Adı gibi biliyor Kaçak Saraylı Reis, MİT TIR’larıyla…

Adı gibi biliyor Kaçak Saraylı Reis, MİT TIR’larıyla 200 TIR dolusu silahı IŞİD’e, El Kaide’ye, El Nusra’ya, ÖSO’ya, yani Suriye’deki Yezid Dini Cihatçısı bilumum Ortaçağcılara gönderdiğini.

Şunu da biliyor aynı zamanda:

Yapımcısı, efendileri nazarında miadının dolmakta olduğunu…

Ve de efendileri gözünde son kullanma tarihi doldu, dendiği anda, onlar tarafından UCM’ye vurulan pranganın çözüleceğini ve UCM’nin harekete geçerek Tayyip hakkında sürdürmekte olduğu soruşturmayı, Tayyip’in sanık statüsüne sokulmasıyla yeni bir boyuta sıçrayacağını. Böylece de kendisinin bir anda El Beşir durumuna düşürülüvereceğini.

İşte bu sebepten Tayyip, MİT TIR’larını kim ağzına almışsa onlara saldırmakta, hatta bu saldırısını CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’na müebbet hapis cezası verdirtmeye kadar uzatmaktadır.

Antalya’da yaptığı son konuşmasındaysa, bununla da yetinmeyeceğini, Yeni CHP’nin Genel Başkanı Sorosçu Kemal’i bile bu suçla itham ederek Berberoğlu’yla aynı cezaya çarptırtabileceğinin mesajını vermektedir.

Tayyip, kendisinin ve avanesinin bugüne kadar Allah’la aldatageldiği cahil, bilinçsiz, yoksul, zavallı insanlarımızın bile artık bir ayıkma sürecine girdiğini ve en azından bir bölümünün kendisini güvenilmez olarak değerlendirdiğini, 16 Nisan hilekârlık referandumunda netçe görmüştür. Bu yüzden de 2019’da kendi padişahlığı için hiçbir garantinin bugün için ortada bulunmadığını anlamıştır.

Bu sebeple de, Meclisteki diğer 3 partiden oluşan, kendisi gibi Amerikancı muhalefeti bir biçimde ortadan kaldırarak ya da felç durumuna düşürerek ortada bir başına kalmayı düşünmektedir. Yani 2019’da sadece kendi kendisiyle yarışarak, sözde sultanlığını ilan edebilecektir. Hesabı, bizce buna yöneliktir.

Dikkat edersek, Kaçak Saraylı Tayyip, bir zamanlar “Ayaklar altına aldık” dediği milliyetçiliği sürekli ön plana çıkarmakta, dolayısıyla da milliyetçi oynamaktadır. Kendisi için çıkışı orada görmektedir.

Yarın UCM’den kendisi için felaket anlamına gelecek bir kararın çıkması ya da 2019 yenilgisinin kaçınılmaz görünmesi durumunda, milliyetçiliğe sarılarak, Allah’la aldattığı kitleleri, sayılarını arttırarak, yörüngesinde tutmaya çalışacaktır.

Bakın, iç ve dış düşmanlar el ele vererek bizi yıkmak istiyorlar. Bunlara geçit vermeyelim, diyerek kuru kalabalıkları demagojisiyle kandırmayı amaçlamaktadır.

Yani Tayyip, Ortadoğu’nun Müslüman Halklarına karşı, dost ve komşu ülkelere karşı, halkımıza ve vatanımıza karşı yapmış olduğu ihaneti ve ABD-AB işbirlikçiliğini, “en iyi savunma saldırıdır”, taktiğiyle karşıtlarının üzerine atmaya çalışmaktadır. Oysa Irak’ın parçalanmasında, Libya’nın parçalanmasında, liderlerinin katledilmesinde ve bu iki kardeş, dost ülkeyle birlikte Suriye’nin cehenneme çevrilmesinde, Ortadoğu’da toplam 10 milyon civarında Müslümanın kanının akıtılmasında, efendisi olan ABD ve AB Emperyalistleriyle açıktan suç ortaklığına girmiştir. Böylece de doğrudan Müslüman canına kıymış, İslam düşmanlığı etmiştir.

