Gezi İsyanının ilk günlerinde Hatay’daki Gezi eylemleri sırasında kafasına sıkılan biber gazı kapsülüyle katledilen Abdullah Cömert’in katili polis memuru Ahmet Kuş’un yargılandığı dava sona erdi. 14 Mart Pazartesi günü görülen duruşmada mahkeme sanığın “kastın aşılması suretiyle öldürmek” suçundan 13 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Mahkeme heyetinden bir üye karara şerh koyarak sanık polis memuruna ‘olası kastla öldürme’ suçundan ceza verilmesini ve tutuklama gerektiğini belirtti. Duruşmaya Halkın Kurtuluş Partisi Avukatlarından İstanbul İl Başkanı Av. Pınar Akbina, İzmir İl Başkanı Av. Tacettin Çolak ve Bursa İl Başkanı Av. Halil Ağırgöl de katıldı.
Hatırlanacağı gibi Hatay’da yaşanan olayın duruşması Balıkesir’e “kaçırılmış”, sanık ise ailenin ve avukatlarının tüm taleplerine rağmen tutuklanmadığı gibi duruşmalara da gelmeyerek görevini sürdürdüğü Mersin’den SEGBİS (görüntülü konuşma) yöntemiyle ifade vermişti. Bütün bunlar mahkemenin tarafsızlığını yeterince gözler önüne seriyordu. Ancak kararın çıkmasıyla birlikte AKP’giller’in hukuk ve adaleti ne hale getirdikleri bir kez daha görülmüş oldu. Gezi İsyanı sırasında vatandaşlara zulmeden, katleden polisleri “destan yazdılar”, “emri ben verdim”, gibi söylemlerle katliamlara teşvik ettikleri gibi, yargıyı kendi hukuk bürolarına dönüştürerek bu katliamlardan da sıyrılıyorlar.
Duruşmalar sırasında ailenin avukatlarının hep talep etmesine, fizik profesörlerinin bilimsel olarak ispatladığı raporlarına mahkeme heyetine sunmalarına rağmen suç “kasten öldürmek” olarak değil, “kastın aşılması suretiyle öldürmek” olarak değerlendirildi. Atışın yapıldığı akrep denilen zırhlı polis aracının içindeki ses kayıtlarında ortaya çıkan, eylemcilere yönelik küfür ve nefret dolu konuşmalara, vurulma mesafesi kapsülün atılması gereken mesafeden kat kat yakın olmasına rağmen olası bir kasıt bile görmedi. Bunun yanı sıra mahkeme katil hakkında tutuklama kararı vermeyerek, suçu sabit bir katilin elini kolunu sallayarak gezmesine, hatta polislik yapmasına izin vermiş oldu.
Mahkeme sonrasında açıklama yapan avukatlar: “Beklediğimiz, istediğimiz bir karar değildi, sanığın kasten öldürme suçundan ceza almasını istemiştik. Savcı da olası kastla insan öldürmekten 25 yıla varan hapis cezasında direndi. Ancak mahkemenin iki üyesi bu kararı verdi. Bir üye hakim karara şerh düştü. “
“Ancak bu kararı temyize taşıyacak olmakla birlikte önemli de buluyoruz. Devlet şiddetinin, kamu görevlilerinin işlediği suçların cezalandırılması ve cezasızlıkla mücadele açısından önemli ve emsal bir karar.” derken Abdullah Cömert’in ailesi karara tepki göstererek isyan etti. Abdullah Cömert’in ağabeyi Adnan Cömert, “Kardeşimin elinde Türk bayrağı vardı. Polis, bunu göre göre öldürdü. Bu polis hakkında Vatan haini olduğu gerekçesiyle de dava açacağız” dedi. Cömert, kardeşinin öldürüldüğü sırada elinde olan Türk bayrağını da gösterdi.
HKP olarak davayı ilk duruşmasından bugüne takip ettik. Mahkeme salonunda avukatlarımızla, adliye önünde sloganlarıyla, pankartlarıyla bekleyen yoldaşlarımızla davaya sahip çıktık. Abdocan’ın ailesine yalnız olmadıklarını, katillere peşlerini bırakmayacağımızı gösterdik, göstermeye de devam edeceğiz. Abdullah Cömert’in ve tüm Gezi Şehitlerimizin hesapları bir bir sorulana kadar, katilleri, azmettiricileriyle birlikte yargılanıp cezalarını bulana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Gezi İsyanımız’dan kalan meşhur sloganımızda dediğimiz gibi: Bu Daha Başlangıç Mücadeleye Devam! 14.03.2016
Hakın Kurtuluş Partililer