Emperyalizmin Dünya halklarına karşı saldırganlığını azgınca artırdığı günümüzde başta ABD-AB Emperyalizmi olmak üzere dünyadaki tüm emperyalist devletlerin halk düşmanı, işçi düşmanı politikalarına karşı DİSK/Nakliyat-İş Sendikası ve Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) “Emperyalizme Karşı İşçi Sınıfının Uluslararası Dayanışması ve Mücadelesi” başlıklı 2 gün süren ortak bir konferans gerçekleştirdi. Ağırlıklı olarak emperyalizmin azgın saldırılarına maruz kalan ülkelerden katılımcılarla bizzat emperyalist ülkelerde yaşayan Marksist-Leninistler de konferansta hazır bulundu.
Kazakistan, Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Hindistan, Tunus, Filistin, Mısır, Panama, Yunanistan, Peru, Cezayir, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Suriye, Rusya, İngiltere, Portekiz, İran’ın İşçi Sınıfı Temsilcileri, 2 günlük Konferans ve eylemler için İstanbul’da toplandı.
Konferansın birinci günü olan 27 Mayıs’ta Nakliyat-İş üyeleri, diğer ülkelerden katılımcılar, Birleşik Metal-İş, Sosyal-İş temsilcileri ve HKP’liler, ellerinde Che ve emperyalizmi teşhir eden dövizler eşliğinde Taksim Tünel’den Galatasaray Lisesinin önüne kadar Taksim’i inleten ve Emperyalizme karşı nefretlerini haykıran sloganlar eşliğinde kitlesel bir yürüyüş yaptılar.
Yoğun bir şekilde yağan yağmur, emperyalizme karşı olan nefreti dindiremedi. Dünyanın dört bir tarafında, ayrı ayrı ülkelerde yaşayan enternasyonalistler, sosyalistler hep bir ağızdan aynı canavara karşı haykırdı:
Yankee Go Home!
Eylem sırasında; “Kahrolsun Emperyalizm, Yaşasın Sosyalizm”, “Yaşasın Enternasyonalist Dayanışma”, “ Katil ABD Ortadoğu’dan Defol” gibi halkların başdüşmanı ABD Emperyalistlerini ve AB Emperyalistlerini teşhir eden sloganlar atıldı.
Galatasaray Lisesinin önüne gelen Nakliyat-İş üyeleri, DSF Temsilcileri, Kurtuluş Partililer ve diğer demokratik kitle örgütü temsilcileriyle burada görkemli bir basın açıklaması gerçekleştirildi.
Basın açıklamasında ilk olarak İşçi Sınıfının yiğit önderi, Dünya Sendikalar Federasyonu’na bağlı Uluslararası Taşımacılık, Denizcilik ve İletişim İşçileri Sendikaları Enternasyonali (TUI Transport, Fisheries and Communication) ve Nakliyat-İş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu konuştu
.A.R. Küçükosmanoğlu konuşmasında ABD-AB Emperyalistlerinin dünyanın dört bir yanında başta İşçi Sınıfları olmak üzere halklara karşı büyük bir sömürü ve zulüm uyguladığını, hak ve çıkarlarını gasp ettiğini söyleyerek, Avrupa’dan Asya’ya, Amerika’dan, Afrika’ya, Ortadoğu’ya kadar her gün yeni bir hak gaspıyla karşılaşıyoruz, dedi. Küçükosmanoğlu coşkulu konuşmasına şöyle devam etti:
“Bugün Fransa’da Parababaları hükümeti, Fransa İşçi Sınıfına ve Halkına karşı büyük bir saldırıya geçti. Meclisten çıkarmak istedikleri yasayla, işçilerin iş güvencesini ortadan kaldırıyorlar, ücretlerini düşürüyorlar, sosyal haklarını buduyorlar. Bu yüzden de Fransa İşçi Sınıfı ve Halkı günlerdir eylemler yapıyor, bu gerici yasa tasarısına karşı militan bir mücadele sergiliyor. Buradan günlerdir direnen Fransa İşçi Sınıfı ve Fransa Halkına dayanışma mesajımızı gönderiyoruz. Zafer mutlaka direnen işçilerin ve direnen halkların olacaktır.”
