AKP’giller’in Taksim Gezi Parkı’nı yıkıp yerine Topçu Kışlası yapma girişimleri, İstanbul’un göbeği Taksim’de Şanlı bir İsyanın patlamasına vesile oldu. 27 Mayıs’ta ilk kıvılcımı yakılan ateş 31 Mayıs’ta kızıllığı ülkenin dört bir yanından görülen ve milyonlarca insanımızı etkileyen bir büyük isyana dönüştü. Şanlı Taksim Gezi İsyanı’mızdır bu.
İstiklal Caddesi’nde toplanan yüzbinlerce insanımız, “Tayyip İstifa!”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza!”, “Sık Bakalım, Biber Gazı Sık Bakalım Kaskını Çıkar Copunu Bırak Delikanlı Kim Bakalım!”, “Bu Daha Başlangıç Mücaleye Devam!”, “Her Yer Taksim, Her Yer Direniş!” diye haykırıyordu. Bu haykırış, Mustafa Kemal ve Laiklik düşmanı AKP’giller’e karşı bir haykırıştı. Bu haykırış Ortaçağcılığa, Laik Cumhuriyet’in kerte kerte yıkılmasına karşı bir öfkeydi.
Bu haykırış, Birinci Antiemperyalist Kurtuluş Savaşı’mızın Önderi Mustafa Kemal’e “ölmüş inek”, en yakın silah arkadaşı İsmet İnönü’yle Mustafa Kemal için “iki ayyaş” şeklinde aşağılık küfürler edenlere karşı bir isyandı.
Saatler süren gaz bombası saldırılarına halkımız direniyordu, Taksim Gezi Parkı’nı, Meydanı bırakmıyordu. Ferman padişahınsa, Taksim de Gezi Parkı da bizimdir, diyordu.
Ve halkımız dalga dalga, coşkun akan bir sel gibi Boğaz Köprüsü’nü yürüyerek geçecek, Taksim’e akın edecekti.
İstanbul’un her semti bir eylem alanına dönüştü. Şanlı Gezi İsyanı katlanarak büyüdü. Kürt illeri hariç tüm Türkiye’yi sardı. Toplamda 10 milyon insanımız Gezi Direnişi eylemlerinde yerini aldı. Halkımız orijinal eylem biçimleri yarattı. Tencere tava, futbol taraftar grubu eylemleri, Duran Adam eylemleri bunlardan sadece birkaçıdır.
Gezi Parkı’nda minyatür bir komün yaşam oluşturuldu. Çadırlar, stantlar, atölyeler kuruldu. Birlikte üretildi, birlikte paylaşıldı. Kurulan kütüphane, Devrim Market, Devrim Müzesi gelecek halk isyanlarına da ışık tutacak yaratıcı pratiklerdi. Eşit, kardeşçe yaşanan, belleklerimizde hâlâ hatırladığımızda iç çekerek özlem duyduğumuz nasıl da güzel günlerdi… Ve tabii, Gezi Zekâsı olarak adlandırılan, hepimizi hayranlık içinde bırakan halkımızın inanılmaz yaratıcı ve zekice esprileri…
AKP’giller halkın büyüyen isyanı karşısında korkuya kapıldı. Korkudan azgınca saldırmaya başladı. Biliyorlardı ki, halkın coşkun akan selini hiçbir zulüm, hiçbir güç durduramaz. İşte bu saldırılarda yaşamının baharında olan 8 gencecik insanımız, Ethem Sarısülük, Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Ali İsmail Korkmaz, Hasan Ferit Gedik, Ahmet Atakan ve Berkin Elvan (daha 14 yaşında bir çocuktu) AKP’giller tarafından katledildi.
Şanlı Gezi İsyanı’nın ilk gününden itibaren Halkın Kurtuluş Partisi olarak Genel Başkanımız, Genel Merkez Yöneticilerimiz başta gelmek üzere eylemlerde en ön saflarda yerimizi aldık. Gezi Parkı’nda çadırımızı kurduk, standımızı açtık. Mustafa Kemal-Lenin Posterimiz halkımızın büyük ilgisini çekmiş ve artık Gezi Parkı Hatırası fotoğrafı çektirmek isteyenlerin birinci adresi olmuştu.
Şanlı Gezi İsyanı, halkımıza gösterdi ki, bir araya geldi mi, örgütlendi mi, aşamayacağı hiçbir engel, yıkamayacağı hiçbir bent yoktur. Bu, halkımızın kendine güvenini tazeledi. Örgütlenince neler yapabileceğini gösterdi. Halkımızın bilinçaltına “örgütlü halk yenilmez!” şiarı kazındı.
Bugün gericilik rüzgârlarının alabildiğine kuvvetli estiği günlerden geçiyoruz. Ülkemiz bir yandan Ortaçağ karanlığına sürüklenirken, diğer yandan da Yeni Sevr planlarıyla bölünüp parçalanmaya doğru götürülüyor. Planın yapımcısı ABD-AB (AB-D) Emperyalistleri, uygulayıcıları başta AKP’giller gelmek üzere Meclisteki Dörtlü Çete ve Amerikancı Kürt Hareketidir.
CIA’nın kendi uzmanlarınca yapılan tespitlere göre bile, AKP Türkiye’yi bölme planını uygulayacak ama kendisi de bu arada tepetaklak olup gidecek. Yani ağababası ABD için AKP’nin miadı doluyor, onlar için geri sayım başladı artık.
Ve dedik ya, isyan mayası Şanlı Gezi İsyanı’yla atıldı bir kez halkımızın bilincine. Halkımız HKP’yi tanıyıp anlayacak ve görecek gerçek dostunu, düşmanını. Ondan sonra etle tırnak gibi kenetleneceğiz İşçi Sınıfımız ve Emekçi Halkımızla. Bizi mahveden ve bizi yok etmek isteyen AB-D Emperyalistleri ve onların yerli uşaklarından ülkemizde ve bölgemizde yaptıkları katliamların, zulmün, sömürünün hesabını soracağız. Yeni Gezi İsyanları yaratacağız. O günler de gelecek, ama mutlaka gelecek.
31.05.2017
HKP Genel Merkezi