Yeni CHP’ye bel bağlamış içtenlikli kardeşlerimize ilkokul seviyesinde birkaç soru:

 Yeni CHP’ye bel bağlamış içtenlikli kardeşlerimize ilkokul seviyesinde birkaç soru:

1- TR 705 nedir?

2- Bunun Yeni CHP’yle bir ilgisi var mıdır?

3- Eğer var ise, bu ilgiyi kim temin etmiştir?

4- Ve de hangi amaçla bu ilişkiyi sağlamıştır? Kime, ne gibi bir mesaj vermek istemiştir?

Yakından tanıdığımız CHP’li kardeşler olduğu için, biliyoruz ki bu kardeşlerimizin de okumakla, araştırmakla arası pek hoş değil. O bakımdan, hadi bizim de bir nevi bir faydamız dokunsun bu kardeşlerimize, diyelim; yardımcı olalım onların basit de olsa bu problemleri çözmelerine.

Birincisinden başlamalıyız tabiî…

Aslında bu sorunun cevabı, Odatv’de birkaç yıl önce yayımlanan bir yazıda yeterli açıklıkta ortaya konmuştu. Biz de oradan aktarıverelim ki kimse “Yahu böyle bir şey olmaz. Bunlar sizin isnadınız.” gibi bir kuşkuya düşmesin.

Evet, işte sözünü ettiğimiz yazı:

“CHP Grup Disiplin Kurulu, bugün saat 11.00’de Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz için toplandı. Kapalı grup toplantısında Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na “CIA ajanı” dediği gerekçesiyle disipline sevkedilen Yılmaz, Grup Disiplin Kurulu’nda sözlü savunmasını yaptı.

“Yılmaz savunma sonrası ANKA’ya yaptığı açıklamada “Belgeler ortaya çıktıysa bunları benim sorgulamak hakkım ve görevim. Yani bunun açıklamasını yapamıyorsa bu kişi, Sezgin Tanrıkulu, o zaman onu insanların sorgulaması lazım. Asıl sorgulanması gereken şahıs o şahıstır” dedi.

“Peki Dilek Akagün Yılmaz’la Sezgin Tanrıkulu arasındaki “CIA ajanı” kavgasını hangi belgeler ateşledi.

“Odatv CHP’de fırtına koparan o belgelere ulaştı.

“Söz konusu iddia tüm dünyada fırtına koparan Wikileaks belgelerinden.

“Daha önce hakkında “Gölge CIA” olarak bilinen Stratfor belgeleri yayınlanan ve “TR 705” kodu taşıdığı için eleştirilere konu olan Tanrıkulu’yla ilgili Wikileaks’te bugüne kadar gündeme gelmeyen ABD’ye ait resmi belgeler de var.

“ABD’li diplomatlar ile Tanrıkulu’nun görüşmelerinin not edildiği ABD Dışişleri Bakanlığı evraklarında dikkat çekici ifadeler, Tanrıkulu hakkında “CIA ajanı” iddialarına kaynak oldu.

“CHP kulislerinde dolaşan Tanrıkulu’nun adının geçtiği onlarca belge içinden göze çarpanlar şöyle:

“BELGE 1: AİHM DAVA GÖTÜREN İLK AVUKAT

“Tarih: 5 Haziran 2006

“Kaynak: ABD Adana Konsolosluğu

 “Sezgin Tanrıkulu, Diyarbakır Barosu Başkanı. 1958 Diyarbakır doğumlu ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdiği 1984 tarihinden bu yana avukatlık yapıyor. Tanrıkulu 1992’de Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nden kamu hukuku master diploması aldı. Kendisi şu an, 1988’de kurulan İnsan Hakları Derneği temsilcisidir ve Diyarbakır Barosu’na 2. kez başkan seçilmiştir. 1996 yılında, Diyarbakır Cezaevi’nde dövülerek öldürüldüğü iddia edilen 10 mahkûmun yakınlarının avukatlığını yapmıştır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava götüren ilk avukattır. 1997’de prestijli Robert F. Kennedy İnsan Hakları Ödülü’nü kazanmıştır. Tanrıkulu evlidir ve 2 çocuğu vardır. Karısı, Avukat Remziye Tanrıkulu, Birleşik Devletler Uluslararası Ziyaretçi Programı’na katılmıştır.”

“http://cablegatesearch.net/cable.php?id=06ADANA131&q=sezgin%20tanrikulu

“BELGE 2: EBU GARİB FOTOĞRAFLARINDAN ENDİŞELİ

“Tarih: 2 Mart 2006

“Kaynak: Ankara Büyükelçiliği

“Önceki uluslararası ziyaretçi katılımcı, Robert Kennedy Ödüllü ve Diyarbakır İnsan Hakları Derneği Başkanı Sezgin Tanrıkulu, Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki genel çabaları için müteşekkir olduğunu ama Abu Gharib (Ebu Garib) fotoğraflarının tekrar basında yayınlanmasından endişe ettiğini belirtti. Bunun Danimarka karikatürlerinden sonra oluşan olumsuz hal ile birlikte, Amerika’nın Müslümanların nazarındaki kredibilitesine zarar verdiğini, Türk toplumundaki, ABD’nin bölgeye demokrasi getirebileceğine duyulan güveni sarstığını söyledi.

“ABD’nin ciddi bir imaj problemi olduğu ve bunun Türkiye ve diğer yerlerde insan hakları durumlarını iyileştirme kabiliyetimizi olumsuz etkileyeceği konusunda diğer KONTAKLARIMIZLA hemfikir.”

“http://cablegatesearch.net/cable.php?id=06ANKARA1042&q=sezgin%20tanrikulu

“BELGE 3: SAVCI SORUŞTURMASINI KONSOLOSLUĞA İLETTİLER

“Tarih: 21 Haziran 2007

“Kaynak: Ankara Büyükelçiliği

“Diyarbakır’da milliyetçi bir grup KDP Başkanı Barzani ve ailesiyle ilgili olarak yargılanmaları istemiyle savcılığa şikâyet dilekçesi verdi.

“Dilekçede Barzanileri Irak’ta PKK’ya destek ve güvenlik sunmakla suçluyorlar. Türk Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili davanın zayıf ve siyasi nedenli olduğuna inanmakla birlikte, savcı tarafından soruşturulmak zorunda olduğunu iletiyor. Soruşturma tamamlanana kadar gerçek bir dava açılamaz. Bu aynı zamanda KDP’nin Türk yasaları önündeki yasal konumunun ne olduğu konusunda rahatsız edici sorunlar ortaya çıkarabilir.

“Atatürçü Düşüce Derneği yazarlar ve entellektüellere karşı sık sık yasal işlem başlatan milliyetçi bir kurum. Diyarbakır Şube Başkanı Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ve ailesi hakkında Diyarbakır Başsavcısı huzurunda şikâyet dilekçesi verdi. Barzani’yi PKK teröristlerine yardım ve yataklık yaptığıyla suçlayarak, Bay Barzani’nin Türkiye’deki bütün mal varlıklarına el koyulması talep ediliyor. Ayrıca ADD Barzani’nin tutuklanması için savcının, Interpol’den de yakalama emir çıkarmalarını istemesi talebinde bulundu.

“Diyarbakır İnsan Hakları avukatı Arif Altunkalem ve SezginTanrıkulu, Cumhuriyet savcısının soruşturma açmaya hazırlandığına inandıklarını 19 Haziran’da Adana Konsolosluğu’na ilettiler. Sonuç olarak, Tanrıkulu mahkemelerin Barzani alehine karar verebileceklerinden şüphelendiğini ve şikâyetin amacının Irak Kürtleri’ne karşı toplumsal tepkiyi körüklemek ve yaklaşan seçimlerde milliyetçi adayların popülerliğini arttırmak amacıyla yapılacağını söyledi.”

“http://cablegatesearch.net/cable.php?id=07ANKARA1591&q=sezgin%20tanrikulu

“BELGE 4: TÜM SİYASİ GÖRÜŞLERDEN KÜRTLER AYNI ÇATIDA

“Tarih: 5 Temmuz 2006

“Kaynak: Ankara Büyükelçiliği

“Uzun zamandır konsolosluğumuzun KONTAK kişisi ve Diyarbakır Baro Başkanı olan Sezgin Tanrıkulu, yakın zamanda Diyarbakır’da yapılan, Kürt meselesi hakkındaki konferansın tüm siyasi görüşlerden gelen Kürtlerin ilk defa bir çatı altında görüşlerini yapıcı bir biçimde paylaşmalarının ilk örneğini oluşturduğunu savundu bize.

“Cizre DTP teşkilatındaki görevliler bize Şemdinli kararının devletin olumlu bir hamlesi olarak göründüğünü, suçlama ve hükümlerin kalkacağı konusunda ümitli olduklarını söylediler”

“http://wikileaks.org/cable/2006/07/06ANKARA3899.html

“Odatv.com” (http://odatv.com/iste-chpyi-karistiran-sezgin-tanrikulu-belgeleri–2310131200.html)

İşte, birinci sorunun yanıtı kabak çiçeği gibi ortada.

Bunu görmemek için herhalde görmek istemeyen bir göze sahip olmak gerekir. Başka türlü görülmemesi olası değil.

Yukarıdaki ABD Büyükelçiliği ve Konsolosluğu görevlisi CIA uzmanlarının açıkça ifade ettiği üzere, “TR 705” kod numaralı bu şahıs, Amerikan Emperyalistlerini onlardan daha çok düşünüyor. Onların imajını, dolayısıyla da emperyalist kredibilitelerini korumak için yanıp tutuşuyor vatandaş. Yani tam bir “Biji Serok Obama”cı…

Belgelerden aktarıldığına göre, kendisi de, eşi de çok önceden CIA’nın “Uluslararası Ziyaretçi Liderlik Programı” adını verdiği, ABD’de gerçekleştirilen ajan devşirme programından geçirilmiş. Yani aile boyu ajan, vatandaşlar…

Ne diyor?

ABD’nin bölgeye demokrasi getireceği konusundaki ortak çabamıza gölge düşürüyor, Ebu Garib Cezaevinde sizin yaptığınız uygulamaların medyaya sızdırılması…

İyi, bunları yapalım tabiî. Ama medyaya sızdırılmasını da engelleyelim, buna izin vermeyelim, diyor. Yoksa ortak çabamız boşa gider, diyor.

İşte ABD’nin yetiştirdiği gerçek bir hain, ABD uşağı ve BOP görevlisi…

Dikkat edersek, bu vatandaş hemen CHP’nin yaptığı her eylemde ön plandadır. Muhakkak ki bu çalışkanlığı ve bu çabasıyla hem kuru kalabalıkları kandırmak, onların gözlerini boyamak, hem de efendisi olan ABD-CIA ajanlarına her olay hakkında kapsamlı raporlar sunmak istiyor. Tabiî böylece de CIA’daki kariyeri durmadan yükseliyor.

Bu soruya ilişkin herhalde fazla söze pek gerek kalmamıştır artık.

Madem başladık CHP’li kardeşlere yardıma; yarım bırakmayalım başladığımız işi. Sonraki sorularda da yardımcı olalım onlara.

Gelelim ikinci soruya…

Demek ki varmış, arkadaşlar. TR 705, CHP milletvekiliymiş, bir dönem Genel Başkan Yardımcılığı yapmış, şu anda da hem milletvekili hem de parti meclisi üyesidir.

Gelelim üçüncü soruya…

Bu vatandaşı Yeni CHP’ye kim getirip milletvekilliklerine, yönetimlere, genel başkan yardımcılıklarına, parti meclisi üyeliklerine taşımıştır, sorusunun cevabını artık hepimiz verebiliriz, değil mi?

Bu şahıs, Yeni CHP’nin Sorosdaroğlu Kemal nam başkanıdır. Ve de bu işi tek başına yapmıştır.

TR 705’in CHP’ye herhangi bir oy getirisi kesinlikle söz konusu değildir. Memleketi Diyarbakır’dan aday konulsa, 10-12 bin oydan fazlasını alması mümkün değildir. (1 Kasım 2015 Seçimlerinde CHP Diyarbakır’dan 12 bin 335 oy almıştır. 7 Haziran’da 10 bin 827.)

Sorosçu Kemal’in bu kişiyi CHP’ye transferinden sonraki seçimde Tanrıkulu’nun köyünden CHP’ye bir tek oy bile çıkmamıştır.

Bu gerçeği de çok iyi bilen Sorosçu ve avanesi nereden milletvekili seçtiriyor TR 705’i?

İstanbul’dan…

Niye mi getirmiştir bu şahsı CHP’ye?

Tencere kapak misali uyumlu oluşlarından…

Hatırlanacağı gibi Sorosdaroğlu da bir CIA-MOSSAD ve Feto organizasyonu olan “Kaset” numarasıyla CHP’nin başına zıplatılmıştır.

Bu şahsı getirmekle Sorosçu Kemal, “Ya benim söyleyemediklerimi sen söylersin. Hani biz söylersek Genel Başkan sıfatıyla filmi yakarız. Okuyup yazmayla arası pek iyi olmayan ve bizi Atatürk’ün kurduğu CHP sanan garibanları ayıktırırız. O bakımdan biz şöyle bir orta yol tutturalım. Sense bizim kanaatimiz olmakla birlikte dile getiremediklerimizi ifade edersin.”

Bizce, arkadaşlar Sorosçu Kemal’le TR 705 arasında zerrece bir siyasi görüş farklılığı yoktur.

Şimdi de gelelim dördüncü ve son soruya…

Sorosdaroğlu, TR 705’i Yeni CHP’nin yönetimine getirip genel başkan yardımcılığına taşımakla kime mesaj vermek istiyor?

Tabiî ki ortak efendilerine: CIA’ya, Pentagon’a, Washington’a…

Bak sizin tescilli, kod numaralı ajanınızı ben partinin tepesine kurulttum. Hem de milletvekili seçtirttim. Yani ben bu denli sadığım size. Size hizmette bir kusurum olmaz. O bakımdan benim de önümü açın. Tayyipgiller kadar, hatta onlardan daha iyi hizmet ederim ben size. Ortaklaşa BOP’u da hayata geçiririz, bu kahrolası Mustafa Kemal, Birinci Kuvayimilliye Geleneğini de ortadan kaldırırız, bizden hizmet, sizden koltuk… Gayrı görün bizi de…

İşte ihanetin sebebi budur, arkdaşlar. Yoksa bir partinin genel başkanı, partisine oy getirisi sıfır olan bir kişiyi ve de o güne dek ömründe CHP’yle hiç işi olmamış ve CHP’ye bir kez bile oy vermemiş bir kişiyi niye böyle makamlara getirip taşısın…

Sorosçu Kemal de Tayyipgiller gibi iktidar mazbatasının nereden alınacağını biliyor. O mazbatanın tek yetkilisinin CIA, Pentagon ve Washington olduğunu biliyor.

Halk mı?

Boşver onları. Onlar kuru kalabalık. Amerikalı efendilerimiz ne yöne isterlerse o tarafa doğru ürkütürler onu. Onlar da mezbahaya koşan zavallı koyun sürüleri gibi seçim zamanları sandıklara koşup ABD’nin istediği yönde oylarını kullanırlar. Üstelik de kendi iradeleriyle bu işi yaptıklarını sanırlar.

Evet, CHP’li kardeşler…

Ne diyorsunuz bu işlere?

Olsun, bize uyar, mı diyorsunuz yoksa?

Eğer öyle derseniz, biz artık bir tek kelama kadir olamayız.

Size sadece Allah yardım edebilir gayrı, deriz. Başka da hiçbir şey demeyiz…

(Not: CHP Yönetiminde bu soruları gündeme getiren Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, bildiğimiz gibi, bu işi yaparak büyük bir suç işlemiş durumuna düşürülmüş ve de CHP’yle ilişiği kesilmiştir.)

Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!

11 Ağustos 2017

Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı