakete sürükleyen ve ulusal saygınlığımızı ayaklar altında süründüren, ABD ve AB Emperyalistlerinin şamar oğlanına döndüren, Laik Cumhuriyet’imizi yerle bir eden, milyonlarca ağacımızı kesen, her biri bir Tarih parçası olan şehirlerimizi, kimliklerini yok ederek taş yığınına çeviren, dağlarımızı, ovalarımızı, nehirlerimizi rant karşılığında peşkeş çektiği Parababalarına yağmalatarak tarumar eden, trilyonlarca dolarlık kamu malını hırsızlayan; ve de tüm bunlara ilaveten vatanımızı BOP Cehenneminin kenarına getiren bu ABD devşirmesi, yapımı, işbirlikçisi, hain iktidarın bir an önce yıkılması ve ortadan kaldırılması için mücadeleye hız vermeliyiz.
Bu iktidarın, ülkemize, vatanımıza, milletimize ve halkımıza verdiği zarar, ancak Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı bitiminde Çökkün Osmanlı’ya imzalatılan Mondros Mütarekesi sonrasında, ülkemizi işgal eden emperyalist orduların ve onların maşası Ermeni ve Yunan Ordularının verdiği zararla kıyaslanabilir.
Kaldı ki onlar bile doğamıza bunlar kadar zarar verememişlerdi…
Bu ABD yapımı hain iktidar, ne komşu bıraktı ne sınır…
Türkiye’yi tüm dünyadan tecrit etti. Türkiye’nin dostu olan Libya ve Suriye gibi kardeş Müslüman ülkeleri, efendisi ABD’den aldığı buyruklar üzerine düşman hedef olarak belirleyerek onlara karşı savaş yürüttü.
Başta Şehit Libya Lideri Muammer Kaddafi gelmek üzere Libya’da, Suriye’de ve Irak’ta ABD-AB Emperyalist işgal ordularının ve onların maşalarının elleriyle katledilen 10 milyon civarındaki Müslümanın kanına bulandı, bu AKP’giller’in elleri.
Bu caniliklerde, bu canavarlıklarda, bu Müslüman katliamlarında taşeronluk, dolayısıyla da suç ortaklığı etti onlarla.
Ne laik eğitim bıraktı, ne hukuk, ne kanun, ne bağımsız yargı. Hepsini ortadan kaldırdı…
ABD uydusu bir din devletine dönüştürmektedir ülkemizi, günbegün…
Milleti “laikler ve muhafazakârlar” diye, “Aleviler ve Sünniler” diye, “Kürtler ve Türkler” diye bölüp parçaladı. Birbirlerine karşı düşmanlaştırdı. Ve hatta birbirlerine saldırtmaya kışkırttı.
“Kabataş’ta benim türbanlı bacıma saldırdılar. Çocuğuyla birlikte yerlerde yuvarladılar”, diyerek İblis’in bile aklından geçmeyecek yalanlar, iftiralar uydurdu, milleti birbirine kırdırtmak için…
Bu AKP’giller, durup dinlenmeden yalan söyler ve ikili oynar. Hiçbir şekilde oldukları gibi görünmezler. Hep yaptıklarının tam tersini söylerler. Sürekli yalanlar, daha büyük yalanlar tekrarlarlar. Kendilerine biat etmeyenleri suçlarlar, galiz küfürlerle, hakaretlerle.
İşte daha iki gün önce konuştu, partisinin Ağrı İl Kongresinde konuşuyor, Kaçak Saraylı Hafız:
“Bazı haberler, sinyaller alıyorum. Bazı iş adamlarının varlıklarını yurt dışına kaçırma gibi gayretlerinin olduğunu duyuyorum. Buradan sesleniyorum, önce kabinemize sesleniyorum, bunların hiçbirine çıkış için asla izin vermemelisiniz. Çünkü bu adımlar ihanet-i vataniyedir. Bu ülkede kazanıp bu kazançları yurt dışına kaçırmak isteyenlere biz iyi gözle bakamayız.” (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/878962/Erdogan__Bazi_is_adamlari_varliklarini_yurtdisina_kacirma_gayretinde.html)
Aradan bir gün geçiyor, Kaçak Saraylı 180 derecelik dönüş yapıyor. Bakın ne diyor bu sefer de:
“Dün bazı sinyalleri aldığımı belirtim. Önce orayı düzeltelim. Malvarlığını başka ülkelere kaçıranların bulunduğunu söylemiştim. Farklı değerlendirmeler yapıldığını gördüm. Türkiye, serbest piyasa ekonomisine sahip bir ülkedir. İsteyen herkesin yurtdışına parasını çıkarma hakkı vardır. Yurtdışından yatırımcı çekmenin yanında yurtdışına yatırım yapan da bir ülkeyiz. Yatırım için yurtdışına kaynak götürene, ihracat arayışı içinde olana, ticaret yapana asla sözümüz yoktur, olamaz.
