Bir yandan Hazinenin 500 ton altınını “rehin bıraktık” maskesi altında gizlice, İngiletere’ye, Amerika’ya satıyorsunuz; bir yandan Hatay ilimizdeki vatan topraklarının yarıdan fazlasını 23 yabancı devlete!
Parça parça satıyorsunuz vatanı, Vatansızlar!
Kaçak Saraylı Reis’in AKP’giller İktidarı, hep söylediğimiz gibi, Türkiye’yi bir Hırsızlar İmparatorluğuna döndürdü. Satıp savup yediler, memleketin bağrını. Ne kamu kuruluşları kaldı, ne limanlarımız, ne madenlerimiz, ne dağlarımız, ne ovalarımız…
Gördük ki, sıra Hazinede. Her devlet Hazinesinde altın rezervi bulundurur. Türkiye Cumhuriyeti’nin Hazinesinde de 510 ton altın bulunmaktaymış. Bu 510 ton altının 500 tonu elden çıkarılmış, gizli bir şekilde. Sadece 10 ton altın kalmış, koca ülkenin Hazinesinde.
Araştırmacı Yazar Ahmet Akgül’ün aşağıdaki videosunu bir izleyelim, ya da tapesini okuyalım önce:
https://youtu.be/yfYBfYkevnU
“Ahmet AKGÜL: Gelelim ekonomiye. Mehmet Şimşek şimdi Başbakan yardımcısı. Bir ara Maliye Bakanıydı, gitti Avusturya’ya, Avusturya’da ağzından kaçırdı. Şükür ki hükümetin içinde ağzı gevşekler var da, bir kısım gerçekleri açık ediyor.
“Bakınız lütfen, elli kere yazdık, konuşuyoruz. Biri çıksın desin ki yahu bu rakamlar yanlış, iftira atıyor, böyle bir şey yok. Yahu bu Ahmet Hoca nereden uyduruyor?
“Türkiye’mizin 510 ton kadar altın rezervi var, Merkez Bankası kasalarında. Mehmet Şimşek 6-7 ay önce Avrupa’dayken açıkladı:
“Dedi ki 470 tonunu borçlara mahsuben rehin olmak üzere İngiltere’ye yolladık.
“Herhangi ülkede, böyle bir durum olsa o iktidar 1 saat duramaz, değil mi?
“Ama bizde, bizde hiiiç, tın…
“Yalnız açık söyleyeyim, yalnız iktidar mı? Muhalefet de bunun ortağı. Onun işi gücü yok, AKP şurada şunu yaptı, şurada din istismarı yaptı, bilerek veya bilmeyerek muhalefet de hâlâ AKP’ye malzeme taşıyor. Bu da iyi bir dert. Bu konuyu muhalefetin ele alıp ortalığı yıkması gerekmez mi?
“Hiç duydunuz mu?
“470 tonu İngiltere’de. Araştırdık. İngiltere dışarıdan emanet aldığı altınların, rehinlerin bu güne kadar tarihte bir tanesini geri vermemiş…
“Yetmez, 11-12 ton New York’a gönderilmiş, yetmez 12 ton kadarı İstanbul Borsası’nda, o da kimindir biliyorsunuz…
“9, 10, 11 kimisi 12 diyor ama o kadar ton da altın kalmış bizim Merkez Bankası rezervinde. Yok mu bunların yetkilisi, maliye bakanı efendim ekonomi bakanları, başbakanları çıksın desin ki şu Ahmet Hoca’nın rakamlarla alakası yok, işte bizim Merkez Bankamızda altınımız duruyor. Desinler ben de rezil olayım. Yeter ki ülkem bu altınlarına sahip çıksın…” (https://www.youtube.com/watch?v=yfYBfYkevnU)
Apaçık görüldüğü gibi, arkadaşlar, Hazinede altın rezervi diye bir şey bırakılmamış. AKP’giller İktidarının vurgun ve soygun düzeni yüzünden iflas eden ekonominin açıklarını yamayıp tümden batmasını engellemek için, Şeytani bir planla her yolu deniyor, AKP’giller.