Küçükosmanoğlu, ABD-AB Emperyalistlerinin sadece ekonomik sömürü ve zulümle kalmadıklarını, askeri olarak da halklara karşı saldırdıklarını, bunun en somut örneğini Ortadoğu’da ve Afrika’da gördüğümüzü söyleyerek, ABD ve AB Emperyalistlerine karşı tüm dünya İşçi Sınıfının ve Dünya Halklarının birleşmesi gerektiğini vurguladı. “Dünyanın dört bir yanında işçilerin, halkların sorunları ortaksa mücadelenin de ortaklaştırılması, güçlerin birleştirilmesi gerekir”, diyen Küçükosmanoğlu halklar birleştiği zaman, ortak mücadele yürüttüğü zaman emperyalistlerin mutlaka yenileceğini kaydetti.
Proletarya Enternasyonalizminin büyük önemini vurgulayan Küçükosmanoğlu, üyesi oldukları ve 92 milyon işçiyi temsil eden DSF’nin bu amaçlar için yiğitçe, militanca mücadele ettiğini, bu Konferansın da DSF’yle birlikte düzenlendiğini belirtti.
Küçükosmanoğlu, “Katil ABD Ortadoğu’dan Defol”, “Yankee Go Home”,”Yaşasın Fransa İşçi Sınıfının ve Halkını Mücadelesi” diyerek İşçi Sınıfının zaferine olan büyük inancı ve coşkusuyla konuşmasını bitirdi.
Küçükosmanoğlu’ndan sonra da Taksim’i inleten sloganlar ve alkışlar eşliğinde, Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) Genel Sekreteri George Mavrikos söz aldı.
G.Mavrikos da yine aynı inanç, heyecan ve coşku ile Dünya İşçi Sınıfının sorunlarını ve bu sorunların çaresi olarak bütün dünya işçilerinin Emperyalizme karşı birleşik mücadelesinin gerekliliğini vurguladı.
Bu mücadelede Proletarya Enternasyonalizmine ve bugün bunu sağlayan DSF’nin önemine değinen Mavrikos, ABD ve AB Emperyalizmini teşhir etti somut örneklerle.
G.Mavrikos da Fransa’daki mücadeleye değinerek, buradaki eylemimiz ve Konferansımızla Fransa İşçi Sınıfına ve Halkına desteğimizi iletiyoruz, sonuna kadar onların yanındayız, dedi.
Mavrikos’un konuşması boyunca coşkulu sloganlar atıldı, enternasyonal dayanışmanın en güzel örnekleri sergilendi. Mavrikos konuşmasını şöyle tamamladı:
“Kapitalizmin sömürüsünden ve savaşlarından uzak, insanın insan tarafından sömürülmediği bir toplum için, bize yakışan güzel bir gelecek için daha mücadeleci ve direçli bir ruhla mücadele bayrağını daha yükseklere taşıyacağımızı ifade etmek istiyorum.”
***
Bu coşkulu ve gerçekten görkemli, heyecan verici ve ABD-AB Emperyalistlerine karşı mücadele azmimizi bileyen eylemden sonra kısa bir yemek arasının ardından “Emperyalizme Karşı Yaşasın İşçi Sınıfının Uluslararası Dayanışması ve Mücadelesi” konulu Konferans için Türk Tabipler Birliği’nin Cağaloğlu’ndaki Konferans Salonu’na geçildi.
Burada ilk olarak DİSK ve Nakliyat-İş’in şanlı tarihini konu alan ve anlatan bir sinevizyon gösterimi gerçekleşti.
Sinevizyonu izleyen dünyanın dört bir yanından gelen DSF Temsilcilerinin heyecanı görülmeye değerdi. Çünkü bu sinevizyon, Türkiye’deki yerli-yabancı Parababalarına karşı yıllardır verilen militan mücadelenin bir özetiydi. Ve Proletarya Enternasyonalizminin de bir göstergesiydi…
Hemen ardından konferansın açılış konuşmasını yapmak üzere Dünya Sendikalar Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi ve Genel Sekreter Yardımcısı Swadesh Dev Roy kürsüye geldi.
D.Roy, yaptığı kısa ama görkemli konuşması sonrası kürsüyü Ali Rıza Küçükosmanoğlu’na bıraktı. Küçükosmanoğlu yaptığı kısa ama dolu dolu konuşmasında emperyalistlerin yağmaladığı dünyanın küçük bir panaromasını çıkardı. İşçi Sınıfının sorunlarının dünyanın her yerinde aynı aynı olduğunu bir kez daha dile getiren Küçükosmanoğlu, uluslararası enternasyonal dayanışmanın hayati önemini bir kez daha vurguladı.
Küçükosmanoğlu’nun konuşmasından sonra konuşma yapmak isteyen delegeler isimlerini divana bildirdi ve teker teker konuşma yapmak üzere kürsüye geldiler. Latin Amerika’dan Avrupa’ya, Asya’dan Afrika’ya konuşmacılar, emperyalistlerin dünya halklarını nasıl yağmaladıklarını, yarattıkları emperyalist savaşlarla insanları nasıl katlettiklerini, masum insanları ülkelerinden göç ettirerek mülteci durumuna düşürdüklerini, kendi bölgelerinden verdikleri örneklerle anlattılar. Konuşmacıların ortaklaşa değindikleri ana tema, işçi sınıfının ve tüm dünya halklarının ortak mücadelesi ve dayanışmasıydı. Konuşmacılar ayrıca işçi düşmanı, halk düşmanı yasaları Fransa halkına dayatan François Hollande hükümetine karşı günlerdir direnen Fransa halkına ve İşçi Sınıfına dayanışma mesajı gönderdiler.
Konuşmacıların özellikle üstünde durduğu ve bastıra bastıra söylediği bir diğer şey ise; Dünya İşçi Sınıfının mücadelesinin büyütülmesi ve Lenin Usta’nın 1917’de yaptığı gibi dünyada yeniden bir İşçi Sınıfı Devriminin yapılması gerektiğiydi.
Konuşmacılar aynı zamanda AB-D Emperyalizminin ekonomik, askeri ve casusluk örgütleri olan IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, NATO, CIA gibi suç örgütleri de bir kez daha teşhir ederek, lanetledi.
Hemen hemen bütün konuşmaların içeriği ve konuşmacıların öngörüleri Türkiye’nin gerçek devrimcileri olan Kurtuluş Partililerin tahlilleri ve çözüm formülleri ile paralellik gösterdi. Bu da HKP’lilerin yani bu ülkenin tek ve gerçek devrimcilerinin doğru yolda olduğunu bir kez daha somut bir şekilde gösterdi.
Konferansın bizim açımızdan en önemli yönlerinden biri de devrimci sendikal mücadelenin soluğunu Partimizin kızıl soluğuyla birleştirmemiz oldu. İki gün süren çeşitli etkinliklerde Dünya İşçi Sınıfının temsilcileriyle sıkı bağlar geliştirdik, onlara Türkiye’de yürüttüğümüz devrimci mücadeleyi, biricik devrimci hattı anlatma fırsatı yakaladık. Konukların bir kısmı Partimizi merak ederek İstanbul İl Örgütümüze geldiler. Gelen konuklara Partimizin yayınlarını, kitaplarını verdik. Belki de en önemlisi; Türkiye Devrimi’nin Önderi Usta’mız Hikmet Kıvılcımlı’yı tanıtma, anlatma fırsatı yakaladık.
Son söz olarak; konferansın dikkat çeken konuşmalarından birini yapan Hindistan İşçi Sınıfının Kadın temsilcisi Ismail Vahitha Parveen’in yaptığı konuşmadan bir pasaj aktarıyoruz:
“ABD dünyanın tüm emekçi halklarına savaş açmış durumda! İnsanlara demokrasi getireceğiz diye ölüm getiriyorlar! Onlar kukla devletler istiyorlar! Amerika, Brezilya’daki halkçı liderleri iktidardan düşürdü.
Bunu Hindistan’da neden yapmıyor?
Çünkü ABD’ci bir hükümet var!
Lenin’in dediği gibi Kapitalizmin en yüksek aşaması Emperyalizmdir. Dünyanın tüm işçilerine birleşmek düşüyor. Biz milyonlarız. Üyelerimize siyasi bilinç vermeliyiz. Bizim kaybedecek zamanımız yok! Uluslararası bir programa ihtiyacımız var; İşçi Sınıfının başka alternatifi yok! Ama Emperyalizmin alternatifi var: SOSYALİZM!”
İşte böyle görkemli, coşkulu ve inançlı bir günün ardından biz de buradan aldığımız bilinç ve İşçi Sınıfına olan inancımız ile haykırıyoruz:
Kahrolsun Emperyalizm!
Yaşasın Halkların Kardeşliği!
Yaşasın Uluslararası İşçi Sınıfının Birliği!
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!
Halkız, Haklıyız, Yeneceğiz!
27.05.2016
İstanbul’dan Kurtuluş Partililer
*****************
İşçi Sınıfının Emperyalizme Karşı Uluslararası Mücadelesi ve
Dayanışması Konferansı Sonuç Bildirgesi
27-28 Mayıs 2016 / İstanbul-Türkiye
Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF) ve Nakliyat-İş tarafından organize edilen “İşçi Sınıfının Emperyalizme Karşı Uluslararası Mücadelesi ve Dayanışması” Konferansı, 27-28 Mayıs tarihlerinde Türk Tabipler Birliği’nin Konferans Salonu’nda yapıldı. Türkiye’deki katılımcıların dışında; Kazakistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs, Hindistan, Tunus, Filistin, Mısır, Panama, Yunanistan, Peru, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Rusya, İngiltere, Portekiz ve İran’dan 33 Delege konferansa katıldı.
Konferansın katılımcıları farklı ülkelerden gelmiş olsalar da konuşmalarında bazı ortak noktaların altını çizdiler:
* Kapitalizmin en yüksek aşaması olan emperyalizmin, sistemini ayakta tutabilmek için dünyanın dört bir yanındaki kaynakları sömürmesi kendisi açısından bir zorunluluktur.
* ABD, AB ülkeleri ve diğer emperyalist devletler bugün dünyanın dört bir köşesinde zalimliklerini göstermektedirler. Dünyadaki milyarlarca insan bu devletlerin IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, NATO, CIA gibi ekonomik, askeri ve casusluk örgütlerinden dolayı acı çekmektedir.
* Sovyetler Birliği’nin dağılmasından bu yana başını ABD Emperyalistlerinin çektiği emperyalistler insanlığa sömürü, açlık, yoksulluk ve ölüm getiren bir dizi ekonomik ve siyasi politikalar uygulamışlardır.
* Onlar dünya halklarına ekonomik ve siyasi zulüm uygulamaktadırlar; insanları sömürmekte, savaşlarda milyonlarca insanı öldürmekte ve milyonlarca insanı vatanından koparak göçmen durumuna düşürmektedirler.
* Duruma bakıldığında tüm hükümetlerin, göçmenlerin acılarını ve ızdıraplarını istismar ettiği görülmektedir. Tüm hükümetler göçmenleri daha fazla kâr elde etme ve ucuz işgücü olarak kullanmanın derdindedirler.
* ABD ve diğer emperyalist devletler dünyanın her yerinde ülkeleri küçük parçalara ayırmayı amaçlayan politikalar üretmektedirler. Ortadoğu’daki durum bunu net bir şekilde kanıtlamaktadır.
* 2003 yılında, daha sonra ABD Dışişleri Bakanı olacak olan Condoleezza Rice “Fas’tan Basra Körfezi’ne kadar uzanan Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları yeniden çizilecek”, demişti. Bugün bu plan “Büyük Ortadoğu ve Genişletilmiş Kuzey Afrika Projesi” adı altında hayata geçirilmektedir.
* Türkiye’yi de içine alan bölgede 3,5 milyonu Iraklı, 470 bini Suriyeli olmak üzere yaklaşık 5 milyon insan katledilmiştir. Milyonlarca insan ülkelerini terk etmeye ve göçmen durumuna düşmeye zorlanmıştır. Yüzyıllar boyu barış içinde yaşayan farklı etnik gruplar arasına düşmanlık tohumları ekmişlerdir. Bu şekilde kısa süre önce Ortadoğu’da Irak, Libya ve Suriye’yi bölmüşlerdir. Emperyalistlerin savaş örgütü NATO’nun temsilcileri bugünlerde Libya’ya bir kez daha müdahale etmekten bahsetmektedirler. 1948’de Ortadoğu’nun bağrına ABD Emperyalistleri tarafından bir hançer gibi saplanan İsrail Siyonizmi binlerce Filistinliyi katletmiştir ve katletmeye devam etmektedir.
* Bu durumun nedeni kapitalizmin can damarlarının, kan damarlarının, petrol damarlarının Yakın Doğu bölgesinde olmasıdır. Emperyalistler herhangi bir yerde bir hazine gördükleri zaman, onu aşırıp metropollerine götüremezlerse “böl ve güt” politikasıyla o bölgeyi yangın yerine çevirirler.
* Emperyalistler sadece Ortadoğu’ya saldırmamakta, aynı zamanda halk düşmanı politikalarını neredeyse dünyanın her köşesine yaymaktadırlar. Çıkarları uğruna geçmişte Latin Amerika’yı bölmüşlerdir. Bugünlerde ise emperyalistler, Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti’nin Başkanı Maduro’yu devirmeyi amaçlayan faaliyetler yürütmektedir. Hepimizin bildiği gibi, Balkanlar’da Yugoslavya emperyalistler tarafından önce beşe, daha sonra ise yediye bölünmüştür.
* Emperyalist devletler tarafından uygulanan politikaların bir sonucu olarak bugünün dünyasındaki ekonomik düzen gün geçtikçe daha da adaletsiz hale gelmiştir. Dünyanın her yerinde İşçi Sınıfı yoksullaşırken büyük tekeller daha da zenginleşmiştir.
* Oxfam kuruluşunun Londra’da yayımlanan ekonomik raporuna göre dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesimi dünyadaki toplam servetin yüzde 99’una sahiptir. Bugün dünya nüfusu yaklaşık 7.4 milyondur. Yani 70 milyon insanın serveti 7 milyar 330 milyon insanın servetinden daha fazladır. Dünyanın en zengin 62 kişisinin serveti dünya nüfusunun yarısının servetine eşittir. En zengin 62 dolar milyarderinin serveti 3.7 milyar insanın servetine eşittir.
* Dünyada her gün 800 milyon insan aç uyumaktadır. Her gün ortalama 29 bin insan açlıktan ölmektedir. Sadece 2014 yılında savaşlara 14.3 trilyon dolar harcanmıştır. 2015 yılında silahlanmaya 1.7 trilyon dolar harcanmıştır. İnsanlar her yıl kozmetiğe toplamda 200 milyar dolar harcamaktadır. Bu miktar dünyadaki açlığı ortadan kaldırmaya yeter.
* Bugünün dünyasının resmi bize, sınırlarla ayrılmış durumda olsalar da insanlığın yaşadığı acıların ve ızdırapların dünyanın her yerinde aynı olduğunu göstermektedir. Bu gerçekliğin bir sonucu olarak; dünyanın farklı ülkelerindeki İşçi Sınıflarının DSF’nin ilkeleri etrafında bir araya gelmesi hayati derecede önemlidir.
* Dünya Sendikalar Federasyonu yürürlükteki tüm emperyalist savaşları ve savaş suçlarını lanetlemektedir. Bu, sınıf temelli sendikal hareketin vazgeçilmez bir görevidir.
* Bugün yaşadığımız tüm zorluklara rağmen DSF kapitalist tekeller ve emperyalist devletler tarafından uygulanan tüm halk düşmanı ve işçi düşmanı politikalara karşı mücadele edebilecek güçtedir. Bu konferans, örgütümüzün daha da güçlenmesi yolunda Güney Afrika’da, Durban’da gerçekleştirilecek olan 17’nci Dünya Sendikalar Kongresi’nin hazırlıklarına da katkıda bulunacaktır.
* Dünya Sendikalar Federasyonu, petrol depolama tesislerinin zorla tahliye edilmesine yönelik öfkesini dile getirmektedir ve François Hollande’ın sosyal demokrat hükümetine karşı mücadele yürüten Fransa’daki tüm işçilerle gönülden dayanışmasını ifade eder.
* Dünya Sendikalar Federasyonu, bu kabul edilemez yasa tasarısı geri çekilene kadar Fransa’daki mücadeleyi büyüten, güçlendiren DSF üyesi FNIC-CGT Sendikası’yla gönülden ve kardeşçe dayanışmasını ilan eder.
* Dünya Sendikalar Federasyonu, Türkiye’deki İşçi Sınıfıyla, yoksul köylülerle ve tüm halkla dayanışmasını ifade eder, demokratik ve sendikal haklar için verdikleri mücadeleyi destekler.
* Dünya Sendikalar Federasyonu, işverenin insanlık dışı tutumuna bir cevap olarak 10 gündür açlık grevinde olan Zonguldak Kilimli maden işçilerinin mücadelesini selamlar ve sonuna kadar destekler.
* Dünya Sendikalar Federasyonu adaletsiz biçimde hapiste tutulan DSF kadrolarına; Kolombiya’dan Huber Ballesteros, Paraguay’dan Ruben Villaba ve altı reform yanlısı militan ve Guatemala’dan DSF Başkan Yardımcısı Amparo Lotan’a yönelik dayanışmasını ilan eder.
* Dünya Sendikalar Federasyonu açıkça ilan etmektir ki, işçilerin hak ettiği gelecek için, kapitalizmin çürümüş sömürü düzeninin ve bu düzenin yarattığı savaşların ortadan kalkması için, insanın insanı sömürmediği bir toplum için verdiğimiz mücadele daha militanca ve kararlı bir şekilde sürecektir.
***************************
Kurtuluş Yolu/İstanbul
Yaşasın Proletarya Enternasyonalizmi!
Fransa Parababalarının ve Hükümetinin İşçi ve Halk Düşmanı politikalarına karşı direnen Fransız Halkı ve İşçi Sınıfına Nakliyat-İş Sendikası’ndan ve Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF)’den Uluslararası Sınıf Dayanışması
28 Mayıs günü, Taksim’de şu ana kadar görülmedik bir eylem vardı.
Taksim; İngilizce, Türkçe, Fransızca, Arapça, İspanyolca, Rusça, Hintçe, Yunanca, dillerinde atılan sloganlarla inliyordu.
DİSK Nakliyat-İş Sendikası ile Dünya Sendikalar Federasyonu (DSF)’nin ortaklaşa düzenlediği “Emperyalizme Karşı İşçi Sınıfının Uluslararası Dayanışması ve Mücadelesi” adlı iki günlük Konferans için dünyanın dört bir yanından İstanbul’a gelen İşçi Sınıfının temsilcileri, heyecanla Fransız Emperyalistlerine karşı sloganlarını haykırıyorlardı Taksim’deki Fransız Konsolosluğu önünde. Herhalde dünyanın başka hiçbir yerinde Fransa Halkı ile böyle bir dayanışma eylemi gerçekleşmemiştir.
İşte bu eylem, İşçi Sınıfının Uluslararası Dayanışmasının, Proletarya Enternasyonalizminin gücünü ve önemini gösterdi somutça.
“Emperyalizme Karşı İşçi Sınıfının Uluslararası Dayanışması ve Mücadelesi” adlı uluslararası konferansa mücadeleci örgütlerinin katılımcıları; Kazakistan, Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Hindistan, Tunus, Filistin, Mısır, Panama, Yunanistan, Peru, Cezayir, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Rusya, İngiltere, Portekiz, İran ülkelerinden işçi sınıfının mücadeleci örgütleri, sendikaları ve işçi sınıfının temsilcileri, delegeleri Fransız Konsolosluğu önünde dayanışma eylemi yaptı.
28 Mayıs 2016 Cumartesi günü saat 10.00’da Taksim’de bulunan Fransa Başkonsolosluğu önünde yurtdışından gelen delegelerin katılımı ile Fransa’da işçi düşmanı çalışma yasa tasarısına karışı direnen Fransa İşçi Sınıfı ve emekçileri ile dayanışma eylemi yapıldı. Fransa hükümeti protesto edildi.
Polis, basın açıklamasının yapılacağı Fransız Konsolosluğu önünde TOMA ve çevik kuvvet ile yoğun güvenlik önlemi aldı.
Basın açıklamasını Uluslararası Taşımacılık, Denizcilik ve İletişim İşçileri Sendikaları Enternasyonali (TUI Transport, Fisheries and Communication) ve DİSK/Nakliyat-İş Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yaptı.
Küçükosmanoğlu DSF’nin ve Nakliyat-İş Sendikası’nın Fransa’daki kölelik yasalarına karşı direnen, mücadele eden Fransa Halkı ve İşçi Sınıfı ile dayanışma içerisinde olduklarını belirtti.
Fransa’daki İşçi Sınıfının mücadelesi Avrupa’daki Asya’daki, Amerika’daki İşçi Sınıfı mücadelesinde bağımsız değildir, dedi. Dünyanın her yerinde emperyalistler, örgütleri vasıtaları ile halkları, İşçi Sınıfını baskı altına almak istiyorlar. Daha fazla kâr, daha fazla sömürü için halkı köleleştirmek istiyorlar, dedi.
Fransız işçi sınıfı ve halkı ile yüreklerimiz aynı atıyor, çünkü taleplerimiz aynı, karşımızdaki mücadele ettiğimiz sermaye aynı. Bu sermayeye karşı ancak birlikte mücadele ederek kazanacağız, dedi.
Ali Rıza Küçükosmanoğlu’ndan sonra katılımcı ülkelerin sendika temsilcileri geldikleri ülkelerin dilleri ile Fransız Halkı ve İşçi Sınıfı ile dayanışma içerinde olduklarını coşkulu ve heyecanlı bir biçimde belirttiler. Bu kısımda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Dev-İş’ten Hasan Felek, Güney Kıbrıs PEO’dan Christos Tombazos, Hindistan CITU’dan Swadesh Dev Roye, Hindistan AITUC’tan Ismail Vahitha Parveen, Tunus OTT’den Ali Frihida, İngiltere RMT’den Edward Dempsey, Rusya Immigrants Sendikasından Renat Kerimov, Portekiz’den TUI PS adına Artur Sequeira, Filistin Öğretmenler Sendikasından Madhat Ishtaya, Panama FAT’ten Alberto Reyes, Yunanistan PEME’den Kiki Makri, İran Worker’s House’dan Kazem Khalaji birer konuşma yaptılar.
Eylemde, “Yaşasın Fransız Halkının Mücadelesi” yazılı Türkçe ve Fransızca pankart, DSF ve Nakliyat-İş sendikası flamaları açıldı. Che posterleri taşındı.