“Benim sermaye hareketlerinin sınırlandırılmasıyla ilgili bir talebim veya talimatım söz konusu değildir.” (http://www.haberturk.com/cumhurbaskani-erdogan-dan-engelleri-asanlar-2017-programinda-aciklamalar-1740828)
Bunlar böyle işte. Daha böyle onlarca konuşmasını, tutumunu, davranışını gösterebiliriz Kaçak Saraylı’nın ve onun AKP’giller’inin.
Alın Suriye konusunu. Onlarca dönüş yapmadı mı bu konuda da?..
Önce “Kardeşim Esad” derken, efendisinden aldığı bir emir üzerine meydanlara, kürsülere, ekranlara koşarak “Zalim Esed, Zalim Esed” diye höykürmedi mi yıllarca…
Bu konuda ABD’ye ettiği piyonluğun ve ülkemize ve İslam Dünyasına ettiği ihanetin, kendisini de tükenişe götürdüğünü görünce bocalayarak bu kez Rusya, İran ve Çin’le, dolayısıyla da Suriye’deki meşru BAAS Rejimiyle Astana’da görüşmeler yapıp mutabakatlar imzalamadı mı?..
Geri döndükten sonra bu mutabakatta verdiği sözlerden cayıp ABD kuklası “ÖSO” adını verdikleri devşirme hainlerle meşru yönetime karşı Suriye’de yer edinmek ve alan hakimiyeti sağlamak için askeri harekâtlara girişmedi mi?..
Ve hâlâ bugün bile “Esed” diyerek ABD’li efendisine yaranmaya çalışmıyor mu?..
Demek istediğimiz; bunların bir dediği bir dediğini tutmaz. Durup dinlenmeden görüş değiştirirler, oyun değiştirirler bunlar. Asla güvenilmezdirler.
Vatan, millet, halk zerrece umurlarında olmaz. Tersine, düşmandırlar bu varlıklara.
Hep söylediğimiz gibi, onların tapındığı bir tek Tanrıları vardır: Para Tanrısı…
Bu Tanrıysa yanında başka hiçbir Tanrının varlığına müsade etmez…
Bunlar kamu malı aşırmak için iktidarlarını, koltuklarını, makamlarını bir tek gün olsun uzatabilmek için her türlü ihaneti ederler. Duraksamadan satıp geçerler her şeyi…
Daha önce de tekrar tekrar söylediğimiz gibi, Türkiye’nin kabusu olmuştur bu iktidar, felaketi olmuştur, yıkımı olmuştur.
Bunlardan kurtulmadan başımıza her gün bir yenisi yağmur gibi yağan belalardan kurtulmamıza imkan ve ihtimal yoktur.
Bunlar da yıkılacak elbet. Lanetli sonlarına ulaşacaklar. Fakat çok büyük tahribat yapacaklar, çok büyük zararlar verecekler, ülkemize, halkımıza, vatanımıza…
Kaldı ki, büyük oranda verdiler de zaten…
Burada ABD Emperyalist Haydudu için de bir çift sözümüz olacak:
Behey kanlı zalim, insan düşmanı alçak!
Kaçak Saraylı’nın avanesinin yani AKP’giller’inin bizimle zerrece ilgisi yoktur. Onlar 1950 sonrası senin uygulamaya koyduğun “Yeşil Kuşak Projesi”nin zehirli meyveleridir.
Onları Ankara Büyükelçin Morton Abromowitz ve benzeri CIA ajanlarınca sen devşirdin, örgütledin, partileştirdin, projelendirdin. BOP görevlisi kıldın… Stratejik müttefikin Siyonist İsrail’in yandaşı ve dostu kıldın… Gerçek İslam’ın düşmanı kıldın ve en sonunda da getirip Türkiye’nin başına bela ettin.
Hem kullandın bunları 15 yıldan bu yana istediğin gibi, piyonların olarak; hem de bunların alt düzeydeki elemanlarını, mahkemelerinde yargılamaya kalkıyorsun. Güya hukuku, kanunu filan savunur ayaklarındasın.
Ey utanmaz!
Tarihin tanık olduğu en kanlı seri katil!
Sen, insani ve vicdani olan her şeyin en önde gelen düşmanısın!
Che’nin deyişiyle, “İnsan soyunun en büyük düşmanı”sın!
Sen de, hain işbirlikçilerin de defolup gideceksiniz bir gün!
Ve insanlık sizden iğrenerek söz edecek…
Bunu adınız gibi bilin!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
06.12.2017
HKP Genel Başkanı
Nurullah Ankut