“Üç günde sadece beş saat uyudum. Sayısız biber gazı yedim, üç defa ölüm tehlikesi atlattım. Ve insanlar bana ne diyor biliyor musunuz; ‘Boş ver ülkeyi sen mi kurtaracaksın?’ Evet, kurtaramazsak da bu yolda öleceğiz. O kadar yorgunum ki, üç gündür 7 tane enerji içeceği, 9 ağrı kesici ile ayaktayım, sesim kısık vaziyette. Ama bugün yine saat 06.00’da ayaktayım, sadece devrim için…”
Taksim-Gezi İsyanı şehidimiz Abdullah Cömert’in bu sözleri, aslında bu topraklarda doğan en büyük isyan hareketini özetliyordu. O isyanın görkemi hep hafızalarımızda. Nasıl unutulabilir Taksim-Gezi İsyanımız? Onunla ilgili en ufak bir hatıra bile AKP’giller iktidarını titretirken, biz hafızamızdan silebilir miyiz?
Yaşamın kanunu gereği, zaman durmadı. O güzel günlerin üstüne, hoş olmayan hatırlarla dolu 3 yıl geçirdik. Önce, AB-D Emperyalistlerine hizmette sınır tanımayan Parababaları partileri, seçim oyunu ile halkımızı oyaladılar, enerjilerini boşa harcadılar. Sonrasında BOP’u hayata geçirenler yüzünden yüzlerce insanımız, AB-D Emperyalistlerinin beslediği örgütler tarafından Suruç’ta, Ankara’da, İstanbul’da, Kilis’te katledildiler. Parababaları şirketlerinin kâr hırsı yüzünden, başta Soma’daki 301 madenci olmak üzere binlerce işçi, iş cinayetlerinde hayatını kaybetti. Emperyalizmin egemen olduğu her yerde, halklar kanla ve gözyaşı ile boğuldu, mutluluğu unuttu.
Ancak bu bir son muydu?
Hayır.
Bir umutsuzluk yaratmalı mıydı, pes etmeli miydik bu haksızlıklar karşısında?
Yine hayır.
Biz, insanlığın insan olma mücadelesini kendisine görev bilmiş Kurtuluş Partililer, tüm zorlu şartlara rağmen, İkinci Gezi İsyanı’nı yaratmak ve yıllarca sürdürdüğümüz İkinci Kurtuluş Savaşı’mız doğrultusunda Demokratik Halk İktidarını kurmak yolundaki mücadelesini sürdürüyoruz. Her türlü ablukaya rağmen, bizleri tanıyan insanlarımızın gözünde ana muhalefet partisi olarak tanımlanmamız, bu mücadelemizde en sonunda başarılı olacağımızın göstergesidir.
İstanbul’da, her şeyin başladığı o yerde, Taksim-Gezi İsyanı’mızın üzerinden geçen 3. yılında ardından, bu duygularla yer aldık Taksim Dayanışması’nın çağrısı ile gerçekleşen eyleme. AKP’giller, o kadar korkmuşlardı ki eylemden, İstiklal Caddesi boyunca kolluk kuvvetlerini, saldırmaya hazır şekilde sıraladılar karşımıza. Gezi Parkı’nı ise bariyerlerle sararak kapattılar, 3 yıl önce sık sık yaptıkları gibi. Sanıyorlar ki yüzümüz yere bakacak ve susacağız. Kabul edeceğiz haksızlıkları, sineye çekmeyeceğiz.
Saat 19.00’da başlayan basın açıklaması sırasında, halkımızı tekrardan isyana çağıran, Taksim-Gezi İsyanı’mızı hatırlatan sloganlarımızı attık. 3 yıl önce dövüştüğümüz yerde, Taksim-Gezi İsyanı Şehitleri için saygı duruşunda bulunduk ve partimiz yine en ön saflardaki yerini aldı.
Taksim-Gezi İsyanı, organize suç örgütü olarak tanımlanan AKP’gilleri korkutmaya devam edecek. Yılmayacağız ve mücadeleye devam edeceğiz.
Her Yer Taksim, Her Yer Direniş!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz! İstanbul’dan Kurtuluş Partililer