Sadece menkul varlıklarımızı satmıyorlar yabancılara, öldüm fiyatına. Vatan topraklarını da satıyorlar, ne yazık ki…
İşte felaketten çarpıcı bir örnek:
“Hatay’ın yarısından fazlası satıldı!’
“CHP Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, Hatay’da yabancılara gerçekleştirilen toprak satışlarını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sordu.
“CHP’li vekil, soru önergesinde Hatay’ın toplam yüzölçümünün yarısından fazlasının yabancılara satılmış olduğunu belirtti.
“EDİPOĞLU’NUN SORU ÖNERGESİ ŞUNLARI İÇERİYORDU
“Son yıllarda Hatay ilinde yabancılara toprak satışında ciddi şekilde artışlar olduğu Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün verilerinden anlaşılmaktadır.
“Bu çerçevede;
“1-) 23 Temmuz 1939 yılında ülkemiz topraklarına katılan ve bu nedenle de stratejik ve jeopolitik büyük öneme sahip olan Hatay ilinde, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne ait Ocak 2012 verilerine göre 1974 kişiye toplam 3.722.824.000 m2 olan 1320 adet parsel satıldığı gözükmektedir. Hatay ilinde yabancılara satılan bu parsel artışının sebebi nedir?
“2-) Bu verilere göre Hatay ilinin toplam 5.566.000.000 m2 lik bir alana sahip olduğu belli iken, bunun 3.722.824.000 m2 lik kısmı yani yarıdan fazlası yabancılara neden satılmıştır? Bu alanların satışları ülkemizin güvenliğini tehlikeye düşürmez mi?
“3-) Hatay ilinde satışı gerçekleştirilen bu alanlardaki dikkat çekici artış toplam alandan yollar, parklar, kamu alanları ve ormanlar düşüldüğünde daha vahim bir tablo içermektedir. Bu tabloya göre Hatay ili yerleşim alanlarının yüzde kaçı yabancılara satılmıştır? Bu satışlar sonucunda Hatay ili toprakları yabancılara peşkeş çekilerek ikinci bir Filistin olmaya aday değil midir? Devlet anlayışı sadece ülke ve insanlarının çıkarlarını gözetmeyi gerektirirken, ülke topraklarını haraç mezat satarak iktidarınızın çıkarlarını gözetmek ve Hükümetin yanlış politikaları sonucu oluşan bütçe açığını kapatmak ifade ettiğiniz “Lider ülke”, “Büyük devlet” anlayışına sığar mı?” (http://www.gazetevatan.com/-hatay-in-yarisindan-fazlasi-satildi—486793-gundem/)
Bu yurtseverce çabayı gösteren, 2011 Seçimlerinde CHP milletvekili seçilen Doktor Mehmet Ali Ediboğlu’dur. Bu milletvekilinin halkçı, yurtsever çabalarına tanık olmuşuzdur. Fakat ne yazık ki, böyle namuslular, Sorosdaroğlu Kemal’in ve avanesinin abdestini bozar. Anında keserler. Ondan sonra bir daha seçtirilmemiştir Mehmet Ali Ediboğlu.
Şimdi soralım, vatan satıcılara:
Urfa’nın, Mardin’in, Diyarbakır’ın, Antep’in yüzde kaçını sattınız?
Antalya’nın, Mersin’in, Muğla’nın, İzmir’in ne kadarını sattınız aynı bu şekilde?
İstanbul’un ne kadarını sattınız?
Satarsınız siz…
Çünkü bu vatanla, bu milletle, bu halkla zerre ilginiz yok, zerre aidiyet bağınız yok…
Ne diyordu, Kaçak Saray’da oturan Reis’iniz, Gürcistan’da, hiç kimse sormadığı halde, durduk yerde?
“Ben Gürcüyüm, eşim de Siirtli Arap.”
Doğru. Belki hayatınız boyunca söylediğiniz birkaç doğru cümleden biridir bu.