Sanmıştır ki bu ihanetleri eder ve dünyanın kanlı zalimlerine taşeronluk edersem beni sürgit iktidarda tutarlar…

Hayır, öyle değildir o iş…

Bu emperyalist zalimler için her yandaşlarının, her piyonlarının bir kullanım süresi vardır. O süre dolduğu anda, buruşturulmuş bir peçete gibi duraksamadan çöpe atarlar, işbirlikçilerini.

Tayyip için de o süre günbegün yaklaşmaktadır bizce. Ve bunu kendisi de hissetmiştir gayrı.

Şimdi gelelim, Kaçak Saraylı’nın Antalya’daki konuşmasının konuya ilişkin bölümüne:

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun casusluktan hükümlü CHP’li vekil Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasına neden olan MİT TIR’ları ihanetinin kendisine uzanmasından endişe ettiği için ön almaya, suyu bulandırmaya çalıştığını söyledi. Erdoğan “Eğer yakında, bu içeride olan zat ile alakalı Kılıçdaroğlu’nun bağlantısı çıkarsa şaşmayın ha… İçeriden değişik haberler alıyorum. ‘Buradan çıktım, çıktım, çıkmadığım takdirde açıklamalarda bulunacağım’ diyor içerideki zat” diye konuştu.” (http://www.star.com.tr/politika/cumhurbaskani-erdogan-mit-tirlari-ihaneti-kilicdarogluna-uzanabilir-sasirmayin-haber-1245866/)

Açıkça görüldüğü gibi, Kılıçdaroğlu’na da uzanıp onu bertaraf etmenin, ana muhalefeti ortadan kaldırmanın özlemi içindedir Tayyip.

Çünkü, ne Enis Berberoğlu’nun, ne ailesinin zinhar böyle bir beyanı olmamıştır. Açıkça olay uydurmakta, iftira atmakta ve fitne çıkarmaya çalışmaktadır.

Dedik ya yukarıda; adam, “en iyi savunma saldırıdır” yöntemiyle kim kendisine tabi değilse onları binbir hile ve dolapla bertaraf etmeyi, ortadan kaldırmayı düşünmektedir artık sürekli.

İşte Tayyip’in yalancılığının kesin belgesi:

“CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nu hedef alan açıklamalarına sert cevap verdi.

“Erdoğan’ın, “İçeriden değişik haberler alıyorum. ‘Buradan çıktım çıktım, çıkmadığım takdirde açıklamalarda bulunacağım’ diyor içerideki zat. Bütün bunlar bir FETO taktiğidir” ifadelerini değerlendiren Tezcan, bu sözlerin bir kumpasın itirafı olduğunu söyledi. Tezcan, “AK Parti Genel Başkanı, bir kumpas itirafında bulunmuştur. Enis Berberoğlu üzerinden haksız bir biçimde hem Berberoğlu’nu rehin alan ve cezaevine koyan hem de haksız bir şekilde CHP’ye ve Genel Başkanına dönük bir büyük kumpasın aslında ikrarıdır bu. Bunlar FETÖ taktiğidir diyor, FETÖ taktiği tam da kumpas taktiğidir. AK Parti iktidarı önce FETÖ ile beraber Balyoz, Ergenekon gibi kumpasları kurdular. Şimdi FETÖ ayağı yok, FETÖ ayağı olmadan demek ki iktidar kanadı bu yeni kumpasın tezgâhlayıcısı” dedi. Tezcan, “Enis Berberoğlu’nun böyle bir beyanı yoktur. Her gün gidip görüşüyor arkadaşlarımız. Bu çok açık bir teşviktir. Berberoğlu’na bu sözlerle Erdoğan’ın, ‘Kılıçdaroğlu’nun üzerine suç at. Biz de seni bırakalım’ diye bir örtülü, ahlaksız teklifidir bu. Bu ahlaksız teklife icabet edecek hiçbir arkadaşımız da yoktur” dedi. Tezcan, “Kılıçdaroğlu’na yönelik bir gözaltı operasyonu bekliyor musunuz” sorusuna, “Biz diktatörlüğün her türlü saldırısına karşı kararlı bir mücadele içerisinde olacağız. Ana muhalefet partisine dönük atılacak bu adımlar, iktidarın çok da öyle huzurla yoluna devam edemeyeceği bir dönem başlatır. Bunu tavsiye etmem” yanıtını verdi. Konuyla ilgili havuz medyasında bilinçli olarak çıkarılan haberlerin de kumpasın delili olduğunu belirten Tezcan, “Dünün kumpasçıları bugün yargılanıyor, bugünün kumpasçıları da onu yargılayacak bağımsız yargı düzeni ortaya çıktığında yargılanacaklar” ifadelerini kullandı.

“ANKA’ya konuşan CHP Genel başkan Yardımcısı Tezcan şunları söyledi:

“BİR BÜYÜK KUMPASIN İKRARIDIR BU: AKP Genel Başkanı, bir kumpas itirafında bulunmuştur. Enis Berberoğlu üzerinden haksız bir biçimde hem Enis Berberoğlu’nu rehin alan ve cezaevine koyan hem de haksız bir şekilde CHP’ye ve Genel Başkanına dönük bir büyük kumpasın aslında ikrarıdır bu. Bunlar FETÖ taktiğidir diyor, FETÖ taktiği tam da kumpas taktiğidir. AKP iktidarı önce FETÖ ile beraber Balyoz, Ergenekon gibi kumpasları kurdular. Şimdi FETÖ ayağı yok, FETÖ ayağı olmadan demek ki iktidar kanadı bu yeni kumpasın tezgahlayıcısı.

“KUMPAS NETİCESİ MAHKUMİYET KARARI ÇAKIRTTI: AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yargıya talimat verip haksız bir şekilde bir kumpasla Enis Berberoğlu’nu hapishaneye aldırmıştır. Arkasından mahkeme heyeti ve mahkeme başkanlarını değiştirerek ortada suç olmadığı halde bir kumpas neticesi mahkumiyet kararı çıkarttırmıştır Erdoğan’ın talimatıyla yaşandı bu süreç. Şimdi Bölge Adliye Mahkemesi’nde bunun görüşülmesi aşamasında İstanbul 2. Bölge İdare Mahkemesi Başkanı’nı değiştirerek bir yeni şüpheli durum daha yaratmışlardır. Son günlerde de açıkça bu kumpasın hedefinin aslında CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu olduğunu hem sözleriyle hem tutumlarıyla göstermişlerdir.

“ASIL KENDİSİNİN RAHATSIZLIĞI VAR: Bizim endişe edecek hiçbir ilişkimiz, pozisyonumuz, yasadışı ya da ahlak dışı işimiz olmamıştır. Sadece Genel Başkanı’mızın değil İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun da hiçbir yasadışı, endişe duyacak işi olmamıştır. Kendi ilişkileri nedeniyle endişe duyan Recep Tayyip Erdoğan, MİT TIR’ları soruşturması üzerinden özellikle mahkemelere talimat vererek Enis Berberoğlu ve CHP’ye kumpas hazırlığı içerisinde olduğunu göstermiştir. Bir rahatsızlık arıyorlarsa MİT TIR’ları meselesi ile ilgili Sayın Erdoğan’ın esaslı bir rahatsızlığı olduğu şüphe götürmez. Asıl kendisinin bu dosya nedeniyle bir rahatsızlığı var.

“TUĞRUL TÜRKEŞ’İN SÖZLERİ: Daha önceki tartışılan şeyler belli silahların nereye gittiği konusunda kendi hükümetinde Bakanlık yapan Tuğrul Türkeş, ‘Vallahi de billahi de bu silahlar Türkmenlere gitmiyordu’ demişti. O silahların o bölgede terör örgütlerine gönderildiğine ilişkin çok ciddi bilgiler ortaya çıktı. Bunların üstünü örtmeye dönük çabayla şu anda bir taraftan Enis Berberoğlu’nu rehin alıp oradan bir yeni kumpas planıyla CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na yürüme peşindeler ama Enis Berberoğlu’nun da alnı ak, Genel Başkanımızın da alnı ak. Bizim korkacak bir şeyimiz yok. Tehditlere pabuç bırakmayacağız.” (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/siyaset/802663/Bulent_Tezcan_dan_Erdogan_a_jet_yanit__Kumpasin_itirafi.html)

Şimdi de isterseniz, Enis Berberoğlu’nun eşi Oya Berberoğlu’nun açıklamasını görelim:

“İftiralara isyan etti

“MİT TIR’ları davasında 25 yıl hapis cezasına çarptırılıp tutuklanan CHP Milletvekili Enis Berberoğlu’nun eşi Oya Berberoğlu, ailesi hakkında yürütülen karalama kampanyalarına tepki göstererek, “O kadar alçaldılar ki; hiç evlenmemiş kızımızı FETÖ gelini olmakla, katılmadığı bir toplantıya katıldığı ve hatta tutuklandığını dahi ileri sürerek itham ettiler, iftira attılar” dedi.

