Soma’da İş 301 Madenci Kardeşimizin Katlinden bu yana iki yıl geçti! Gerçek Sorumlular hâlâ hesap vermedi!

soma_katliamı_2_yılGerçek Sorumlular hâlâ hesap vermedi!

İki yıl önce, 2014 yılının 13 Mayısı’nın öğleden sonrasında; Soma’dan gelen acı haberle sarsıldık.

İlk gelen bilgiler Soma Maden İşletmesi’nde “patlayan trafo nedeniyle ölü ve yaralıların olduğu” şeklindeydi. Ancak aradan bir iki saat geçtiğinde; “madenden dumanların çıktığı ve çok sayıda ölü ve yaralının olduğu” yönünde bilgiler gelmeye başladı.

İşçi aileleri ve Soma’ya yakın olan devrimci-demokrat insanlar madene ulaştığından gerçeklik tüm çıplaklığıyla görüldü ki, madende çok ciddi bir iş cinayeti yaşanmış ve çok sayıda işçi kardeşimiz hayatını kaybetmişti.

Biz de katliam yeri olan Soma Maden işletmelerinin önüne akşam saatlerinde geldiğimizde, bir kısmı katliamdan sağ kurtulan işçilerle yaptığımız görüşmelerde, yaşananın göz göre göre gelen bir katliam olduğunu gördük. Madende trafo patlamamıştı. Göçük vb. yoktu. İçeriden çıkartılan cansız bedenler Karbonmonoksit zehirlenmesinden yaşamlarını kaybetmişlerdi.

Aylardır, kömürün sıcak çıktığı, içten yanma oluştuğu ve madenin havalandırma sisteminin sağlıklı olmadığı, işçilere yeterli eğitimin verilmediği ve üzerlerinde bulunan maskelerin birçoğunun ya çalışmadığı ya da düzenli bakımlarının yapılmadığı bilgisine ulaştık. Dahası, yıllardır işçiler, “yük hayvanı” gibi çalıştırılarak yoğun bir üretim zorlamasına tabi tutuluyorlardı.

Bu koşullarda; madende yaşanan “kaza”nın, cinayet olmadığını kim söyleyebilir?

Hem de patronun taammüden işlediği bir cinayettir bu yaşanan…

Patronların aşırı kâr hırsları yüzünden 301 tane fidan gibi genç insan katledilmiş, geride gözü yaşlı yüzlerce eş ve anne-baba ile öksüz çocuk kalmıştır.

Bu cinayetin hiç de “kaza” olmadığı, Patronun oğlu, Genel Müdür, İşletme Müdürü gibi üst düzey yöneticilerin cinayet sonrasında yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmalarda görülmüştür. Bu yargılama dosyasına gelen Bilirkişi Raporlarında da madende yeterli iş güvenliği önlemleri alınmadan üretim yapıldığına dair tespitler bulunmaktadır.

Ama ne yazık ki, katliamdan sonra yaptığı açıklama ile; “ölüm bu işin fıtratında vardır” diyenler, kendisine tepki gösteren işçilerin boynuna sarılan ve tekmeletenler hesap vermekten (şimdilik) çok uzakta duruyorlar. Öyle ki, katliam öncesinde, madende usulüne uygun olarak inceleme yapmayan ve hatta denetime geldikleri maden ocağına inmeyip, işveren ve vekilleri ile yemekler yedikten sonra raporlarını hazırlayan İş Müfettişlerinin de yargılanması için verdiğimiz suç duyurularımızı sonuçsuz bırakmaktadırlar.

Dolayısıyla 301 madencinin katlinin gerçek sorumluları yargı önüne çıkmadan göstermelik yargılamaların hiçbir önemi yoktur. Madenci ailelerinin acı ve ızdırapları artarak devam etmektedir.

Bu katliamın diğer bir sorumlusu da işçiler içinde işverenin ajanı durumunda olan sarı sendikacılardır. Katliam günü ortalıkta görünmeyen bu hainler, daha sonraki davalarda işveren lehine verdikleri ifadelerle kimin temsilcisi olduklarını bir kez daha göstermişlerdir.

Soma Katliamı; dünyanın en kitlesel iş cinayetlerinden birisidir. İnsan yaşamını hiçe sayan parababalarının sömürü ve soygun düzeninin bir sonucudur. Bu katliamı unutmayacağız, unutturmayacağız.

Henüz gerçek sorumluların yargılandığı bir dava olmasa da Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın her duruşmasında açtığımız ve sürekli hakkımızda “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçlamasıyla davaların açıldığı pankartımızda da söylediğimiz gibi;

SOMANIN KATİLİ AKPGİLLERİN BEKÇİLİĞİNİ YAPTIĞI SÖMÜRÜ VE SOYGUN DÜZENİDİR.

Hesabı mutlaka sorulacaktır. 13.05.2016

Halkın Kurtuluş Partisi
Genel Merkezi