İşte bu sebepten, Birinci Kuvayimilliye’ye, Antiemperyalist Birinci Ulusal Kurtuluş Savaşı’mıza ve onun komutanlarına; Mustafa Kemal’e, İsmet İnönü’ye düşmanlığınız…
Keşke Türkler kazanmasaydı, diye geçiriyorsunuz içinizden, değil mi?
İngiliz’in sömürgesi olsaydı bu vatan, bu halk…
Fatih Altaylı’nın Habertürk’teki programına çıkan kadınlar açıkça söylemediler mi, hepinizin bu ortak arzusunu?
Söylediler…
Onlar hiç değilse, hainliklerinde olsun dürüst davrandılar. Yani biz İngiliz sömürgesi olunmasını isterdik, dediler. Ama siz hep ikili oynuyorsunuz. İç sesiniz bu olduğu halde, “Biz Osmanlı torunuyuz, şuyuz, buyuz”, diyerek kendinizi vatansever diye pazarlıyorsunuz.
Değilsiniz! Asla!
Saygıdeğer Halkımız;
Defalarca söylediğimiz gibi, bu AKP’giller Türkiye’nin felaketi olmuştur. Kâbusu olmuştur. Bunların vatana ve millete verdiği zararı, Mütareke günlerinin emperyalist işgal devletleri verebilmiştir ancak. O günlerin Vahdettin’leri, Damat Ferit’leri, Said Molla’ları, Filozof Rıza’ları yarışabilir ancak bunlarla, hainlikte, emperyalist hizmetkârlığında.
Sadece iktidar mı böyle?
Ne yazık ki, yine hep söylediğimiz gibi, Mecliste muhalefet rolünü oynayan Sorosçu Kemal’in, TR-705’in, Pontusçu Bekâroğlu’nun vb’lerinin Yeni CHP’si de öyle…
CIA yönetimindeki Kontrgerilla’nın Özel Örgütü MHP’nin, Kaçak Saray’ın Arka Bahçeli Amigosu ve avanesi de öyle…
Amerikancı Burjuva Kürt Hareketi PKK’nin legal plandaki ajanlaştırılmış liderler yönetimindeki partisi HDP de öyle.
Bunlar, Türkiye’nin düşmanları cephesinde yer alırlar.
ABD ve AB Emperyalistler Cephesi içinde yer alırlar. Onların hizmetindedirler, onların çıkarları için çalışırlar.
Onların bir tekini olsun biz seçmiyoruz aslında, halk seçmiyor. ABD Emperyalist haydutlarının casus örgütü CIA seçiyor. Aldatılmış, zavallı, bilinçsiz halklar da biz seçtik sanıyor.
Türkiye’de oynanan demokrasicilik oyunu, özünde bir ihanet oyunudur. Oyunun senaristi de, yöneticisi de CIA’dır, Pentagon’dur, Washington’dur.
Ortadoğu’yu da, ülkemizi de parça parça bölen, halkları birbirine düşürüp kırdıran, ülkeleri cehenneme çeviren, hep bu emperyalist haydut devletlerdir.
Kim namuslu, kim hain; bunun birincil ölçütü bizim şu özdeyişimizde ortaya konmuştur:
“Katil Amerika, Ortadoğu’dan defol!”, diyemeyen her siyasi ya gafildir, ya hain.
Demek ki, kimin ne olduğunu anlamak bu denli kolay.
Saygıdeğer Halkımız;
Yalanlara, oyunlara, dümenlere kanma!
Sana anlatılan masallara inanma!
Koy önüne yukarıdaki özdeyişimizi; karşılaştığın siyasilere sor, sen neredesin, diye, hangi saftasın, diye.
Eğer çalkalamaya başlayıp bin dereden su getirmeye kalkıyorlarsa, tükür yüzlerine. Defet hainleri…
Ne diyordu, namuslu, yurtsever Ozanımız Âşık İhsani?
Bölüşmüşler memleketin varını
Bekliyoruz, hele gelsin yarını
Elimizin nasır balyozlarını
Başlarına çalacağız yakındır!”
Gelecek o günler de, arkadaşlar! Mutlaka gelecek!..
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
27 Nisan 2017
Nurullah Ankut
HKP Genel Başkanı