“Oya Berberoğlu dün yaptığı açıklamada özetle şunları belirtti: “Uzun süredir eşim Enis, kızım Dilara ve son olarak bana yönelik yürütülen iftira kampanyası ile karşı karşıyayız. Hukuki yollardan hak arayışımız sürmekte ve fakat bu mesnetsiz ithamlara karşı yazılı açıklama yapmam artık zaruri olmuştur. Bir kez daha belirtmek isterim ki, biz ne casus ne de teröristiz. Alnımız ak, vicdanımız rahat. Sadece yurtsever, erdemli insanlarız. Enis de ben de yıllarca büyük bir özveri ile vatanımız, ülkemizin çağdaş geleceği, halkımızın, çocuklarımızın mutluluğu için çalıştık. Mesleğimizi doğru yapmak için uğraştık, kişisel tarihlerimiz ortadadır. İsimlerinden dahi söz etmek istemediğim bazı kişi ve medya kuruluşları ise iftira kampanyasını sürdürmekteler, sosyal medya paylaşımları, sözde programlar, yazılar ve haberlerle… Benim ‘CHP Genel Merkezi’ni her gün arayarak CHP’yi tehdit ettiğim’ vs. gibi iftiraları ile kendi kampanyalarını utanmadan devam ettiriyorlar. Herkesi insafa davet ediyor ve bir kez daha tekrarlıyorum; yalanlarınızda boğulacaksınız.” (http://www.hurriyet.com.tr/iftiralara-isyan-etti-40549123)

Gördüğümüz gibi, Tayyip yeni oyunlar peşinde, yeni hileler peşinde, yeni tuzaklar, dolaplar peşindedir, arkadaşlar.

Aslında dara düşmüştür şimdi. Bu durumdan nasıl kurtulurumun derdinde ve arayışındadır.

MİT TIR’larıyla Türkmenlere sadece yardım malzemesi gönderiyordun, öyle mi Tayyip?

Bu millet ahmak ya senin gözünde… Ne doğrasan yer…

Peki, TIR’lar dolusu silah ne, görüntüleri, videoları internette dolaşmakta olan?

Yukarıda CHP Sözcüsünün söylediği gibi, şu anda milletvekilin Tuğrul Türkeş’in:

“Vallahi de billahi de bu silahlar Türkmenlere gitmiyordu.” biçimindeki yeminli, billahlı sözü ne?

Yine, AKP Yöneticin Yasin Aktay’ın “O silahlar ÖSO’ya gidiyordu.” şeklindeki açıklaması ne?

Ve, amigolarının hazırladığı Pelikan Bildirisi vasıtasıyla koltuğundan indirttiğin eski Başbakanın Ahmet Davutoğlu’nun şu açıklaması ne?

 “Yardım, Özgür Suriye Ordusu ÖSO ve Suriye Halkı içindir” (Hürriyet Gazetesi, 31 Mayıs 2015)

Ay ve Güneş kadar kesin bir gerçektir ki Tayyip; sen ve avanen, IŞİD dahil Suriye’deki tüm Ortaçağcı cihatçıları desteklediniz. Her türden hem de… Sadece silah da değil.

Hâlâ da desteklemektesiniz hem de…

Böylece de çok net bir biçimde savaş suçu işlediniz. Tabiî o suçu, ABD ve AB’li efendileriniz de işledi. Sen onların taşeronu olarak işledin suçu.

Hepiniz, insanlığa karşı işlemiş olduğunuz bu ve benzeri suçlardan dolayı yargılanacaksınız, hukukla iş gören bağımsız mahkemeler tarafından.

Er veya geç…

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

14 Ağustos 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı